105 entry daha
  • dizinin basi icin (bkz: #9635910)

    tarihsel kitap yazmanin belli basli gereklerinden birisi gerektigi yerde kaynak gostermektir. daha once verdigim kaynaksiz orneklere ek olarak, mesela sayfa 20’deki “yoksul, bitik anadolu, 400.000 isgalciyi ve on binlerce silahli silahsiz haini yenmeyi basaracaktir” gibi bir yorum var.

    simdi derdim bunun dogrusu yanlisi degil; bu tip iddialardan sonra insan otomatik olarka bu 400 bin rakaminin nereden geldigini merak etmeli, bir dipnot aramali. eger bu ornekte oldugu gibi bir dipnot yoksa da bu yazara sonraki baskilar icin hatirlatilmali. bu bir entelektuel disiplindir, benzer her kitabin her satirinda bu disiplin gosterilmeli. [merak edenler icin, sonraki sayfada alakasiz bir konuda verilen dipnot 23’te birtakim rakamlar verilmis ama toplamlari 225 bin civari]

    buradan konuyu nereye baglayalim? vallahi herkes gibi ben de kurtulus savasini okulda ogrenirken, dunyanin en modern askeri kuvvetlerini tek basimiza yendigimizi hayal etmistim; turgut ozakman boyle bir sey iddia etmese de bircok insan hala o kafada kalmis oldugu icin, pek bir aciklama yapilmadan boyle 300-400 bin rakamlari havada ucusunca o ortaokul anilarinin canlanmasina neden olabiliyor. biz dipnotu verilmis 225 bin rakamindan gidersek, bunun yarisini olusturan ingiliz ve fransizlarin 4 yillik bir dunya savasindan sonra bes parasiz kaldiklarini ve denizasiri topraklarinda fazla garnizon bulunduramadiklari icin ortadogudaki kazanimlarini, planladiklarindan daha ozerk arap devletleriyle paylasmak zorunda kalmalarini neden pek konusmayiz? cunku iflas etmis ve halki savastan bikmis bir fransaya bagli ufak garnizonlarin iki uc carpismadan sonra kacmalari, “yedi duvele karsi” edebiyatina pek uygun degil. ya da ingiltereden, yunanistan ugruna kazik yemis italyanlarin kacmakla kalmayip ustune bize yardim etmelerini vurgulamak. neredeyse ruslarin dahi bize olan yardimlarini ve ataturkun bu konudaki calismalarini anlattigi icin kitaba sukran duyacak hale geldik, halbuki bunun standart olmasi lazimdi.

    ozellikle ingilizler ve fransizlar cok zor durumdalar, cunku hem borc batagindalar hem de zamane sartlarina gore toplumlari daha demokratik oldugundan, askerlerin ulkelerine donmeleri konusunda muthis bir ic siyaset baskisi var. bu etkilerin onemini gormek icin ingilizlerin, ellerinde bulunan mezopotamya bolgesinin potansiyel zenginligi konusunda ne hayaller kurduklarin bakmak lazim. adamlarin tek derdi petrol degil, bolgenin sulama kanallari ve barajlar yoluyla misiri golgede birakacak kadar zenginlestirilip, hindistandan getirilen iscilerle islenerek tum imparatorluga yetecek bir tarim ve tekstil endustrisi kurmakti. bunlara ragmen istemeye istemeye askerlerini cekerek sadece hava usleriyle ve birkac hizli, zirhli birlikle o bolgeyi kontrol altinda tutmak zorunda kalmislardi. (bu ucuz stratejiyi de simdi ismini unuttugum bir subay churchille oneriyor, churchill de bakanlari ikna ediyor, saga sola ucak pisti dikiyorlar) fransizlar da suriyede benzer bir durumdalar, hatta petrollu musul ustunde hak iddia edebilecekken yine bu nedenlerle istediklerini gerceklestiremiyorlar.

    elbette ingiltere sonunda yunanlilari destekledi ama su bir gercek ki, muttefikler ne guclerinin zirvesindeyken asil kuvvetlerini bize yogunlastirdilar, ne de savas sonunda, 400 bin kisiyle (veya her neyse) uzerimize cullanacak gucleri kalmisti.

    tabii bu rakamin icine isyancilari da katmis turgut bey ve isyanci derken cerkez ethemin ismiyle karsilasiyoruz (sayfa 25). sadece bir cumle yer ayrilmis, eyvallah, kitabin konusu degil, ama efendi gibi oraya bir dipnot koyup, "cerkez ethem hakkinda sunu sunu okuyunuz" diye kaynak gostermek dururken, bu bir cumlede adamin hain ilan edilmesi hic adil olmamis.

    bu arada dipnotlara bakip dururken, aklima onsozdeki su cumle geldi: “yunanlilar icin yunan kaynaklarini, ingilizler icin ingiliz kaynaklarini kullandim…hicbirseyi abartmadim, kucultmedim de”

    abartma ve kucultme hususunda diyeceklerimizi dedik de bu kaynak meselesi beni bitirdi. kitabin ilk bolumunde 30 tane dipnot var, bazilarinda hic kaynak gosterilmiyor, bazilarinda ise birden fazla kaynagin adi geciyor. 1. dunya savasinin ozetlendigi, romandan ziyade tarihle ilgili oldugu ve bircok ulke hakkinda “iddiali” genellemeler icerdigi icin, bu kaynaklara bir bakayim dedim; 26 yerli kaynaga karsilik 5 yabanci kaynak saydim. bu bence sorumsuzluktur. zaten her halukarda, bu ilk kismin daha uzun tutulmasi gerektigi taraftariyim, zira insanlarin buna bakip duygu hezeyani icinde tarih kitabi muamelesi yapacaklari cok belli, arada bu bolumun de kaynatilacagi cok acik. en azindan sonraki baskilarinda biraz daha sorumlu davranilabilirdi eger objektif tarih bilinci soylenildigi kadar onemsenseydi. neyse, isin tarih kismi boyle bitiyor, derken roman basliyor…
113 entry daha
hesabın var mı? giriş yap