soeurs d'armes

• 9 ekim itibariyle fransa'da gösterime girmiş ypg/pkk güzellemesi film.
  
  adamlar açık açık belirtiyor zaten filmin propoganda amacını zaten;
  
  [https://twitter.com/…ula/status/1170777812048986121 https://twitter.com/…ula/status/1170777812048986121]
  
  biz dağ çekerek börü çekerek içimize oynuyoruz, hatırlarsınız 2 sene kadar önce asker dizisi furyası başladı. hem birileri mevcut durumdan nemaları cukkaladı, hem milletin kurtlar vadisi ırak misali gazı alındı. hep bir konsolide çabası ve dizilerde & fimlerde işlenen "kimseye hesap vermeyiz" algısı...
  
  bana dokunan nokta şu; şu an içinde bulunduğumuz savaşın ^* sadece silahlardan ibaret olmadığının milletçe biz ne kadar farkındayız? bilemiyorum altan.. mücadele başlangıcından itibaren top yekün çarpışmanın ötesinde ekonomik, siyasi ve hatta sanatsal (ahanda bu film örneği) alanda bile mücadele veriyoruz. ancak görünen köy kılavuz istemez, mücadele verdiğimiz terör unsurları ne kadar dışarıya dönük hareket ediyorsa, biz de o kadar içeriye dönük hareket ediyoruz.
  
  ekonomik savaşta bir çok ülke bizimle alakalı yaptırım kararları alıyor, zayıf ekonomimizi daha da zayıflatmak için adım atıyor, bizimkiler ne yapıyor? daya rakıya zam, daya cuğaraya zam. enflasyonu düşük göster memuruna işçine zam verme, ithalata zam, doğalgaza zam, elektriğe zam.. zam zam hani bize a... öhöm.
  
  durumu düzeltme çabası yok, masaya oturduğunda ekonomini mahveden en önemli unsurlardan biri olan mülteci kartından başka kartın yok, dış politikada saygınlığın yok. hukuka güvenin yerlerde, yatırımcı güven endekslerin yerlerde... tek çıkar yol zam, dön yüzünü içeri.
  
  kendi ülken kutuplaşmış, taraflar birbirine yabancılaşmış, düşmanlaşmış. dışarıdan gelecek herhangi bir müdahalede önce kendi ülkeni konsolide etmen gerekir duruma gelmiş. bütün milletin arkanda olduğuna dair güvenin yok, elin güçlü değil. 2 ay süren bir harekat^* için bile dünyanın tepkisini almışsın, kendi ülkende tam destek alamamışsın, filmlerle dizilerle vatandaşını konsolide çabasına girmişsin.
  
  öyle hareket etmişsin ki düşmanın eline seni kötü göstermek için binlerce koz vermişsin. her lafının, her hareketinin arkasında başka anlamlar yattığına inanır olmuş insanlar. samimiyetine dair güven yitirileli çok olmuş. dün 3 milyon suriyeli bizim misafirimiz kardeşimiz dedin, seve seve kabul ederiz dedin, bugün açarım kapıları ha diyorsun. mültecilerin bile senin ülkende durmayacaklarını biliyorsun. acı verici ama gerçek.
  
  düşman bir film çekiyor (çektiriyor - çektiriliyor vb.) ana tema işid ile mücadele. öyle bir noktadasın ki, aynı temalı bir filmin veya belgeselin, konuşmanın, demecin içerisinde bulunamazsın, bu konudan nemalanamazsın çünkü uluslararası düzeyde işid destekçisi olarak görünüyorsun. adamlar leblebi gibi adam vururken, güle oynaya kafa keserken onlara bir kaç öfkeli genç dedin. kendini savunabilmek için argümanın yok.
  
  kısacası;
  lobi yapamaz durumdasın, yarar kartın yok.
  kendini anlatamaz durumdasın, samimiyetin yok.
  dik duramaz durumdasın, ekonomin bitmiş okeye dönüyor.
  yek vücut olamıyorsun, birliği beraberliği yerle yeksan etmişsin.
  
  elinde tek kozun silahlı mücadele ile bazı şeyleri erteleyebilme yetisi kalmış (tehdidi bitirme değil bakın, ancak erteleme) ona sıkı sıkı sarılıyorsun. savaşman gereken bir sürü cephe varken, kör topal arkasında durabildiğin tek cepheden taarruz edebiliyorsun.
  
  ah, atam zamanında bunun da reçetesini yazıp verdi eline;
  
  "hatt-ı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır"
  
  düşman bile almış reçeteyi uygularken hala kesseler acımaz edebiyatıyla iş yapıyoruz ya, ona yanıyorum. bir film ile 1 tugay askerin başaramayacağını başarıyorlar ve büyüklerimiz hala bu konuyu anlayamıyorlar, kahroluyorum.
  
  ****
  
  askerimizin ordumuzun ayağına taş değmesin, gittikleri gibi gelsin yiğitlerim. hükumet başka şey, mehmetçik başka. tüm yük onların omuzlarında ona üzülüyorum...