4394 entry daha
  • bu yarışmadaki tutarsızlıklar bana çok batıyor arkadaş. daha önce de yazdım, ama duramıyorum. kurgu da yapıyorsanız en azından kendi içinde biraz tutarlı olsun. bir hafta gayet normal olan bir şey, ertesi hafta yanlış olmasın. bir hafta yanlış denilen, ceza verilen şeyi öteki hafta jürilerin kendisi yapmasın. ya hep yanlış olsun, ya hep doğru olsun. vallahi adamlar gözümüzün önünde haksızlığa uğruyor, kurgu icabı, senaryo icabı bile olsa ekran başında beni rahatsız ediyor lan.

    edit: "akıl sağlığına yazık, bu boktan kurguyu izleyip kendine yazık etme" şeklinde mesajlar aldım. yahu ne izleyeyim? herhangi bir filmde veya dizide de tutarsızlık olduğunda rahatsız oluyorum. bu da bir kurgu ise çok zor değil, oturup tutarlı bir çizgi belirleyin, şefi de, yarışmacısı da o çizgiden çıkmasın. yasaksa hep yasak olsun, israfsa hep israf olsun, hijyense hep hijyen olsun. bir hafta israf dediği ertesi hafta normal olmasın. bir hafta normal olana ertesi hafta ceza olmasın. aynı şeyler film izlerken de olsa, ona da rahatsız olur, onu da gelir filmin başlığına yazarım "dünkü ziyafette vejetaryan olduğunu söyleyen cenifır, bugün et yiyor" diye.

    daha önce de yazdım. israf israf diye maydanoz sapını, soğanın kabuktan ayrılmayan en dış katmanını çöpe atan adama ceza verip, yapmayı beceremediği hamuru, yere düşen eti, patatesi falan çöpe attırıyorlar. konsept gereği biri de çıkıp "hani nooldu israf" diye soramıyor.

    "tabakta yenilemeyen hiçbir ürün olmayacak" diye dekor olarak tabağının kenarına kekik dalı, tarçın çubuğu, portakal kabuğu falan olan adamın tabağına kızıp, portakal kabuğunu yarışmacının ağzına tıkıyorlar. ama kendi örnek yemeklerinin kenarına bile değil, tabağın ortasına, yemeğin içine dana kemiği koyuyorlar. ağzına portakal kabuğu tıkılan adam "ulan şef, geçen hafta senin tabağında kemik vardı kemik" diyemiyor ya ben evde oturup deliriyorum. başka bir etapta, o kemiği süs olarak kendiliğinden tabağına koyan yarışmacı olsa "sen bize köpek mi demek istiyorsun da önümüze kemik koyuyorsun" diye azarlayacağından emin olduğum şef de kemiği koymayı yetiştiremeyen yarışmacıya "nerede bu tabağın kemiği" diye tabağını eksik bulup eleştiriyor.

    birkaç hafta önce boşta ocak bulamayıp misafire çıkaracağı ahtapotu kettle'da haşlayan ve ürününü eksiksiz servis eden adama demediğini bırakmıyorsun. ama ondan 1-2 hafta sonra yumurta haşlamalı bir yarışta yukarıdaki dallamalar şeflerin gözünün önünde aşağıda yarışanlara "yumurtayı kettle'da haşla. kaynayınca atıyor ya sen tekrar çalıştır öyle haşla" diye taktik veriyor, ne jürilerden, ne diğer yarışmacılardan bir allah'ın kulu da çıkıp "ulan adamı kettle'da ürün pişirdi diye rezil ettiler, sen hayırdır?" falan demiyor. şefler de duyuyor, onlar da "hop hop ne kettle'ı, kettle'da ürün haşladı diye adama dünyanın fırçasını attık, hala kettle mı diyorsunuz" diye müdahale etmiyor.

    yarışmacı sadece sarısını kullanacağı yumurtanın beyazını ayırıp sarısını kullanıyor. beyazını çöpe atana çok kızıyorlar. boklu yumurta kabuklarıyla aynı küvetin içine koymuş olan yarışmacıya "o kabukları ayıkla, beyazını sonra kullanacağız" diyorlar. hele hijyene gel, o ayrı konu. ertesi günkü menüde sadece yumurta beyazı ile yapılan beze (ya da mereng işte adı neyse ondan) yapılacak, yarışmacılar bu sefer yeni yumurta kırıp bu sefer sarısını ayırıp beyazını kullanıyorlar. hani dünkü beyazlar ne oldu? boklu kabuktan ayıklattın, çöpe attılar diye dünyayı yıktın. getirip onu kullandırsana işte. yarışmacı da "şefim dün ayırdığımız beyazlar nerede, içine kabuk attık diye ağzımıza sıçtın, hani getir de bezeyi ondan yapalım" diyemiyor.

    tavuk bagetin yenmeyen kemiğine, eller kirlenmesin diye alüminyum folyo saran, hatta sararken içine yağlı kağıt koymuş olan yarışmacıya, götten dolma bilgilerle "alüminyum kanserojen" diye uyarı veriyorlar. "ama içine yağlı kağıt da koydum" diyince de "olsun tabağa değdi" diye eleştiriyorlar. amk uranyum sanki. tabağa değen alüminyum folyodan kanser olmak... "tabağa değmesi bile sakıncalı bir ürünün mutfakta ne işi var lan o zaman" diye de sormuyor kimse. hadi neyse öyle diyelim. e geçen hafta köyde güveç yaparken o dokunduğu tabağa bile kanser bulaştıran alüminyumları fırına verdikleri güvecin üstüne kapatıyorlardı? hani ne oldu kanser? o yarışmacı çıkıp "lan biz onu geçen hafta koca güvecin üstüne serip fırına koyduk, bütün köy de yedi. yenmeyecek kemiğe sardığım alüminyumdan ne olacak" diyemiyor ya, ben yine deliriyorum.

    çok zor değil lan. bu programın bir yönetmeni var, bir kurgu ekibi var, sonda isimleri geçiyor. oturup kendi yaptığınız programı izlemiyor musunuz? geçen hafta güvece alüminyum serildiğini yayınladıysan, benim gibi sik kafalı bir izleyici bile bunu fark ettiyse, bu hafta alüminyum folyoya laf ettirtme. çekimde düzeltemediysen montajda düzelt. kime ne faydası olduğu belli olmayan "alüminyum folyo kanserojendir" muhabbetini koyma amk yayına ya. ben o köyde yemek yiyen adam olsam, televizyonda izleyince "ulan madem kanserojendi, ben yerken niye müdahale etmedin" diye kızmaz mıyım?

    edit: birkaç hafta sonra bildiğin çizik içinde kalmış alüminyum kaplarda patlıcan kebabı, birkaç hafta daha sonra kadayıf pişirdiler. hani alüminyum kanserojendi hacı? folyosunun kenarı tabağa değince bile o tabak iptal oluyordu. sen komple alüminyumdan yapılmış tabakta yemek pişirttin. o ne oldu şimdi?
41613 entry daha
hesabın var mı? giriş yap