111 entry daha
  • arsenal'deki geleceğinin belirleneceği kış mevsimine hala kimlik sorunlarıyla boğuşarak giren hoca.

    arsene wenger'i nasıl bilirdiniz bilmiyorum ama kendisinin en zorlandığı dönemde bile takımına bir kimlik kazandırma problemi olmamıştı. her ne kadar son 2 senesindeki krizleri çözmek için bir takım arayışlara girdiyse de, invincibles jenerasyonunun ayrılmasından, istifa ettiği sezona kadar wenger'in oynattığı futbol aşağı yukarı benzer bir şablona oturdu. arsenal'in bu şablonu fazlasıyla öngörülebilir bir hale geldiği için, arsenal'in bu oyunu bozmayı başaran takımlara karşı hep zorlandığını gördük. mesela, oyun bozmak denilince ilk akla gelen isimlerden mourinho'nun takımlarına karşı kariyeri boyunca çıktığı 18 maçtan, arsene wenger sadece 2 galibiyet alabildi. kendi prensiplerine olan bağlılığı wenger'i, idealist-pragmatist skalasında, idealizme çok yakın bir yere yerleştirdi ve arsenal bunun avantajlarını da, dezavantajlarını da 20 sene boyunca tecrübe etti.

    wenger istifa ettiğinde, arsenal yönetimi doğru bir karar alarak teknik direktör yetkilerinin, yönetim kademelerinde paylaştırıldığı yeniden bir yapılanmanın startını verdi. hoca konusunda da wenger'in şablonunu bozmayacak genç isimlerin adı geçiyordu ancak ferguson-moyes geçiş döneminin başarısızlığının da etkisiyle, daha tecrübeli bir isim olan emery'de karar kılındı. açık söylemek gerekirse, sevilla, valencia ve psg'nin başında tek tük maçlarını izlemiş olsam da, emery'nin tam olarak nasıl bir sistem ve felsefe yerleştirmeye çalışacağından pek emin değildim. arsenal taraftarının büyük çoğunluğu da böyle düşünüyor olsa gerek ki, ağustos 2018'den bugüne kadar genel bir sessizlik vardı. ancak, şu sıralar bu sessizlik yavaş yavaş bozulmaya başladı ve ilk çıkan sesler pek iç açıcı değil.

    şu an arsenal'in en büyük problemi, emery ile geçen 14 ay sonunda takımın hala bir kimlik edinememiş olması. maalesef emery'nin oynamak istediği futbol ile arsenal'in kadro yapısı ve geleneksel değerleri arasında bir uyumsuzluk söz konusu. emery'nin kafasındaki sistemin a planı, defansif güvenliğin ön plana çıkarıldığı, yarı sahada yoğun pres ile kazanılan toplar ile oynanan bir kontra-atak futboluna dayanıyor. set hücumlarında da, karşı takımı üzerine çekme ve rakibin gerisinde yaratılan boşlukları kullanma denemelerini görüyoruz. her geçiş hem de set hücum planlarının ortak özelliği ise arsenal'in tam 20 sene oynadığı top kontrolüne dayalı futbolun tamamen terkini gerektiriyor olmaları.

    her ne kadar sahada gözüken planlar daha defansif bir arsenal'i işaret ediyor olsa da, unai emery, geldiği günden beri her basın toplantısında arsenal'in rakibe kendi futbolunu kabul ettirmeye dayalı bir hücum futbolunu hedeflediğini söylüyor. geçen sene, arsenal taraftarı nihai hedefin bu olduğunu ve oynanan kimliksiz futbolun bir geçiş dönemi olduğunu düşünüyordu ancak bugünlerde buna inanan pek kimsenin kaldığını söyleyemem. arsenal, oyunu kontrol etme ve rakibe istediği futbolu dikte etme konularında 14 ayda bir arpa boyu yol gidebilmiş değil. bu sene, ligde 2 farklı galibiyet alamadı ve son oynanan bournemouth maçında rakibin berbat oynadığı ilk 45 dakikada hiç bir şey üretilememiş olması da bu durumu çok açık bir şekilde ortaya koydu. öte yandan, arsenal, bu sezon ligde en kimlikli futbolunu liverpool deplasmanında oynadı ve bu maçta tamamen kontra-atağa dayalı bir taktik uygulanmış olması da tesadüf değildi.

    emery, daha mücadeleci bir takım ortaya çıkarmış olsa da, karşı takım topun kontrolünü arsenal'e verip biraz geriye yaslandığında, arsenal'in rakip defansı çözecek bir stratejisinin olmadığını görüyoruz. geçen sene, arsenal'in ilk yarıyı önde kapattığı bir maç izlemek için 18. haftaya kadar beklemek zorunda kaldık. ilk yarılarda oynanan dişsiz futbol, arsenal'in pro-aktif bir stratejisinin olmadığının işaretini veriyordu. emery, reaktif değişikliklerle o dönemde bir çok maçtan sonuç almayı başardı, ancak oyuna hakim olma yetisinin bir türlü kazanılamayışının faturası ligin sonuna doğru ödenmeye başladı.

    bu sezon da toplanan puan açısından fena başlamamış olmasına rağmen, taraftarın emery'e karşı tutumunun daha çok negatif seyrettiğini görüyoruz. bunun sebebi de, kadroda yapılan iyileştirmelere rağmen, oynanan futbolun geçen sene ile aynı seviyede olması. emery'nin bunu değiştirmek için önünde bir fırsat var. arsenal, sezon başından beri yedek bekleriyle oynuyor ve orta üçlü, kanatlara defansif anlamda yardımcı olmak için 50 metre genişlikte oynamak zorunda kaldı. dizilişin bu kadar dengesiz olması, arsenal'in orta sahada oyunu dikte edemeyişine neden olurken, göbekten de çok fazla pozisyon vermesine katkıda bulundu. bellerin ve tierney'nin ilk 11'e girmesinin, bu problemlerin çözülmesine katkıda bulunacağı kesin ancak arsenal'i bir anda istenilen seviyeye getirecek altın dokunuş olup olmayacağına pek emin değilim.

    hocaları, defansif/ofansif gibi siyah/beyaz kategorilere ayırmayı pek sevmem. emery'i, temkinli bir pragmatist olarak tanımlayabiliriz ve ilk 14 ayda ne kendi felfesini takıma yerleştirme konusunda pek başarılı olduğu söylenemez. arsenal, defansif önceliklerin daha ağır bastığı bir stratejiyle oynayan ancak doğru düzgün defans yapamayan bir takım haline gelmiş durumda ve bu durumun sürdürülebilir olmadığı ortada. beklerin katılımının da bu sorunu bir anda ortaya kaldırması pek mümkün gözükmüyor. sanıyorum, emery hangi yöne gitmek istediğinden pek emin değil. daha proaktif/ofansif bir strateji kendi ideallerine aykırı ve arsenal'i defansif bir kale yapacak zaman ve kadro yapısı da elinde yok. arsenal'in yeni iş başı yapan futbol hiyerarşisinin de takımın nasıl oynaması gerektiği konusunda bir fikir sahibi olduğuna eminim. önümüzdeki 3-4 ay içerisinde arsenal'in sürdürülebilir bir futbol kimliği edinip edinemeyeceği emery'nin de geleceğinin belirleyicisi olacak. emery, önümüzdeki sezon kontratının son yılına giriyor ve yönetimin, bu sezonun minimum hedefini "şampiyonlar ligi" olarak koyduğunu biliyoruz. eğer, arsenal şampiyonlar ligi bileti alamazsa büyük ihtimal emery ile yollar ayrılacak. benim merak ettiğim, eğer arsenal bu futbolu oynamaya devam eder ama man utd, tottenham ve chelsea'nin yaşadığı irili ufaklı krizler sayesinde ligi ilk 4 bitirmeyi başarırsa yönetimin nasıl bir karar alacağı. bana göre, freddie ljungberg isminin her geçen gün daha yüksek sesle duyulmaya başlandığı bir ortamda, emery, görevde kalmak istiyorsa, hem oynanan futbol, hem de ligdeki pozisyon itibariyle herkesi tatmin etmek zorunda.
132 entry daha
hesabın var mı? giriş yap