301 entry daha
  • "hayat varsa ölüm yoktur, ölüm varsa hayat yoktur" falan demeyeceğim. ama hayat'in hep şimdiki zaman'da yaşandigini da inkar edecek degiliz herhalde. peki hayat hep burada, simdi yasaniyorsa, anlam nerede, anlam nerede yaşaniyor ve yaşatiliyor sayin seyirciler?
    aslinda hayatin anlamini hep, hayatimizin disinda bir yerde ariyor, buldugumuz zamanlarda hayatimiza "anlam katiyor"sak, hayatin anlami dediğimiz şey bizim disimizda olmali. en azindan dilbilim teamülleri bu yönde. ama anlam hayatin icine ne zamanlar karisiyor. saniyorum gelip gidiyor bu anlam denilen şey hayatimizin icine. ve çok kisa süreler içinde hayatimiz anlam kazaniyor. dünyayi degisteren on gün gibi düsünmek lazim bir yönüyle hayatin anlami denilen mefhumu. yoksa biz de sanirim oruc aruoba'nin dedigi gibi, kisi yasaminin anlamini anlayamaz der çekiliriz kenara. hayatin bir bütün olarak anlamini "anlamak" (anlam, anlamak güzel) evet ancak hayata disardan yüklenen kavram setleriyle mümün. ama en çiplak haliyle hayati değistiren iki dakika, hayata anlam katan o "an"lar var. en azindan anlayabilecegimiz, bilebileceğimiz, geldiğini hissedeceğimiz an'lar. ... a'yi degil, b'yi tercih etmek, öyle degil böyle yapmak hayatimin anlami dedigimiz seye isaret ediyorsa eger, hayatin anlami sihirli bir anda ortaya cikan bir kendini gerçekleştirme durumu olmali. ama anlam dediğimiz kavramda da her zaman zihinsel bir bulanik su durumu var. hayatin anlami her ne kadar "kişisel" ve "yalnizlik içinde düşünülebilen bir şeyse de o suyu duru hale getirebilen tek şey saniyorum sadece diger insanlarla kurdugumuz iliskiler. sigara bitti yine..
3011 entry daha
hesabın var mı? giriş yap