8 entry daha
  • izlemeden okuyan spoilerlara gelsin.

    billy wilder'ın üçüncü filmidir. yaşanmış bir hikayeyi anlatan james m cain'in romanından uyarlanan filmde, senaryoyu raymond chandler ile kavga dövüş birlikte kotaran billy wilder, bir diğer başyapıtı sunset boulevard'da da yapacağı gibi filme hikayenin sonundan girip, daha başta izleyiciye sonucu söyler. sonra geri dönüş formunda hikayeyi anlatır. böylece sıradan izleyici bile filmin sonuna odaklanmaz. filmin gizemi sonunda değil, hikayenin bütünündedir. sonuç bellidir ama bu sonuca gidiş nasıl olmuştur. işte izleyiciyi filmin başından sonuna dek ağına düşüren hile budur. işte wilder dehası budur (gerçi o kadar yağladık ama citizen kane'den esinlenmiş de olabilir. hmm...).

    miklos rozsa imzalı, görkemli müziğinden yukarda bahsettik. oyunculardan fred macmurray gayet başarılı. karizması yeterli. barbara stanwyck ise peruğun kurbanı olmuş. peruk her sahnesinde ondan rol çalmış. gerçi wilder sonradan peruğun uyduruk göründüğünü farketmiş ama iş işten geçmiş, kameranın altından çook makara akmış. peruğun uyduruk göründüğünü bilerek kullandık diye kurnaza yatmış wilder. tabi ki filmde bir de edward g robinson gerçeği var. intihar yüzdeleri konusunda patronuna verdiği ünlü ayar sahnesini, sadece tek çekimde tamamlayan robinson'a oscar vermeyen akademiye, bu entry vesilesiyle kafam girsin.

    filmde bilerek yapılmış tek bir hata var. keyes, neff'in yanından ayrılırken, neff'in ev kapısı dışarıya, koridora doğru açılır. phyllis kapının ardında saklanmaktadır. 40'larda dahi -binaların kapıları içeriye doğru açılır- diye bir kural, kanun varken, wilder bunu bile bile hiçe sayar ve o sahnede seyirciye amansızca gerilim pompalamaktan kendini alıkoymaz.

    filmin sonunda keyes'in neff'i gaz odasında izlediği bir sahne varmış, ama zaten sigara yakma rollerinin değiştiği daha güzel bir son mevcut diye kesilip atılmış. iyi de olmuş.

    sonuçta, kahramanlarının hırs, ihtiras ve puştluk gibi esas insani kavramlarla bezeli olduğu stilize filmleri severim. bu filmde de kendinizi bir katille özdeşleştirirsiniz. katil cesedi tren raylarının üstüne bırakıp arabasını çalıştırdığında, ve araba çalışmadığında onunla beraber götünüz atar. işte bazı filmler, sizi gerçek hayatta asla istemeyeceğiniz durumlara sokar, asla hissedemeyeceğiniz şeyleri hissettirir. böylece sefil hayatınızda ayağınızı denk almaya devam edersiniz.
68 entry daha
hesabın var mı? giriş yap