2 entry daha
  • olmayan durumdur.

    abay - türk ve altay mitolojisinde yeryüzü tanrıçası.
    ada - çevresi bütünüyle sularla çevrili kara parçası.
    ada kutay - türk mitolojisinde gök âleminin (cennet’in) efendisi. ülgen.
    adal - ün kazanmış, ünlü, bilinir.
    adayış - ideal uğruna çaba sarf etme durumu.
    akın - arkası kesilmeyen ilerleme.
    akınalp - kendini sürekli geliştiren güçlü ve bilge kişi.
    akşin - beyaz tenli kadın.
    aktuğ - türk mitolojisinde iyilik tanrısı. aktu.
    alkım - gökkuşağı.
    alp - yiğit.
    alparslan - arslan gibi güçlü erkek. 2. büyük selçuklu devleti’nin en güçlü hükümdarlarından biri.
    alpay - yiğit.
    alpdem - dürüst ve güçlü kişi.
    alper - yiğit.
    alperen - dürüst ve güçlü kişi.
    alptekin - 1. iyi huylu yiğit. 2. gazneliler devleti’ni kuran türk hükümdar. alp tekin.
    alsancak - osmanlı ve türk bayrakları için kullanılan dolaylama.
    altan - altın kelimesinin farklı bir bazı tarihî şive ve lehçelerdeki telaffuzu.
    altay - türk, altay ve moğol mitolojisinde dağ tanrısıdır
    altın - tarih boyunca dünyada değerini kaybetmeyen bir maden.
    altınay - değerli kişi.
    anı - hatıra, geçmişte kalan olay ve durumlardan bugüne kalan.
    anıl - 1. amaç. 2. hafıza.
    arat - türk ve altay mitolojisinde korkunç dev balık. ölüm balığı
    arca - temizce.
    arçuray - türk ve çuvaş mitolojisinde ormanları koruduğuna inanılan varlık.
    arda - 1. işaret çubuğu. 2. sonra gelen.
    ardıç - kışın yaprak dökmeyen güzel kokulu bir ağaç.
    ardıl - birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, halef.
    argun - orta asya’da yaygın olan bir hayvan.
    arıkan - türk ve altay halk inancında ve mitolojisinde iyi ruh. aruğ han.
    arıl - tüm kötülüklerden temizlenmiş.
    arın - 1. güneşin vurduğu dağ yüzü, bakı. 2. temiz.
    armağan - 1. hediye.
    arsıl - kumral, koyu kestane rengi.
    arslan - 1. kedigillerden yırtıcı bir hayvan. 2. mecazen cesur.
    asena - türklerin kutsal saydığı efsanevi kurt. 2. göktürk hanedanının soğdakça adı.
    asral - güçsüzleri koruyan, himaye eden. (nehcü’l-feradis: s. 23.)
    asu - çok hareketli çocuk.
    asutay - hırçın at.
    aşkın - çok fazla. 2. üstün.
    ata - geçmişte yaşayan büyük.
    atakan - hükümdar olan ata.
    atalay - bilinir olan, ünlü.
    atay - türk ve moğol mitolojilerinde ceza tanrısı. suçluları cezalandırır.
    atılay - bilinir olan, ünlü. atalay>atılay
    atınç - atılgan, önderli eden.
    atilla - 1. idil ırmağı gibi parlak. (kelime anlamı) 2. ünlü hun hükümdarı.
    attila - 1. idil ırmağı gibi parlak. (kelime anlamı) 2. ünlü hun hükümdarı.
    ayal - kadın.
    ayaz - türk, altay ve orta asya mitolojilerinde, özellikle kazaklarda ve kırgızlarda soğuk tanrısı.
    aybars - 1. güçlü ve güzel. 2. hun imparatorluğu’nda atilla’nın amcası.
    ayben - ay gibi güzel.
    ayberk - güçlü, dayanıklı ve güzel olan.
    aybey - tarihte aybeg olarak bilinen bir isimdir. memluk devleti’nin kurucusunun adıdır. 2. ay gibi güzel yüzlü.
    aybike - ay gibi güzel.
    aybüke - ay gibi güzel.
    ayça - hilal.
    aydem - etrafına bilgisiyle ışık saçan, erdemli kişi.
    aydın - 1. ışıklı. 2. türk mitolojisinde efsanevi ozan. aşık aydın olarak da bilinir. müzisyenlerin, şairlerin, aşıkların, ozanların atasıdır.
    aydilge - akşamları sessizlik içerisinde dilek dileme.
    aydoğan - doğuşuyla etrafa mutluluk saçan.
    aydoğdu - 1. ay gibi güzel. etrafa mutluluk veren. 2. osmanlı’nın kurucusu osman bey’in yeğeni.
    ayhan - 1. ay kağanı. 2. türk ve altay mitolojisinde türklerin atası sayılan oğuz han’ın annesi. karahan’ın eşidir.
    ayınç - heybet, hürmet.
    aykun - türk mitolojisinde güç tanrısıdır.
    aykut - eski türklerde kutsallığını aydan geldiği düşünülen kutsal güç.
    ayla - ayı saran ışık çeperi, hale.
    aylan - açık ve şeffaf kişi.
    aylin - ayı saran ışık çeperi, hale.
    ayra - açık seçik olan, yalanı olmayan, şeffaf insan. (kaynak: nehcü’l-feradis)
    aysat - türk ve altay mitolojilerinde güzellik tanrıçası.
    aysun - ay gibi beyaz tenli.
    ayşil - dolunay.
    baran - varan, ulaşan.
    barçın - 1. türk mitolojisine göre oğuz ülkesini yöneten kadın beylerdendir. 2. ipek kumaş. (nehcü’l-feradis: s. 49)
    barış - savaşın bitirilmesi, savaşsız yaşama.
    bartu - zenginlik.
    başak - 1. okun ucu. 2. bir burç adı. 3. buğdayın üst kısmı.
    başar - başarılı kişi.
    başat - herkesten güçlü.
    batı - güneşin batış yönü.
    batu - bahadır.
    batuhan - 1. güçlü hükümdar. 2. 13. yüzyılda yaşamış altınordu hükümdarı. moğol imparatorluğu’na bağlı altın orda’nın kurucusudur. 1240 – 1255 yılları arasında altın orda devleti’ni yönetmiştir.
    batukan - 1. güçlü hükümdar. 2. 13. yüzyılda yaşamış altınordu hükümdarı. moğol imparatorluğu’na bağlı altın orda’nın kurucusudur. 1240 – 1255 yılları arasında altın orda devleti’ni yönetmiştir.
    batur - türk ve altay mitolojisinde cesaret tanrısı. 2. cesaretli, yiğit.
    baturalp - cesaretli.
    baybars - 1. pars gibi güçlü. 2. memluk devleti’nin en güçlü sultanlarından birinin adıdır. moğolları yenebilen tek müslüman hükümdar olarak bilinir.
    bayhan - zengin hükümdar.
    bayram - kutlu gün.
    belen - türk mitolojisinde yolculuk tanrıçası. pelen ana olarak da tanınır. yolcuları korur.
    belgin - şeffaf, yalan söylemeyen, dürüst.
    belin - güzelliğiyle etrafa şaşkınlık veren.
    belit - her şeyin temelinde olan önerme.
    beliz - işaret.
    bengi - sonsuzluk.
    bengisu - ölümsüzlük suyu, ab-ı hayat.
    bensu - su gibi aziz.
    berçin - cömert.
    berdi - türk mitolojisinde bir bey.
    beren - akıllı.
    berge - türk halk inanışında esin veya ilham anlamına gelir. bergü veya bergi de denir.
    bergen - türk ve altay mitolojisinde akıl tanrısı, mergen.
    bergin - sağlam, güçlü.
    beril - azimli, kendini adayan.
    berin - soylu.
    berk - sağlam, güçlü.
    berkan - geçmişine bağlı.
    berkant - sözünün eri.
    berkay - sağlam, güçlü.
    berke - kamçı
    berkehan - 1. güçlü hükümdar. 2. 13. yüzyılda yaşamış altınordu hükümdarı.
    berki - ilerideki, önde olan.
    berkin - sağlam, güçlü.
    berksan - meşhur.
    betim - akılda canlanan görsel, hayal.
    bilçin - bilgili kadın.
    bilge - bilgili, âlim. 2. ünlü bir göktürk kağanı.
    bilger - doktor. 2. akıllı.
    bilgesu - bilgisi okyanus gibi olan, âlim.
    bilgi - insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü.
    bilgün - bilgin.
    bilkan - bilgili.
    birdem - eski türkçede “birlik” anlamına gelir.
    birkan - soylu. soyu biricik olan.
    birol - biricik.
    birsel - hareketli.
    birsen - biricik.
    boday - buğday tenli.
    bolga - 1. istikbal, iyi gelecek, yaşamın olayları.
    bolgan - olay, hadise.
    bora - 1. fırtınalı yağmur. burmak fiil kökünden gelir, eski ve orta türkçede buragan şekli de vardır.
    boran - 1. türk, altay ve moğol mitolojilerinde yağmur tanrısı. 2. fırtınalı yağmur.
    böke - kahraman
    börte - türk, moğol ve altay mitolojisinde kutsal hayvan ve ulusal sembol. asena.
    börteçin - türklerin ergenekon’dan çıkmasını sağlayan demircinin adı.
    börü - türklerin kutsal saydığı efsanevi kurt.
    buğra - türk mitolojisinde karahan’ın oğludur. 2. erkek deve.
    bulcahan - mitolojiye göre türklerin ve moğolların ilk atası olan kağandır. tüm türkler ondan türemiştir.
    bulunç - vicdan.
    buluş - icat, yeni keşfedilen.
    bulut - sıvı hâle gelmeden atmosferde dolaşan su zerreleri.
    bumin - 1. baykuş. 2. tarihte büyük bir türk kağanı.
    burcu - güzel koku. 2. damla sakızı kokusu.
    burça - türk mitolojisinde zenginlik tanrısı.
    burçak - taneli bir bitki. eski türklerde zenginliğin simgesidir.
    burçin - maral, karaca.
    burla - türk efsanelerinde, halk öykülerinde ve masallarında söylencesel kadın cengaver. savaşçı kadın motifini simgeler.
    burşin - türk mitolojisinde ikiz atlar. ak burşun ve kök burşun adlı uçabilen iki at. (burşun>burşin)
    büge - büke olarak da kullanılır. türk mitolojisindeki efsanevi ejderhanın adıdır.
    büke - türk mitolojisindeki efsanevi ejderha.
    büklüm - 1. güzel saçlı. (mecazen) 2. kıvrımlı.
    cengiz - “deniz” kelimesinin moğolca ve bazı türk lehçelerindeki eşdeğeridir. anlamı “deniz”dir. 2. büyük moğol hükümdarı.
    ceren - 1. türk ve altay mitolojisinde ve masallarda konuşan at türü. ciren veya ceyren de denir. konuşabilen, sıra dışı bir hayvandır. 2. dişi geyik, ceylan.
    ceyhun - amuderya ırmağı. orta asya’nın en uzun nehri.
    ceyla - sevimli, uzun boylu, güzel yüzlü insan. (kaynak: ttes s. 200)
    coşkun - heyecanlı kimse.
    çağaşan - çağının ilerisinde öngörüsü yüksek olan.
    çağatay - 1. yavru at. 2. cengiz han’ın bir oğlu.
    çağdaş - uygar, çağın gereksinimleri ile uyuşan.
    çağla - 1. kuru yemişlerin ham durumu. 2. coşkulu kimse.
    çağlam - çağlayan, şelale.
    çağlar - coşkulu kimse.
    çağlayan - şelale.
    çağrı - 1. doğan, çakır kuşu. 2. davet.
    çekşin - çekici kadın.
    çelik - su ile sertleştirilen demir.
    çetin - zorlu.
    çiçek - bitkinin açılarak renkli görüntüler oluşturan kısmı.
    çiğde - hünnap ve hünnap rengi.
    çiğdem - türlü renklerde açan bir kır bitkisi.
    çiğnem - mutlulukla harcanan bir nefeslik an.
    damla - sıvıların yuvar hâlindeki durumu, katre.
    değer - yüksek nitelik, kıymet.
    delişmen - hareketli, cesaretli, çılgın, aşkı arzulayan.
    demir - 1. demir. 2. türk ve altay mitolojisinde demir tanrısı.
    demirhan - türk ve altay mitolojisinde demir tanrısı.
    demirkan - türk ve altay mitolojisinde demir tanrısı.
    deniz - su yolları ve boğazlar yoluyla okyanuslara bağlanan büyük su birikintisi.
    denizalp - deniz gibi hırçın ve güçlü.
    deren - derleyen, düzenleyip işleri yoluna koyan.
    derin - 1. içten gelen, yoğun. 2. ileri mertebede olan.
    devrim - mevcut düzeni değiştirmek.
    dilek - içten gelen istek.
    dilge - isteyiş.
    direnç - zorluklara karşı gösterilen çaba, dayanma gücü.
    direniş - bir düşünce ya da durumu vazgeçmeden savunma.
    diriliş - 1. yeniden üstün hâle gelme. 2. islam’da ölümden sonra yeniden canlanma.
    doğa - yaşamın var olduğu alan, tabiat.
    doğan - bir kuş türü.
    doğanay - ayın ilk ve parlak hâli.
    doğulay - türk ve yakut mitolojisinde açgözlülük tanrısı. sınırsız servete sahiptir.
    doğuş - 1. gök cisimlerinin semada görülmeye başlaması. 2. ana karnından çıkış.
    dolunay - yeni ay.
    doruk - en üst nokta.
    duralp - her zaman yiğit ve mert olan.
    durmuş - uzun ömürlü.
    dursun - uzun ömürlü.
    duru - berrak.
    durualp - iyi kalpli yiğit.
    duygu - his.
    duygun - duygulu, hassas.
    düşsel - hayal içinde.
    ece - 1. kraliçe. 2. güzel kadın.
    ecem - 1. “kraliçem” anlamında bir isim.
    ediz - 1. değerli kimse. 2. uygurların önemli hanedan soylarından biri. 3. yüksek.
    efil - körpe bitki yaprağı.
    egemen - bağımlı olmayan.
    ekin - olgunlaşmış tahıl.
    ekinç - kültür.
    elçin - karşılıklı yardım. (eliçin>elçin)
    eldem - cana yakın.
    elgin - farklı, diğerlerinden başka.
    elvi - büyü. dlt yelwü>tt elvi
    emek - harcanan çaba.
    emrah - bu isim eski türkçedeki amrak kelimesinden gelmektedir. göktürklerde amrak adında bir kağan da vardır. anlamı sevimli, sevgilidir.
    emre - aşık, tutkun.
    engin - açık deniz.
    eralp - yiğit.
    eray - güzel yüzlü yiğit.
    erbatur - yiğit.
    erce - yiğitçe savaşan asker.
    erdal - genç.
    erdem - ahlak ve etik değerleri ifade eden kavram.
    erden - el değmemiş.
    erdenay - türk mitolojisinde tanrıların insanlara bildirmek istedikleri iyi kararları insanlara ileten ruh.
    erdi - amacına ulaşan.
    erdinç - güçlü.
    erdoğan - doğuştan yiğit olan kişi.
    eren - sezgisi yüksek ve yiğit kişi.
    erenalp - sezgisi yüksek ve yiğit kişi.
    erenay - deneyimli.
    erge - nazlı.
    ergin - yetişkin, olgun.
    ergül - moğ. örgöl. türk ve moğol mitolojisinde hayırdua anlamında kullanılan bir söz.
    ergüz - ilkbahar.
    erhan - yiğit hükümdar.
    erinç - 1. ulaşılan dilek. 2. eski türkçede “şüphesiz” demektir.
    eriş - pek çok, çok fazla.
    erkan - yiğit.
    erke - 1. enerji. 2. türk mitolojisinde baştan çıkarıcı, ayartıcı tanrıçadır. nazlı olarak tanımlanır.
    erki - türk mitolojisinde zenginliği ile ünlü bir bey.
    erkin - 1. özgür. 2. uygurların erken dönemlerinde kullanılan bir bey unvanı.
    erkunt - güçlü erkek.
    erkut - kut sahibi erkek.
    erman - yiğit.
    erol - “yiğit ol!” anlamında bir kelime.
    ersen - yiğit.
    ersin - yiğit.
    ersun - yiğitliğini gösteren.
    ertan - sabahın ilk saatleri.
    ertuğ - savaşçı.
    ertuğrul - dürüst ve güçlü kişi.
    esen - sağlıklı.
    esin - ilham.
    esinti - hafif rüzgâr.
    esli - türk mitolojisinde iltekin’in oğludur.
    esri - kaplan rengi.
    esrin - kaplan rengi. et esringü>esrin
    etkin - aktif, çalışkan.
    evren - kainat, varlığın tamamı.
    evrim - biyolojik ve zamansal değişim.
    evşen - eve mutluluk veren.
    eylem - mevcut duruma karşı verilen mücadele.
    ezgi - melodi.
    gece - günün kararmasıyla oluşan vakit.
    gediz - göl.
    gerçe - türk mitolojinde kara han’ın kızıdır.
    giray - kırım hanlarının kullandığı san.
    giz - sır.
    gizay - sır saklayan güvenilir kişi.
    gizem - aklın almadığı sır.
    gizlem - herkesten farklı, ezoterik.
    gök - sema.
    gökalp - 1. mavi gözlü yiğit. 2. ertuğrul gazi’nin amcası.
    gökay - mavi gözlü.
    gökben - mavilik içinde engin olan.
    gökbörü - türk, moğol ve altay mitolojisinde kutsal hayvan ve ulusal sembol. asena.
    gökçay - estetik görünüşlü.
    gökçe - gösterişli.
    gökçek - sevimli
    gökçen - gökcen şekli de vardır. güzel anlamına gelir.
    gökdeniz - gözleri mavi ve deniz gibi engin kişi.
    gökhan - türk ve altay mitolojisinde gökyüzü kağanı.
    gökhun - doğu hun imparatorluğu.
    gökmen - 1. kutlu. 2. orta asya’da bir dağ.
    göksel - gözlere ait, semavi.
    göksu - yağmur.
    gökşen - 1. gökkuşağı. 2. gökyüzü kadar mutlu.
    gökşin - gökkuşağı.
    göktuğ - göktürk kağanlığı’nın egemenlik simgesi.
    göktürk - tüm türkleri tek çatı altında toplayan türklerin atası imparatorluktan olan.
    gönül - kalp, yürek. yürekteki sevgi.
    gönülay - iyi kalpli.
    görkem - güzel görünüş, estetik.
    görklem - güzel.
    gözde - üstün tutulan.
    güçlü - 1. kuvveti fazla olan. 2. onuncu uygur kağanı (küçlüg bilge kağan).
    güler - güleç.
    gültekin - 1. bir göktürk asilzadesi: kül tigin. 2. “prens parçası”, her şeyiyle prens anlamında bir kelime. eski türkçede “kül” ismiyle parçası manasında isimler yapılmıştır.
    gülümser - güleryüzlü.
    gülüş - gülme.
    gümüş - değerli bir maden.
    gün - 1. türk ve altay mitolojisinde güneş kağanı. 2. 24 saatlik zaman dilimi.
    günay - güneş gibi ışıldayan, etrafa bilgi yayan.
    günce - insanın özel bilgilerini günlük olarak paylaştığı betik.
    gündoğdu - 1. eski türklerde adaleti simgeleyen isimdir. güneş gibi adaletli doğan. 2. neşrî’ye göre osmanlı’nın kurucusu osman bey’in amcası.
    gündüz - 1. günün ışıdığı saat aralığı. 2. osman bey’in babası.
    gündüzalp - osmanlı beyliği’nin kurucusu olan osman gazi’nin babası ertuğrul gazi’nin soyundan olup, çeşitli kaynaklara göre ertuğrul gazi’nin babası veya oğludur.
    güner - tan vakti.
    güneri - çağdaş, çağın gereklerine göre hareket eden.
    güneş - 1. türk mitolojisinde bir bey. 2. samanyolu galaksisi’nin yıldızı.
    güney - kuzey kutbu’nun tersi istikamette olan yön.
    güngör - neşe içerisinde yaşayan.
    güral - kırmızı yanaklı.
    güray - etrafına ışık saçan.
    gürdal - soylu.
    gürel - dinamik.
    gürhan - 1. türk mitolojisinde dib-yafku’nun oğludur. 2. güçlü.
    gürol - her zaman yiğit ve cömert olan.
    gürselin - coşkulu.
    güven - korku yaşamaksızın bağlanma.
    güvenç - güvenilir, emin kişi.
    güzhan - türk mitolojisinde dib-yafku’nun oğludur.
    hazal - son bahar yaprakları.
    ılgar - hızlı ve etkili karar verebilen kişi.
    ılgı - türk mitolojisinde taş-beg’in oğludur.
    ılgın - esinti, hafif rüzgâr.
    ılık - 1. aklıselim kararlar verebilen, acele ve yanlış kararlar vermeyen. 2. soğukla sıcak arası.
    ılım - ölçülü davranma erdemi.
    ırmak - akarsu.
    ışık - aydınlık.
    ışıl - parlayan, güzel görünüşlü kadın.
    ışılay - ay gibi parlayan.
    ışıltı - etrafa saçılan aydınlık.
    ışın - ışık demeti.
    ışınç - etrafına ışık saçma.
    idel - bkz. idil. idil isminin kırım türklerinde kullanılan türevi.
    idikut - kut sahibi, devleti yönetme yetkisine sahip kişi.
    idil - 1. volga nehri’nin türkçedeki adı. 2. pastoral şiir.
    igen - çok, çokluk içerisinde olan. (nehcü’l-feradis: s. 186)
    ilâtun - imparatoriçe.
    ilay - ülkenin en güzel kızı.
    ilayda - su perisi.
    ilber - önder. bir ülkenin kurucusu.
    ilberk - ülkeyi güçlü hâle getiren, lider.
    ilbilge - 1. ülkeyi bilgisiyle yönlendiren bilgili kişi. 2. tonyukuk’un kızı, bilge kağan’ın eşi. hukuki olarak göktürk kağanlığı’nın son hükümdarıdır. (il-itmiş bilge kağatun)
    ilerk - ülkenin gücü, ülkenin güçlü yöneticisi.
    ilge - bkz. ilke.
    ilgi - bağlılık.
    ilhan - hükümdar.
    ilhatun - imparatoriçe. ilâtun.
    ilkay - hilâl.
    ilke - temel bilgi.
    ilker - ilk erkek çocuk.
    ilkut - tanrı tarafından ülkenin yönetme gücünün verildiği kişi.
    ilkutay - tanrı tarafından ülkenin yönetme gücünün verildiği kişi.
    ilöge - 1. başbakan, başvezir. 2. uygurların en önemli başvezirlerinden biri. (il ögesi ınançu bilge)
    ilteber - türk kağanlığı ve hazar kağanlığı’nın siyasi hiyerarşisinde kendisine vergi toplama ve bunun belirli bir miktarını türk kağanına ödeme görevi bulunan boy başkanlarına verilen addır.
    iltekin - 1. türk mitolojisinde buğra han’ın oğludur. 2. türk prensi.
    ilten - türk, altay ve moğol mitolojisinde dağ tanrısıdır. daha çok altay adıyla bilinir.
    ilter - 1. ülkeyi içinde bulunduğu zor durumdan çıkarıp, derleyen. 2. kutluk kağanlığı’nın kurucusuna ülkeyi derleyip topladığı için ilteriş unvanı verilmiştir.
    iltuğ - bağımsızlık nişanı.
    imer - çok zengin.
    imge - zihinde tasarlanan, bilinçte beliren olay.
    imre - türk mitolojisinde ilkbaharda görünüp titrek ışıklar saçarak göğe yükselen kutsal varlık.
    inal - türk mitolojisinde korkut ata ve diğer soyluların tahta çıkardığı kayı boyundan türk.
    inanç - eski türklerde bu isim ınançu şeklinde kullanılıyordu. gönülden bağlanma anlamındadır.
    inci - kelimenin aslının çince olduğu da iddia edilir. sedef renginden süs taşı.
    inel - kapgan kağan’ın küçük oğlu olan göktürk sultanı.
    ipek - 1. hayvansal olarak üretimi yapılan değerli bir iplik ve kumaş türü. 2. mecazen yumuşak.
    irteriş - 742’de “il-itmiş kağan” sıfatı ile çin imparatoru ve özellikle basmillerin desteği ile tahta çıkan türk kağanı.
    istenç - irade.
    izdem - tema.
    izel - iz bırakan, unutulamayan.
    izer - yapıt, eser.
    kaan - türk ve moğol hükümdarlarına verilen ad, kağan, hakan.
    kağan - türk ve moğol hükümdarlarına verilen ad, kaan, hakan.
    karaca - 1. esmer. 2. geyikgillerden bir hayvan.
    karahan - 1. türk mitolojisinde dib-yafku’nun oğludur. 2. güçlü hükümdar.
    kardelen - karların arasında açan bir çiçek.
    kartal - çok güçlü bir yırtıcı kuş.
    kaya - 1. sert. 2. büyük taş kütlesi. 2. ertuğrul bey’in dedesi: kaya alp.
    kayaalp - osmanlı devleti’nin kurucusu olan osman bey’in büyük dedesi olan süleyman şah’ın babası ve ertuğrul gazi’nin dedesi.
    kayahan - kaya gibi güçlü hükümdar.
    kayhan - aslı kayıhan’dır. güçlü hükümdar manasına gelir.
    kayra - 1. yeniden, tekrar. (nehcü’l-feradis: s. 209) 2. bağışlayıcı. 3. eski türk mitolojisindeki bağışlayıcı varlık.
    kayraalp - merhametli yiğit.
    kıraç - 1. verimsiz toprak. 2. her türlü zorluğa dayanan.
    kıvanç - övünç, iftihar.
    kıvılcım - 1. harekete geçiren ilk devinim. 2. ateş parçası.
    kongar - koyu kahverengi.
    koral - sınır muhafızı.
    koralp - yürekli yiğit.
    koray - yürekli, korkmayan.
    korkut - 1. dolu tanesi. 2. eski türk inanışındaki ak sakallı bilge.
    köksal - temelli hâle gelmiş, sağlam temeller üzerinde duran.
    kuba - toprak rengi. (arapçadaki kuba farklı bir isimdir.)
    kubat - büyük boyutlu.
    kural - bir konuda izlenmesi gereken yol. yasa.
    kurtuluş - zor bir durumdan esenlikle çıkma.
    kut - türk, moğol ve altay şamanizminde ve halk inancında kutsal enerji, yaşam gücü.
    kutal - tanrı tarafından ülkenin yönetme gücünün verildiği kişi.
    kutalmış - tanrı tarafından ülkenin yönetme gücünün verildiği kişi.
    kutay - 1. ipek. 2. kutlu.
    kutlu - 1. tanrı tarafından ülkenin yönetme gücünün verildiği kişi. 2. uğurlu, saygıdeğer.
    kutlualp - tanrı tarafından kutsanmış savaşçı.
    kutpay - nasip.
    kuzey - 1. kuzey kutbu’nun bulunduğu yön. 2. soğukkanlı.
    kürşat - nihal atsız’ın bozkurtların ölümü adlı romanında çin kaynaklarında a-shih-na chieh-she-erh olarak bilinen türk savaşçıya verilen addır. kürşat, 13 mayıs 639’da 40 askeriyle birlikte çin sarayını basmıştır.
    laçin - 1. yiğit. 2. bir memluk sultanının adı. 3. kartal. (ismin aslı laçın’dır.)
    maral - dişi geyik.
    meltem - deniz kıyılarında, gündüzleri denizden karalara, geceleri ise karalardan denize doğru esen hafif şiddetli rüzgâr.
    mengü - 1. eski türkçede sonsuzluk anlamına gelir. 2. türkiye türkçesi ağzılarında semah anlamında kullanılır.
    meral - dişi geyik.
    mergen - türk ve altay mitolojisinde akıl tanrısı, bergen. (nişancı anlamına gelen moğolca mergen ismi farklıdır.)
    meriç - kuş iskeleti.
    mete - mö 209 – mö 174 arasındaki türk-hun (hiung-nu) hükümdarıdır.
    metehan - mö 209 – mö 174 arasındaki türk-hun (hiung-nu) hükümdarıdır.
    mutlu - mesut, sevinçli.
    müren - 1. türk, moğol ve altay mitolojisinde ırmağın koruyucu ruhu. 2. ırmak.
    ogün - mutlu olunacağı düşünülen idealize gün.
    oğuz - 1. türklerin en büyük boylarından biri. 2. türklerin atası olduğuna inanılan efsanevi kişi. 2. sağlam, kudretli.
    oğuzhan - 1. güçlü hükümdar. 2. türk ve altay mitolojisinde türklerin atası.
    okan - 1. anlayışlı. 2. türk ve altay mitolojisinde barış tanrısı.
    okay - türk ve altay mitolojisinde sihirbaz tanrısı. su altında yaşar.
    oktay - ok gibi güçlü ve çevik kişi.
    olcan - aslı olca han’dır. türk ve moğol mitolojisine göre türklerin ve moğolların ilk ve ortak atası olan kağan.
    olgu - varlığı kanıtlanmış kavram.
    olgu - varlığı kanıtlanmış kavram.
    olgun - bilgi ve görgü sahibi kişi.
    olguner - bilgi ve görgü sahibi erkek.
    oltan - sabahın ilk ışıkları.
    oltunç - saygıdeğer kişi.
    ongun - türk ve altay mitolojisinde bereket tanrısı. bolluk ve bereketin kaynağıdır.
    oray - görgülü, şehirli kişi.
    orçun - makam sahibi.
    orhan - 1. türk mitolojisinde dib-yafku’nun oğludur. 2. kağanlık makamını elinde tutan.
    orhun - 1. türklere ait toprak, hun toprağı. 2. türklerin tarih sahnesine çıktığı vadinin adı.
    orkan - 1. kağana ait toprak, kağan toprağı.
    orkun - 1. türklere ait toprak, hun toprağı. 2. türklerin tarih sahnesine çıktığı vadinin adı.
    orkunt - atların yaşadığı, verimli toprak.
    orkut - eski türklerde tanrıya dua edilen ve kutsal sayılan yerelere verilen ad, dağ tepeleri vb. yerler orkuttur.
    orkutay - kutsal yerler gibi kutlu olan kişi.
    ortun - ortanca, ortanca çocuk.
    oya - ince dantel.
    oyaçiçek - 1. mecazen kibar. 2. her tarafı çiçek gübi güzel işlenmiş.
    oylum - resimdeki derinlik.
    ozan - 1. halk şairi. 2. şair. 3. eski türklerde merasimleri yöneten kişi, şaman, baksı, kam.
    öge - 1. temel unsur. 2. son meşru uygur kağanı. (öge ismi üge şeklinde de kullanılmaktadır.) 3. şöhret (eski türkçede).
    ögen - küçük ırmak, çay. (orhun türkçesinde)
    öğüt - nasihat.
    öktem - onurlu.
    ökten - akıllı.
    önal - önde olan, öncü.
    önay - önde olan, öncü.
    öncel - diğerlerinden daha önde olan, öncelikli.
    önder - 1. ülkenin temellerini kuran ve kurduğu ülkeyi yücelten kişi. 2. bir kurum veya organizasyona liderlik eden kişi.
    öngün - herkesten farklı.
    övünç - kıvanç.
    öykü - 1. gerçeğe uygun bir olayı aktaran kısa, düzyazı şeklindeki anlatıdır.
    özalp - doğuştan yiğit olan kişi.
    özçin - karakterli olan, kendine has.
    özden - soylu.
    özdeyiş - içerisinde içkin ve değerli anlamlar olan söz.
    özel - 1. kişiye ait, kişinin kullanımına ayrılmış. 2. herkesten farklı, biricik.
    özer - yiğit.
    özge - herkesten farklı.
    özgen - özen gösteren.
    özgüç - maneviyat.
    özgür - kimseye bağımlı kalmayan.
    özhan - kağan soyundan gelen.
    özkan - kağan soyundan gelen.
    özlem - kavuşma isteği.
    özleyiş - kavuşma isteği.
    özne - kendine ait, kendine özgü.
    özşin - kendine özgü olan kadın.
    pamir - orta asya’da lalenin ana vatanı olan dağların adı.
    parla - “her zaman en iyi ol!” anlamında bir ad.
    parlaşım - güzelliğiyle etrafa ışık saçan.
    pars - yırtıcı bir hayvan. (kaynak: ttkbs s. 688)
    parslan - pars.
    paşa - askeri anlamda üstün rütbeli kişi.
    payna - türk ve altay halk kültüründe bereket töreni.
    pekşen - çok neşeli.
    petek - düzgün altıgen şeklindeki öbeklerden oluşan bal mumu.
    pınar - bulak, su kaynağı.
    pırıltı - yansıyan ışık.
    pusat - silah.
    rona - attila’nın oğlu olan türk hükümdar.
    saltuk - 1. saltık olarak da kullanılır. anlamı özgür kişidir. 2. ilk müslüman türk hükümdarı. (saltuk buğra han)
    salur - 1. kılıç. 2. bir oğuz oymağı.
    sanberk - sağlamlığı ile ünlü olan kişi.
    sancak - alay bayrağı.
    sarkan - türk, altay ve macar mitolojisinde ejderha tanrısı.
    sarp - erişilmesi zor, kayalık, engebeli.
    sarsılmaz - kötü durumlar karşısında güçlü durmayı bilen, dirayetli.
    savaş - fiziksel şiddet yoluyla insanlar arasında yaşanan çarpışma.
    savcı - 1. eski türklerde hikmetli sözler söyleyen kişilere verilen ad. 2. müddeiumumi, mahkemede iddianame hazırlayan. 3. osman bey’in kardeşi.
    sayda - içi dışı bir olan.
    saygınç - saygıdeğerlik.
    saylam - seçkin kişi.
    saylan - uçurum
    seçil - benzerlerinin arasında en kabiliyetli olan.
    seçkin - soylu, diğerlerinden üstün.
    seden - uyanık, gözü açık.
    sedenç - gözü açık olan.
    seğmen - silahlı ve giyimli yiğit.
    selçuk - güzel konuşan.
    selda - bir söğüt cinsi.
    selen - müjde.
    selin - sürekli yeşil kalan bir orta asya bitkisi.
    senal - 1. cömert. 2. diğer insanlar tarafından beğenilen.
    senay - ay gibi parlayan.
    sencer - kale.
    serçe - bir kuş türü.
    seren - 1. türk mitolojisinde arslan han’ın oğlu. 2. bulunduğu yeri derleyip toplayan, düzene koyan.
    serenay - 1. türk mitolojisinde arslan han’ın oğlu. 2. bulunduğu yeri derleyip toplayan, düzene koyan güzel.
    sergen - 1. plato. yüksek düzlük. 2. raf.
    serin - 1. hoşgörülü. 2. hafifçe soğuk.
    sermin - güzel.
    serpil - büyüyüp güzelleşmiş.
    setenay - aslen satanay’dır. türk mitolojisinde güzelliğin ve bilgeliğin sembolüdür. babası güneş’tir ve annesi ay’dır. doğaüstü güçlere ve sihirlere sahiptir.
    seval - her şeyi sevgiyle yapan.
    sevgi - içten gelen yakınlık.
    sevil - başkalarınca beğenilen.
    sevim - muhabbet.
    sevinç - 1. somut anlamda mutluluk. 2. mitolojiye göre türklerin atası olan tatar han’ın 9 çocuğundan biri.
    sevtap - tapılacak kadar güzel kadın.
    seymen - silahlı ve giyimli yiğit.
    sezay - sezgisi yüksek.
    sezen - sezgisi yüksek.
    sezgi - sezme.
    sezgin - sezgisi yüksek.
    sezin - çevresinde olup bitenden haberdar olan.
    sırma - 1. altın yaldızlı. 2. türk mitolojisinde güzel kadın motifini simgeler. yanında kırk kızdan oluşan dilberleri vardır.
    sibel - türk mitolojisinde bereketi ve bolluğu simgeleyen bir tanrıça.
    simge - işaret, sembol.
    sincan - güzel kokulu bir bitki.
    sonalp - son doğan çocuklara takılan “son yiğit” anlamında bir ad.
    sonay - son doğan çocuklara takılan “son güzel” anlamında bir ad.
    soner - son doğan çocuklara takılan “son yiğit” anlamında bir ad.
    sonsuz - ebediyete kadar sürecek olan.
    söylem - belirli bir konudaki ifade, anlatım.
    söz - 1. bir düşünceyi anlatan ifade dizisi. 2. vaat.
    su - temel yaşam sıvısı.
    suna - 1. güzel. 2. bir yaban ördeği türü.
    sunay - yüreği ay gibi parlak olup iyiliğini herkese sunan.
    sungur - akdoğan.
    süslü - süslü.
    şanlı - tanınmış, ad sahibi kimse.
    şaylan - eski türklerdeki bayram kutlamaları, bayramlar.
    şen - neşeli.
    şenay - neşeli.
    şener - neşeli.
    şenol - her zaman neşeli olmayı başarabilen.
    şensoy - neşesi soyundan gelen.
    şeren - çevik.
    şeylan - eski türklerdeki bayram kutlamaları, bayramlar.
    şırıl - akarsu sesi.
    talay - türk, moğol ve altay mitolojisinde okyanus tanrısı.
    talu - 1. okyanus. 2. çok bilgili kimse.
    tan - günün ilk ışıkları ve bu zaman dilimi.
    tanal - şafak sökmeden önceki kızıllık.
    tanalp - sabah gibi huzurlu yiğit.
    taner - sabah gibi huzurlu yiğit.
    tanju - hun kağanılarının kullandığı unvan, tanhu.
    tansen - tan gibi huzur dolu.
    tantuğ - sabah olacağının ilk alametleri.
    tanyeli - sabahın ilk saatlerinde hafifçe esen rüzgar.
    tardu - armağan.
    targutay - türk, moğol ve iskit mitolojisinde ilk insan. âdem.
    tarkan - 1. saygın kişi. 2. eski türklerde bir soyluluk unvanı. 3.
    taşkın - coşkulu.
    taygun - torun.
    taykut - kutlu.
    tekin - 1. uygun, ahlaklı. 2. prens.
    teoman - kelimenin aslı tuman olup anlamı dumandır. tuman, birçok türk kağanının ve mete’nin babasının adıdır.
    timur - 1. demir. 2. büyük bir türk hükümdarı.
    tolga - savaşta takılan zırhlı başlık.
    tolgay - dolay, çevre, yaşanılan yer.
    tolun - türk ve altay mitolojisinde verimlilik tanrısı.
    tolunay - dolunay.
    tolunbay - dolunay gibi güzel.
    tomurcuk - filiz.
    toprak - 1. yer yüzeyindeki katı tabaka. 2. ülke.
    toralp - gururlu.
    torku - ipek.
    toygan - zengin, büyük mal ve mülke sahip.
    toygar - bir serçe türü.
    tuğçe - prenses. (aslı tuğça)
    tuğra - osmanlı hükümdarlarının hatla işlenmiş imzası.
    tuğrul - dumrul adı ile de bilinen yırtıcı bir kuş.
    tulpar - türk mitolojisinde yer alan kanatlı at figürü.
    tuman - 1. duman. 2. teoman kelimesinin aslı. ünlü türk hükümdarı.
    tuna - sanıldığı gibi tuna nehrinden gelmemektedir. tunga isminin batı türkçesindeki hâlidir. tunga>tuña>tuna bir kaplan türünün adıdır.
    tunahan - kaplan gibi güçlü sultan.
    tunay - 1. gecenin aydınlığı. 2. sukunet.
    tuncalp - değerli yiğit.
    tuncay - tunç gibi değerli insan.
    tunç - tunç madeni, bronz.
    tunga - 1. orta asya’da yaşayan bir kaplan türü. 2. iranlılarla uzun süre mücadele eden bir türk komutan. alper tunga.
    turalp - her zaman yiğit ve mert olan.
    turgay - bir serçe türü, toygar.
    turgutalp - osman gazi adına inegöl’ü fetheden osmanlı’nın kuruluşunda önemli bir rol oynayan türk beyi.
    turhan - türk ve altay mitolojisinde türklerin atası.
    turna - göçebe yaşayan bir kuş türü. türkler arasında kavuşmayı ve yolculuğu simgeler.
    tutkun - gönülden bağlanmış.
    tülay - rüya gibi güzel. (eski türkçe: tül “rüya, düş”)
    tülin - ayna.
    tümce - cümle.
    tümer - her yönüyle yiğit.
    tünay - ayın parıldadığı gece.
    türkay - ay gibi parlayan türk.
    türkeş - 1. türk mitolojisinde dib-cenkşü’nün oğlu. 2. batı göktürklerin adı.
    uğur - 1. şans getiren. 2. talih.
    ulaş - 1. türk mitolojisinde dib-yavku’nun veziridir. 2. amacına erişmiş.
    ulus - 1. millet. 2. uygur milleti ve bu türklerin kurduğu şehirler, uluş.
    umay - türk mitolojisinde doğum ve bereketin sembolü olan en önemli kutsal varlıktır. ubay olarak da bilinir.
    umut - olumlu manada beklenti.
    ural - feth eden, açan, fatih.
    uralp - feth eden, açan, fatih.
    uras - 1. talih. 2. türk ve sümer mitolojisinde şifalı nefes anlamına gelir. 3. nogay hanlığı’nı 1554’e kadar yöneten hükümdar.
    utku - zafer.
    uygar - görgülü, medeni.
    uyum - ahenk.
    ülgehan - adil hükümdar. ölçülü davranan yönetici.
    ülgen - türk ve altay mitolojisinde iyilik tanrısıdır.
    ülker - 1. türk mitolojisinde gök’ün ülker yıldızlarına bağlı olduğuna, ve ülker’in etrafında döndüğüne inanılır. 2. bir takımyıldız.
    ülkü - ulaşılmak istenilen hedef.
    ünal - meşhur.
    ünalp - herkes tarafından yiğitliği bilinen.
    ürperiş - merak uyandıran bir durum karşısında vücudun gösterdiği tepki.
    varol - uzun yaşayan.
    vural - hakkını savunan.
    yağın - yağmur.
    yağış - gökyüzünden düşen yağmur ve kar gibi su zerreleri.
    yağız - esmer.
    yağmur - 1. yağmur. 2. dokuzuncu nogay hükümdarının adı. (not: bu isim eski devirlerde bir erkek adı ike bugün kadın ismi olarak kullanılmaktadır.)
    yalçın - dik, sarp.
    yalım - ateş.
    yalın - 1. türk ve altay halk inancında kutsal merasim. yalın veya çalın da denir. özellikle yer ana ve yer iyesi için yapılan tören. 2. sade.
    yalvaç - elçi.
    yamaç - dağın zirvesi ve etekleri arasında kalan alan.
    yaman - kendisiyle mücadele edilmesi zor olan, güçlü, becerikli.
    yanal - nehrin akış yeri.
    yaprak - bitkilerin çoğunlukla yeşil olan solunum organı.
    yargı - hüküm. keskin karar.
    yasa - kanun, düzen.
    yaşam - hayat.
    yaşar - uzun yaşayan.
    yaşın - 1. türk ve altay mitolojisinde şimşeğin koruyucu ruhu. 2. şimşek.
    yavuz - 1. mert, cesur. 2. ilk osmanlı halifesi.
    yaz - 1. havanın sıcak olduğu mevsim. 2. türk ve altay mitolojisinde yaz tanrısı.
    yazla - türk mitolojisinde yaylanın koruyucu ruhudur. avul iyesi ile bağlantılı varlıktır.
    yeliz - ferah.
    yener - galip.
    yengi - zafer.
    yepkin - erguvan rengi.
    yeşim - yeşil ve pembe renkte değerli bir taş.
    yeter - 1. kendine yeterli, özgür. 2. genellikle son çocuklara takılır.
    yıldıray - ışık saçan ay.
    yıldırım - 1. hızlı. 2. meteorolojik akım boşalması. 3. 1360-1404 arasında osmanlı’yı yöneten padişah.
    yıldız - galaksilerindeki diğer cisimlerin etraflarında döndüğü parlak gök cisimleri.
    yılmaz - azimli, yılmadan amacı uğruna uğraş veren.
    yiğit - cesur.
    yiğithan - cesur hükümdar.
    yonca - yapraklarının uğur getirdiğine inanılan çayır bitkisi.
    yorum - bir konudaki kişisel görüş.
    yücel - âlim, çok bilgili.
    yüksel - çok güçlü, diğerlerinin üzerinde.
    zeren - anlayışlı.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap