6 entry daha
  • väinö linna'nın aynı adlı romanının 2017 yılında yapılan uyarlaması için geldim. daha önce iki kez daha sinemaya aktarılmış.

    kitap 1954 yılında yazılmış ve türkçeye çevrilmemiş.

    filme gelirsek; kitabı okumadığım için uyarlama mevzusuna bir şey diyemiyorum. savaşın sinemada pek yer verilmeyen bir cephesini anlatıyor. ww2 meraklıları izlesin. zaten meraklısı olmayan 3 saatte kurdeşen döker. daha az bir sürede de bu hikaye anlatılabilirdi sanki. bazı sahne geçişlerinde arada uyumuşum da bir şey kaçırmışım gibi hissetmek dışında film süresi beni rahatsız etmedi gerçi.

    finlandiya'nın gelmiş geçmiş en yüksek bütçeli filmiymiş. adamlar her imkanı kullanmış; film bunu gözüne de sokmuyor. ver en janjanlı efekti abim gibi bir durum yok. kuzeylilerin böyle epik olacağım diye yırtınmadan epik hikayeler anlatışını seviyorum. savaş pis ve kanlı bir şey, aynen de aktarmışlar.

    romanın karakter takdimi mi böyle, yönetmenin tercihi mi; bölükte tanıma imkanı sunulan askerlerin her biri belirli bir düşüncenin, bakış açısının temsilcisi. anlamaman imkansız, gözüne gözüne sokuluyor. bunu sevmedim. film belgesel gibi akıp giderken, arada teatral mesajlar geçiveriyor. yoksa tabi hepsinin gelmişi geçmişi başka başka olacak.

    almanlarla işbirliği içinde oluşlarından ziyade rusların ezeli düşmanları olması öne çıkıyor. hadi buna eyvallah da film boyunca süren "devletimiz, evimiz, dinimiz için" vurgusu askerlere mi ait yönetmene mi? orası net değil.

    oyunculuklar şahane. hiç sırıtan yok. rokko, vanhala ve kariluoto favorim.

    filmin bıraktığı hissiyat: evvel ahir filler tepişiyor çimenler eziliyor.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap