• (öncelikle; bu başlığı bulmak entryi girmekten daha çok zamanımı aldı. "başka biriyle görünce aşık olunan kişiden soğumak" desem sanki başka biriyle görünce aşık olunmuş gibi duruyor, "aşık olunan kişiden başka biriyle görünce soğumak" desem belirtili nesne eksik. zaten çoğu 50 karakter sınırına takıldı. "aşık olunan kişiyi başka biriyle görünce soğumak" şeklinde de az buçuk anlatım bozukluğu olabilir ama şartlar böyle gerektirdi. bu mudur? budur. pişman mıyım? değilim.)

    hayatı zehir eden ama çoğu zaman da gerekli olan bir hadisedir bu...

    kimseyi sevmediğiniz kadar seversiniz onu, kimseye bağlanmadığınız kadar bağlanırsınız ve kimsenin de asla sizin kadar sevemeyeceğini, sizin kadar bağlanamayacağını düşünürsünüz. uğrunda birçok şeyi göze alabilmektesinizdir, ondan başkası yoktur hayallerinizde. ancak bir gün gelir ki o hayatınızın anlamı olan kişiyi hiç de ummadığınız bir anda başka biriyle sarmaş dolaş görürsünüz. ilk bakışta inanamazsınız; o ve bi başkası... yaklaştıkça ne de mutlu gözüktülerini düşünür, afallamış bi halde içinizden küfürler edersiniz. başınızdan aşağı adeta kaynar sular boşalır. parmaklarınızın arasından kaçıp gittiği o an dünyanın hiçbir anlamı, sizinse hiçbir amacınız kalmaz.

    gece ismini sayıklayarak yatıp sabah yine onun ismiyle uyandığınız kişi gözünüzde bi anda biter. sanki aylarca, belki de yıllarca hiç sevmemişsiniz, uğrunda birçok şeyi göze almamışsınız...

    yüz yüze olmasına gerek yok (ki öylesi daha da beter), malum kişiyle tek bir fotoğrafını bile görmek insanı çileden çıkartır ve sadece tek bir fotoğraf ondan bir anda soğumanıza ve istemeden de olsa kopmanıza, uzaklaşmanıza neden olur. saatlerce, hatta günlerce "abi napıyorum ben ya? kendine gel oğlum..." ile "ben napmıştım ki? sadece çok sevdim..." gelgitleri arasında kendinizi kaybedersiniz.

    artık eline onun eli değdi, belki de dudaklarına onun dudakları değdi, hatta kim bilir belki de? diye düşünür, kendinizi yiyip bitirir, en sonundaysa onun umrunda olmasa veya olmadığına inansanız bile o hayalleriniz, umutlarınız, bazense şiirleriniz olan kişiden uzaklaşıp hayatından çekip gitmenin en doğrusu olacağını düşünürsünüz ve bunu da tahmin edemeyeceğiniz kadar kolay bi şekilde yaparsınız. peki bunu çekip gitmek, onu unutmak zorunda olduğunuz için mi yaparsınız? genelde öyle gözükse de öyle olmaz. sırf gözleri başkasının gözlerinde kayboldu, belini bi başkasının elleri kavradı diye bitirirsiniz onu kafanızda. sırf o yüzden aynı ortamda bulunmak, gözlerinin içine bakmak, onunla konuşmak gelmez içinizden. onun bi başkasını sevmesini kendinize yediremezsiniz. madem bi başkasını tercih etti, bundan sonra ne hali varsa görsün diye düşünürsünüz. artık eskiden kafanızda olan, aşığı olduğunuz kişi değildir o; bi başkası olup çıkmıştır...

    tabi bi de ilerde başınıza gelebilecekleri hayal edersiniz ve bunları düşündükçe ondan soğumamak için pek de bi neden kalmaz:

    (bkz: aşık olunan kızın erkek arkadaşıyla tanışmak)
    (bkz: aşık olunan hatunun ulu orta başkasıyla öpüşmesi)
    (bkz: aşık olunan kişiyle arkadaş olmak)
    (bkz: hoşlanılan hatunun hoşlandığı heriften bahsetmesi)
    (bkz: aşık olunan kişiyi düşünüp ağlamak)

    belki de iyi olmuştur aslında; yalnızca bi fotoğraf başka türlü hayatta unutamayacağınız, kopamayacağınız birinden nefret ettirmeye yetmiş, sizin tarafınızdan yolları bir anda ayırmıştır ama acı olan bir gerçek vardır ki...

    o güne kadar hayalleriniz, umutlarınız, bekleyişleriniz, özleyişleriniz, zaman zaman gözyaşlarınız, dertleriniz, günü gelince sevinçleriniz, günü gelince üzüntüleriniz, korkularınız olan kişi artık yalnızlığınız olur, yalnızca yalnızlığınız; ondan size kalan tek şeyse bitmek bilmeyen gözyaşlarınız...
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap