• abdülkadir duru, sahaflarda görüp bunları kim yazdı ve kim neden okusun dediğimiz binlerce kitabın yazarlarından biri. çok sayıdaki eserine kitapçılardan ulaşılabilir mi bilmiyorum, bana da sözlükte ismini görüp dikkatimi çektikten sonra bir sahafta denk geldi. şu anda bile makaraya mı alayım yoksa belli bir ciddiyetle mi bahsedeyim karar veremiyorum, şöyle deneyeyim: bir bağlama oturtmak gerekirse duru'ya yirminci yüzyıl türk düşüncesinin unutulmuş (belki de hiç farkedilmemiş) bir figürü diyebiliriz ama bana kalırsa yeri hilmi ziya ülken'in düşünce tarihi kitaplarından çok ümit bayazoğlu'nun uzun ince yolcular'ı gibi geliyor.

    duru 1961'de bir yayınevi; 1970'de de halen yayın yapan özden gazetesi'ni kuruyor, eserlerini bir bir sıralamaya başlıyor. bunlar, örgünöz adını verdiği bir temel düşünce sisteminin farklı bağlamlardaki yansımalarını ele alan kitaplar. ekonomi örgünöz, örgünöz iş içinde eğitim falan diye devam ediyor. benim rastladığım örgünöz temel kitap'ta abdülkadir duru harbi harbi bir ütopya kurmaya girişiyordu. ama platon'uydu thomas more'uydu herhangi bir ütopya girişiminden falan hareket etmeden tamamen kendi başına, referanssız kaynaksız dalıyor olaya. nasıl diyelim tamamen hobbes karşıtı insan doğası iyidir fikrinden yola çıkıyor ve bir kişisel gelişim disiplini önererek içimizde saklı duran bu iyi özü tüm topluma ve kurumlara yansıtmanın öneminden bahsediyor ilk etapta. sonra bu hukuka veya ekonomiye nasıl yansıyacaktır onlardan söz açıyor ama sayfalar haydar baş'ın milli ekonomi modeli gibi olsun bir şema çizmeden doğruluk, dürüstlük, uzlaşmacılık, şeref, denge gibi kavramlarla dolu. gerçi hakkını yemek istemem kitabın sonunda şemalar, içiçe geçmiş dairelerle gösterilen yapılar ve farkları ayırt edilemeyip neye refere ettiği anlaşılmayan 20-30 şekil var, içlerinde hak, denge, güven falan yazıyor. bu arada sosyalizmiydi kapitalizmiydi her türlü ideolojiyi dışlıyor ve ideolojiler ötesi bir sistem kurmaya çalışıyor abdülkadir duru. türklüğe ve ortodoks bir islama vurgu yapıyorsa da kendini türk islamcı bir çizgide tanımlamak gibi bir tavrı da yok diğer kitaplarından anlaşıldığı kadarıyla. bbp'nin formülasyonunun biraz apolitiği ya da su katılmışı mı demeli öyle bir mesafeliliği var ve kitapların yayınlandığı dönemlerde kurulmuş olan türkiye kardeşlik partisi'ni hatırlatıyor siyasi duruşuyla.

    nihayetinde ben muhtemel bir vebalin yükünü göze alarak 2500 yıllık felsefe tarihinden sonra abdülkadir duru'nun kitaplarındaki naifliğe ve safdilliğe tebessümsüz yaklaşmanın mümkün olmadığını düşünüyorum valla. çünkü şakaysa hiç komik değil, ciddiyse çok komik denebilecek bir girişim var ortada. ha yok öyle değilse, ilk türk ütopyası yazarlığını alaeddin şenel'den devralmaya aday, muhyi-i gülşeni gibi tarihe geçebilecek, caponsever'in canla başla türk entelijansıyasına tanıtmaya çalıştığı niklas luhmann gibi bir figür var karşımızda.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap