7 entry daha
  • bir çeşit ses küpü, bir çeşit caz matrixi, azıcık hicaz müptelası; bayağı rahatsız, epeyce rahat ettiren küçücük hacminden kocaman ses alemleri çıkaran bir çeşit su sesli kadın.
    hicazdan cazasıyla az söyleyip susmuş değildim, sözlüğe sevgi yetmiyor diye yazdığım şarkısını çığırmaktan az yarılmaı gırtlağım, allah affetsin canlı otunu, aslını hiç sevmediğim maydanozu onun ağzından akınca tüm salatalara doğradım, bol limon sıktım üç beş öğün yedim.
    sıklıkla trt'nin ben gibi iki buçuk üç delien başka kimsenin dinleyip itibar etmediği programlarında ak ellerin sala sala gelen yar diye ünlemelerinde tüyüm teleğim çok tikeldiydi. kendimi onu bilir bellemiştim bir şekil.
    meğer hepsi sırf ilm-el yakın halindeymiş. hiç bir halt bilip anladığım yokmuş bu kadına dair.
    ne vakit ki denizle en şehvetle sevişen, suya bir altıntop gibi cilveyle ve usul usul güneşin düştüğü şehirde suların üstünde etten kemikten ziyade can ve nefes ile tüm o türküleri, şarkıları, uzunhavaları söleyişine şahit oldum; ne zaman ki süssüz sepetsiz, kostümsüz dekorsuz, entarisiz makyajsız öyle duru ve öyle durup ciğerini ortalara döktüğünü gördüm asıl o vakit ayn-el yakın ile bildim, anladım.
    hürmet ettim, gıpta ettim, selam ettim.
    selam üzere olsun.
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap