• yeni bir yazar. hoşgelmiş.
  • sinsi gibi bişey.
    -bir evin içinde kim yazar kim değil bilemediğim dünyaya çocuk getirmek istemiyorum.-
    ayrıca (bkz: kanka olunmak istenen arkadaşın arkadaşı)
  • roma tarihini çevirirken latince yerine arapça ve yunanca yerine de farsça kullanımı üslubunu benimsersek, sanıyorum ki sipahi yani "atlı" olarak kültürümüze kazandırılabilir. zira farsça "sipah" at demektir, üçüncü roma olarak kabul edilebilecek osmanlı devleti de tımarlı ve bazı kapıkulu süvarilerini isimlendirirken sipahi kelimesini seçmiştir.

    fars menşeli alan kavminden bir dominate dönemi doğu roma imparatorluğu komutanı olan aspar'ın da adı, aynı "sipah" kökünden gelir ve anlaşılabileceği üzere sipahi yani atlı demektir.

    roma'nın eques'leri, ta şehir krallığı zamanından beri savaşa gelirken atlarını kendi yanlarında getirerek süvari birlikleri halinde savaşa giren yarı ve tam soylu kişilerdir. zira o dönemlerde avam kesimin at beslemesi ve sürmesi sıkı denetim altındadır, olağanüstü haller dışında da yasaktır.

    çoğulu equites'tir ve genellikle equites ya da equestrian olarak anılan bu soylu sipahiler krallıktan cumhuriyete, cumhuriyetten meşrutiyete ve meşrutiyetten de mutlakıyete geçerken hep devlet içerisinde güçlenen ilgili bir soylu sınıfının (bu kimi zaman senator* sınıfı kimi zaman da magister* sınıfı olmuştur) nüfuzuna karşı denge unsuru oluşturmak için kullanılmıştır. hal böyle olunca sayıları, zaman zaman maliyetleri devlet tarafından karşılanamayacak kadar artış göstermiş ve bu kez de sipahilerin nüfusları hem sayıları azaltılarak hem de başka sınıfların mevcudu yükseltilerek dengelenmeye çalışılmıştır.

    meşrutiyeti lağvedip önce mutlakıyeti getiren, sonra da getirdiği mutlakıyeti dörtlü teşkilata dönüştüren imparator diocletianus ise, sipahilerin sayılarını azaltmanın bile devlet içindeki güç dengelerini sağlama alamayacağını görmüş ve kendisine comes, yani yoldaş veya refik olarak çevirebileceğim yeni bir soylu sınıfı yaratmıştır.

    refikler* ve oluşturdukları refikiyye* sınıfı ise, 476'da yıkılana kadar batı roma imparatorluğu'nun ve mavrikios'un ıslahatlarına kadar da doğu roma imparatorluğu'nun belkemiği olagelmiştir.
  • (lat.) şövalye / atlı
    roma henüz bir şehir devletiyken oluşturulmuş bir sınıftır aynı zamanda soylu -aristokrat - zengin anlamlarına gelir.marian reforms dan önce her asker kendi ekipmanını kendi tedarik etmek zorunda olduğundan dolayı genelde bu birlik parası at almaya yetecek zengin ve patricii ailelerin çocuklarından seçiliyordu, daha sonraları patricii ve pleb sınıflarının ortasında yer almaya başladı.
    ordu formasyonunda ala* kısmında bulunur ve sadece flanking gibi taktiksel manevralarda kullanılırlardı , çoğu general genelde savaşı bu grupla birlikte kanatlardan yönetirdi , bu aynı zamanda büyük bi taktiksel dezavantajdı çünkü savaş alanını izlemeyi zorlaştırıyordu, julius caesar bunu yapmayıp orduyu genelde merkezden yönetirdi.

    bu grubun üyelerini kaybetmek çok fazla maddi ve manevi kayıp anlamına geldiğinden romanın soft spotıdır aynı zamanda ve sayıları da oldukça azdır bu yüzdendir ki roma herhangi bir doğu kültürü ordusuyla karşılaştığında süvari miktarı genelde karşı ordunun yarısından daha azdır.

    şövalye olmak için soylu - zengin olma şartı aranması feudal devirde diğer avrupa ülkeleri tarafından da benimsendi, bu yüzden meydan muharebelerinde avrupa orduları süvari merkezli ordu yapısını kullanan doğu kültürü ordularına karşı daha etkisiz olmuştur.
  • öküz gibi okunur.
hesabın var mı? giriş yap