• hicri takvimde 22 araliktan 31 ocaga kadar suren 40 gunluk kis donemi
  • kırk gün anlamına gelir.

    halk arasında zemheri diye bilinir.
    kışın en sert zamanı olduğundan karakış diye de anılır.

    esen sert rüzgârlar da erbain veya zemheri fırtınası* olarak da anılır.
    gün dönümünden hemen sonra başlar.
  • ismet ozel'in kırk yaşına kadar yazdığı (ve yayınladığı) şiirlerinden oluşan kitaptır ayrıca.
    (erbain - kırk yılın şiirleri) (şule yayınları)
  • kırk günlük riyâzet. maddî bağları azaltıp, mânevî tarafı kuvvetlendirmek ve kalb aynasını parlatmak için, tasavvuf büyükleri tarafından konan usûllerden biri; kırk gün az yemek, az içmek, az konuşmak, çok ibâdet etmek. buna çile de denir.
  • derler ki erbain yapan bir kimsenin gözü artık mana alemine açılmaya başlarmış.* erbain için az yemenin yanında hayvansal besinlerden tamamen uzak durmak da gerekiyormuş.
  • ismet özel'in

    "yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir?
    yaşamayıbileydim yazar mıydım hiç şiir?
    -yaşama!
    -ya bileydim?
    yazar:mıydım
    hiç:şiir"

    diyerek başlayan kitabı...
  • ismet özel'le tanışmamı sağlayan şiir kitabı.
  • kürtçe de halk arasında hala kullanımda olan takvime göre [sanırım rumî takvim ve halk arasında heseba(texwîma) kurmancî denir] iki adet karşılığı vardır. birisi zemheri ya da kara kış veya erbain olarak bilinenen döneme denk düşen çilê zivistanê(kış kırkı) dir. çil kürtçe deki "çel" kırktan gelmekte. başlangıç tarihi 1 berfanbar(aralık) (miladi 22 aralık a denk düşüyor) bitiş tarihi 10 rebendan(ocak) tır (miladi 31 ocak a denk düşüyor). google ın dediğine göre bazı dindar yezidiler arasında 40 gün oruçlu olunup bitişi bayram olarak kutlanmaktaymış.

    diğeri ise çilê havînê(yaz kırkı) denen yazın en sıcak günlerini kapsayan dönemdir. 1 (pûşper)haziran da başlayıp (miladi 22 haziran), 9 tirmeh(temmuz) da [miladi 31 temmuz] sona erer. yine google dan öğrendiğimize göre bazı dindar yezidiler 40 günü oruçlu geçirip bitişini bayram olarak kutlamaktaymış.
  • bilmem size de oluyor mu? bu kitabı elime alır almaz "şimdi şu şiiri okumalıyım" diye ilham geliyor. jazz'sa jazz, mazot'sa mazot. illaki o olacak; her birinin müstesna bir yeri var, hiç birinin ikamesi yok. bazen adını unuttuğun bir şiir oluyor aradığın, neredeydi bu, "buna dayanacağım" dediği? hah işte burda: partizan.
hesabın var mı? giriş yap