• geçtiğimiz yaz pek sevgili okulumda başımdan geçenler.

    neresinden başlasam bilemiyorum. erciyes üniversitesinde başıma gelen talihsiz olayların sonuncusu bu anlatacağım. aslında iç içe olan talihsizlikler mevcut bu yaşadıklarımda. geçelim mevzumuza. yeterince uzamış okulumun daha da uzamaması için yaz okulu yapmam gerekiyordu. haliyle geldim kaydımı yaptım. okulun uzamasını engelleyecek olan dersleri seçtim. ama üniversitemizin kurallarından birine takıldım. bir dersin açılabilmesi için o dersi en az 35 kişinin alması gerekiyor. makine mühendisliğinde de geçtiğimiz dönem içinde senelerdir bıraktıkları öğrencileri bu sene geçirmişler. bendeki şans ya işte..

    neyse dedim madem ders açılmadı vardır bunda da bir hayır (!) daha sonra ise yaz okulunda açılmayan derslere ödenen ücretlerin geri ödemeleri başladı. stajda olduğum bir gün izin alıp parayı almaya gittim okula. (cebimde de 5 kuruş yok. bildiğiniz 0'dayım yani. biletimde de 2 biniş vardı. birini kullanmıştım, diğer binişi de okuldan dönüşe kaldı.) okulun içinde yarım saat mesafede olan rektörlüğe kadar yürüdükten sonra listede adımın olmadığını görünce ikinci bir şok daha yaşadım. ordan mühendisliğe öğrenci işlerine gittim. yaptıkları bir hata sonucu benim ismimi atladıklarını söylediler. buna da neyse dedim. sabırlı adamım ya. kendi içimde neler neler yaşadım o ayrı.

    çıktım okuldan son varlığımla eve gidicem. otobüse binmeden önce sd ve öfy arkadaşlarım aradılar, o sırada otobüse bindim. bu başıma gelenleri anlattım kendilerine. anlatırken otobüste anlattıklarımı duyan bir amcamız cebime bişeyler sıkıştırdı. telefonu kapattım, baktım para. geri vermeye çalıştım baya bir. almadı benim de oğlum okuyo al dedi. allah razı olsun dedim.. gülsem mi ağlasam mı bilemedim. hafif bir tebessüm oluştu yüzümde..

    sizce gülsem mi, ağlasam mı?..

    http://caytostayran.blogspot.com/…larndan-biri.html
  • gecmis yillarin birinde, 1 aralik dunya aids gunu'nde kim tarafindan gonderildigini bilmedigim aids konusunda bilgi veren kitapciklara bantlanmis olan prezervatiflerin tek tek sokulerek kitapciklarin bu sekilde dagitildigi bir tip fakultesine sahip universite. yuzlerce prezervatifi ne yaptilar bilmiyorum, balon yapip oynamislardir belki...
  • aşağıdaki ilan doğrultusunda sözleşmeli personel istihdam etmeyi amaçlayan eğitim kurumu:

    "
    eğitim fakültesi mezunu olmak,
    mezuniyetten sonra kurumlarda ingilizce öğretmeni olarak en az 1 yıl çalışmış ve 1 yıl sigorta pirimi yatırılmış olmak,
    kpds (ingilizce) c düzeyinde puanı almak,
    40 kredilik (560 saat) ingilizce sertifikası aldığını belgelemek ve 2010 kpss'den en az 60 puan almış olmak,

    beden eğitimi ve spor yüksekokulu mezunu olmak,
    kurumlarda vücut geliştirme, fitness, can kurtaran olarak en az 1 yıl çalıştığını belgelemek ve 1 yıl sigorta primi yatırılmış olmak,
    türkiye su altı sporları federasyonunca düzenlenen can kurtaran belgesine sahip olmak,
    türkiye vücut geliştirme ve fitness federasyonu yardımcı antrenör belgesine sahip olmak,
    gençlik ve spor genel müdürlüğüne bağlı spor eğitimi daire başkanlığı onaylı yüzme alanında yardımcı antrenör belgesine sahip olmak,
    gençlik ve spor genel müdürlüğü spor masörü belgesine sahip olmak,
    türkiye tenis federasyonu birinci kademe yardımcı antrenör belgesine sahip ve 2010 kpss sınavından en az 60 puan almış olmak… "

    1. büro personeli olarak çalışacaksın ama kurumlarda ingilizce öğretmeni olarak en az bir yıl çalışmış olacaksın, 560 saatlik* ingilizce sertifikası sahibi olacaksın ve bunlara rağmen kpds'den daha yüksek değil, "c" puanı alacaksın.

    2. büro personeli olarak çalışacaksın ama beden eğitimi ve spor yüksekokulu mezunu olacaksın, vücut geliştirme ve cankurtaran olarak en az bir yıl çalışmış olacaksın, can kurtaran belgen olacak, vücut geliştirme ve fitness federasyonundan yardımcı antrenör belgen olacak, yüzme alanında yardımcı antrenör belgesi sahibi olacaksın, spor masörü belgen olacak ve son olarak tenis federasyonu birinci kademe antrenör yardımcısı belgen olacak.

    büro personeli olarak istihdam edileceği açıklanmasa anlarım da tenis federasyonu birinci kademe antrenör yardımcısını ne yapacaksınız be kardeşim? ingilizce öğretmenliği yapmış olup kpds'den c alan adam ne işine yarayacak? bari adı satılmış olacak diye ekleseydiniz de sadece satılmış'lar başvursaydı.
  • bu üniversitede öğrenci olan bir arkadaşımın deneyimlerine dayanarak yazdığı bir tanıtım rehberini sözlüğe eklemeden olmazdı, buyursunlar:

    erciyes üni. ve kayseriyi tanıyalım:

    burası:
    * üniversitenin öğrencilerinin, üniversiteyi her fırsatta eleştirip kötülemesine karşın, kendilerinin de bir bok olmadıkları, olmaya çabalamadıkları,olamayacakları yer.
    * polat ve mematicilik oynanan yer.
    * kadınların bahar şenliklerinde tecavüze uğradığı yer.
    * konserde t-shirt'ünü çıkardığı için kaan tangöze'ye uyarı gönderen rektörlüğün olduğu yer.
    * şehrin abazalarının okulun bayan öğrencilerini bıktırıcasına taciz etmesine rağmen, hastane yetmezmiş gibi bir de kampüsten tramvay geçirtilip yangına körükle gidildiği yer.
    * rektörlüğünün harçları gününde toplama otoriterliğine karşın, fazla alınan paraları geri ödemeyi aylarca geciktirdiği yer.
    * insan olmanın cezasını sağlam bir şekilde çekebileceğiniz yer.
    * emre-melo muhabbetinde üstünlük kurmanın en büyük gaye olduğu yer.
    * aforizma çözümlemesi yapmaya çalıştığında, sıkılmış ve küçümseyen suratlar gördüğün yer.
    * öğrenci evinde ses yaptığın için kapının yumruklandığı yer.
    * bir öğrenci ile hamile bir kadının aynı asansöre binmesinin öğrencinin apartmandan atılması sonucunu doğurduğu yer.
    * okulu labaratuarını neden kullanamıyoruz sorusuna '' kapının anahtarı yok '' diye cevap aldığınız yer.
    * elinizi verdiğinizde kesinlikle kolunuzu kaptıracağınız yer.
    * okulda sadece dini konferansların olması eleştirisine sende çok anarşiksin be kardeş cevabı aldığınız yer.
    * sanatın ve sanatçının 50 liraya satıldığı yer.
    * yemek fiyatındaki artışları protesto edenlere sırf karşıt görüş olduğu için saldırılan yer.
    * dinlere saygılı, tarihe özenliyiz nağralarına karşın tarihi kiliselerin ahır olarak kullanıldığı yer.
    * üniversiteye yeni başlamış, okula yürüyen, babası işçi örgülü kızın bir ay sonra kızıl saçlarıyla bmw hastası olduğu yer.
    * paran yoksa sike sike evde oturduğun yer.
    * sigarayı günde bir pakete çıkartan yer.
    * yaptığınız iyiliklere kesinlikle kötü bir karşılık alacağınız yer.
    * akustik müzikte forte çalan müzisyenlerin ve şarkı boyu detone olan vokallerin, biz çok iyiyiz yalanını herkese yutturduğu yer.
    * arkadaş kuyusunu kazmayı, arkadan konuşmayı misyon edinen yer.
    * bir o kadar vasıfsız, beyin yoksunu bi okadar da özgüvenlilerin olduğu yer.
    * ebeveyn eğitiminin ne kadar önemli olduğunun farkına vardığınız yer.
    * düşündüklerinin mutlak doğru olduğuna inanılan yer.
    * bu yazıyı kimsenin üstüne alınmayacağı yer.

    burada uyumsuz olarak nitelendirilen birisi olarak diyeceğim şu ki : uyumlu olmanızdan duyduğunuz gurur insanca pek insanca...
  • ali ismail korkmaz davasının duruşmasının, protesto olacağı düşünülen milli maçların falan kayseri'ye boşu boşuna alınmadığını gösteren üniversite. yakışır hoşgörülü anadolu insanına...
  • hemen hemen 2 sene önce bitirdim bu okulu. daha bitirmeden bu entryi düşünürdüm. kafamdaki taslak hep, biraz detaylı geniş bi entryi olmasıydı. geçen 2 senelik süreçte bu konu üzerine yazmak hiç içimden gelmedi. ve bu gün baktığımda zamanla siliyorum kafamdan, yazıcaklarım her geçen gün kısalıyor.

    ön hazırlık açısından söyle eskiyi kısa kısa yad edelim ;
    (bkz: #11591564)
    (bkz: #14695564)

    çok yeni olduğu için sondan başlıyorum. okulda ki ev arkadaşımı bittikten sonra sadece bir kere onu askere götürürken gördüm ve ben izmir deyim, ev arkadaşım istanbul da. son 5 günümü istanbulda onun yanında geçirdim. şimdi düşünüyorum. 5 sene beraber yaşadığın insanla eskilerden çok nadir konuştuk. bütün sohbetimiz temelde son 2 senemizdi.
    neden bunu anlatıyorum; okuldan bahsederken ikimzinde suratı değişiyordu. bi ara tek sınavları muhabetti yaparken aynı gerginliği yaşadım sanki.. sonuç; ortak söylemimiz “ çok şeyler kaçırıp, kaybettik biz orda”.

    tabikide bütün suç oranın değil. bizde eşşektik. ilk 3 sene gece gündüz wow oynarsan. okula gitmezsen sonuçların daha beter olur. daha çok batarsın bu sefer çıkamazsın, kaçamazsında.

    burda sayfalarca sosyal olmayışını, aşırı egoist, tek tip öğrenciyi aşırı ezen hocalarının olduğundan ve bunun benzeri bir çok nedeni sıralayıp anılar, örneklerle beraber anlatabilirim. ama sanıyorum ki çok fazla neden yok.. yukarıda ki yazdıklarımdan azıcık psikolojimi kestirebilmiş biri neden arımıycaktır eminim.

    çok ufak, hiç unutamıyacağım bir örnek ; bir ders var, 5 kere falan aldım sanıyorum. hep aynı hoca verir o dersi alternatifiniz yoktur. aldığım notların toplamı da çarpımıda 100 etmiyor. yaz okulunda ege üni. den aldım dersi ve vize 100 final 90 , aa ile geçtim. mantıklı düşündüğümde hani ege üni. deki ders kolay falan değil aksine daha kapsamlı işlendi. nası geçtim ; hiç ders kaçırmadım, kütüphanede ders çalıştım, hoca ile oturup çok rahat sohbet edebilme imkanım vardı. tabi bu durum erciyes teki bi öğrenci için aşırı anormaldir. sizi kapıdan defol diye bağırarak kovan hocalarınız vardır. götü boklu asistanlar ezikmişsiniz gibi bakar size.. saygı görmeyi beklemeyin orda..

    özgüveninizi kaybedersiniz orda. çevreniz git gide çekirdekleşir ve artık belli kısıtlı çevrede yaşamaya başlar diğerlerini görmezsiniz. zaten çevrenizde sizi olumlu etkileyecek bi yenilik yoktur.

    iyi anlamda ne kazandım ; dayanıklılığım arttı diyebilirim. kolay kolay sıkılmıyorum artık. onun haricinde mutsuz ve özgüvensiz geçirdiğiniz onca senenin ardından. 3-4 sene önce yaşamanız gerekenleri yaşamaya başlıyınca, daha bir istekli oluyorsunuz hayata karşı.. daha inatçı oluyorsunuz özellikle iş hayatında o özgüveni tekrar kazanmak için tırnaklarınızla kazıyosunuz.

    genç arkadaşlarıma yol gösterme adına diyorum ki ;
    ben yaşıycam, gezicem, tozucam, içicem (ki şehirde alkollü mekan bulamassın kolay kolay), çevre yapıcam kendime,çeşitli aktivitelerle kendimi geliştiricem, kısacası aktif, mutlu bir eğitim hayatı geçirmek istiyorum diyosan kesinlikle yazma bu okulu.. bu okulda hala küpene saçına takıpta seni dersten bırakabilicek hocalar var..
    ben kısıtlı cevremde yaşıyıp akademisyen olucam diyosan tam senin yerin tavsiye ederim... bide cemaat destekliysen aşırı rahat edersin.
  • rektörlük binasının bir uzay araştırma merkezinden farksız olduğu , içerisinde 12 fakülte, 4 yüksekokul, 4 meslek yüksekokulu, 4 enstitü , halı saha, tenis kordları, kapalı - açık spor salonları, kongre-konferans ve sergi salonları,kafeteryalar ,marketler,2 adet banka şubesi ve 7 adet bankmatik,1350 yataklı 4 hastane bulunan bir ilçeden farksız üniversite.
  • hocalarının birçoğu dışarıya bizim üniversitemiz iyi üniversite imajı verebilmek için aşırı kasmaktadır öğrencilerini
    tabi az beddualarını almıyolar bu gençlerin

    ayrıca mühendislik fakültesine dilenci girmiş ve 3. kata kadar çıkıp benden de para istemiştir
    keşke zamanında aklıma gelseydi de alıp dekanın odasına götürseydim gir içeri bu adamdan iste diye. (bkz: patron bu buna konuş)
  • bünyesinde barındırdığı gelengiler için trafik tabelası asan üniversite,
    bilen bilir bahar aylarında sağdan sola koşup duran gelengiler ezilmesin diye akıllıca bir hareket olmuş
    tebrik edilecek bir davranış.

    https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/…65356_n.jpg
  • tayvan ulusal üniversitesinin sıralamasına göre, türkiyede ki en iyi inşaat mühendisliği bölümüne sahip üniversite. dünyada ise 68. sırada imiş.

    kaynak
    http://www.erciyes.edu.tr/…u_sayfa=dhaberler&id=759
hesabın var mı? giriş yap