• yine yapacagını yapmış ve fenerbahce taraftarına ithafen "fenerbahceli olmak ne guzel birsey" adli müthiş bir beste yapmıştır. parçanın sözü ve müziği ercuneyt özdemir'e ait

    http://www.youtube.com/…eature=youtube_gdata_player
  • (bkz: makine)
    ve hatta
    (bkz: her cennet)
  • 'çok' bilinmese de 'çok' tanınan müzisyenlere söz ve beste vermiştir. ki bunlardan biri de aşağıda okuyaağınız dizelerdir, pek güzellerdir...

    bahçemde küçük bir çocuktun
    aklıma salıncaklar kurdun
    solgundum boyandım rengine
    kendimi suretinde buldum
    hesapsızca geldin
    bıraktın zehrini
    senden öncesi
    silindi gitti
    oysa ben senin en çok sevdiğin kölendim
    seni sevinçli yaz günleri gibi bekledim
    kendime yeminler ettim, direndim
    el sürmemeye tenine
    ardında ne küller savruldu
    omuzunda melekler suskundu
    hüznüm taze dayandım sihirine
    ruhunda incelikler buldum

    sonunda onun sesini duymak ve (pek istemesem de) tüm türkiye'yle paylaşmak vakti... yürrü ercü!
  • müzik yazarı boğaç gökmen rotka isimli sitede harika anlatmış kendisini:

    doksanlar rock müzik ortamları istanbul ekseninde, beyoğlu’nda yükselirken ankara ile dirsek teması da olanca gücüyle en üst seviyesini yaşıyordu. ankara sanat hayatının tiyatro özelindeki ağırlığı müzik saflarındaki kalitesini de çok öncelerden fark ettirmiş ve rock müzik alanındaki bu ortak yürüyüşlerle daha da fazla kişinin dikkatini çekiyordu.

    1994 yılı sonbaharıydı, kemancı’nın olduğu binanın orta katında mandala’ya dadanıyorduk. sebep mi? metropolis çıkıyor abi, kesin dinlemelisiniz ikazları. çok yakın dostlarımdan biri grup üyelerinin arkadaşıydı. ilk dinlediğim anı yirmi iki yıl gibi bir süre geçse bile anımsıyorum. o zamanlardan bugünlere dinlediğim en iyi coverları yaptıklarını söylersem az bile kalır.

    ankara’lıydı metropolis, orada, manhattan’da ve birçok mekanda çalıyor, her istanbul programı için ankara – istanbul yolunu arşınlıyorlardı. metropolis istanbul çıkarmalarında onlar sahnede biz de ön saflarda yerimizi almayı ihmal etmiyorduk.

    sonrasında avusturya’ya yerleştikleri bir süreç oldu ve ilk albümleri ‘makine’yi kaydettiler. albüm çok daha önce çıkması planlanmıştı ancak 1999 depreminin yaraları grubu da etkisi altına alması nedeniyle 2002 yılında yayımlandı. aslında ‘makine’ye paragraflarca yer ayırmak ve ülke rock müzik sürecindeki yerine değinmek gerekse de bunu azıcık sonraya erteliyorum. ama bunu söylerken de dinlememiş olanlar için albümü bir an önce tecrübe etmelerini önermeden geçemeyeceğim. özellikle ‘makine’, ‘her cennet’ ve ‘gel gör beni’ ne demek istediğimi anlatacaktır.

    aslında konuyu buradan hassas bir geçişle ‘metropolis’in kurucularından ve grubun karakteristik sesi ‘ercüneyt özdemir’e getireceğim.

    tabii ki yıllar geçip gitmeyi ihmal etmiyordu. her birimiz farklı yerlerde hayatın çeşitli alanlarına dağılmış durumlardaydık. 2008’de bir bahar akşamı beyoğlu’nda üst katlarda bir stüdyoya yolum düşmüştü. ercüneyt o sırada albümünün kayıtlarını bitirmek üzereydi ve yayımlanmadan önce dinleme imkanını yakalamıştık. albüm ‘e8’ ismiyle piyasaya çıktı ve ‘duvar’ şarkısı önderliğinde hepimizin bir yerlerine dokunmakla kalmayıp sapasağlam şarkı yapılarıyla da hafızalara kazındı. ‘nerden bileceksin’ ve ‘bahar gelecek’ hâlâ dönüp de dinlemeyi ihmal etmediklerimiz arasında.

    takip edip frekansında kalınması gereken isimlerden biri ercüneyt özdemir. geçen süre zarfında boş durmayıp bir çok film müziğine imzasını atarken sahne hayatına da hiç ara vermedi. sahne adamı olmanın ve hayatını müziğe adamanın ne demek olduğunun izlerini sürebileceğiniz kişiliklerden biri.

    çok sevindirici bir haber olarak ercüneyt özdemir’in yeni çalışmalarını yayımladığını öğrendim. yaptığım ilk iş şarkıları bir süre tekrara almak ve gözümün önünden anıların geçmesine izin vermek oldu.

    ‘bırak hüzünleri’ öyle bir şarkı olmuş ki parçanın hiçbir anında dışında kalamıyor, hikayenin bir yerine kendinizi koyduğunuzu görüyorsunuz. şarkı bitmesin be kardeşim, hissiyatı yok mudur? işte her şeyi bu sürede yaşamanızı sağlıyor bir şarkı boyunca. ardından başlayan ‘hesap kitap’ ercüneyt’in ‘e8’ albümünden alışık olduğumuz ve bir yandan da özlediğimiz soundunun yanı sıra yine sözlerin yerine tam oturduğu son dönemin iyi parçalarından biri olmaya aday. son olarak ‘koparılan çiçekler’ başlıyor ki ‘sertap erener’in seslendirdiği bir ‘soner sarıkabadayı’ şarkısının ‘ercüneyt özdemir’ dokunuşlarıyla nasıl olabileceğinin farkını yaşamış oluyoruz. cover yapmanın ustalığı açısından da ayrıca kulak kabartılması gereken bir iş, uyarayım.

    ercüneyt özdemir’in yeni kayıtlarına bilimum adreslerden ulaşmanız mümkün ve eğer ülke rock müziğinden sağlam örneklere tanık olmak istiyorsanız ihmal etmeyin ve ıskalamayın.

    bırakın hüzünleri orada kalsın.
  • türkiye'nin en iyi vokallerinden. ses tonu çok iyi, daha iyi olan sesini kullanış şekli, inişleri çıkışları.
  • dupduru ruhuna hediye edilmis enfes bir sesi var gibidir bu insanin...

    bir albumu oldugunda da hazimsizlik cekecegini hic zannetmedigim durulukta da bir insan oldugunu dusunuyorum.
  • neredeyse söylediği her şarkının hakkını veren vokaldir. hatta onun gibi u2 söyleyen vokal gelmemiştir türkiye'ye.* bu tabi metropolis'in bile eski zamanları.. gruplar değişti , repertuarlar değişti. ama o ne söylese yine hakkını veriyor..
  • bu gece yüxexes'te yer alacak müzik adamı...

    an itibariyle gerçekleşen soundchek, arkadaşımızın feci yardıracağını gösteriyor
  • metropolis vokalisti. 1992 yılında ankara semalarında egemen ünal ve orkun aldemir'le metropolis'i kurdular. son zamanlarda da hayal kahvesi ve line civarlarında indigo adlı grupla beraber çalıp söylemekte.

    bonus: şu aralar solo albüm çalışmalarına yoğunlaşmış.
hesabın var mı? giriş yap