• gladionun turkiyedeki adi. ama hicbir zaman gladio gibi acik olarak ortaya cikirilamadi.

    can dundarin bu orgutlenmeyi anlattigi kitabin da adidir ayni zamanda.
  • temiz eller için bir adim olabilir mi?

    istanbul ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen patlayıcılara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, emekli tuğgeneral veli küçük ile avukat kemal kerinçsiz', ali yasak (drej ali) ında aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alındı.
    ümraniye’deki gecekonduya yapılan baskında 27 adet el bombalasa, tnt patlayıcıları ve fünyalar bulunmuştu. patlayıcıların sahibi özel harpçi emekli astsubay oktay y.'nin kuvvai milliye derneği’nin kurucular kurulu üyesi olduğu, emekli tuğgeneral veli küçük ve danıştay saldırısının kilit isimlerinden muzaffer tekin ve büyük hukukçular birliği başkanı avukat kemal kerinçsiz ile de ilişkisi olduğu ortaya çıkmıştı. el bombası ve patlayıcıların bulunduğu gecekondunun ise emekli tuğgeneral veli küçük tarafından oluşturulduğu iddia edilen 'ergenekon' adli yapılanmanın cephaneliği olduğu iddia edilmişti.

    22 ocak 2008 sabahı başlayan operasyonun nasıl derinleşeceği şu an bilinmiyor. “temiz eller” için bir adım olup olmayacağını zaman gösterecek. türkiye gladiosu’ mu ortaya çıkacak bekleyip göreceğiz. soğuk savaş döneminin paramiliter ve gladio örgütlenmesi türkiye’de ortaya çıkmamıştı, çıkartılamamıştı. son bir kaç yıldır ulusalcı/milliyetç i / kuvva-i milliye gibi adlarla, emekli askerlerin başını çektiği, dernek, vakıf gibi yasal ve ergenekon, tit gibi birbiriyle bağlı yasadışı onlarca örgüt ortayı çıktı.

    soğuk savaş döneminde oluşturulan bu “derin” yapılanmalar kamuoyuna basın yoluyla ve susurluk dosyası tbmm faili meçhul cinayetleri araştırma komisyonu raporunda ortaya çıktığı kadarıyla öğrenilemeye başlandı. kamuoyuna yansıdığı kadarıyla bu derin yapılanmaların baş aktörü olarak emekli tuğgeneral veli küçük öne çıktı.

    güneydoğu'da çok sayıda faili meçhul cinayetin altında imzası olan jitem'in kurucusu olduğu iddia edilen veli küçük ismi ilk kez susurluk kazasıyla duydu. kazada ölen abdullah çatlı'nın, son telefon görüşmelerinden birini küçük'le yaptığı belirlendi. susurluk'un kilit isimlerinden yeşil kod adlı mahmut yıldırım'ın kullandığı cep telefonunun da o dönemde giresun jandarma bölge komutanı olan tuğgeneral küçük adına kayıtlı olduğu saptandı.

    veli küçük'ün susurluk kazası sonrası abdullah çatlı, yeşil kod adlı mahmut yıldırım ve hadi özcan'la ilişkisi olduğu ortaya çıktı. çatlı öldüğünde hastaneyi arayarak cesedinin sami hoştan'a verilmesini istedi. çatlı ile yaptığı telefon görüşmeleri nedeniyle yargılanması istenmiş ancak izin alınamamıştı.
    veli küçük, kocaeli il jandarma alay komutanı olduğu sırada bu bölgede kullanıldığı tespit edilen telefondan, öldürülen ömer lütfü topal'ın kumarhanelerinin de defalarca arandığı belirlendi. telefonun kocaeli'nde kullanıldığı dönemde, 'adapazarı-izmit- sapanca' üçgenindeki kürt işadamlarına yönelik suikastlar dikkat çekmişti

    veli küçük, ne çağrıldığı tbmm susurluk komisyonu'na gitti, ne de hakkında adli bir soruşturma açılabildi. ancak savcılığın yaptığı suç duyurusu üzerine iddiaları araştırmak üzere üç generalden oluşan bir komisyon kuruldu. turhan bedirhan, cahit balcı ve yaşar ilık'tan oluşan generaller heyeti, küçük ile ilgili bir suç unsuruna rastlamadı. diye rapor yazdılar. veli küçük araştırma heyetine, abdullah çatlı, sami hoştan ve sedat peker gibi isimlerle 'istihbarat temini için' konuştuğunu söylemekle yetinmişti.

    azerbaycan ve ermenistan'a yönelik kontrgerilla örgütlenmesine de adı karışan veli küçük, emekli olduktan sonra kızılelma koalisyonunun mimarlığına soyundu. sedat peker'in kurduğu 'öztürkler.com' adlı internet sitesinin açılışına katıldı. veli küçük'ün azerbaycan'da ermenilere karşı askeri eğitim verdiğini belirten azerbaycan eski içişleri bakanı'nın yeğeni turan a. yaptığı çarpıcı açıklamalarda, veli küçük'ün azerbaycan'daki faaliyetlerine mhp'nin yanı sıra türk devletinin de destek verdiğini açıklamıştı.

    veli küçük, hrant dink'in 301'den yargılanmasının baş aktörlerinden olan hukukçular birliği başkanı kemal kerinçsiz ile defalarca aynı karede yer aldı. dink'in avukatı erdal doğan, veli küçük'ün, duruşmaları izlediği dink'i telefonla tehdit ettiğini açıkladı. doğan, "dink, veli küçük'ün tehditlerinden, diğer tehditlere göre daha fazla tedirgin olduğunu söyledi" dedi.

    veli küçük'ün, danıştay saldırısında tetiği çeken avukat alparslan arslan'la çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı. bu fotoğrafın montaj olduğunu söyleyen veli küçük'ün, yine danıştay saldırısına adı karışan ve 27 adet el bombasıyla yakalanıp tutuklanan oktay yıldırım'a yakınlığı nedeniyle emekli yüzbaşı muzaffer tekin'le yan yana çekilmiş fotoğrafları da ortaya çıkmıştı.

    bunlar türkiye gladiosu mu:

    ergenekon
    ümraniye'deki ele geçirilen el bombalarıyla ilgili yürütülen soruşturmada tutuklanan muzaffer tekin'in bilgisayarından, ergenekon yapılanmasının ayrıntıları çıktı.
    operasyon kapsamında yapılan aramalarda mgk toplantılarıyla ilgili gizli belgelerin ve ergenekon örgütlenmesiyle ilgili belgelerin ele geçirildiği iddia edildi. tekin'in avukatları, belgenin bir devlet büyüğüne ait fotoğraf ve içeriğini açıklamadıkları bir metin olduğunu söyledi.

    tekin'in evinde yapılan aramada ele geçirilen belgelerde ise devletin yeniden yapılandırılması na (ergenekon) dair belgeler ele geçirildi. 'devletin yeniden yapılanması için öneriler', 'master plan ön çalışması' ibareli kitapçığın 'amaç ve kapsam' bölümünde, yeni bir teşkilat yapısı oluşturma ve uygulamaların temel hareket noktasının, 'master plan' çalışmasına ışık tutmak amacı taşıdığı belirtiliyor.

    'amacımız nedir' başlığı altında, 'tam bağımsız, milli devleti yeniden yapılandırmak' başlığı altında, bunu gerçekleştirmek için öneriler sıralanıyor.

    'amaca götürecek araçlar' başlığı altında ise şu ifadeler dikkat çekiyor: "henüz örgütlü değiliz, yol haritamızı çizmiş değiliz, parasal gücümüz yok, medya kontrolümüz zayıf. büyük ortadoğu projesi eylem halinde. israil devletinin kutsal topraklar projesi var. askeri gücümüz küçümsenemez. henüz milli ruhumuz ölmedi deniliyor

    örgütün yapılanması ise şöyle anlatılıyor: “henüz yolun başlangıcında olan bizler sahip olduğumuz imkânları bir elma çekirdeği olarak algılamalıyız. görünmeyen yapılanmamızı 'planlama ve yürütme' grubu ve ona bağlı 'alt birimler' olarak tesis etmeliyiz.” yapılanma 2 başlığı altında 'planlama ve yürütme kurulu' alt başlığı ile örgütün merkez komitesi tanımlanıyor. kısaca pyk olarak adlandırılan kurulan örgütün en üst biriminin görevleri ise şu şekilde tanımlanıyor. "pyk teşkilatın en üst birimidir. pyk devletin ve milletin bekası, yurt içinde ve yurtdışında milli menfaatlerin savunulması, ulusal devlet anlayışı içinde kısa, orta ve uzun vadeli devlet politikalarını n belirlenmesi, devlette devamlılığın sağlanması, milli şeceresinden gelen değerlerin milli şuura dönüştürülerek dünya devletleri arasında ticari kültürel ve teknolojik öncü konumuna gelebilme için devletin yeniden yapılanmasını temin amaçlı örgütlenme ve eylem faaliyetlerinden sorumlu birimidir"

    'yapılanmanın temel felsefesi' alt başlığı altında, "dinamikleri bilinmeyen bir işin stratejileri kurulamaz. bu nedenle tüm uygulamalarımı zda ülkenin genelinde sosyal, ekonomik, askeri, teknolojik ve tüm diğer yapılarımızın temel dinamiklerini detayları ile bilmek ve bu bilgilere sahip olabilmek içinde derinden izlemek şeması içinde olmak zorundayız. bu yüzden yapılanmamızı tümden gelen değil tümevarım sistem içerisinde kurmalıyız. pyk'nın alt birimleri vardır. alt kurul başkan ve alt birim temsilcilerinden oluşur. +21 isimleri kesinlikle gizlidir ve deklere edilemez. kod isimleri kullanırlar. toplu seyahat etmezler. toplantıları gizlidir" şeklinde tanımlanıyor. örgütün alt birimleri ise şöyle sıralanıyor: genel sekretarya, ticari ve sanayi, ekonomi, hukuk, siyasi eğitim, teknoloji, kültür sanat, milli savunma/askeri güçlerimizle ilintili faaliyetlerden sorumlu birim, içişleri/emniyet/ istihbarat faaliyetlerinden sorumlu birim, spor ve gençlik, sağlık, diyanet ve dini teşkilat birimleri. örgütün hedefi ise "bir siyasi parti oluşturarak veya bir siyasi partiyi ele geçirerek, siyasi tanıtım faaliyetlerinde bulunmak, seçimlere hazırlanmak ve iktidar olmak" olarak tanımlanıyor.

    vatansever kuvvetler güç birliği hareketi derneği
    vkgh'yi kimler kurdu?
    vgkh, 2005 yılında, taner ünal, eşi melek ünal, kayınbiraderi ümit cançeker, yeğeni sıla deniz boyraz, nihat gürkan, emekli tuğgeneral hasan kundakçı, halit bozkurt, cumhur selen, gülşen özer, m. ali aygül, m. recep ertok, mehmet kalın, yasin alparslan, abdülkadir erdil tarafından kuruldu. ayrıca, özkan alkan, emekli general alaaddin parmaksız ve emekli albay fikri karadağ'ın da dernek faaliyetleriyle ilgili olduğu belirtiliyor.
    vatansever kuvvetler güçbirliği hareketi derneği'ne (vkgbhd) karşı 2006 da başlayan ve 14 ay sürdürülen bir takibin ardından yapılan girdap operasyonu'nda ulaşılan bilgilerle, danıştay saldırısı, dink cinayeti, ümraniye'deki cephanelik ev başta olmak üzere gündeme damgasını vuran önemli olaylar arasındaki derin ilişkilerden bir kısmı ortaya çıkıyor. dernek yöneticilerinin verdiği ifadeler, veli küçük adını yeniden gündeme taşıdı. medyada yer alan bilgilere göre, vkgbhd başkanı taner ünal başta olmak üzere dernek yöneticilerinin birebir irtibatta olduğu ve talimat aldıkları kişinin veli küçük olduğu anlaşıldı. '1 numara'nın talimatlarını birebir görüşmelerde yönetici kadroya aktardığı, yöneticilerin de alt kadrolara 'sakın ertelemeyin 1 numara'nın talimatı, ona göre' dedikleri belirlendi. ifadelere göre, '1 numara' veli küçük, hem taner ünal ekibini hem de istanbul grubu olarak tanımlanan muzaffer tekin'in ekibini yönlendiriyordu. ünal, ifadesinde, danıştay saldırısını aydınlatacak önemli bilgiler de verdi. ünal, saldırıyı istanbul grubu olarak muzaffer tekin ve hüseyin görüm'ün planladığını iddia etti. ünal ifadesinde, 'olaydan 2 gün önce muzaffer tekin ekibi ankara'da bir araya gelip toplantı yaptı. tetikçinin cebinden bizim kartımız çıkması ise tamamen komplo. işi bizim üzerimize yıkmaya çalıştılar. tetikçi alparslan arslan'ı da daha önce tekin grubu ile bir kaç kez gördüm' dedi. küçük'ün halen kontrgerilla faaliyetleri nedeniyle tutuklu bulunan emekli yüzbaşı muzaffer tekin'le yakın ilişkisi biliniyor.

    vatanseverler çetesi'ni yönlendiren ve telefon dinlemelerine '1 numara' olarak takılan general rütbesindeki ordu görevlisinin kim olduğu konusunda bazı çevrelerin farklı görüşleri de vardı. iddiaya göre, vkgb derneği! başkanı taner ünal, yeniçağ gazetesi etrafında toplanan mhp muhalifleri tarafından destekleniyor. destekçiler arasında; veli küçük dışında hasan kundakçı, suat ilhan, cumhur evcil, hurşit tolon, kulp'taki toplu katliamdan sorumlu yavuz ertürk gibi emekli generaller ve adı çeşitli çete faaliyetlerine karışan ve bu nedenle bir süre hapis yatan emekli yarbay korkut eken de bulunuyor. çeteyi yönlendiren 'bir numara'nın bu emekli generallerden biri olma ihtimali üzerinde de durulmuştu. öte yandan genelkurmay başkanı org. yaşar büyükanıt'ın kara kuvvetleri komutanlığı döneminde vkgb'yle ilişkisine dair bazı iddialar gündeme gelmişti. vkgb'de, şemdinli olayları sırasında ogr. büyükanıt'a destek kampanyası başlatmıştı. dernek başkanı taner ünal, vkgb'nin büyükanıt'la bağlantılı olduğu iddialarına karşılık internet sitesinde şu açıklamayı yapmıştı: 'sayın batuhan başer yönetimimize girmek istiyordu. 'sayın büyükanıt babamın arkadaşıdır' dediği için bu genç arkadaşımızı yönetime almadım.'

    ''suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturdukları'' iddia edilen vatansever kuvvetler güç birliği hareketi derneği (vkgb) başkanı taner ünal'ın da aralarında bulunduğu vkgb mensubu 18 kişi, emniyetteki sorgulamaları nın ardından mahkemeye sevk edilmişti.

    türk intikam tugayı ( tit)
    ihd eski genel başkanı akın birdal'a düzenlenen suikastla adı gündeme gelen tit kurucusu ve ulusalcı birlik partisi (ubp) genel başkanı semih tufan gülaltay hakkındaki soruşturma evrakında da veli küçük'le yakın ilişkisi bulunan tekin'in adı gündeme gelmişti. soruşturmada müşteki olarak ifade veren feride esra gökçimen, gülaltay'ın yanına sık gelenlerden birinin muzaffer tekin olduğunu ve sık sık ubp'de toplantılar yaptıklarını belirterek, 'gülaltay ve adamları, muzaffer tekin'e sürekli olarak 'komutan' diye hitap ediyordu demişti. ‘ muzaffer tekin, danıştay saldırısından 2 gün önce, 4-5 kişilik bir grupla geldi ve gülaltay ile saatlerce toplantı yaptı' demişti. gökçimen, danıştay tetikçisi alparslan arslan'ın da ubp binasına kalabalık grupla geldiğini, gazetelerde resmini gördüğünde tanıdığını söylemişti.

    türksolu:
    işçi partisi'ne (ip) bağlı öncü gençlik'in istanbul il başkanı olan gökçe fırat çulhaoğlu ve arkadaşları milli istihbarat teşkilatı'yla (mit) ilişkisi olduğu gerekçesiyle ip'ten atıldı. ekip önce chp'ye, daha sonra da eski anayasa mahkemesi başkanı yekta güngör özden'in başkanlığını yaptığı atatürkçü düşünce derneği'ne (add) geçti. ardından atatürkçü düşünce kulüpleri federasyonu' nu (adkf) kurdu, haftalık türksolu ve aylık ileri dergilerini çıkardı. üniversitelerde hızla örgütlenen türksolu, 2003 yılından sonra sosyalist ve kürt öğrencilerle çatıştı. türksolu, 2003 yılında cumhuriyet'in 80. yıl kutlamaları sırasında yapılan bir yürüyüşte açtığı 'ordu göreve' pankartıyla belirdi, 'kürt sorunu yok kürt istilası var', 'türk oğlu türk kızı türklüğünü koru' diye manşet attı. türksolu; 2005 yılından sonra büyük hukukçular birliği (bhb) ve diğer sivil örgütlerin başlattığı aydınlara yönelik protesto eylemlerinde yerini aldı. böylece bhb başkanı kemal kerinçsiz, türksolu grubunun konferansları na katılmaya başladı. türksolu ile kerinçsiz yakınlaşması öyle ilerledi ki, 'yılın faşisti' ve 'yılın gandi'si anketi yapıldı. kerinçsiz, gandi seçildi.

    milli mücadele derneği:
    türksolu dergisi'ni çıkaran ekip, 2007 başında milli mücadele derneği'ni (mmd) kurdu. derneğin ilk eylemi, hrant dink'in cenaze yürüyüşüne karşı galatasaray lisesi'nden taksim'e, 'hepimiz mustafa kemaliz, hepimiz türküz' pankartıyla yürümek oldu. derneğin açıklamasında, "dink, türk düşmanıydı. öldürülmesine hiç üzülmedik" denildi.

    büyük hukukçular birliği derneği :
    bhb olarak bilinen grup, bilgi üniversitesi' nde (bü) yapılacak ilk ermeni konferansı'nı, idare mahkemesi'ne başvurarak iptal ettirince gündeme geldi. sonrası küfürlü, tekmeli, tokatlı, tükürüklü duruşmalar oldu. başkan kemal kerinçsiz, mhp üyesiydi. yanında, eski ülkü ocakları istanbul başkanı avukat levent temiz vardı. temiz, 30 ağustos 2003'te öncü gençlik başkanı mehmet perinçek'le ortak bir açıklama yaparak, el ele verdi. atatürkçü düşünce derneği'nin de (add) aralarına katıldığı üç grup 'gençlik cephesi' dergisini çıkardı. bu birliktelik sonrasında temiz görevinden alındı. bhb'nin mahkeme içinde sürdürdüğü 'cüppeli mücadele', duruşma koridorlarında ve adliye binası dışında sürüyordu. bhb, daha sonra ayrıştı.

    bhb'nde kerinçsiz'in çok öne çıkması, derneği böldü. levent temiz, 2006 yılında bhb'den ayrılarak ulusal hukukçular birliği derneği'ni (uhb) kurdu.

    milli güç platformu:
    her mahkeme önünde hep milli güç platformu (mgp) vardı. 'gaspıralı çalışma grubu' (gçg), 'sivil toplum kuruluşları birliği' (stkb), 'türk dünyası insan hakları derneği' (tdihd) ve 'türk ayasofya derneği' gibi yan örgütler sokağa taşmıştı. kemal kerinçsiz'in yanı sıra ramazan bakkal, emekli astsubay oktay yıldırım, ramazan kırkık, recep akkuş, aynur atabozkurt ve muammer karabulut, öne çıkan isimlerdi. bakkal, bazen milli güç platformu'nun (mgp), bazen stkb'nin sözcüsüydü. mgp'nin 'mücadelesi', mersinli bir sağlık çalışanı olan bekir öztürk'ün web sitesinden duyuruluyordu. mgp'nin de yer aldığı eylemlerde ilginç isimler de vardı: danıştay saldırısı sonrası gözaltına alınan eski yüzbaşı muzaffer tekin ve emekli tuğgeneral veli küçük gibi. tekin'in, saldırı sonrası evinde, 'türksolu' dergisinin nüshaları bulundu. ülkücü mafya sedat peker'in kurduğu türkçü internet sitesinin açılış gecesine katılan emekli tuğgeneral veli küçük ise 16 mayıs'ta hrant dink ve aydın engin'in yargılandığı davaya müdahil olmak istedi. mgp, bhb'deki ayrışma sonrası, diğer kuruluşlar gibi ortadan kayboldu.

    büyük güçbirliği derneği:
    mgp'deki ayrışmadan sonra kemal kerinçsiz büyük güçbirliği derneği'ni (bgd) kurdu.

    kuvvai milliye derneği:
    mersinli bir sağlık çalışanı olan bekir öztürk, milli güç platformu'nun sözcülüğünü yaptığı web sitesinde kuvvai milliye derneği'ni (kmd) kurdu. mersin'de bulunan öztürk'ün kmd'sinin genel merkezi, ankara'da. derneğin basın sözcülüğünü emekli kurmay albay aziz ergen yapıyor. ergen, 2000-2001 yılları arasında jandarma genel komutanlığı kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele daire başkanlığı'nda jandarma kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele daire başkanı'yken 'beyaz enerji operasyonu'nu başlattı. dernek üyeleri arasında emekli astsubay oktay yıldırım da var.
    kuva-i milliye derneği başkanı bekir oztürk'ün incelenen bilgisayarında cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde suikast planlarının ortaya çıktığı iddia edildi. istanbul, ümraniye'deki bir gecekonduda ele geçirilen el bombaları ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında terör örgütü üyesi olmak" ve "askere itiatsizliğe tahrik" suçlarından tutuklanan kuva-i milliye derneği başkanı bekir oztürk'ün olduğu iddia edilen ve derneğin genel merkezinde ele geçirilen bilgisayarda yapılan inceleme sonucu fener rum patriği bartholomeos, ermeni patriği mutafyan ve işadamı ishak alaton'a yönelik suikast senaryolarına dair bir belgenin çıktığı öne sürüldü.

    soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı'nın talimatı üzerine geçtiğimiz hafta ankara, konya, bursa ve balıkesir illerinde bulunan kuva-i milliye dernekleri'ne düzenlenen baskınlar sonrası bekir öztürk'ünde aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alınmıştı. ankara ilinde bulunan derneğin genel merkezinde yapılan aramada ele geçirilen bilgisayarlarda yapılan incelemelerde ortaya çıkan suikast planları incelemeye alındı.

    kuvayi milliye derneği:
    derneği, vkgb'den ayrılan emekli kurmay albay fikri karadağ kurdu. karadağ, 2003 yılında ordudan emekli edilince vkgd'ye katılmış, sonra da ayrılmıştı. silah üzerine yemin ederken çekilmiş görüntüleri ve ırkçı cümleler içeren yemin metni basına yansıdı. başkan yardımcısı ali özoğlu'na göre dernek, motorlu, coplu ve telsizli örgüt kurmayı düşünüyordu. özoğlu, dernekten ayrıldı. bu arada, karadağ'ın derneği ve bekir öztürk'ün kmd'sinin yanı sıra denizli'deki kuvayi milliye derneği ve istanbul'daki mühendis hakkı sevim'in kurduğu yeniden kuvayi milliye derneği de aynı adla çalışma yürütüyor.

    türkiye kuvayı milliye mücahitler derneği
    'asıl kuvayı milliye biziz': türkiye kuvayı milliye mücahitler derneği genel başkanı irfan soker, 'ölme ve öldürme' yemini eden karadağ'ı, "mevsimlik kuvayı milliyeci" diye niteledi. soker, "56 yıldır bu ruhu yaşatıyoruz. kuvayı milliye adıyla dernek kurulması engellenmeli, aynı isimle siyasi amaçlar taşıyan dernekler kapatılmalı" dedi.

    dergilerinde kürtleri aşağılayan, silah ve kuran'la ölüm yeminleri eden gruplarda, küçük gibi eski generaller, kerinçsiz gibi ünlüler ve günaltay gibi mahkûmlar birlikte görülüyor.
    'kuvayi milliye' adlı dört dernek var. artık 'milli mücadele' bir derneğin, 'ulusal birlik' bir platformun, 'müdafa-i hukuk' da iki partinin adı. ve diğerleri: 'vatansever güçbirliği', 'türkiyem', 'yurtsever.. .' her parti, dernek ya da platformun arkasından tanıdık isimler ve bir dönemin ünlü paşaları çıkıyor: emekli tuğgeneral veli küçük, avukat kemal kerinçsiz'in yanında görülüyor. emekli korgeneral hasan kundakçı, yörük köylerinde propaganda yapan vatansever kuvvetler güçbirliği platformu'nun eski 'onursal' başkanlığını yapıyor. diğer bir kuvvai milliye derneği'nin basın sözcülüğünü emekli kurmay albay aziz ergen üstlenmiş. emekli kurmay albay fikri karadağ, başkanı olduğu dernekte silah ve kuran üzerine yemin ediyor. milliyetçi sendikacı mustafa özbek'in 'türkiyem topluluğu'nun kurucuları arasında emekli tuğgeneral alaettin parmaksız, danışma kurulundaysa emekli orgeneral hurşit tolon yer alıyor.

    türkiyem topluluğu:
    türk-metal-iş'in 32 yıllık genel başkanı mustafa özbek'in geçen yıl kurduğu türkiyem topluluğu'nun (tt) 24-36 kasım 2006'da yaptığı 1. büyük kurultayı'nda 'milli bir siyasi yapı oluşturulması' kararlaştırıldı. kemal kerinçsiz ve ramazan bakkal, topluluğun istanbul kurucular kurulu listesindeydi. bu iki isim, daha sonra çekildi. tt'nin merkez yürütme kurulu üyeleri arasında emekli tuğgeneral alaettin parmaksız var. 1990-1992 yıllarında hakkâri dağ komando tugayı'nda bulunan parmaksız, 'burası hakkâri/ankara' dan göründüğü gibi değil' adlı bir kitap yazmıştı. tt'nin 167 kişilik danışma kurulu'nda 1. ordu komutanı olarak görev yapan emekli orgeneral hurşit tolon da yer alıyor.

    ulusal birlik hareketi platformu:
    insan hakları derneği'nin eski genel başkanı akın birdal'a 1998 yılında silahlı saldırıda bulunulması eylemini organize eden semih tufan günaltay, 4.5 yıl cezaevinde yattıktan sonra 2005 yılında ulusal birlik partisi'ni (ubp) kurdu. günaltay, muzaffer tekin'le türksolu'nun düzenlediği bir etkinlikte tanıştı. kitaplarını da türksolu tanıyordu. günaltay, yargıtay kararıyla başkanlıktan ayrılınca ubp de kapandı. günaltay, uzun bir sessizlikten sonra 11 şubat'ta ulusal birlik hareketi platformu'nu (ubhp) kurduğunu açıkladı. kağızman gençlik derneği'nin başkanlığını da yürüten günaltay'ın oluşumunda 38 kuruluş var. ubhp'nin ankara'daki temsilciliğini ise atatürkçü düşünce derneği başkanı ve eski jandarma genel komutanı orgeneral şener eruygur yürütüyor. ubh'ya destek veren kuruluşlar arasında temiz'in uhb'si ve avukat erkut şahin'in ilerici aydınlar derneği (iad) de yer alıyor.

    ilerici aydınlar derneği:
    semih tufan günaltay'ın akın birdal suikastı sonrası avukatlığını üstlenen erkut şahin, ilerici aydınlar derneği'ni (iad) kurdu.

    yurtsever hareket:
    ressam bedri baykam'ın başını çektiği hareket, orhan pamuk duruşması ve iptal edilen ermeni konferansı sonrası boğaziçi üniversitesi' nde eylem yaptı. baykam, bir dönem işçi partisi ile hareket etti, işçi partisi ile yolunu ayırıp türksolu'nda yazdı.

    cumhuriyetçi demokrasi partisi:
    yekta güngör özden, cumhuriyetçi demokrasi partisi'ni (cdp) 2002'de kurdu. genel başkan yardımcısı emekli tümgeneral osman özbek'ti. özden, partiden ayrılarak türksolu'nda yazmaya başladı. özden'den sonra partinin adı milli egemenlik partisi (mep) oldu. mep'in ankara il örgütü, çağdaş türkiye partisi'ne (çtp) katıldı.

    çağdaş türkiye partisi:
    emekli albay metin bozkurt 3 aralık 2006'da kurdu. ankara ve istanbul'da örgütlü.

    müdafai hukuk hareketi partisi:
    yeniden müdafai hukuk hareketi derneği'nin (ymhhd) kurduğu parti (mhhp), 'paşaların partisi' diye anıldı. iddiaya göre, eski 1. ordu komutanı emekli orgeneral hurşit tolon, mhhp'nin başına geçecekti. emekli orgeneral edip başer ve eski mgk genel sekreteri tuncer kılınç'ın da partiyi desteklediği belirtiliyordu. böyle olmadı. ymhhd'nin genel başkan yardımcısı avukat kadir kartal, geçen yıl kurulan partinin başına geçti.

    türkiye müdafa-i hukuk partisi:
    emekli 3. ordu komutanı ve orgeneral necati özgen ile eski van valisi mahmut yılbaş'ın kurduğu müdafa-i hukuk vakfı (mhv), 2006'da türkiye müdafa-i hukuk partisi'ni (tmhp) kurdu. yılbaş tmhp'nin başına geçerken, özgen de mhv başkanlığını yapıyordu. özgen sağlık sorunlarını gerekçe göstererek başkanlıktan ayrıldı. iki örgütün başkanlığını da yılbaş yapıyor.

    ulusal bağımsızlık hareketi derneği:
    antalya'nın manavgat ilçesinde kuruldu. ulusal bağımsızlık hareketi derneği (ubhd) başkanlığını klas tv'nin sahibi cengizhan demirkaya yapıyor.

    dünya türk olsun
    'dünya türk olsun' yazısı önce izmir, sonra ankara, istanbul, bursa ve bazı diğer kentlerin duvarlarında şablonla yazılmış yazı olarak görüldü. hrant dink cinayeti zanlılarının bulunduğu trabzon'da da aynı yazı vardı. ilteriş dergisi yöneticileri bu örgütlenmenin içinde bulunan bazı kişilerin kendilerine katıldığını söylüyor

    türkçü toplumcu budun ve elbirliği dernekleriyle 'ilteriş' dergisi gibi oluşumların düşünceleri ürkütüyor. tüm dünyanın lanetlediği ırkçı tezleri savunan dernekler en büyük tehlike olarak kürt kökenli vatandaşları görüyor. atatürk'e 'başbuğ' diyor.
    suçlardaki artışların, 'türklerden çok kürt kökenli vatandaşların işi' olduğunu söyleyen bu gruplar, kürt nüfusunun artışının kontrol altına alınmasını 'beyaz ırkın' (türkler) ise daha çok çocuk yapmasını istiyor. kürtlerin mülk sahibi olmasını, üniversiteye kabul edilmesini istemiyorlar. devlet memurlarının türk olması gerektiğini savunuyorlar.

    kendilerine 'ırkçı' değil, 'soycu' denilmesini istiyorlar, türkleri 'üstün' sayıyor, türk olmayanların üniversiteye gitmemesini, mülk edinmemesini istiyorlar. 'kürt nüfus artışı durdurulsun' diyorlar
    'türkler çocuk yapsın'
    ttbd'nin başkanlığını 9 eylül üniversitesi muhasebe yüksek okulu mezunu cenk tozkoparan, yapıyor. tozkoparan, şamanist olduğunu söylüyor. laik olarak nitelendirdiği dernekte tek başbuğ olarak atatürk'ü görüyorlar. tozkoparan eski mhp'li

    veli küçük ne iş yapar

    istanbul eski valisi erol çakır, emekli tuğgeneral veli küçük ve istanblu narkotik şube eski müdürü nihat kubuş, ticari alanda işbirliğine gitti.
    çakır, küçük ve kubuş, iki kişiyi daha alarak ortak güvenlik hizmetleri şirketi kurdu.
    istanbul’da kurulan "stratejik güvenlik koruma ve eğitim a.ş."nin sermayesi 50 milyar lira olarak belirlendi. şirkette, erol çakır, veli küçük, nihat kubuş, ilhan yazgan ve turan özkışlalı’dan oluşan ortakların her biri 10’ar milyar liralık pay aldı.

    ek: özgürlükçüsol mail grubundan alıntıdır.
  • zaten bi gıdım olan kendi mitolojimizin en önemli unsuru olan ergenekon* kelimesi üzerine oynanan oyunlarla millet kültürel kaynaklarından koparılmış, ergenekon akıllarda anlı şanlı destansı bir hikaye olmaktan çıkıp korkunun, nefretin, her türlü karanlık pis işin anahtar kelimesi haline getirilip ağızlara sakız olmuş, mandacı, islamcı/arapçı, osmanlıcı zihniyet kurtuluş savaşından beri süregelen kuyruk acısının cezasını kendince keser olmuştur.

    sorarım size, şimdinin çocuklarına ergenekon deyince akıllarına türk'ün efsanevi çıkış hikayesi mi; yoksa mafya, ordu, karanlık ilişkiler, gözaltı ve hapis mi geliyor? bunun suçu, eğer gerçekten varsa o isim kıtlığı çekmiş düzenbaz kontrgerillacıların olduğu kadar bu şerefsiz ve faşist kovuşturmayı uygulayan hükümet ve polisindir de...
  • hakkında birşeyler yazmaya ciddi ciddi korktuğum türk destanı.
  • ülkenin aydınlarını içeriye alıp bir ülkeyi karanlığa hapsetme sevdasının durmadan yola devam etmesidir.
  • başka partiye oy verenler ne kadar azalırsa, iktidara getiren oyların yüzde oranı artacağından aslında bir seçim yatırımıdır.

    (bkz: türkiyenin %53'ünün ergenekondan içeri girmesi)
  • harika bir parodiye dönüştürüldü, emeği geçen güç fetişistlerini ayrı ayrı tebrik etmek lazım.
  • (altı ay evvel yazıp köşeye atmışım. ahmet şık'ın alınması ve takip eden tutuklamalar üzerine olacak. herhalde ekleyeceklerim, düzelteceklerim vardı. şimdi hatırlamıyorum. bu haliyle yollayayım bakalım)

    ilk soruşturmalar başladığında ve tutuklamalar geldğinde umutlanmayanlar herhalde bir tek ordu görevecilerdi. öyle ya, herkesin bildiği ama bir türlü ses edemediği kontrgerilla elemanlarının alınmaya başladığını düşünüyorduk. devamı gelecek mi emin değildik, tereddütteydik ama yine de bir umut bekledik. zaman geçtikçe pis koular saçılmaya başladı. son olarak gelinen nokta ortada. hayatını kontrgerillayla mücadeleye adamış insanlar, bu örgütün üyesi olmakla suçlanıyor. ortada maddi delil namına ne var bize söylenmiyor bile. meşru kabul edilen usüllerin hiçbiri, eskiden beri olageldiği şekliyle, yine uygulanmıyor. işkenceciler sosyalist silahlı örgütlerin elemanıymış mesela. ve bu örgüt de aslında kontrgerilla örgütüymüş. türlü masal.

    bin operasyoncular yok bu örgütte. toplu mezarların üzerini kapatanlar şimdi kontrgerilla üyesi diye, kontrgerillayı ilk kez dava tutanaklarına geçirenlerin peşinde. böyle dev bir örgütün merkezi devlet finansmanı ve organizasyonundan tamamen habersiz olarak ortaya çıktığı izlenimi yaratılıyor. zamanında ülkeyi kana bularken tüm yerel ve merkezi yetkililerin habersiz olduğu gibi bir yalan alttan alttan salınıyor. ohal valileri yok. dönemin namlı kolluk kuvveti amirleri yok. 70'lerde "kontrgerilla yoktur" diye bas bas bağıran siyasetçilerin adı veya bağlantıları yok. bugünkü devamlarının esamesi okunmuyor bize sunulan örgütte. okunmuyor çünkü biliyorlar ki işin ucu bugünkü siyasi kadrolara da çıkacak. hatta gözümüzün önünde işlenen ve üzerinin kapatılması için ilgili hemen her devlet kurumunun cansiparene çalıştığını gördüğümüz cinayetlerin altından çıkanlar da bu örgütle bağlantılı değil. nasıl olsun, bıçak bugünkü siyasetçileri kesecek.

    korkunç bir finansman ve organizasyon gerektirecek bu gibi bir örgütün merkezi siyasetten tamamen bağımsız olduğunu göstermeye çalışıyorlar. bakanlar yok. başbakanlar yok. müsteşarlar yok. vatan için kurşun atan şereflidir ey halkımız, çomak sokturmayız diye anıranlar ve onları anırtanlar yok. hatta bu lafların ortalığa salınmasına ön-ayak olanlar gazete köşelerinde kontrgerillanın ne kadar da kötü bir şey olduğunu yazıyorlar ve ergenekon soruşturmalarını bu haliyle destekliyorlar. sirk gösterisi gibi. ve "saygın" gazetecilere bakıyoruz. hala hükümetten insiyatif alarak davanın saptığı yoldan tez amanda döndürülmesini isteyebiliyorlar.

    bugün ergenekon soruşturmalarının toplumda yarattığı şüphe, kontrgerillanın istese beceremeyeceği kadar kuvvetli bir durumdadır. soruşturmayı baltalamayın, dikkatli konuşun diye muhtıra veren sivil yetkililer kendi elleiyle soruşturmanın toplumsal meşruiyetini ortadan kaldırıyorlar. kontrgerilla bu davayı sabote etmek istese ve davanın yarattığı algıyı bir anda tam ters yöne çevirtmek istese herhalde tam da bugünkü gibi absürd ilişkiler ağından yola çıkarak onurlu ve dürüst olduğu bilinen, devlet terörünün açığa çıkması için canını dişine takan insanları kontrgerilla üyesi olarak göstermeye çalışır ve inandırıcılığın, meşruiyetin ortadan kalkması için hamle yapardı. insan düşünmeden edemiyor? acaba?

    ve insan düşünmeden edemiyor. bunları düşündüğüm ve ifade ettiğim için sıra bir gün benim gibi internet köşelerinde çiziktiren gudiklere de gelecek mi?
  • artık gına getiren çamur atma, dezenformasyon üretme, statükoyu değiştireceğiz diye gösterip bop'u hayata geçirmek için kullanılan düzendir.

    örnek mi?

    (#21716427)

    bülent orakoğlu denen şahıs, pkk, hizbullah ve dev-sol'un ergenekon tarafından kurulduğunu iddia ediyor.

    oeeh!

    lan, hadi hizbullah, belki de dev-sol kronolojik açıdan bu iddiaya uygun düşer de, pkk ne ya? pkk ne zaman kuruldu? yıl kaç? madem o yıllara kadar uzanıyor bu ergenekon lan neden manisalı'yı, özkan'ı, balbay'ı, haberal'ı tutukluyorsun? ergenekon pkk'yı kurdurduysa, pkk'yı kurdurabilecek ilişki ve güce sahip insan ya da insanlar kimdir şu gözaltına aldıklarınız arasında? a, buna da dersin ki belki, bugüne kadar bu kişilerin kim olduğuna dair bir bilgiye ulaşamadık... lan, o zaman nasıl oluyor da kurdurduğuna dair bilgiye ulaşıyorsun?

    o değil, uğur mumcu'yu ağzına dolamış ya! bir besmele çekseydi önce.

    ...

    bir lafım da pek sevgili statüko, kemalizm ve ulusalcılık karşıtı, merkez soldan daha solda olan solcu arkadaşlara... dev-sol sizin için ne ise, ona göre bu adama gerekli cevabı verirsiniz umarım. tek isteğim, kemalizm'e ve kemalistlere ettiğiniz lafların yüzde birini bu adama etmeniz.
  • kültürel anlamda kısır türk tarihinin en büyük mitolojilerinden biri(ydi). içini boşalttılar, fesatla doldurdular. yeni nesiller artık ergenekon denince türk'ün kurtuluş destanını değil mafyatik oluşumları algılıyorlar. işte benim üzüldüğüm de budur.
hesabın var mı? giriş yap