• türklerin dağı eritip, kendilerine yol yaptıkları destan. ah keşke o zamanki türkler şimdi olsalardı da bir de bolu destanı yapsalardı. yıllardır şu istanbul-ankara yolunu yapamadılar.
  • piç edilmiş destandır. bir milletin ilk edebiyat eserlerinden biri, operasyon adı olarak kullanılması kimin aklına geldi oldukça merak etmekteyim.

    battal gazi*, köroğlu, oğuz kaan* yeşilçam filmi. bozkurt siyasi simge. alper tunga* öldi mi alay konusu oldu derken yazıldıktan sonra destanlaşan gelibolu bile doğru düzgün anlatılmıyor.

    bu destan artık sonsuza kadar aynı isimli soruşturmanın gölgesinde kalarak unutulup gidecek, tebrikler.

    haliyle zamanının ötesinden edit : destandan bahsediyoruz, çeteniz, soruşturmanız sizin olsun.
  • bilinen en önemli iki göktürk destanından birisidir. bir bakıma, m.s. altıncı yüzyıldan sekizinci yüzyıl ortalarına kadar egemen olmuş bu türk devletinin göktürklerin soy kütüğü ve var olma hikâyesidir. ayrıca, türk ırkının yeni bir dal hâlinde dirilişi de diyebileceğimiz bozkurt destanı, bilge kağan'ın orhun âbidelerindeki ünlü vasiyetinin ilk cümlesi olan: "ben tanrıya benzer, tanrıdan olmuş türk bilge kağan, tanrı irade ettiği için, kağanlık tahtına oturdum" cümlesi ile birlikte düşünülecek olursa soyun ve ırkın nasıl bir şekilde ilahileştirilmek istenildiğini de anlatmaktadırlar. destan çin kaynaklarında kayıtlıdır. değişik söyleyişler durumunda ise de, çizgileri aynı fakat isimler üzerinde, anlatıştan doğma veya çinlilerce yazılırken isimlerin çince söylenmesinden meydana gelme değişikler yüzünden ayrı görünen belli üç söylenti şeklinde yazılmıştır.

    birinci söyleyiş:

    hun ülkesinin kuzeyinde so adı verilen bir ülke vardı. burada, hunlarla aynı soydan olan göktürkler otururdu. bir gün göktürkler so ülkesinden ayrıldılar. bu sırada başlarında kağan pu adlı bir yiğit vardı. kağan pu'nun on altı kardeşi bulunuyordu. on altı kardeşten birinin annesi bir kurttu.
    annesi göktürklerce en kutsal yaratıklardan biri olarak bilinen ve böyle kabul edilen bir kurt olduğu için delikanlı, rüzgârlara ve yağmura söz geçirir, bu iki kuvveti buyruğu altında tutardı.
    bununla beraber, so ülkesindeki yurtlarından ayrılan göktürkler düşmanlarının baskınına uğradılar.
    bu baskında düşmanlar bütün göktürkler'i yok ettikleri gibi on altı kardeşten sadece birisi kurtulabildi. kurtulan delikanlı annesi kurt olan idi.
    bu delikanlının da, birisi yaz diğeri de kış ilâhının kızı olan iki karısı vardı. baskından sonra her ikisinden ikişer oğlu oldu. zamanla kalabalıklaşıp çoğalan halk, çocuklardan en büyüğünü kendilerine hakan seçtiler; o zamanki adı göktürk dilinde değildi. hakan seçilir seçilmez göktürkçe olmayan bu adını bıraktı ve türk adını aldı.
    ondan sonra türk on kadınla evlendi, bir çok çocukları oldu. içlerinden asena adını taşıyan biri hakanlık tahtına geçince boyun adı da aşine oldu.

    ikinci söyleyiş:

    hunların bir boyu olan ve adına aşine denilen türk boyu hazar denizinin batı taraflarında yerleşmişti. türklerin ilk atası olarak biliniyordu. rahat ve huzur içinde otururlarken bir gün ansızın düşmanların baskınına uğradılar. baskının sonunda kimse sağ kalmadı.
    her nasılsa küçücük bir çocuk bu baskından sağ kalmış bir köşeye sığınmıştı. düşmanlar onu da gördüler. fakat, cılız ve küçük bir çocuk olduğu için kimse ondan korkmadı ve ona aldırmadı. hattâ içlerinden acıyanlar bile çıktı. ama düşman yine de her ihtimali düşünüp, çocuğu öldürmektense kolunu bacağını kesip orada öylece bırakmayı uygun gördü; düşündükleri gibi yaptılar.
    kolunu bacağını kesip, yan ölü hâle getirdikleri çocuğu alıp bataklıkta bir sazlığa attılar; bırakıp gittiler.
    o sırada, nereden çıktığı bilinmeyen bir dişi bozkurt göründü, geldi, çocuğu emzirdi. yaralarını yalayıp iyi etti. o günden sonra da, avlanıp getirdiği yiyeceklerle çocuğu besleyip büyüttü, gücünü kuvvetini arttırdı.
    zamanla bozkurd'un beslediği çocuk gürbüzleşti.
    günlerden sonra bir gün, baskın yapıp asine soyunu yok eden düşman başbuğu, kolunu bacağını keserek sazlığa attıkları çocuğun yaşadığını öğrendi. adamlar gönderip durumu öğrenmek, sağ kaldı ise öldürtmek istedi.
    düşman başbuğunun gönderdiği asker geldiğinde, kolu bacağı kesik gencin yanında bir dişi bozkurt gördü. dişi bozkurt tehlikeyi sezmişti, dişleriyle gerici yakaladığı gibi denizin öte yanına geçirdi; orada da durmayıp altay dağlarına doğru götürdü. orada, her tarafı yüksek dağlarla çevrili bir yaylada bir mağaraya yerleştirdi, onunla evlendi; on oğlan doğurdu!
    mağaranın bulunduğu yayla yeşillikti; serin gür suları, meyve ağaçlan, av hayvanları vardı. oğlanlar orada büyüdüler, orada evlendiler. her birinden bir boy türedi. bunlardan birinin adı da asine boyu idi.
    asine, kardeşlerinin içinde en akıllı, en gözü pek, en yiğit olanı idi. bu yüzden türk hakanı o oldu.
    soyunu unutmadı. çadırının önüne her zaman, tepesinde bir kurt başı bulunan bir tuğ dikti.
    aradan çok yıllar geçti. aşine boyuna asençe adlı bir başka yiğit hakan oldu. bunun zamanında ise aşine boyu, bulundukları yerden çıkıp daha güzel yurtlara yerleştiler.

    üçüncü söyleyiş:

    bir not halindedir. çin devlet adamlarından cjan-ken'in, milattan önce 119 yılında, çine göre batı ülkelerinde yaptığı gezi sonunda gördüklerini ve duydukların yazıp o zamanki çin împaratoruna sunduğu notlan arasında kayıtlıdır. notu, abdülkadir înan'ın, türk dili araştırmalan yıllığı (1954) ndaki türk destanlanna genel bir bakış adlı yazısından olduğu gibi alıyoruz:
    "hun ülkesinde bulunduğum zaman duydum ki usun hanı, gunmo unvanını taşıyor. gunmo'nun babası, hunlann batısındaki bir ülkeye sahipti. gunmo'nun babası bir savaşta hunlar tarafından öldürüldü. yeni doğmuş olan gun-mo'yu kırlara attılar. kuşlar çocuğu sineklerden koruyor; bir dişi kurt sütüyle besliyordu. hun hakanı buna şaştı. bu çocuğu saydı. onu kendi terbiyesine aldı, büyüttü. babasının ülkesini ona geri verdi."
  • bilinen en eski kaynağı reşidüddin fazlullah'ın camiu't- tevarih'idir. reşideddin'in anlatısına göre moğollar türkler tarafından yok edilir ve geri kalan iki kişi eşleriyle beraber ergenekon denen sarp geçitli bir bölgeye sığınır. zamanla çoğalıp büyüyen halk bölgeye sığmayınca yol açmak için bölgede bulunan demir dağı eritirler ve bölgeden bu şekilde çıkarlar. destan, milli tarih yazma döneminde türk destanı olduğu kanaatiyle bu şekilde anlatılmış, içine bir de kurt figürü eklenmiştir. fuad köprülü ve bahaeddin ögel gibi üst düzey tarihçilerimiz dahi türk destanı olduğu kanaatine varmışlardır. bahaeddin ögel hocanın türk mitolojisi kitabında destanın türk destanı olduğuna yönelik derin analizi mevcuttur. hakikaten (bahaeddin ögel hocanın da belirttiği gibi) moğolların cengiz han döneminde dahi demircilik bilmemesi destanın türk destanı olması ihtimalini artırıyor.

    edit: düzeltme, bkz. vs.
  • orta asyanın yerlileri moğollar hunlar falanmış, çinliler bla bla filanmış.

    türkler zaten ortalıkta hiç yok, muhtemelen birden bire ortaya çıkmışlardır :)

    ya tamam halkın cehalet seviyesi hepimizi rahatsız ediyor da şu sözlüğün haline bak. biraz kitap okuyun arkadaş, yazmak kolay asıl olan okumak, öğrenmek.

    bak kardeş sana bir arap müellifin (bkz: ibn hassul) türk'ler hakkında yazdıklarından bir cümle: 'bütün kavimler içinde şecaat ve cesaret bakımından türk'lerden üstün bir ırk yoktur.'

    bu cümle 1000 sene önce söylenmiş. hem de bir arap tarafından...

    keşke ecdadınızı tanısanız, bilseniz, türk'lük bilincine varsanız...
  • bu tabu yıkıcı yeni nesli ne yapacağız bilmiyorum. şimdi de ergenekon'a taktılar kafayı moğol destanıdır diye.

    peki nedir ergenekon'un türk olmadığının delili?

    bilinen en bütüncül formunun ilhanlı tarihçi reşüdüddin'in camiu't-tevarih'inde bulunuyor olması. peki aynı eserde başka türk destanları da var mı? var. oğuzname'nin de bilinen en bütüncül formu camiu't-tevarih'te bulunuyor. peki reşidüddin'den çıktı diye oğuzname'yi de mi moğol destanı kabul edeceğiz?

    bu tarz yorumlar bildiğin cahillikten kaynaklanıyor. çok basit bir şekilde bu ergenler camiu't-tevarih'in ne olduğunu, ne içerdiğini bilmiyor. bilmediği için ilk rastladığı bilgiyi aşırı yorumluyor. eskaza talat tekin de demiş mi ergenekon sözcüğü moğolcadır diye. tamam bir otoriteye de yaslandığımıza göre artık yardır yardırabildiğin kadar.

    bir defa moğol-türk ayrımı diye bir şey camiu't-tevarih'in yazıldığı dönemde o kadar derin değildi. derin olmuş olsa reşidüddin oğuzname'yi ergenekon'la yanyana aktarmaz.

    mevcut verilerle ergenekon türklerin destanı değil demek en hafif ifadeyle cahilliktir. doğrusu ergenekon'un moğol kaynaklarından bize ulaşmış olmasıdır. bu bilginin de bir adım dahi ötesine geçip yorum yapamazsınız. hele ergenekon moğol destanıdır falan hiç diyemezsiniz. çünkü 13. yüzyıla tarihlenen camiu't-tevarih'ten çok öncesine dayanan çin kaynaklarında türklere atfedilen benzer hikayeler var.

    ve destanlar destan işleri başkanlığı gibi bir yere tescil ettirilmezler. aynı destanın onlarca varyantı olabilir. eğer bir destanı bir hükümdara sunuyorsanız o hükümdarın politik ihtiyaçlarını gözetirsiniz. örneğin oğuzların bayındır boyundan gelen akkoyunlu hükümdarına sunulan dede korkut'ta hanlar hanı bayındır han olur mesela. zira osmanlı'ya düşman uzun hasan'ın karşısına çıkıp senin ataların osmanoğlu'nun tebasıydı diyemezsiniz.

    halbuki gerçekte kayılar oğuz geleneğine göre en tepede bulunurlar. yani dede korkut destanı açıkça çarpıtılmış bir tarihi bilgiyi bize aktarır. bunu da nereden biliyoruz? reşidüddin'in camiu't-tevarih'inden.* oğuzların etnografisi hakkındaki en baba kaynaklardan biri reşüdüddin'dir çünkü. hani şu ergenekon'u da içeren kaynak yani.
  • türklerin islamiyetten önceki bir destanı..
    gokturklerin ortaya çıkışını anlatır..
  • guzide turk destanlarimizdandir. gokturklerin bir nevi yaratilis efsanesidir. (gerci yaratilis destani diye ayri bir destan vardir o ayri).
    bir de boyle uzayan giden seylere de kimi zaman ergenekon destani denir.
    (bkz: ergenekon)
  • turklerin ergenekon adlı, heryeri daglarle cevrili olan bolgeden boz (bkz: gri) bir kurdun klavuzlugu ile kurtulusunu konu alan destan...
  • efsane, demirden meydana gelmis buyuk daglarin, kurulan bircok korukle eritilmesinden ve bir kurtun* yol gostericiligiyle oradan cikabilen insanlarin yasadiklarini anlatir.
hesabın var mı? giriş yap