• aslında kitap bir "broşür" formatında basılmış. küçük boy ve 111 sayfa. bildiğim kadarıyla birikim yayınları son dönemde böyle bir formatta herhangi bir kitap basmamıştı. zaten kitabın künyesinde de "güncel broşürler 1" ibaresi yer alıyor. kitaba konu olan iki yazı var: ahmet insel'in ve ümit kıvanç'ın yazıları.

    bununla birlikte küçük bir eleştiri olarak şunu belirtmem lazım: her ne kadar kitaba yazdıkları kısa önsözde kıvanç ve insel bu "broşür"ün insel'in 1996'da, kıvanç'ın ise 1999'da yazdıkları yazıların gözden geçirilmiş hallerinden mürekkep olduğunu söyleseler de söz konusu yazıların tam künyeleri ne önsözde ne de ilgili yazıların başlığı altında verilmiş. karşılaştırma yapmak isteyenler için yazıların tam künyelerini verelim:

    ümit kıvanç'ın yazısının orjinal versiyonu ocak-şubat 1999 tarihli, 93-94. sayıda yer alıyor. bu birikim'in özel sayılarından biri olduğu için çift sayı olarak basılmış. dosya konusu ise türkiye'de devlet. kıvanç'ın birikim'in bu sayısındaki yazısının başlığı ile bu "broşür"de yer alan yazısının başlığı aynı: "sahibinden devletin kavram ve kapsamı". ahmet insel ise yazısının başlığını değiştirmiş olsa gerek. zira insel'in "cumhuriyet döneminde otoriterizmin sürekliliği" yazısının 1996 yılında çıkmış birikim'lerde bulmak mümkün değil. insel'in "broşür"deki makalesinde de atıfta bulunduğu "siyasal rejim bunalımının nedeni olarak devlet" makalesi ise 1997 yılında basılmış birikim'in 97. sayısında yer alıyor. insel 1996 yılında devlet meselesiyle ilgili olarak şu yazıları yazmış:

    a. çözülme devrinde cemaat kimlikleri ve neo-feodal devlet (birikim, eylül 1996, sayı 89)

    b. refah partisi ve kemalizm (birikim, kasım 1996, sayı 91)

    şu durumda insel'in yazısı ya "a"da yer alan yazı ya da 1997 yılındaki yazılarını da kullanmış bu makalesini yazarken veyahut "broşür"de yer alan yazı birikim'de çıkmamış. zaten önsözde de yazıların nerde yayımlandığı belirtilmemiş. neyse... sırf merak ettiğim için bakmıştım. kitaba ya da müelliflerinin deyimiyle "broşür"e dönecek olursak kısaca şu söylenebilir: kıvanç'ın yazısının temel argümanı mgk'nın 1 no.lu yayını olarak 1990'da basılmış "devletin kavram ve kapsamı"ndan hareketle muktedirlerin devlet öncelikli bir siyasal-toplumsal alan tahayyülüne sahip olduğu yönünde. devletin sınırlı bir elit zümrenin elinde, topluma/millete menfaat ve tehlike algısını aşılayan bir aygıt olarak kodlandığını vurgulayan yazı; devlet-toplum/"millet" ilişkisinin kronolojik mantığa aykırı olarak devlet öncelinde ve özelinde tanımlandığına değiniyor. bunu yaparken de sıklıkla söz konusu mgk yayının dili/söylemi üzerinden örnekler veriliyor.

    insel'in yazısı ise daha tarihsel bir perspektiften yaklaşıyor soruna ve güçlü devlet geleneğinin tarihsel temellerine bakıyor. insel'in temel vurgusu otoriterizm üzerine ki bu zaten insel'in yazılarını takip edenler için pek de şaşırtıcı değil. "pretoryen yapı"ya işaret eden insel bu kavram üzerinden aslında "devlet sahipliği", "devletin sahibi biziz" ya da "bu devlet sahipsiz değil" gibi söylemsel tercihlere işaret ediyor. kavram bu haliyle aslında bürokratik bir otoriterizme işaret ediyor ki zaten bu kavramın anglo-sakson dünyasındaki karşılığı da aşağı yukarı bu. burada şunun altını çizmek gerekiyor: insel, türkiye örneğinin tipik ve ideal bir pretoryanizm örneği olduğunu söylemiyor. sadece böyle bir damarın mevcut olduğunu ve 12 eylül gibi "olağan dışı" dönemler de bu damarın görünür hale geldiğini vurguluyor. nihayetinde iki yazının da vurgusu aynı: türkiye'de devlet geleneği, hamasi söylemlerin güçlü millet vurgusuna rağmen, aslında millet ya da toplumu ikincil düzeyde sabitleyen ve bürokratik bir elitizmin hakimiyetine açık bir dizi sorunla maluldur. dolayısıyla söz gelimi ergenekon ya da susurluk gibi olaylar bir devlet felsefesinin/anlayışının yapısal özelliklerini sunması açısından da mühimdir.

    işte bu yüzden sanırım kitanın adı "ergenekon'a gelmeden: devlet zihniyeti". bize söylenmek istenen şey şu: ergenekon ve benzeri durumları/olayları değerlendirmeden önce bakılması gereken yer devlet zihniyetidir. ya da şunu söylemek mümkün: makro ölçekli bir siyasal kültür analizi olmadan ergenekon hakkında konuşmak bizi hürriyet'in okur yorumculuğu pratiklerine götürür. bir de son not: kıvanç'ın yazısı son derece ironik bir üslupla, rahat bir dille yazılmışken; insel'in yazısı teorik mesafesini ve dilini daha dikkatli kurmaya çalışmış.
  • ümit kıvanç'ın müthiş bir eseri.
    devletin kavram ve kapsamı adıyla da geçer bazı yerlerde.
    bizzat mgk metinlerini tarayarak satır aralarında kafalardaki devlet-halk-vatandaş ilişkisine dair epey soru işareti yaratacak şeyleri didik didik eder.
hesabın var mı? giriş yap