• erin brockovich'in hikayesi gerçektir ve erin brockovich sonunda tüm yaptıklarına karşılık olarak 2 milyon dolarla ödüllendirilir.
    julia roberts ise erin brockovich'i oynar ve 20 milyon doları cebe indirir.
  • julia roberts bu filmdeki rolüyle ellen burstyn'in requiem for a dream filmindeki üstün performansını göğüs farkıyla geride bırakmış ve oscar'ı kapmıştır.

    kurt potter: wha... how did you do this?
    erin brockovich: well, um, seeing as how i have no brains or legal expertise, and ed here was losing all faith in the system, am i right?
    ed masry: oh, yeah, completely. no faith, no faith...
    erin brockovich: i just went out there and performed sexual favors. six hundred and thirty-four blow jobs in five days... i'm really quite tired.

    akademi üyelerinin sayısı ise beş bin kadardır ve otuz dokuz günlük bir çalışma gerektirmektedir.
  • "her eve bir george lazım" deyimini literatüre kazandirmiş film.
  • --- spoiler ---

    hukuk eğitimi almamış bir kadının sarf ettiği yoğun çabayla hukuki bir alanda kazandığı muazzam başarıyı anlatan film.

    erin brockovich; gerçek bir başarıya imza atmış, yüzlerce insanın sağlığını tehdit eden bir tehlikenin ortadan kaldırılmasını sağlamış, hastalanmış insanlara moral ve maddi destek vermiş bir kadın, bir anne.

    bu başarı, bu özveri asla görmezden gelinemez ama sormadan da edemiyorum hani george gibi biri olmasaydı bu kadın bu büyük yükün altından kalkabilir miydi acaba? hep denir ya her başarılı erkeğin bir kadın vardır diye bu filmde tam tersini görüyoruz, başarılı bir kadının arkasında bir erkek vardır. bu george gibi bir erkek dünyada bir tanedir o da gider erin'i bulur, bizi bulmaz ki böylesi. keşke bu adama filmde daha çok yer verilseydi. falan filan...

    evet filmi ilk izlediğimde böyle düşünmüştüm ama unuttuğum bir nokta vardı, bu filmdeki karakterler gerçekten varlar, hepsi de gerçek hayattan uyarlanmışlar. şu röportajdan anladığım kadarıyla bu george pisliğin, alçağın, paragözün, iftiracının tekiymiş. bu röportajı okuduktan sonra iyi ki de böyle işlenmiş, iyi ki kendisine daha fazla yer verilmemiş, iyi ki erincim göt gibi bırakmış kendisini, ooh hepsine layıkmış beter olsun dedim.

    kendime not: hayatta hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

    son olarak; fena bi film değil, eğlenceli, düşündürücü, hdüşünmüyorummak denilen eylemin her kapının anahtarı olduğunu fark ettirici , hırslandırıcı.
    ama julia roberts'ın oscarlık performans sergilediğini de düşünmüyorum, o ayrı.

    --- spoiler ---
  • bu filmi izleyene kadar şunu hiç fark etmemiştim; bir erkek, kadını çocuğu ile terk ettiğinde ona yalnız ekonomik olarak zarar vermiyor aynı zamanda kadının çocuklarına annelik yapmasına da mani oluyor.
  • tamamen julia roberts'in güzelliğini vurgulayıcı kamera açıları ile çekilen film. 130 dakika süren filmde julia roberts'i 50'den fazla farklı kıyafetle görüyoruz. sadece iki sahnede pantolon ve dekoltesiz kıyafet giyen roberts, diğer tüm sahnelerde süper mini etek ve derin göğüs dekolteli kıyafetler giymiş. ben bu film için yönetmen ve senaristten çok modacıların çalıştığını düşünüyorum. paris ya da milano moda haftasında bu kadar fazla kıyafet sergilenmiyordur.
  • göğüsleri ve üç çocuğuna karşılıksız bakan adam sayesinde başarılı olmuş kadındır. yoksa üç çocukla sıçacak vakit bulamazdın ablacığım. ha bir de göğüslerini tebrik etmeden geçemeyeceğim.

    (bkz: bir çift memenin kadına kattıkları)
  • senaryosu susannah grant tarafından yazılmıştır. hem de kadın senaristlerin aktif olarak piyasadan dışarı itildiği yıllarda. hala kadın senaristt sayısı erkek senaristlere kıyasla son derece az fakat susannah grant'in bu senaryosuyla da bir çok kadın senariste de hollywood kapılarını açtığı söyleniyor.

    hikaye gerçek bir hikayeden uyarlama filan tamam, ama diyalogların ne kadar başarılı olduğu, senaryonun sıkı kurgusu da su götürmez gerçekler. bence bu filmi başarılı bir film kılan julia roberts'tan kat be kat daha fazla susannah grant'in çalışmasıdır.
  • bazı abaza oğlu abazaların sadece julia roberts'ın memelerine, bacaklarına odaklandığı bir de beğenmeyip çamur attığı olağan üstü bir başarı öyküsü, gerçek hayat hikayesi film...

    o salyalarınızı akıtarak izlediğiniz kadının yapabildiği iyiliğin, yardımın, güzelliğin yüzde kaçını yapabildiniz? 600 küsür insanın hayatını değiştirmiş olan, tarihin en büyük bireysel başarılarından birine imza atan bir insanın yaptıklarına odaklanmak yerine, onu canlandıran bir aktrisin yok bacağına oscar vermişler yok memesine oscar vermişler diyorsunuz.. ne kadar da izanını, şuurunu kaybetmiş insanlar var.. kızmayayım diyorum ama.. neyse.

    çevre temizliği ve insan sağlığına yönelik tehditler karşısında verilmiş destansı bir mücadele ve nihai zaferin yaşanmış hikayesi. bu tarz biyografi ve başarı filmleri gerçekten çok hoşuma gidiyor. en iyi film dalında oscara aday gösterilmiş bir film. film, verilen mücadelenin sadece para için değil, yaşanılan mağduriyetlerin duyurulması, insan sağlığının bu kadar ucuz olmadığının bilinmesi ve benzer vakaların tekrar yaşanmaması için olduğunu vurguluyor. yönetmen steven soderbergh hümanist bir yaklaşım ile bu haklı davada çevre kirliliğine maruz kalan insanların sarsıcı mini hikayelerini de seyirciyle buluşturuyor. çevre kirliliğine sebep olan fabrikanın avukatları ile yapılan toplantıda, fabrika avukatlarına içmeleri için kirlettikleri suyun ikram edildiği sahnelerde erin'in konuşması her şeyi özetler nitelikte:
    --- spoiler ---
    "fabrikanın bayan avukatı: dürüst olalım. 20 milyon bu insanların hayal ettiklerinden bile fazla.
    erin brockovich: işte buna kızdım. itirazdan bu yana, 400'ün üstünde şikayetçi var. daha fazla olduğunu biliyoruz. tahsilli olmayabilirler, ama 20 milyonu bölünce, geriye birşey kalmadığını anlayabilirler. `ikincisi:` bu insanlar zenginlik hayali kurmuyorlar. ileride rahimlerini aldırma kaygısı taşımadan çocuklarını havuzda yüzerken izlemek istiyorlar. rosa diaz gibi. ya da omurgalarının eriyeceği kaygısı olmadan. stan bloom gibi. buraya bir daha berbat bir teklifle gelmeden önce kendi omurganızın değerini iyi düşünmenizi istiyorum. ya da rahminin ne kadar ettiğini. sonra hesap makinesini al ve o sayıyı yüzle çarp. bundan düşük tekliflerle vaktimizi harcamayın. bu suyu özellikle sizin için getirdik. hinkley kuyularından."
    --- spoiler ---
  • azmin ,zekanin ,disiligin zaferi(bkz: julia roberts)
hesabın var mı? giriş yap