• kendi adıma konuşuyorum. evlenmek isterim. kızım olsun isterim mesela. tek çocuk olduğumdan hayatımda kendimden başkasını kendim kadar önemsemedim. evlilik bu açıdan benim için hayatımı 2.0 sürümüne çıkarmak olacaktır.

    ancak kızlar;

    her ne kadar genelleme yapmak anlamsız olsa da sizlerin gerçekten aşık olduğunuzu düşünmüyorum. çocukluğumdan beri okuduğum kitaplarda, şiirlerde, şarkılarda, tarihi olaylarda dahi gördüğüm o saf aşkı sizlerden çok azınız yaşıyor. kadınların daha duygusal olduğu düşünülür ama konu aşk olunca ortalıkta pek görünmüyorsunuz. göründüğünüzde de işin içine maddiyatı sokuyorsunuz. allah aşkına insan sevdikten sonra der ki "olsun, birlikte olalım yeter.", "sağlık olsun.", "üzülme aşkım, atlatırız." der. evlilik sizin için kadınlığınızın başarı şartı değildir. evlenince tamam ya artık oldu. bitti bu iş. bundan sonra rahatım. diye düşündüğünüzden açıkçası benimle birlikte birçok evlenme hayali kuran adamın samiyetinizden şüphe duymasına neden oluyorsunuz. insan "lan benimle evlendi de acaba benim için mi evlendi, kendi için mi?" diye düşüneceği insanla ne kadar sağlıklı ve mutlu evlilik yürütebilir?
  • korkaklik, sorumluluktan kacma, güvensizlik, rahatlik, hepsi benim olsun bir tane yetmez kafasi...
  • hem erkek doğasına aykırı hem de çağdışı bir kurum olmasıdır. üreme ve seks için daha iyi ve sürekli bir alternatif bulamayacağına inanmadıkça hiçbir erkek evlenmez.
  • evlenmek olgusunun aslında korkulacak pek bir yanı yok. yerine göre güzel de olabilir; ama çok az insan gerçekten hayatının geri kalanını birlikte geçirmek istediği eşe sahip olabiliyor.

    tolstoy'un son derece hak verdiğim önemli bir sözü var:

    "bir kadının kaderi; sevdiği adamın ihanetiyle, sevmediği adamın sadakatı arasında çizilir." diyor.

    bir erkeğin bu sözdeki gerçeklik payından ders çıkartarak asla hikayedeki sadakatı sunan kişi olmaması gerektiğine inanıyorum. evlendikten sonra beraber olduğun kadın, unutamadığı eski bir sevgilisi veya çocukluk aşkı aklına geldiğinde derin bir iç geçiriyorsa, bu, erkek için büyük bir yıkım olacaktır. kendisine olan güvenini kaybettirir, dengesini sarsar, değersiz hissettirir; özellikle de benim gibi duygusal yönü daha ağır basanlar için. bu tip bir şeyi hissettiğim anda o kadını terk etmemem kendime yapacağım en büyük saygısızlık olur. iş kesinlikle bekaret veya diğer beşeri olgulardan ibaret değil. tabulara ve geçmişte yapılmış hatalara çok fazla takılmamak lazım.

    bu bakımdan en şanslı çiftler henüz birey oluşlarını ilk fark ettikleri yıllarda birbirlerine aşık olan ve bu aşkı bir şekilde sürdürmeyi başarıp en nihayetinde evlilikle sona erdirebilenlerdir. kalanlar için sanırım ilişkilerinde birçok şeyin içi boş olabileceğini kabul etmeleri gerekir. haliyle bu noktada da mantıksal olarak çiftlerin birbirlerinden bekledikleri kriterler devreye giriyor. kadınlar zengin ve yakışıklı koca ararken erkekler dişiliğini en güzel kullanan cazibeli kadınlara yöneliyorlar.
  • huzurunun kaçmasından, düzeninin bozulmasından korkmasıdır. bir düzeni yok sandığınız erkeğin bile düzensiz bir düzeni vardır.

    daha önce evlenip boşanmışsa nedenlerin en babasına sahiptir. boşanmış bir çiftin yakını da olabilir kendisi. bir sebepten evliliğin ilişkiyi yıpratacağına, tehlikeye atacağına inanmışsa fellik fellik kaçar evlilikten.

    çocuk sahibi olmayı istememesi olasıdır.

    çocuk sahibi olmayı ve o çocuğun klasik aile düzeninde büyümesini istiyorsa henüz kadınını bulamadığı için evlenmiyordur.

    bir ömür seveceğine emin olduğu kadını bulduğu halde ona güvenmekte zorluk çekiyorsa da çekinir evlenme fikrinden.

    evlilik kavramıyla ilgili bir sorunu yoksa ve içine sine sine hayatındaki en önemli insan sıfatını yüklemek istediği kadınla rüya gibi bir ilişkisi varsa bu sefer mali yaptırımlar veya başka olumsuzluklar araya giriyor olabilir.

    kadınlardan hoşlanmıyor olabilir, hemcinslerine ilgi duyuyordur belki. eğer bu yüzden evlenmiyorsa, toplumun yuva kurma dayatmasına karşı duruyorsa ayrıca takdir edilesi insandır. tercihini bildiği halde karısına aşık numarası yaparak, kendisininkiyle beraber bir sürü hayatı zehir eden insanlar biliyorum. onlar hiç evlenmese keşke vaziyetten habersiz kadınlarla.

    bir de çok az bir yüzde özgür kalmak için evlenmez. onları da çok takdir ederim. hele bir karıyı alayım, o evde dursun, ben yine takılırım dışarda modundaki erkeklerin yatacak yeri yok hocam.
  • kendi betonlarının altında kalanlarla alakalıdır.

    geçmişine bakın, çocukluğuna inin, iskeletlerini inceleyin.

    "özgürlük hissiymiş", "pörsınıl alanı" hikaye. evlenmek çok da matah bir şey değil bu arada; evlenilecek biri bulununca mal bulmuş gibi atlamanın lüzumu yok.

    https://www.youtube.com/watch?v=amq0tznpi4e
  • (bkz: dan bilzerian)

    adamın instagrama bakınca neden evlenmemek istedigini tekrar tekrar anlıyosun
  • ancak evlendikten sonra anlaşılabilecek nedenlerdir.
  • benim için xhamster.

    10+ yıl daha yolu var.
hesabın var mı? giriş yap