• osmanlida yasayan en kaymak tabaka.

    balkan savasi var, kos mehmet, hasan, omer
    rus savasi var, kos ibrahim, cemal, mahmut
    avusturyalilarla savasacagiz, yunan isyan ediyor, sirplar ayaklanma cikardi yetis ali, muhammet ama kirkor'un oglu babasinin terzi dukkaninda isler tikirinda, veriyor 3 kurus vergiyi, babasinin mirasini alip, ustune biseyler insa edip, sonraki jenerasyonlara miras olarak aktarip, sermaye birikimi yapip, refah icinde yasiyor.

    mehmet 5 sene sonra olmeyip sag kaldiysa, topallayarak balikesir'e, afyon'a, antalya'ya koyune geri donuyor. askere gitmeden once hamile karisini kucuk cocuguyla birakip gitmisti, 5 sene boyunca hastaliktan olup, olmedigi belli bile degil. mehmet'in babasindan kalma 10 donum tarlasi bile yok cunku babasi da askerde olmus. fakirlik diz boyu. savasa gidip osmanogullarinin saltanati icin olmekten baska ne ise yarar ki zaten turkler? savasta olmeyip, ellerine avuclarina para gecip, zengin olurlarsa padisaha bas kaldirirlar, padisahi degistirmek isterler, hanedanlik tehlikeye girer. ama ermeni oyle mi? nasil olsa gayrimuslim oldugu icin zengin olmasinin bir riski yok.

    mehmet cepheden gelip karisi ve 2 cocugu sefalet icinde yari ac yari tok yasamis, sermaye yok, ne yapacak? halil aganin kapisinda 2 teneke bulgur, 2 cuval un icin koca yaz hamallik yapacak. agop'un oglan babadan kalma marangoz dukkaninda isleri ilerletmisti, kardesleri ile birlikte beraber calisiyordu. hepsinin de okuma yazmasi vardi, yabanci lisan bile ogreniyorlardi. istanbul'daki balolara katilip, genc kizlari etkilemeye calisiyorlardi.

    mehmet ise okuma yazma bile bilmiyordu. cocuklar hastaliktan olmese diye dua ediyordu. anadoluda fakirlik diz boyu. kis nasil gececekti.

    bir turk olarak 1860 yilinda osmanlida koylu bir turk olmak mi yoksa 3 kurus vergi odeyip kirkor olmak mi, agop olmak mi dersen, agop olmayi tercih ederim. mehmet'i adam yerine bile koyan yoktu, adi bile yoktu, tebaa diyorlardi. tek gorevi osmanoglu hanedaninin devamini saglamakti.

    iste ermeniler osmanlida boyle rahat yasiyorlardi. askere gitme olmadigi icin sermaye birikimi oluyordu, para oldugu icin siyasal anlamda da daha guclu oluyorlardi. yatirimlar esas unsur olan, cephede olen turklerin yasadigi yerlere degil, balkanlara yapiliyordu, istanbul'a yapiliyordu. erzurum ne olacak, kastamonu ne olacak, sivas ne olacak, ankara ne olacak diye dusunen padisah yoktu. 100 lira yatirim yapilacaksa, 99u gasrimuslimlerin yogun yasadigi sehirlere yapiliyordu. okuyup da padisaha karsi mi ciksalardi? okul actilar da ne oldu? hemen ittihat ve terakkiyi kurdular, batidaki nesriyattan etkilendiler, padisaha karsi ciktilar. aydinlanma yasasalar, ronesans yasasalardi da osmanogullarinin hanedanligi mi bitseydi?

    ama kirkor'un oglan catir catir fransizca konusurdu, fenerli nikos'un oglan da ogrenmisti fransizcayi. mehmet ise 40ini goremeden hastaliktan olurdu zaten. cocuklar bildiginiz gibi.

    uzun lafin kisasi, padisahim cok yasa diyen tebaadan, bu ulkenin esas unsuru olan turklere, ulkenin butun kaynaklarini veren, teba olmaktan cikarip, kirkor'un oglan gibi, nikos'un oglan gibi okullarda okumasina olanak saglayan, kus ucmaz kervan gecmez yerlere okullar acan, padisaha kapi kulu olmaktan kurtaran ataturk'e kendi adima her seyimi borcluyum. ataturk olmasaydi su anda belki de lubnan gibi muslumanlarin sayica cok oldugu ama gayrimuslimlerin ulkenin butun beseri sermayesini elinde tuttugu, butun ekonomik gucunu elinde tuttugu bir ulke olurduk. kirkor ile agop isvicre'de eth zurih universitesinde okurken, bizler de hrant'in fabrikada 8-4 vardiyada calisir, namazimizi kilar, allah'a sukrederdik.
  • yada bir diger ornek dialog (taksici ve ermeni musteri)
    -nerelisin yigenim
    -sivasliyim abi
    - vay hemserim!!! akraba var mi sivasta hala
    -yok, biz ermeniyiz zamaninda hepsi gocmus baska yerlere
    -ozaman niye yalan soyluyosun hemserim ermeniyim desene niye sivasliyim diyosun.
    -guzel abicim sen senin olan 'sivas'in tarihini ogrenememissen, ben benim 'sivas'in tarihini hic anlatmaya ugrasmayayim sana......
  • türkiyedekiler iyi ama yurt dışındaki diaspora kötü gibi genellemelere tabii tutulan millet.
    ancak kişisel görüşüm şu ki bir millet toptan iyi ya da kötü olamaz, tek tek bireyler iyi ya da kötü niyetli, önyargılı, kindar ya da düşmanca olabilir. istanbulda tanıdım birkaç ermeni arkadaşım var, hepsi de şeker gibi adamlar. hadi onlar arkadaş diyelim.
    ama yurt dışında hele ki ermeni diasporasının en güçlü olduğu yerde birkaç olay yaşadım ki, asıl önyargılı biziz galiba diye düşündüm.

    ilki bundan yıllar önce 2002 de bir iş seyahatinde las vegas'ta yaşandı.
    bir toplantı arası molada iki türk kendi aramızda konuşurken bir genç kız yaklaştı ve siz türk müsünüz diye sordu. evet dedik türküz. ben de türkiyeliyim dedi. yaka kartına baktık, victoria bilmem ne. türk çağrışımı yapacak en ufak bişey yok. bu arada tek kelime türkçe konuşulmuyor, ingilizce. arkadaşla birbirimize anlamamış gibi bakınca kız güldü ve türkiyeliyim derken ermeniyim yani dedi. los angelestan geldim diye de ilave etti. muhtemelen kaç kuşak önce göç etmiştir. hatta ataları tehcirde bile gelmiş olabilir. los angeles ermenilerin en yoğun olarak bir arada yaşadığı şehirlerden biri.

    bir ikinci olay yine las vegasta bu olaydan 10 yıl sonra 2012 de başıma geldi. iş seyahatine birlikte çıktığımız yöneticimle birlikte bir bankta oturmuş konuşuyorduk. yanımızdaki bitişik bankta da kır saçlı yaşlıca bir adam ve genç bi delikanlı oturuyormuş. biz kendi aramızda konuşurken yaşlı adam bizi bir süre süzdükten sonra usulca yaklaşıp "türkçe duymak ne güzel, türkçe konuşmak ne güzel" dedi kırık bir türkçe ile. siz de mi türksünüz dedik. hayır değilim, türkiyeye komşu ülkeden geldim deyip hadi tahmin edin dedi gülerek. neyse uzatmayalım , amca suriye ermenisiymiş. yani tehcirde suriyeye sürdüğümüz ermenilerden. kendi hikayesi oldukça ilginç, şamda yaşayan ve kuyumculukta usta bir ailenin oğluyken genç yaşta evden kaçıp new yorka atmış kendini. zaten kökten kuyumcu ustası olup bir de new yorkta ermeni ve yahudi ustaların elinde yetişince amca bu alanda almış yürümüş. zenginliğinin sınırlarını kendi de bilmiyordu muhtemelen.
    asıl ilgimi çeken şey amcanın zenginliği değil türkçe dili ve türk kültürü ile ilgili zenginliği idi. çocukken şamda evde türkçe konuşulurmuş ve akşamları evde ud ve kanun eşliğinde türk sanat müziği çalınır söylenirmiş. yanındaki genci gösterdi ve bu da torunum,ona türkçeyi ve türk müziğini unutturmamaya çalışıyorum dedi gülerek. şimdi bu noktada gözünüzün önüne bir bizim türk gurbetçileri getirin bi de bu amcayı. şimdi devam edelim.
    bir de komik bir anısından bahsetti. altınbaş kuyumculuk şirketi ile ciddi ticaret yapıyormuş ve patronu ile şahsen tanışıyormuş. yeni tanıştığında ona bir oyun oynamış türkçe konusunda. onu bir iddiaya davet etmiş. sen bana türkçe öğret ben de sana ingilizce. kim önce öğrenirse diğeri ona yemek ısmarlayacak demiş ve başlamışlar derslere. tabi bir süre sonra ermeni amca şakır şakır türkçe konuşmaya başlayınca altınbaşın patronu afallamış noluyoruz diye.
    velhasıl, orda acı anılarının olduğu geçmişini çağrıştıracak insanlarla karşılaşmasına rağmen lanet okumak yerine o insanlara bu kadar sıcak yaklaşıp en kişisel anılarını bir çırpıda açabilen bir insan kötü olabilir mi a dostlar?
    devam edelim.

    bi başka hikaye;
    bikaç hafta önce bir başka iş gezisi için los angeles'ta idik. otelin önünde bekleyen taksiyi çevirdik. caddelerde ilerlerken bir mekan adı gözüme çarptı; petrossian. yanımdaki arkadaşa bu mekanın sahibinin muhtemelen ermeni olduğunu ve büyük olasılıkla türkiye kökenli olabileceğini söyledim ve yukarda bahsettiğim amcadan bahsetmeye niyetlenmiştim ki kulağımıza bi anda serdar ortaç şarkısı çalındı. yanlış mı duyuyoruz diye birbirimize baktık, evet basbayağı serdar ortaç. dikiz aynasından taksici ile göz göze geldim hiç ciddiyetini bozmadan bize bakıyor aynadan. tepkimizi ölçmeye çalışıyor.
    türk müsünüz diye sordum. " yoğh değilem, azeri ermenisiyem" dedi tipik bir azeri lehçesiyle. bir bölgeden bahsetti azerbeycan da. adını bildiğim biryer değil. muhtemelen tartışmalı dağlık karabağ bölgesinin ermeniler tarafından söylenen yerel adı olabilir. türkiyeyi ve türkleri çok seviyormuş. uydudan türk dizileri seyrediyor türk müzikleri dinliyormuş. göç edeli 25 yıl olmuş amerikaya.
    ibrahim tatlısesi sordu. imparator iyileşti mi dedi. müziği bıraktığı için çok üzüldüğünü, en çok onun şarkılarını dinlediğini söyledi.
    bütün konuşma yarı azerice yarı türkçe yarı ingilizce gidiyor bu arada. bize gezilecek, alışveriş yapılıp yemek yenilebilecek güzel yerleri tarif etti, dönüşte uçağı kaçırmamak için hangi saatlerde hangi güzergahtan gitmek gerektiğini falan tarif etti. otelin sabit taksicisiymiş , yarın sizi ben bırakayım havaalanına dedi. fiilen azerilerle, perde arkasında da türklerle savaşan bir bölgenin vatandaşı bize bu yakınlığı gösteriyor,düşünün.
    bu arada, yanımdaki iş arkadaşım ise bosna savaşı sırasında türkiyeye gelerek canını kurtarmış, boğaziçinde en iyi bölüme yerleştirilerek eğitimi tamamlanmış, gayet başarılı ve türkiyeye tam entegre olmuş biri. ama savaş görmüş, ölümler görmüş, açlık ve sefaleti, mecburi göçleri görmüş yaşamış biri. bu açıdan onun da tanık olduğu bu sıcaklığı çok farklı açıdan yorumladığına eminim. mesela o da belki ilerde başka bir ülkede bir sırp ile karşılaşacak, belki beklemediği bir yakınlık ve sıcaklık görecek, kafasındaki tüm yargılar sarsılacak.
    insanlık böyle birşey. ne tek tek her bir birey üzerinden bir topluluğun tümünü temize çıkaracak kadar sığ, ne de toplumsal cinnetler savaşlar üzerinden her bir bireyi suçlu ya da kahraman ilan edecek kadar basit. o nedenle ermeniler şöyle, türkler böyle, yok amerikan uşağı yok yahudi dölü demeden önce herkes şapkasını önüne koyup bir düşünmeli, ben kimim diye.
    ya sen de aslında türk değilsen?
  • bir katolik, bir müslüman, ya da bir bir budist ya da bir musevi gibi..
    iyi, kötü, ..çirkin, güzel, ..cahil, aydin, ..tarafli ya da tarafsiz,.. objektif ya da subjektif olabilme olasiligi olan,
    benden senden ondan bundan farksiz,
    nefes alan, yemek yiyen, aglayan, gülen, konusan, susan, kizan, üzülen, insan.
    insan...
  • bizim vatandaslarimizdir.

    turkiye'de yasarlar, senin benim kadar vatandastirlar, senden benden once buraya yerlesmislerdir. sadece ermenistan'da, fransa'da, abd'de mi yasar sandiniz? sen ne kadar vatandassan, o da o kadar vatandastir. baska bir ulkenin degil, bu ulkenin oz vatandasidir.
  • kucuk yasimizdan itibaren surekli hakaret anlaminda kullanilan bir kelime olmasindan oturu bizim bir turlu sevemedigimiz ve kucukluklerinden beri hep turkler ermenileri kesti laflariyla buyudukleri icin bizi bir turlu sevemeyen insan grubu. aslinda birbirimize ne kadar cok benziyoruz? ermeni arkadaslarim var benim bu yasadigim gurbet ellerinde , beraber yiyoruz iciyoruz geziyoruz tozuyoruz , en ufak bos vaktimizi birlikte geciriyoruz, birbirimizi ozluyoruz, ve coook seviyoruz. zamaninda az kesmedik sizi diyorum gulusuyoruz , intikam zamani diye bicakla uzerime geliyorlar kahkahalar atiyoruz. turkce konusuyorlar, turkiyeli onlar.ama hala onlar turkleri sevmiyor (tanimadiklarini) . ben de ermenileri sevmiyorum ( tanimadiklarimi). birbirimizi tanidigimizda da o kadar ayniyiz ki hemen kaynasiveriyoruz, bana denk gelenler ayni benim gibiydiler.ah su genlerimizin cani ciksin ! bu kadar guzel iki milleti birbirinden nefret ettiren sebep her ne ise lanet olsun.
  • hristiyanlığı toplu halde kabul eden ilk kavim .erkekleri gençken fena halde çirkin ama aynı derecede karizmatiktir. anadoluda kesilmeyenlerin torunları bugün kürttür .kendini kürt zannedip de köyündeki kilise yıkıntısını kime dayandıracaklarını bilemeyenler dedelerini seyyit zannederler .kürt ermeniye benzemez , benziyor ise dededinin adı kirkor falandır.osmanlıda ümmet-i sadık derlermiş , bildiğimiz zamanlara kadar isyan etmeyen ,sistemle sorunları olmayan ,osmanlıda türkmenlerden şüphesiz çok daha iyi muamele görmüşlerdir ,ama parçalanmakta olan imparatorluktan paylarını almak derdindeyken bu payı toplu mezar olarak ,bir nevi arsa - gayrimenkul cinsinden almak zorunda kalmışlardır. yazık olmuştur .bugün doğu ve güneydoğuda ben diyim 5 siz deyin 8 milyon kürde benzemeyenkürt 900 küsür yıllık doğal kürtleşme ve türkleşme sürecinden geçerek bugün ökkeş ve mahmut olmuştur. türkiyede 15 bin falan kalmalarına ramen anadolunun etnik yapısına damga vurmuşlardır .otobüste , tirende, okulda bol bol rastlarım system of a down üyesi tipli doğu kökenli tiplere. köyünü sorsan basori , zoğarik,tirovit benzeri kelimeler söyleyecek ki bunların aynısı ermenistanda ve anadolunun muhtelif köşelerinde onlarcasına rastlayacağınız ermenice kökenli kelimelerdir. mutlaka bir kilisesi vardır ve de kendilerine kürt derler.dedelerimiz buraya gelip kiliseyi yıkmış da bit bit.etnolojik bir tasnif yapılsa ( ki çok zor ve de kimsenin maçası sıkmaz ) azınlık olan bu grubun kafatasının anadoluda hiç de azınlıkta olmadığı ortaya çıkar .ırkçı ve de egzantrik bir ermeni bu kafatasına sahip her türkü ve kürdü sevmeli ve de ermenice sözlük hediye etmeye kalkmalıdır ama nefret baskındır. her kahramanmaraşlı , urfalı ,sivaslı ,mardinli ,teyze erivanlı bir amcanın akrabası olmayabilir ama kan akrabalığı küçümsenemez derecede kuvvetlidir.adanave erzurum için bişi demiyorum bile.
  • ellerinde kalan son toprak dedigi yerlerde sadece 35 sene önce ( bak 100 yil da demiyorum, hadi onlara cöktünüz artik) onlarca türk köyü vardi. simdi yok oldular. yüzlerce yildir yasadiklari köylerin isimlerini degistirdiniz, mezarliklarini yok ettiniz ve simdi burda kendinizi mi acindiriyorsunuz? gercekten insanlari aptal saniyorsunuz. bak "elindeki son kalan topraklardaki" köylerin isimlerine bak: asagi türkmenli, alagöz, afsar, balikli ve daha onlarca köy. bu dedigim köyler 1980'lerden ha, milattan önce antik tigran'in zamani falan degil.

    ne azerbaycan'in ne türkiye'nin sizi isgal etmek derdi yok. karsilikli toprak bütünlügümüzü taniyalim yeter. ama senin bir gözün agri'da öbürü karabag'da olursa e kusura bakma kimse de senin toprak bütünlügüne saygi duymaz.
  • anadolu'nun kadim milletlerindendir. türklerle yıllarca kardeşçe yaşamışlardır.

    100 yıl önce batıdan aldıkları destekle askeri cephede olan türk köylerini bastılar, katliamlar yaptılar, bizi yurdumuzdan atmak istediler. biz de halkımızı ve toprağımızı korumak için gerekeni yaptık. bundan da en ufak pişmanlık duymuyoruz. zira kendimizi korumasaydık, mora'da, girit'te uğradığımız soykırıma doğuda da uğrayacaktık. bu olayı uzatıp kin tutmanın bize de, ermenilere de bir faydası yok, olmayacak.

    batı türklere karşı sadece ermenileri kullanmadı, arapları da, yunanları da, kürtleri de kullandılar, halen kullanıyorlar. siz güçlü bir devlet olmazsanız, bilimde, teknolojide geri kalırsanız, türklere bile türkleri kırdırırlar. yugoslavya'da slavı slava kırdırmadılar mı? bugün ukrayna'da slavı slava kırdırmıyorlar mı?

    dolayısıyla benzer ihanetlere maruz kalmak istemiyorsak güçlü olmak zorundayız, batı sadece güçten anlar. güçlü olmazsanız size böcek muamelesi yaparlar. en ufak çıkarları için milyonlarca insanın katledilmesi batı için önemsizdir. kongo'da, cezayir'de, japonya'da, afganistan'da, ırak 'ta suriye'de, vietnam'da, vs milyonlarca insanı defalarca katlettiler, milyonlarcasını evsiz bıraktılar. bugün izledikleri politikalar halen milyonlarca insanın ölmesine neden oluyor.

    ölmek istemiyorsak güçlü olmaya, bilimde ve teknolojide gelişmeye, üretmeye mecburuz. bunun ermeni ile, yunan ile, kürt ile bir ilgisi yok, tamamen bizimle ilgili.
  • dedemi ve erzurum halkını ahıra sokup silahla tarayan halka verilen isim.
    kadınların karnındaki bebekleri mızrakla çıkarıp tavana saplamışlardır. tecavüz, deri yüzme, canlı deneyler yaparken çok medenilerdi.
    ve peşine 1918 de avrupa medeniyetinin birbirini gaz bombası ile öldürdüğü veya fırında yaktığı dönemlerde türkleri katledenlere “öldürmeyin göç etsinler” diyerek adeta nobel barış ödülünün hak edildiği davranışa zulüm diyen halk.
    ayarı yoktur. öldürürken iyidir, kaçarken mazlum.
    bu vesileyle talat paşamızı bir daha analım. azerbaycan türkü kardeşlerimizin nahcivan zaferini kutlayalım. ve uyaralım;
    bir kere daha denerseniz arkada soykırım oldu diyecek kimse kalmayacak. aklınızın ucundan bile geçmesin. değil california ananızın amına kaçsanız kurtuluş olmaz bu kez.
    aldığı her nefesi bize ve yüksek insani seviyemize borçlu olduğunu bilmesi gereken dağ halkı. katliamcıdır. zalim cahil ve gaddardır. kafkasların peştunları olacak kadar insanlıktan uzak ve düşük endekslerde yaşarlar.

    ek: olaylara karışmayanlarla en ufak sorunumuz derdimiz yok. tanıyan biliyor.
hesabın var mı? giriş yap