• ne içlerinde ne dışlarında olduğum sözlük yazarlarıdır.. *

    ben şahsen, ermeni soykırımı var mı yok mu bilmiyorum.. o tarihte orada değildim ve o tarihte orada olduğunu iddia edenlerin bir kısmı evet var derken, bir kısmı hayır yok diyor. kim yalan söylüyor orası belli değil..

    ama amerika'da bugün yerli kabileler yok denecek kadar az ise, orada olmasam da bir soykırım olduğunu söyleyebilirim.. almanya koca avrupa'da yahudi bırakmadıysa o çağlarda yaşamasam da bir yahudi soykırımı vardır bunu söyleyebilirim.. boşnaklar kameralar önünde sadece boşnak oldukları için sırplar tarafından öldürülmüşse, bir boşnak soykırımı vardır, bunu söyleyebilirim..

    eğer var ise ispatlansındır, yok ise o da ispatlansındır.. var ise ve bunun için bir bedel ödememiz gerekiyorsa, amerika yerlilere, almanya yahudilere, sırbistan bosnaya, kıbrıs rumları kıbrıs türklerine ve burada aklıma gelmeyen diğer soykırım benzeri eylemlere girişenler eylemde mağdur olanlara bedelini ödediklerinde biz de öderiz diye düşünüyorum.
  • şimdi soykırımdır değildire girmeden ilginç bir başka şeye değinmek istiyorum. "ermeni soykırımınını kabul eden yazar" nedir evvela: temelde sözlük yazarı olup, kendince bir fikri olan bir insandır değil mi? tıpkı yoğurt sevmeyen yazar, a müzik türünden hazetmeyen yazar... gibi. sözlük dediğimiz şey insanların fikirlerini yazmalarına yarayan bir araç alt tarafı, başka bir olayı yok. "bence"ni yazıyorsun. bu insanların "bence"si de buymuş işte.

    ilginç olan ise, insanların oturup kendi fikirlerini beyan ettikleri şu ortamda bile, fikri farklı olan insanı nasıl da mistik, neredeyse doğaüstü bir canavar sanmamızdır. yani fikrin neden haksız olduğunu anlatmıyoruz, onu zaten geçtim. ama adam ciddi ciddi senaryo yazmaya başlamış."soykırım kabul eden adam" diye bir hayali karakter yaratmış, ona karşı savaşıyor resmen. "bir yerlerden para aldığı için sözlükte bu fikirleri beyan ediyorlar, ırkları bozuk olduğu için bu fikre sahipler" diyebiliyor. soyunu sopunu incelemiş, aldığı paraları biliyor, gittiği toplantılardan haberdar... yani sana para mı verdiler de sen soykırım yoktur diyorsun? hayır. e kardeşim lobi yapılmıyor ki burada, birleşmiş milletlerde toplantı edilmiyor alt tarafı sözlüğe fikir beyan ediliyor. "bence x" diyen bir insanın global komplo ağında bir rolü olduğuna, bir yerlerden para alıp sana zarar vermek için gizli planlar yaptığına iman edecek kadar paranoyalara kapılmak nedir ki?
    bakınız bu konuda toplamda 60 küsur entry var, bunlardaki sıfatları sayayım size:

    -kullanılıyorlar, yönlendiriliyorlar (yani bu fikirleri kendileri oluşturmadılar. birisi böyle düşün dedi, o yüzden öyle düşünüyorlar. bneim dışımda kimse kendi fikrini kendi oluşturmaz. bir tek ben yönlendirilmeden düşünürüm)
    -kürtlerdir
    -ermenilerdir (kürtlerdir demek ermenilerdir demekten bile daha enteresan. kürt olunca otomatikman zararlı fikir mi savunuyorsun, kanın çekiyor engelleyemiyor musun. yoksa kürt olmak "yaşasın kötülük" diye bir hal mi doğuruyor insanda. hadi ermeniler diyen adam "ermenistan'ın çıkarını savunuyorlar" demeye çalışsın. "sözlükte ermeni soykırımı vardır diyenlerin hepsi kürttür" diyebilecek kadar gözü dönmek nasıl bir haldir.)
    -vatan hainidirler
    -tarih bilmezler
    -bu fikri taşıyan yazarların amacı sırf özentiliktir. söylediklerinin yanlış olduğunu bile bile, sırf "avrupai" görünmek için böyle derler (kime avrupai görünülecek peki, kime yaranılmaya çalışılıyor, kim bu hayali otorite?)
    -propagandaya kanmışlardır (yani o fikirleri kendileri oluşturmadılar. birisi kandırdı. beni kandırmadılar ama ben kendim oluşturdum, benden farklı düşünen herkes ise saftır, kanmıştır birilerine)
    -bir çıkarları vardır (ciddi ciddi ekşi sözlüğe "bence şöyle böyle" yazmak için bir yerlerden para alındığını iddia ediyor adam. ermeni lobisi sözlükçülere para yediriyor imasında)
    -vatan hainidirler (tekrar)
    -türklerin başına gelen soykırıma üzülmezler (neye dayanarak diğer ölümlere üzülmediklerine varmışız peki? şöyle: "benim işime gelen bir ölümü kınadığına göre, benim işime gelmeyen ölümlere de seviniyorsundur" öyle mi? peki bu mantıktaki bir adam, yani türklerin başıan gelen ölümlere üzülen ama ermenilerinkine üzülmediğini beyan eden adam, aslında ölüme değil de "bizimkilerin ölümüne" karşı değil midir?)
    -enteldirler (nefis)
    -cahiller
    -bilgisizler
    -gerizekalılar
    -sikerim sokarım
    -ekşi sözlüğe yazı yazmak suretiyle türkiye cumhuriyeti devleti'ni zora sokmaya çalışmaktadırlar (ne hassas ne kırılgan ülkeymiş ki vatandaşı internetin bir köşesinde fikir beyan edince inciniveriyor)
    -şerefsizlerdir
    -yalancıdırlar
    -avrupadaki toplantılarda türkiyeyi kötülerler (yine geldik hayali senaryoya. avrupada toplantılara katılan bu sözlük yazarları, aldıkları karar neticesinde gelip sözlüğe fikirlerini yazmaktadırlar. kendilerine ait değil bu fikirler, emirle oluşturulmuş, kötülük olsun diye yazılıyor, bunu demiştik zaten de. ne toplantısıymış bu, kim düzenliyormuş, para mıveriyorlarmış entry girene, kimler katılmış buna? her şeyi geçtim, sen kendi "soykırım olmamıştır" fikrini bir toplantıda, bir emirle mi belirledin? hayır. ama senden farklı düşünen herkes birilerinden emirle hareket ediyorrdur. yoksa nasıl olur da senden farklı olabilirler ki? öyle mi?)
    -sinsidirler

    yani toplamda takribi 60 entryde 22-23 ayrı vesileyle hakaret, küfür veya iftiraya maruz kalmış insanlardan bahsediyoruz. sikeriz sokarız gerizekalılara rağmen, dahası "avrupada toplantılar yapıp sonra entry giriyorlar. bu entryleri girdikleri için bir çıkar elde ediyorlar" gibi somut iftiralara bile rağmen bir de çıkıp insanlara ne diyoruz:
    -karşı tarafı sindirmeye çalışırlar

    soykırım yoktur demek için tarih profesörü olmak gerekmez, ama soykırım vardır demek için evvela tarih profu olunmalıdır. ben yoktur diyorum, bir yerden para almadım, toplantılara gitmedim, prof değilim, kimselere kanmadım
    vardır diyen toplantıya gitmiştir, birisi kandırmıştır, para yemiştir, zaten profesör değilse ne dediği önemsizdir. sikerim

    şöyle bir alt alta yazayım da ne yaptığınızı bir görün istedim efem.
    hayır, şu tavır o kadar alelade ki bakınız vaktiyle bunların hepsini bire bir, kelimesi kelimesine tanımlamışız bir de (bkz: #9798954) (bkz: #9565923)
  • eğer yaşıyor olsaydı şayet gelip anneannemle konuşmalarını rica edeceğim sözlük yazarlarıdır, yaşamıyor olduğu için edemiyorum ne yazık ki, keşke yaşıyor olsa (anneannem 1900'lerin başında doğmuş birisi, tam tarihi kendisi de bilmiyor olsa da tahmini olarak 1904 ya da 1905 olduğunu söylerdi). ben hayatımda bir defa "biz de yapmışız ama" minvalinde bir cümle kurdum hata yapıp bu konuyla ilgili yanındayken, öyle bir ağzıma sıçtı ve öyle şeyler anlattı ki türk kökenlilere ermeni çeteleri tarafından yapılanlar hakkında olayları direkt yaşamış birisi olarak (11-12 yaşındaki kız ve erkek çocuklarına toplu tecavüzden tutun, esir tuttuklarına sadece tuzlu su ve tuzlu ekmek verme ya da memeden kesilmemiş çocuğu olan kadınların göğüs uçlarını dağlamaya kadar) yanındayken televizyonda bile lafı geçse ben kızarır hale döndüm, öyle diyim size. kısaca tarihin o dönemi itibariyle her iki taraf da masum değil, ayrıca bir tarafın sütten çıkma akkaşık gibi davranması da doğru değil ki "karşılıklı açalım arşivleri" önerisini reddeden tarafın ermeni tarafı olması kendilerinin de bunu bildiklerini doğrular vaziyette.

    isterseniz kabul edin, ancak önce savaşın her zaman ortaya çıkan yüzünü kabul edin: savaşlarda en büyük acıları olayın dışında kalması gereken siviller ve masumlar çeker, ve bu acılar taraf ayırdetmez. bir taraf ne kadar acı çekiyorsa diğer taraf da aynı acıları çeker...
  • savaşın dinamiklerini kabul edemeyecek kadar kör ve cahil yazarlardır.

    türkiye istila altındaydı. türkiye’yi istila edenlerle ermeniler iş birliği yaptı.

    bu ne demek oluyor ? ermeniler savaşın tarafı oldu.

    savaş nedir peki güzel kardeşim ?

    en basit tabiriyle ya kırarsın ya da kırılırsın. kıracakmışsın gibi hissederken kavgaya dalıp dayağı yiyince de ağlamayacaksın.

    türkler durup dururken histerik bir krize girip sağa sola saldırmaya başlamış gibi aptal aptal triplere girmeyin. az kafanızı çalıştırın. öyle katliam yapıldı yazıp köşeye çekilme iki yüzlülüğüyle olmuyor bu işler. gidin karsın köylerine de o savaş yıllarında ermeniler o köylerde ne katliamlar yapmış onları dinleyin koyduğumun iki yüzlüleri.

    primattan henüz evrilememiş aptalları ciddiye almaktan çok sıkıldım artık ama zorla yazdırıyorsunuz.
  • kabul edenler etmeyenler kabul edilmiştir şeklinde devam ediyor sandım bir an. kendimi çok parlamentorik hissettim. böyle bir oylama olsa kesin kaçırırım yalnız. muhtemelen ya van kahvaltısında, ya da berberde kulaklarıma ağda şeyaptırıyor olurum. meclisin imkanları çok geniş. yararlanmak istiyorum.
  • soykırım nedir? uluslararası hukukta nasıl tanımlanır. insanlığa karşı suç, katliam, soykırım nedir, nasıl tanımlanır?silahlı çatışma türleri vs nedir ? aralarında ne farklar var vs hiç bir halt bilmeyenler atıp tutmaya devam ediyor. uluslararası hukuk bilmeyen, tarih okumayan ama iki köşe yazısı iki tane de kim kardashian tweeti okuyan gelip saçmalıyor.

    siyah veya beyaz bir konu değil bu. maalesef büyük bir gri alan sonuçta onun bunun siyasi çıkarları için masum yüzbinlerce kişi hayatını kaybetti. oturduğun yerden ahkam kesmekle olmuyor bazı şeyler. ailesinden masum insanları kaybeden ve hala o hikayelerin acısını çeken yüzbinlerce ermeni, türk ve azeri var. rus ordusuna katılmayan, isyan etmeyen zavallı ermenilerin yaşadıkları korkunç şeyleri, köylerinde işkence edilerek öldürülen türkleri, mart 1918'de taşnak köpekleri tarafından bakü'deki evlerinden alınıp öldürülen onbinlerce bebeği, çocuğu ne yapacağız peki?

    o yüzden ben öyle inandım, ben kabul ettim oldu gibi bir saçmalık embesilliktir. uluslararası hukuk denen birşey var orda da kabak gibi tanımı var soykırım nedir, ne değildir! çıksın kanıtlasın kim ne diyorsa.
  • 1920'li yıllarda abd'de soykırım ihalesine 60.000'den çıktılar.hayatlarında , türk , müslüman, ermeni kimdir nerededir bilmeyen amerikalılaların seveceği bir hikayeleri de vardı.müslüman türkler asırlardır köle yaptıkları hristiyanları bu kez katliama tabii tutuyorlardı.eski yunandan beri varolan bir davanın her iki tarafını da dinleme geleneği rafa kaldırıldı.national geographici aramadan türkiyenin haritadaki yerini gösteremeyecek adamlar, seçim kampanyalarına yapılan üç kuruşluk bağışları karşılıksız bırakmayıp , kasaba meclislerinde ellerini kaldırıp kaldırıp indirdiler.bu arada rakam da arttıkça artıyordu.önce yarım milyonda karar kıldılar.sonra araya holocaust girdi,yahudiler sergey bukka gibi yarışa rakibinin bitirdiği rakamdan başlıyordu.artık milyonlar telaffuz ediliyor , soykırım piyasasında yerlerini yahudilere bırakıyorlardı.60 binden yarım milyona çıkan rakama ses çıkarmayan fazlasına da ses çıkarmaz deyip savaş sonrası artık bir milyon,bir buçuk milyon kolayca telaffuz edilen rakamlar oldu.bugün artık onunlada yetinmiyorlar.armenian,greek,pontiac ,assirian and kurdish genocide.

    kadir mevlam verdikçe veriyor hamdolsun da ,bu sözü edilen katliamlar nerde oldu ?milyonlarca insandan bahsediyorsunuz? herbirinde yüz ceset olsa 10000 tane toplu mezar olması lazım.o döneme dair ortaya çıkarılan üç beş tane toplu mezar var ,onlarda ne hikmetse bu müfterilerin katlettiği müslüman mezarları.

    türkler ve müslümanlar aleyhine her iddiaya tuzu bende diye atlamaya hazır çoğu dna'dan yaralı sayısız müptezel var bu ortamda .henüz katledilen ermenilerin kim oldukları, nerede katledildikleri ve kalıntılarının nerede olduğuna dair iki kelam etmiş değillerdir.
  • götünüzden soykırım tanımı uydurmayın.

    soykırımın tek tanımı vardır. türkiye'nin de dahil olduğu bm toplantısında tanımlanmıştır, buradadır: https://en.wikipedia.org/wiki/genocide_convention
    wiki de kaynak mı derseniz şuraya da bakabilirsiniz:
    http://www.preventgenocide.org/…printerfriendly.htm

    o tarihçiler rahat olsun, 60 sene önceden bahsediyoruz, bu kadar yakın gelecek için tarihçilere lüzum yok. hala yürürlükte olan ve taraf olduğumuz bir anlaşma için ilber ortaylı kabul etse ne değişir etmese ne değişir.

    ki bu tarihçiler "soykırım değil tehcir tehcir" diyor, en azından ilber öyle diyor. bakalım soykırımın c maddesinde ne diyor:

    "(c) deliberately inflicting on the group conditions of life calculated to bring about its physical destruction in whole or in part;"

    türkçesi:
    "(c) öbeğin, fiziki varlığını tümüyle ya da kısmen sona erdirecek yaşam koşullarıyla yüz yüze bırakılması;"

    bu madde direk tehcir için eklenmiş zaten. ayrıca soykırım için ölüm bile şart değildir: "genocidal acts need not kill or cause the death of members of a group."

    hakkaten götünüzden soykırım tanımı uydurmayın artık.
  • benim dahil olmadığım gruptur. ortada soykırım diye birşey yok çünkü. kimse kusura bakmasın. küçücük köylerde askeri birliklere, kolordulara yetecek miktarda silah depolayıp, yöredeki türk, kürt, müslüman ve alevi ahaliyi gözünü kırpmadan şehit eden, hamile kadınların karınlarını deşerek anne karnındaki yavrulara bile işkence eden, insanları kafatasına çivi çakarak öldürmek gibi fantastik öldürme çeşitlerinden tutun da canlı canlı yakmaya varıncaya dek canlara kıyan, kadınların meme uçlarını dudaklarını keserek acılar içinde öldüren, hatta kadınların cinsel organlarına kazıklar sokarak acılar içinde yaşamlarına son veren çapulculara yaptırılan zorunlu tehcirden kendi milletim adına hiç bir sorumluluk hissetmiyorum.

    soruyorum size, "onların buna hakkı var mıydı?", özür dilemesi gereken onlar değil mi? niye hep tek taraflı bir özür bekleniyor hala anlayabilmiş değilim. hadi cevap versinler.

    iyi vallahi, zorunlu tehcir adı üzerinde zorunluluktu, onlara şu anda destek veren hiçbir devlet, halka uyguladıkları kıyımı kendilerine uygulasalardı, bu soykırım iddialarına destek verirler miydi acaba?

    1 değil 5 değil, anadolunun her yanında akıl almaz işkencelerle halka katliam yapsınlar da devlet onlara madalya mı taksın? ermeni isyanları anadolu'da kaç cana malolmuş hiç ortaya konuyor mu, akla getiriliyor mu?

    mantığa bak mantığa, ben adamlardan özür diliyeceğim, onlar benden hiç özür dilemeyecekler, ölen vatandaşların, halkın kanları üzerinde olduğu halde bir de onlara tazminat vereceğim. peh.

    bu ermenilerden özür dileme, soykırımı kabul etme falan artık popüler kültür malzemesi olmuş. özür dilemezsen entellektüel olmazsın, aydın olamazsın hatta adam olmazsın gibi şeyler gündem olmuş, tv'den bile bas bas bağırılıyor. çıkıp taksimde, kendi memleketimde yapılan katliamlardan dolayı onların özür dilemesini istesem linç edileceğim neredeyse. ulan sizinki candı da bizimki neydi?

    benim yiten canlarımı, ekonomik zayiatımı kim verecek, hesabını kim soracak? ama yok, onlar haklı, biz haksızız bazılarının gözünde, hatta içimizdekilerin gözünde bile.

    olan biten şu: her yerde isyan çıkarmışlar; muş varto'sundan tut, yozgat'a, izmir'e, istanbul'a varıncaya dek isyan çıkarmadıkları tek bir köy, kasaba kalmamış. akıl almaz işkencelerle insanlar öldürülmüş, ocaklar söndürülmüş, isyanlar döneminde nüfus önemli ölçüde azalmış. neydi dertleri neydi? çekinmemişler padişaha bile suikast düzenlemişler.

    şimdi bazıları bu yazdıklarımın çok subjektif olduğunu iddia edebilir, hadi o zaman er meydanı, açın kafkas cephesinde ermenilerle birlikte kars, ardahan, erzurum'u işgal eden rus birliklerindeki subayların raporlarına bakın. adamlar tiksine tiksine bunların yaptığı katliamları rapor etmişler.

    yakın tarihte onların yaptığı katliama en iyi örnek azerbaycan'daki hocalı katliamı, katliamdan hemen sonra bölgeye gelen ekiplerin çektiği görüntülere şu anda internetten ulaşılabilir. 99 yıl önce nasıl bir katliam yapılmışsa 23 yıl önce 1991'de hocalı'da aynısı yapıldı. evet objektiflik bekliyorum, hadi bakalım.
hesabın var mı? giriş yap