• 1948 soykırım sözleşmesi’nde belirlenen bir ırkı veya toplumu sırf mensubiyetleri dolasıyla ortadan kaldırmayı planladığı iddiası hiçbir belge ile ispatlanamamıştır ve daha da önemlisi olayların soykırım olduğunu belirten hiçbir yetkili mahkeme kararı bulunmamaktadır.
    nitelim ilk bağımsız ermenistan devlet başkanı katchaznouni’nin raporunda avrupalı devletlerin desteklerine kanarak osmanlı’ya karşı silahlı mücadele vermenin yanlışlığını vurguladığını da biliyoruz. taşnak kongresi’ne verdiği nutukta biz ayaklanmasaydık bunlar olmazdı, kandırıldık. büyük devletler bizi maşa olarak kullandı demektedir.
    kafkas cephesi’nde savaşların yaşandığı dönemde bazı ermeni gönüllüler, rus ordusuyla hareket ediyor. fransızların bile ermeni birlikleri oluyor. osmanlı bu tehlikeyi nasıl bertaraf ederim diye düşünüyor. muhtelif zaman ve şekillerde ermeni cemaatinin liderlerine ikazlarda bulunuyor, kontrol altında tutun, lütfen bir isyan başlatmayın şeklinde. fakat sonunda maatteessüf trajediler yaşanıyor. ermeniler türk köylerini basarak insanları öldürüyor, köyleri yakıyor. bu olaylar neticesinde hükümet bir karar alıyor, tehlike arz eden bölgelerdeki ermeni nüfusunu oradan uzaklaştırmayı düşünüyorlar. tehcir buradan doğuyor. yani o bölgeden alıp güvenli görülen başka bir mıntıkaya yerleştirelim ki bu ayaklanma ve bize karşı silahlanma durumu bertaraf edilsin, düşüncesinden. bir nevi güvenlik koridoru oluşturuldu diyebiliriz. fakat alınan tedbirler savaş durumundan dolayı yetersiz olduğu için yolda rahatsızlık geçirenler ölenler oluyor. eşkıyalar tarafından öldürülenler oluyor. tehcir sırasında onları korumakla görevli jandarma korumasında bulunan bütün askerler öldürülüyor.
    bu hususu ortaya şüphe bırakmayacak kadar açık bir şekilde değerlendiren prof.justin mccarthy’dir. hem konferanslarında, hem de yazılı beyanatlarında net bir şekilde 1914 sonlarına doğru kurulan propaganda bürosunun asıl amacının ingiltere’nin düşmanlarını karalamak, amerika nezdinde ingiliz görüşüne destek sağlayabilmek ve ingiltere’de savaş sırasında moralleri yüksek tutmak olduğunu belirtmiş ve tehcirin propaganda olarak kullandığına değinmiştir.
    bazı ermeni grupların 1.dünya savaşı ve öncesine rastlayan zaman diliminde ordu ve sivillere saldırdığının kanıtları bizzat ermeniler tarafından yazılmıştır. ve hatta bazılarında türkleri öldürmekle övünmektedirler. bu belgelerin ermeni arşivlerinde olması ve şuanda kapalı olması pek mühim değildir. zira rus arşivleri açıktır ve bu olaylara dair pek çok belgeyi barındırmaktadır.
    ki türkler tehcirle soykırım yapmayı amaçlasaydı başkentte ermeniler yüksek standartlarda yaşamaya devam etmezdi. yüzyıllarca milleti sadıka olarak adlandırılmışlar, sanat ve ticaretle uğraşmışlar refah içinde yaşamışlardır. ortada katil ve hain varsa onlar türkler değil bizzat ermenilerdir.
    edit:türkiye halkları değil türk halkı.
  • hala “soykırım” ne “katliam” ne “tehcir” ne “sevk ve iskan” ne bilmiyorlar.

    dostum öncelikle sen soykırım, katliam vs gibi şeylerin olmadığını kabul edeceksin. sevk ve iskan kanununa tabii olarak yer değiştirilen bir topluluğun -ki bunun içerisinde sadece belli gruplar, sorun teşkil edebilecek gruplar kanuna tabii oluyor- yolda hastalık ve çok sevdiğiniz kürt çetecilerin saldırıları yüzünden öldüğünü unutuyorsunuz.

    kardeşlik mevzuna gelince, benim sizin gibi bir kardeşim yok, o defter siz katliamlarınızı yaptığınızda kapandı, hamile kadınların karınlarını deşip bundan şehvet duyduğunuzda kapandı, çocukların önünde babaları, anneleri yaktığınızda, parça parça vücutlarını kestiğinizde kapandı, çarmıha gerip derilerini yüzdüğünüzde kapandı.

    şimdi gidin kardeşiniz dediğiniz daha önce sizleri korumaya çalışmamıza rağmen sizlere saldırarak öldüren kürt çetecilerle barış(!) güvercinleri uçurun. ne de olsa ikinizin de farkı yok, ikiniz de bebek katilisiniz.
  • 1915 birden ortaya çıkmamıştır. bu bir sürecin son halkasıdır. şurada bahsetmeye çalışmıştım : link

    olayların asıl başlangıç noktası ise aslında 1789 fransız devrimi sonrası ortaya çıkan milliyetçilik akımına dayanıyor.

    osmanlı'daki azınlık halklarını analiz etmek için avrupa tarihini de iyi incelemek gerekiyor.

    osmanlı, fatih nizamnameleri ile birlikte azınlıkları, tebaadan sayıyor ama asıl unsur olan müslüman halkların bir alt kademesi statüde yer veriyordu. bu şimdiki çağa göre insan haklarına aykırı görünse de o çağa göre gayet ileri idi ve dahilde huzuru sağlıyor ve enerjisini içeriye harcamadığından imparatorluk dış politikada altın çağı yaşıyordu ( bugün de böyledir, devletler iç huzuru sağladıktan sonra dünyada söz sahibi olur, bizim gibi türk-kürt, laik-dindar, alevi-sünni, daha da artar, ayrışıp kendi kuyruğu ile kavgalı olursa tabii ki dış politikada etkili olamaz, dolayısı ile itibar kaybeder). o sırada avrupa ise mezhep savaşları ile birbirini yiyor, kan gövdeyi götürüyordu. avrupa'nın ahvali, 15. yüzyılın ortalarına kadar böyleydi. yani osmanlı azınlıkları, avrupa azınlıklarına göre daha huzurluydu ve zulüm görmüyorlardı.

    ne zaman ki fransız devrimi oldu, eşit "yurttaşlık" bilinci doğdu, avrupa'daki azınlıklar dil, ırk, din farkı gözetmeksizin eşit vatandaş statüsüne yükseldi, yani osmanlı azınlıklarının haklarından fazlasını elde etti, osmanlı'daki azınlıklar diğer ülkelerdeki azınlıklara göre geriye düştü (aslında diğer azınlıklar yükseldi); osmanlı'daki azınlıklar yeni taleplerde bulunmaya başladılar.

    tabi osmanlı otoritesi bunu anlamak yerine, "geçmişte size zulüm yapmadık, serbest bıraktık, yediğiniz önünde, yemediğiniz arkanızda" anlayışında oldukları için bu çağı ıskaladılar ve çatışma başladı. yunanlar, bulgarlar, romenler derken sıra ermeniler'e geldi (bugünkü kürt sorunu da aslında bu olayların devamıdır).

    osmanlı'nın bir karşı tezi de şuydu: "yeri geldi bürokrat oldunuz, nazır oldunuz, mal mülk sahibi oldunuz. size kötü davrandığımızı iddia edemezsiniz." bunlar aslında kısmen dogru önermelerdi fakat şöyle bir durum vardı, azınlıklar 2. sınıf vatandaş olarak görülüyorlardı ve itirazları buna idi (tanzimat veya ıslahat fermanı'ndaki artık gavura gavur denmeyecek aforizmasını hatırlayalım).

    bu sorunların büyümesinde avrupa ülkelerinin de etkisi var mıdır? vardır tabii. rakip devletler böyle bir fırsatı bulunca kaçırmaz. çünkü ben zayıflarsam kendileri güçlenecek. devletler arası politika bu çıkar üzerine kuruludur. iş, senin karşındaki güce bu fırsatı vermemende bitiyor.

    eğer zamanında bu eşit vatandaş olgusunu, halkların kardeşliği olgusunu memlekette hakim kılsaydık bugün bambaşka bir coğrafyada olurduk ve arzu duyduğumuz huzura kavuşurduk ( bugün türk vatandaşlarının (veya türkiye vatandaşlarının, hangisini kullanmak istiyorsanız) huzurlu olduğunu söylemek çok da mümkün değil sanırım- 2002 öncesi huzurluyduk diyenler olacak ama o kısa dönemli bir yanılsama idi, ondan öncesi yine huzursuzluk hakimdi, bunu genele yaymak lazım).

    aslında bunlar için çok geç değil ama bunun üstesinden gelmek en az 1 veya 2 kuşağın değişmesine bağlı. çünkü şu anki kuşaklar milliyetçilik kavramları ile, çocuk yaşta, diğer milletlere karşı kinle yetiştirildiler. bu türkiye'de de böyle, ermenistan'da da böyle, yunanistan, kıbrıs rum kesiminde de böyle. bu devletlerin eğitim politikalarına göre zamanında yaşanan olaylarda, kendi devletleri suçsuz durumda iken kavgayı başlatan diğer devletler.

    geçen sözlükte okumuştum bu olayların anlamsızlığını da çok güzel açıklıyor:

    “aptallara göre insanlar; ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, dil ve din başta olmak üzere sekizden fazla kategoriye ayrılır. oysa olay bu kadar karmaşık değil. insanlar sadece ikiye ayrılırlar; iyi insanlar ve kötü insanlar.”

    ekleme: son söz einstein'a atfediliyor.
  • türkiye halkı söylemi son zamanlarda trend oldu bölücü ve cumhuriyet düşmanları tarafından.

    mustafa kemal zaten akılsız idi, bilmiyordu türkiye halkları demeyi , ondan türk halkı dedi değil mi?

    siktir git ermenistan'da haykır bu lafları. bu ülke 1. dünya savaşı'nda düştüğü duruma düşse, ermenistan yine acımaz, işkenceler, katliamlar yapar . kıbrıs'ta rum çetelerin yaptığı gibi.

    edit: ermenistan'da, yunanistan'da, 1. dünya savaşı'nda bizi karış karış işgal eden diğer devletler de , osmanlı imparatorluğu'na isyan eden araplar'da bizim dostumuz değildir. türkiye cumhuriyeti devleti'nin dostları değil menfaatleri, çıkarları olmalıdır. ülkelerin dostları olmaz, duyguları olmaz, çıkarları olur.
  • tanıdığım hiçbir ermeni böyle düşünmüyor. 5 yıl önce kuzenimle new york 5.caddede apple store yanındaki banklarda oturup sigara içerken 25-30 yaşlarında bir adam yaklaştı ve bir sigara rica etti. bir adet sigara verdikten sonra elindeki 1 doları uzattı. şaşırdım, bir sigaranın parasını neden vermek istediğini anlamadım, türkiyede genelde sigara isteyip para vermeyi teklif dahi etmezler:) kabul etmeyince teşekkür edip muhabbet etmek istedi, nereden geldiğini sordum ermenistan dedi "ben de türkiye, komşuyuz" dediğimde elindeki sigarayı yere attı ve oradan uzaklaştı. sevmiyorlar ve sevmemeye devam edecekler çünkü öyle yetiştiriliyorlar.
  • ermeni halkı ile hiç bir problemimiz yok, zamanında emperyalist ülkeler ile işbirliği yapıp bizi arkadan vurdular, biz de her ciddi devlet gibi kendimizi korumak için gerekli önlemi aldık. ama geçmiş geçmişte kaldı bizim için. ermenistan devleti işgal ettiği karabağ'dan çekilsin, geçmişte yaşananlardan dolayı turkiye'yi suçlamayı bıraksın, biz de sınırları açalım.

    ancak ermenistan'da çok ırkçı bir eğitim sistemi mevcut, insanlar turk düşmanlığı ile büyütülüyor, karabağ'da turk çocuklarının canlı canlı derisini yüzdüğünü gururla kitaplarında anlatan doktoru bırak suçlamayı onu sahiplenip ödüller veriyorlar. türkiye'de yasayan en ırkçı türk, ermenistan'da yaşayan ortalama bir insanın yanında hümanist kalır. dolayısı ile aradaki sorunun çözümü ermenistan'daki ırkçılığın ve türk düşmanlığının son bulmasına bağlıdır. turkiye'nin tek taraflı yapabileceği birşey yoktur.

    edit: imla
  • babam ile amcam da kardeşler...
    ne zaman amcam babama yamuk yapmaya kalktı, babam amcamın emdiği sütü burnundan çıkardı. rezil etti onu.

    şimdi amcam utancından köye bile gelemiyor. utanmaz olmasa bile köye gelse babam tarlaya gömer onu.

    ermeniler ile türklerin kardeşliği de böyle.
  • türkiye halkı diyen adamdan türkiye lehine düşünce çıkmaz. o yüzden pas diyorum.
hesabın var mı? giriş yap