• tedavi için sıra beklemek zorunda olunduğunu öğrendiğim bağımlılık yapıcı maddedir.
  • afyonun üzeri çizilerek ortaya çıkan afyon sakızının önce morfine, sonra da eroine dönüşmesiyle elde edilen narkotik madde.
  • follow me

    i ask a hater "what's your motherfucking point"?
    let you in the game, you won't score a fucking point
    but let me get right back to the point
    can get your hearse, nigga, all i gotta do is point
    and i know i'm gonna to be alright
    because even when i'm wrong, i still think that i'm all right
    and that soft white, it be off white
    she ain't a virgin, but i make that bitch wear all white.
  • (bkz: eroin/@tutsaklik)
    (bkz: naltrexone/@tutsaklik)
    (bkz: yasin genç/tutsaklik)

    ilk olarak ingiliz kimyager alder wright tarafından 1874 yılında sentezlenmiştir. fakat ingiliz bilim adamı bu çalışmasını ileriye götürmemiş ve köpekler üzerinde yapılan birkaç küçük test ile sınırlı tutmuştur. ondan tam 23 yıl sonra ise, daha sonraları aspirini de sentezleyecek olan, felix hoffman isimli bayer ilaç firması çalışanı ingiliz meslektaşından tamamen bağımsız olarak eroini tekrar sentezlemiştir.

    aslında hoffman'ın eroini sentezlerken yapmaya çalıştığı asıl şey afyon sakızının da doğal haldeyken ihtiva ettiği kodeini sentezlemekti. çünkü kodein morfinden daha az bağımlılık yapıyordu. morfin ve kokain bağımlılığında yerine koyma tedavisinde kullanılmak üzere sentezlenmeye çalışılan kodeinin yerine morfinden en az 3 kat daha kuvvetli olan diasetilmorfin sentezlenmiş ve yıllarca "bağımlılık yapmayan morfin" adı altında, özellikle çocuklardaki öksürüğü kesmesi için halka şeker gibi dağıtılmıştı. ta ki bir gün bilim insanlarının diasetilmorfinin karaciğerde parçalanarak morfine dönüştüğünü anladıkları ana dek.

    eroin, kimya diliyle anlatmak gerekirse baz morfinin asetillenmesi sonucu ortaya çıkan bir yarı sentetik bir afyon alkaloidi, bir opioid(opiat, opiyat) çeşididir. vücuda alındığında reseptörlerine bağlanarak endorfin hormonunu taklit eder. eroinin 3 temel kullanım yolu vardır. bunlar;

    1) intravenöz ( damar yoluyla )
    2) oral ( folyo ya da sigara yoluyla dumanı solumak )
    3) intranazal ( burun yoluyla toz halinde çekmek )

    bahsi geçen kullanım yöntemlerinin hepsinde gösterdiği etki aynı olmakla beraber rush hissi denilen ve maddenin etkisinin çok çabuk ve sert bir biçimde başlaması anlamına gelen durum yüzünden en çok bağımlılık yapan yöntem damar yoluyla almaktır. diğer yöntemlerin bağımlılıkları da ciddi derecede sorun yaratabilecek kadar kötüdür elbette ancak damar yoluyla hiç eroin kullanmamış bir insan 30-40 yıl kadar eroin ile beraber pekala yaşayabilir. elbette insan posası olmaya yaşamak denilebilirse... ancak damar yoluyla kullanımda ne kadar dikkatli olunursa olunsun; ara verilmiş olup bir anda alınan normal dozun yüksek gelmesi, yüksek saflıkta mala denk gelmek yahut kazara miktarı tutturamamak işten bile değildir. etki eden miktarı ile öldürecek miktar arasında dağlar kadar da fark yoktur. genel olarak etkilerini sıralamak gerekirse;

    1) vücuda ateş basması, sıcaklık hissi
    2) uyuz köpekler gibi kaşınma
    3) rahatlık ve umursamazlık hissi. sınırsızca.
    4) cesaret. yolda görülen ilk adamı gidip vurabilecek kadar cesaret. umursamazlıktan ileri geliyor elbette.
    5) huzur. mutluluk değil, huzur. sanırım bağımlılığının asıl sebebi bu. mutluluk bir şekilde elde edilebiliyor gün içinde, geçici de olsa. ancak huzuru hiçbir zaman bulamayabilirsiniz.
    6) uyuşma. dünyanın en güçlü ağrı kesicisini alınca haliyle bütün vücudunuz uyuşuyor.
    7) göz bebeklerinin iğne ucu kadar küçük hale gelmesi.
    8) bağırsakların çalışmayı durdurması. idrar ve dışkı sorununun ortadan kalkması. ve aynı zamanda açlık hissinin yok olması. yalnız ağız kuruluğu yapar.
    9) solunumda ve kalp atışlarında yavaşlama
    10) mide bulantısı ( ilk bir yıl boyunca kullanıcıların %95 i yaşar bu sorunu. bir yıl düzenli kullanım sonrası bulantı yaşanmaz, bünye alışır. )
    11) sürekli bir uyuklama hali. çok gerçekçi rüyalar. doğru ile gerçeği ayırt edememe durumu. göz kapaklarının asla tam açık kalamaması.
    12) verdiği iyi hisleri genellediğimizde ulaştığımız kelime "öfori."

    yukarıda bahsedilen tüm iyi ve kötü şeylere eklenmesi gereken daha önemli bir şey var. bağımlılık.

    eroin, iğne ile kullanımda ilk seferde geri dönülmez bir psikolojik bağımlılığın kapılarını ardına kadar aralar. televizyonlarda gördüğünüz krize giren eroinmanlar gibi olmanız içinse(fiziksel bağımlılık yani) üç(3) kez damar yoluyla -aralıklarla değil tabii, 3 gün arka arkaya misalen- almanız yeterli gelecektir.
    şayet kendisini folyo ya da burun yoluyla kullanmak arzusunda iseniz psikolojik bağımlılığı 6-7 seferde ortaya çıkar. ondan öncesinde pek bir şey anlayamaz, durumu kavrayamazsınız. sonrasında sürekli onu düşünür hale gelirsiniz ve hayatınızda o varken çok mutlu olduğunuzu fark edersiniz. neden sürekli kullanmak varken ondan uzak kalacakmışım diye düşünürsünüz ve kaçınılmaz son. bum! fiziksel bağımlılık.

    nedir bu fiziksel ve psikolojik bağımlılık dediğin dediğinizi duyar gibiyim. eroin için konuşacağım. genel anlamda tanımlamayacağım.

    a) psikolojik bağımlılık: üç ana sınıfa ayırabiliriz. eroinin psikolojik bağımlısı olan bir insan için eroin kullanmak yemek yemek, uyumak, boşaltım yapmak gibi fizyolojik ihtiyaçlardan biri haline gelir. beyin, eroin kullanmak onlardan biriymiş gibi davranır. bu yüzden junkie eroini bırakmayı ne kadar isterse istesin beyni onun bırakmaması için çaba gösterir. aynı açlıktan ölmemek için programlandığı gibi davranır söz konusu eroin olduğunda. bunu aşmak, ciddi irade gerektirir. bırakmanın bu kadar zor olmasının asıl nedeni psikolojik bağımlılıktır.

    psikolojik bağımlığının en önemli yanlarından biri ise anhedonidir. anhedoni, kısaca tanımlamak gerekirse hayatın olağan akışında var olan herhangi bir durumdan zevk alamamak durumudur. madde ile beraber yaşamaya alışmış ve de o rahatlama hissi olmadan yaşamayı cehennemle eşdeğer gören bağımlı, tekrar geri dönebilir. eroinle dans sadece kullanırken değil, eroinin yokluğunda da sürer.

    üçüncü kısım ise alışkanlıklardır. bir örnek vermekle başlayalım, dudak tiryakiliği. eroinde de benzer bir şekilde beyne kodlanan belirli mekanlar ve nesneler olur. siz tuvalete girdiğinizde sadece ihtiyacınızı gidermeniz gereken ve oturabileceğiniz bir nesne görürken eroinman, kapağı kapatıp üzerine folyosu, eroin paketi ve diğer eşyaları koyarak kullandığı yeri görür. siz kağıdı sadece üzerine yazı yazmak için kullanırken o; kimi zaman eroin paketi, kimi zamansa folyodan dumanı solumak için yapılacak bir borunun hammaddesi olarak görür.

    b) fiziksel bağımlılık: başta söylemiştik. eroin, endorfin reseptörlerine bağlanarak endorfin hormonunu taklit eder. eroin kullanımında çok yüksek miktarlarda endorfin salgılandığı için vücut savunmaz mekanizmasını devreye sokar ve endorfin üretimini durdurur. bunun sonucunda da düşüş denilen ve eroinin etkisinin bittiği anı ve sonrasını tanımlamak için kullanılan durumda bir süre için endorfin üretilmez. bu ne anlama mı geliyor? endorfin, vücudumuz için çok yararlı bir hormondur. çünkü kendisinin üretimi kesilseydi bütün kaslarımız, eklem yerlerimizde müthiş kuvvetli ağrılar ile yaşamak zorunda kalırdık. işte yoksunluk zamanında atılan o çığlıkları, kendini duvardan duvara vurmaları açıklayan durum da bundan ibarettir. bu denli sıkıntılı bir durum nasıl da psikolojik bağımlılıktan önemsiz olur dediğinizi duyuyorum şu anda. fiziksel bağımlılık bağımlının durumuna göre 7-10 gün arasında nihayete erer ancak psikolojik bağımlılık bir ömür boyu devam eder. defalarca kriz atlatıp tekrar başlayan çokça insan görebilirsiniz eroin bağımlıları arasında.

    söylenebilecek, eklenebilecek çokça şey var eroin ile alakalı. ancak sokak jargonuyla alakalı vereceğim bilgilerin öncesinde şunu söylemek istiyorum. eroin, muazzam bir maddedir. muazzam demek iyi demek değil elbette. berbat bir maddedir, dünyanın en iğrenç şeyidir. insanı hayal edilemeyecek kadar aşağılık hale getirir. karakterini değiştirir insanın. eroin için her şeyi yapar hale getirir. aynı zamanda da öyle etki eder ki insana yeryüzündeki cenneti tattırır. kendisine köle yapar. işte bu yüzden muazzamdır. korkmak gerekir. ihtişamlıdır. almanların "heroisch" dediği kadar vardır. kendisinden itinayla korkup uzak durmak gerekir. çünkü eğer özel bir insan değilseniz, sıradan ve iradesiz bir aptalsanız asla pençesinden kurtulamazsınız. çünkü kendisi cennetin yeryüzündeki tek gerçek şubesidir.

    ancak bu durum, geçicidir. çünkü bir süre sonra hiçbir öfori hissetmeden sadece rahatlamak için içersiniz. bir gün biri "belki de alınan tüm bu zevk rahatlama duygusundan ibarettir" demişti. eroin yokken yukarıda psikolojik bağımlılık kısmında saydığım sorunları yaşarken, ancak varlığında siz "kendiniz" olabilirsiniz. çünkü eroin sizi yok eder. benliğiniz, ancak eroinle birlikte var olabilir. eroinin varlığında ancak ve ancak hissiz yaşayan bir et parçası olursunuz ki bunu da aşabilmek yıllarınızı alır.

    ---sokak jargonunda eroin---

    eroin: peynir, corex, dalga, toz, eşya, mal, dava, amca.
    iğne vurmak: aşı olmak.
    krize girmek: hastaya düşmek.
    krizi atlatmak için eroin kullanmak: tedavi olmak.
    folyo yolu ile kullanım: ejderha kovalamak(chasing to the dragon, çin menşeili), kaydırmak(corex-koreks), tık almak(kaydırmadan nokta nokta koyarak kullanmak)
    sigara yolu ile kullanım: corex, sigara ucu, uçluk.

    ---sokak jargonunda eroin---

    son söz ve önemli notlar: herkes bu yola girebilir. sadece eroin yok bu hayatta, bir sürü başka uyuşturucu madde daha var. sigara içmenizi dahi asla istemem, tavsiye dahi etmem ancak oldu da eroin dışında bir maddeye bulaştınız diyelim... hatta her birini kullandınız, hepsine bağımlı oldunuz sırayla ve sonra sıra eroine geldi. o güne kadar bolca eğlendiniz, hatalar yaptınız... fakat burada durun. ne olursa olun bu kırmızı çizgiyi aşmayın. lütfen. sizlere yalvarıyorum.

    biliyorum; ne kadar bağımlılık yapabilir, ne kadar mutluluk verebilir diye düşünüyorsunuz. her ikisini de hayal dahi e de mez si niz. ben de anlatamam. bunun sonu ya ölüm ya hapis ya da bir ömür boyu ticaretini yapmaktır... oldu da başladınız bir şekilde... siz yeter ki isteyin bırakmak kolay. başaramayacağınız şey yok. yeter ki kiminle dans ettiğinizi unutup da tekrar aynı hatayı yapmayın...

    biliyorum. kırmızı çizgilerini siktim bu hayatın. keza yıllarımı da. fakat ben bu raddeden sonra burayı okuyan okumayan herkese öncü olmaya ve bu meretin bırakılabileceğini göstermeye karar verdim. o yüzden lütfen, özellikle içen kardeşlerim, beni takip edin size söz veriyorum her adımı ve her doğru hamleyi anlatacağım size... kalınca sağlıcakla.

    edit: yararlı olduğu düşünülen bolca eklendi. özellikle psikolojik bağımlılık kısmına. söz verdiğimiz gibi. ayrıca hatalı olduğuna inandığım bilgileri çıkardım ya da doğru olduğuna inandıklarım ile değiştirdim.
  • "suzanne'le birlikte içiyorlar ama jean-michel afyon kullanmanın en iyi yolunun onu buzdolabında soğutup küçük parçalar kopararak makattan almak olduğuna karar veriyor." jennifer clement - dul bayan basquiat

    (bkz: french connection)
    (bkz: para trafiği)
  • fuğuşturucu madde
  • dünyanın en güzel kafasıdır 10 metre kare bi kutuda sonsuza dek. canınız hic sıkılmadan kalabilirsiniz
  • uyuşturucuyu bütün pisliğiyle göz önüne seren kitap. tam adı: eroin-christiane f'in korkunç anıları. kitap gerçek bir hikayeyi anlatıyor, genç bir kızın ve arkadaşlarının hayatını. kitabın sonunda ölen gençlerin fotoğrafları vardı yanlış hatırlamıyorsam.

    seneler geçti ama üstümde bıraktığı etki hiç azalmadı. sanırım çocuklarıma okutacağım ilk kitaplardan olacak.
  • eroinin fiziki bağımlılığından çok psikolojik bağımlılığı yüksektir. vücudun en uzun temizlenme süresi maksimum 1 hafta-10 gün sürerken zihinsel olarak temizlenmek yılları bulur.

    normal saf eroin beyaz renkli olur ancak orda burda satılan içinde katkı maddesi olan eroinler katkı maddesinin miktarına göre kahverengi ile buğday rengi arasında değişiklikler gösterebilir. böyle eroinlerdeki saflık oranı bilinmediği için yüksek doz alımı çok tehlikelidir. (yüksek doz zaten tehlikelidir lakin eroin saf değilse tehlike katlanarak artar).

    enjeksiyondan sonra eroin beyin bölgesine geçer ve morfine dönüştürülür. etkileri başladıktan sonra kişide kaşıntı, göz bebeklerinde aşırı küçülme, ağız kuruluğu, bulandı ve ağırlaşma gibi belirtiler gözlenir. kalbi yavaşlatır ve tansiyon düşer. ayrıca eroin kullanan insanların vücutlarından değişik bir koku salgılanır.

    fiziksel bağımlılığın başlaması aşağı yukarı 3. kullanımdan sonra başlar. kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. mesela bazılarında ilk kullanımda bile bağımlığa sebebiyet verir. vücut maddenin varlığına alışmış olur ve alınmadığı taktirde "yoksunluk" adı verilen krizler başlar. bu yoksunluk krizleri acı veren fiziksel tepkilerdir. kusma, kasılma, titreme şeklinde vurur. göz bebekleri aşırı büyür.

    genel olarak eroine başlayanlar arkadaş ortamlarında başlar ve çoğuda psikolojik olarak yıkak oldukları zamandır. tabii bu demek değil ki illa sorunlu olmak gerek başlamak için. gayet düzgün sıkıntısı olmayan birisi de bağımlı olabilir. bağımlı insanların artık ne kişilikleri kalır ne gururları ne akıl mantıkları. onları yöneten tek şey bu maddedir artık. kriz anında bi doz madde bulabilmek için her şeyi yaparlar. bir de en önemlisi yalan söylerler. o yüzden;

    (bkz: never trust an addict)

    denir.

    evet bu böyledir. çoğu bırakacağım diye yeminler eder, söz verir. hatta yoksunluğu atlatıp bir süre temiz de kalır ama eninde sonunda geri döner. bu çok büyük bir oran için böyledir. gerçekten kurtulmayı başaranların yüzdelik dilimi azdır ama imkansız da değildir. her bağımlı bırakmak ister eroini. tik gibidir bu hastalık, öyle bir şeydir ki istersiniz ancak bırakamazsınız kolaylıkla. sağlam, çelik gibi irade lazım.
hesabın var mı? giriş yap