• zamanında genel yayın yönetmenliği yaptığı medya grubuna bağlı hürriyet gazetesi yüzlerce insanın ölüm tehlikesi atlattığı bir uçak kazasını yayınlayamıyor. muhtemelen ali sabancı'dan gelen talimatla hizaya geçti.

    kendisine, iğrendiğim, samimiyetsiz hitabetiyle karşılık vereyim.

    bak kardeşim, sen bizim neden midemizi bulandırıyorsunuz biliyor musunuz;

    özal'lı, çiller'li dönemin en büyük destekçilerinden birisi sendin. 80 darbesinin ülkeye soktuğu bu siyasi zihniyeti senin gibiler ittirerek burada zemin kazandırmaya çalıştı. bu dönem türkiye siyasetinde irticacı bir kırılma yarattı ve rp'yi, fp'yi, sp'yi ve akp'yi doğurdu. milyonlarca insanın günahına ortak oldun. faşizmin ortaklarından biri de senin gibiler. milyonlarca insanın, gencin, çocuğun, kızın hayallerini senin gibilerin destek verdiği zihniyetler eritmeye çalışıyor. yurtdışına göçmek zorunda kalan eğitimli her türk veya türkiyelinin acısında senin gibilerin kaleminin mürekkebi var.

    bak kardeşim;

    hayata dönüş operasyonlarında, gezi parkı'nda, yaşadığımız ohal döneminde yayın grubun ve gazeten tarihe ve türkiye tarihine utançla geçecek tavırlara imza attı ve atıyor. bu ülkede 80 milyon insan var. 79.999.999'u unutsa bile, birisi çıkar suratına vurur. insanlar eğitimsiz veya cahil olabilir ama unutmazlar.

    bak kardeşim;

    bu ülkede elinizdeki güçle beraber sosyal demokrat geçinerek yozlaşmaya ayak uydurdunuz, çanak tuttunuz. ayşe arman gibi avm reklamlarında, sikko yaşam sitesi reklamlarında oynayarak, kallavi para kazandıktan sonra; çevreci geçinerek, gezi parkından sonra instagramda takipçi kasarak insanlarda 7. biranın üzerine içilen cin tonik hesabı iğrenme hissi yarattınız. bunu siz yaptınız. anti-akp görünerek o cenahın yaptıklarını siz de yaptınız. ülkeyi bir avuç burjuva sosyal demokrat iş adamlarının ağzından okudunuz. tam kontrasınız akp'den yön harici hiç bir farkınız yok. sosyal medyalar olmasa senelerdir yaptığınız gibi manipülasyonlara devam edecektiniz ama o dünyayı gömüp helvasını yedik biz. üzgünüz.

    insanların sizi kaale alması için artık hiç bir neden yok. çünkü siz her kafasını çıkarını, akp gibi ezdiniz, yok saydınız, üzerine toprak atmaya çalıştınız. ama gerçeklerin her zaman ortaya çıkmak gibi cesur ve kötü huyları vardır. bizler sizin gibi değil, gerçekleri haykırarak yaşadık ve öyle öleceğiz. türkiye'nin en büyük gazetelerinden birinde zamkla yapışmış gibi yazıp duruyosun ama kimse sabah kalkınca nete girip ya bu ertuğrul özkök ne yazmış diye merak bile etmiyor. neden biliyor musun? çünkü kaybedecek çok şey biriktirmişsin ve korkaksın, cesur değilsin.

    o yüzden popülariten düşünce sözlük'e sallamayı bırak. senin için çok zor biliyorum ama onurlu yaşa yeter.
  • ortalama bir akp'linin yasam tarzi ile ortalama bir chp'linin yasam tarzini iki farkli kutuplara koysak bu adamin yasam tarzi chp'lilerinki ile nerdeyse aynidir. hayatinda bir kez olsun akp ye oy vermemis birisi, akp'den en az sozluk ortalamasi kadar hoslanmiyor. bu durumda bile chp'lilere yaranamiyor çünkü akp'yi sevmedigini açık açık yazmiyor. e birakin da yazmasin yani, madem ki tarafsiz bir gazete oldugunu iddia eden bir gazetede yaziyor, yoneticilik yapiyor biraz da objektif haber yapmaya calissinlar.

    gerci sizler icin akp'lilere çomar demeyen, hırsız demeyen, para için (makarna kömür) oy veriyorlar, oy çalıyorlar demeyen hickimse objektif olamaz. yani sizlerin objektifligi bu kadar işte. ertugrul ozkok gibi akp'ye hic oy vermemis, asla onlar gibi dusunmeyen biri bile sizi menun edemiyor. bu kadar karsit dusuncelere saygilisiniz yani. sonra da tayyip ulkeyi kutuplastiriyor diyorsunuz. sizin, tamamiyla sizin gibi dusunmeyenlere bir sayginiz yok ki tayyip'in kutuplastirmasina gerek olsun. siz anca halk tv gibi, sozcu gibi gazete tv'lere satasmazsiniz, onun disindakiler agziyla kus tutsa size yaranamaz.

    neyse, bir ara yani ecevit hukemeti zamaninda, ciller ve mesut yilmaz doneminde ozetle sozlukculerin ayila bayila özledikleri ve eski huzurlu turkiye dedikleri donemde turkiyenin en etkili 10 kisisinden birisiydi. daha dogrusu turkiyenin en etkili pozisyonlarindan birinde yoneticiydi.
  • ekşiye nefret kustuktan sonra, pegasus haberini önce neden sadece yerel basında haber yaptığını açıklamalı?
    hani basın özgürlüğü vardı?
  • hakkında bir şeyler yazıp adından söz ettirmenin her ne olursa olsun kâr sayılacağı adam. en kötü ihtimalle bir yazısı üç bin, dört bin tık alır. şu an kendimle çelişiyorum farkındayım fakat bunu yazarak belki şimdiye kadar aklında durmayan insanlara sonucun ne olacağını hatırlatmak istediğim için ‘istemeden’ karalıyorum. yazmayın. nagehan alçı'yı da, altaylı'yı da, engin ardıç'ı da, bu adamı da gündeme getirip mutlu etmeyin.
  • benim merak ettiğim eşi kendisini af mı etti yada saltanattan mı vazgeçemedi.
  • en son duyduğumda ayağını kırmıştı, kafasını da kırmasını içtenlikle dilerim.
  • 31 aralik 2017 tarihli yazisinda, erkin koray'in eski bir fotografindan( haziran 1970 tarihli ) bahsetmis yazar. fotografta gorunen keman sekilli gitar icin ' paul mccartney in o yillarda caldigi epiphon ' olarak bahsetmistir. gitar calmayi bilmedigi halde kendisinde de bulundugunu eklemistir.

    soz konusu gitar hofner bass gitardir.
  • kendisi hakkında daha önce hiçbir şey yazmamışım daha önce. eğer hala okuyorsa; sırf bu iş için e-posta açtım: prtghurriyet@gmail.com

    eğer ulaşılarsa adımı, telefonumu veririm, zaten devlet memuruyum, ziyarete gelebilirler. çağırırlarsa ben de binalarına giderim.

    ben yazılarını çoğu zaman okumadım, yazdıkları ilgimi çekmediği gibi denk geldiklerimin en eleştirel olanları bile suya sabuna dokunmuyordu. varsa da gözümden kaçmıştır.

    bazı olaylar son görevine gelmeden, belki daha ayrılıp gelmeden de önceki dönemlerde de olmuştur ama herhalde biliyordur bir şeyler.

    bekir çoşkun, emin çölaşan, cüneyt ülsever, yılmaz özdil, arif beki, ismet berkan ve diğerleri niye gitti?

    öncesinde ve sonrasında gelen gazeteciler hangi kriter ve yeterliklere göre belirlendi?

    sizce ülkede basın özgürlüğü var mı? yazdığınız gazete ve medya kuruluşunun her kararı altına imzanızı atar mısınız? atmayıp da eleştirdiğiniz oldu mu?

    yazdığınız gazetenin sayfasında akademisyen olarak tanımlanmışsınız. doktoranız size akademik bir ünvan verse de, en son ne zaman, nerede, ne konuda bir makale yayınladınız?

    kısıtlı sayıda örneklemden cımbızla seçip, sonra geneli betimlemek sizce bilimsel metodolojiye uygun mu?
  • mallıkta doruk noktası (bkz: ilber ortaylı) nın çıkıp yapıştırmasını beklediğim cevapla rahatlayacak gibiyim. mantıklı bile olsa neredeyse 100 yıllık cumhuriyet tarihhinde çanakkale zaferi olarak adlandırılan bir savaşın adını bile yeaaa dünyada bu böyle bilinmiyo yeaaaa tribiyle kaleme almak baştan aşağıya saygısızlıktır. yeğeninin blogger sayfalarını listelere sokturacağına insanların hassas olduğu konularda daha dikkatli kalem kullanması gerektiği kanaatindeyim.
hesabın var mı? giriş yap