• türkiye'nin nepal'i.

    bir çok doğa sporunu yapabileceğiniz, türkiye'nin nadide şehirlerinden biridir.

    samimi söylüyorum erzincan türkiye'deki çok özel illerden birisi. özellikle de doğayı seven ve sıkı bir outdoorcu iseniz bu şehir tam size göre.
    yapı olarak bir çok extreme ve outdoor sporlara uygundur. coğrafi yapısı enfestir. dağ yapıları genelde sarp kayalıktır. halk tabiri ile etrafı dağlık ortası bağlıktır.

    toprak kokusunu bilmeyen, doğada vakit geçirmemiş, hayatında odun isi kokusu bile duymamış yani yaşamı tatmamış göt evlatlarına dert olmuş bu şehir entrylerde gördüğüm kadarı ile.. gereksiz bir ilmiş. lan yavşak, senin çıktığın yerin ne gerekliliği varmış bir de hele?

    şu illeri kendi sikik espri dünyanızda yarattığınız popülariteye göre değerlendiriyorsunuz ya... gidip görün oğlum. yozgat'ı da görün, adıyaman'ı da görün, artvin'i de, kars'ı da.

    trene binip bu topraklardan geçerken "oaaabi ya çook iyiii yaaa" deyip, mal mal fotoğraflarınızı sosyal medyada paylaşırken hiç kötü değil dimi?

    o dönerini beğenmeyen pezevenk de benimkini yesin aq. senin ağzın yamuksa şehrin suçu ne it. buğday meydanındaki lokantalarda yapılan döneri bile istanbul'da en kral yerde yiyemezsin.

    not: erzincan'lı değilim ama gezi, outdoor ve snowboard için bir çok kez ziyaret ettim kendisini.
  • google earth'te gezinirken farkettim ; türkiye'nin diğer illerine oranla şaşırtıcı derecede düzgün bir şehir planına sahip ilimiz. yollar ağaçlandırılmış, caddeler sokaklar cetvelle çizilmiş gibi. yozgat'a çorum'a bakanlar ne demek istediğimi anlayacaktır.
  • bir akmerkez açılsa bütün şehir rahatlayacak.
    en son gördüğümde akmer ve ermerkez isminde iki mekan vardı.
    ha gayret bir sonraki de akmerkez.
  • anadolu'nun, nasıl desem bilmiyorum; sanırım en kendisi kalmış, en güzel, en kibar şehirlerinden.

    erzincan benim için öylesine hatta zoraki çıkılmış bir seyahatin duraklarından biriydi. ama çok daha fazla vakit ayırmayı hak ediyor.

    tesadüfen bulduğum bir peynir pazarı vardır. köyden yeni gelmiş yirmi çeşit peynir sergisi. almak şart değil, tadına bakarak zaten insan şımarıyor. muhteşem. belki de yediğim en lezzetli döner yine buradaydı. en kibar dolmuş şoförleri. duraktan yeni kalkmış şoföre el kaldırdım dursun diye "ben çıktım artık duraktan arkadaki arkadaşa ayıp olur, o dolmuşa binsen olur mu" dedi. ah be erzincanlı abim olmaz mı, sen böyle söyle ben yaya giderim dağa taşa. biz istanbul'da bozuk parası olmadığı için indirilen yolcu biliyoruz.

    caddeler, geniş, parklar cıvıl cıvıl, alışveriş canlı, esnaf hürmetkâr, yerlisi bambaşka. "adrese teslim" çalışıyorlar. kaç kişiye yol sorduysam, girdi koluma götürdü. şu kadarını söyleyeyim; bir misafirhanede kalacaktım. içeri girdim, izmir'den geldiğimi anlayan bekçi evi aradı "hanım yatak aç misafir var" dedi. zor ikna ettim. aynı bekçi pide ısmarladı, yedim, yoksa içi rahat etmeyecekti. cömert insanlar şehri. alevisi, islamcısı, ülkücüsü, esnafı... hepsiyle oturup saatlerce konuşabilirsiniz. erzincan güzel şehir hasıl-ı kelam.
    ...
    haliyle anadolu'dur ya burası, elbette hüznü, tragedyası vardır. sene milâdî 1916'dır. ruslar girer erzincan'a herkes göçmen olur dağılır, sonra geri gelir. türküleri çoktur erzincan'ın, yamandır, güzeldir. dağlar ve bağlar beyanındadır. gurbet ve hasret üzredir, gidip de dönmeyenleri bildirir... bir erzincan türküsü hatırlayalım şol vakit.

    turnalar ali'yi görmediniz mi

    yemen ellerinden beri gelirken
    turnalar ali'yi görmediniz mi
    hava üzerinde semah dönerken
    turnalar ali'yi görmediniz mi

    şahım hayber kalesini yıkarken
    nice münkir helak oldu bakarken
    kevser ırmağından şerbet içerken
    turnalar ali'yi görmediniz mi

    şah hatayi'm der ki gezdim dünyayı
    dilim zikreyledi gani hüdayı
    on iki imamı nesli abayı
    turnalar ali'yi görmediniz mi
  • 1939'da meydana gelen ve nüfusunun yarısından fazlasının ölümüne neden olarak, şehri yerle bir eden deprem yaşanmamış olsaydı, muhtemelen erzincan şimdi doğunun en büyük şehri olacaktı. şehri gidip görenler, iklimi ve coğrafyasıyla erzincan'ın bu potansiyele sahip olduğunu zaten fark edeceklerdir.

    ayrıca, şehir önemli ölçüde alevi nüfusa sahiptir ve birçok alevi, sünni kardeşleriyle aynı apartmanları ve mahalleleri paylaşmaktadırlar. bu sebeple, hoşgörü denilince anadolu'da akla gelen ilk illerden biridir erzincan.
  • beni fahri hemşehri ilan ettiklerini tahmin ettiğim şehir. hayatımda izmir dışına çıktığım çok azdır. o da bulunduğum yerin ilçeleri. hiçbir yeri bilmem, fakat bana erzincan'dan sürekli mesaj geliyor.

    bankalar mesaj atıyor, "erzincan şubemize bekleriz" diyor. başka bir mesajda, belediye başkanı yüksel çakır'ın o anda radyoda canlı yayında olduğu haber veriliyor. az önce de erzincan'ın üzümlü ilçesi belediye başkanından bayram mesajı aldım. teşekkür ederim. ben de iyi bayramlar dilerim. yakınlarım bile bana bu kadar vefa göstermedi.

    erzincan'ın fotoğraflarına baktım da, cidden güzel bir yermiş. ağaçların sıralandığı caddeleri, yeşillikler, çimlerle çiçeklerle düzenlenmiş şehir merkezi çok hoşuma gitti. gidip görmek isterim gerçekten.
  • özlediğim şehir. lan insan erzincan'ı özler mi? özlermiş meğer.
  • tatlı hayat'tan:

    canlılar ikiye ayrılır:

    1) normal canlılar,
    2)erzincanlı'lar
  • emanetçi başbakanlık denilince akla gelen tek il.
    (bkz: yıldırım akbulut) hal müdürü.
    (bkz: binali yıldırım) mal müdürü
  • erzincan'da evler hep 2 katlıdır, bolca ağaçlar, bahçeler falan wardır... erzincan'da deprem sonrası adres ararken şöyle olur:

    - ya, gümülceli mahallesini nasıl bulabilirim ?
    - etrafına bak, bir mahalle görüyorsan kesin aradığındır...
hesabın var mı? giriş yap