• senelerdir dinliyorum bu adamın kaydettiklerini. inanılmaz.
    konser kayıtlarındaki ellerine bakıyorum. şimdi bu ellerin bir yerlerde çoktan çürümüş olduğuna, kemiklerinin kaldığına inanamıyorum.
    bana müziğin ötesinden şunu diyor: şimdi varsın, sonra yoksun. iyi düşün.
    iyi şeyler yap.
    sonra yoksun.
  • madem bir daha dinleyemeyeceğiz seni, hani şöyle parmakların piyano üstünde gezinirken boynundan çıkan damarları göremeyeceğiz o vakit arkandan fatiha olsun bu
  • bazi insanlar oldukten sonra onlari dinleyince, izleyince yahut gorunce cok sinirleniyorum. heath ledger mesela, jeff buckley mesela, cory monteith mesela. ama sanirim iclerinden en sinirlendigim ve hala sanatini dinlerken sesli bir sekilde "sikeyim ya" diye soylendigim sakura agaci gibi adam esbjorn svensson. sikeyim ya.
  • onumuzdeki en az bir 30 sene boyunca kuzey cazina acacagi yeni kulvarlar, imza atacagi solo ve trio albumler, gerceklestirecegi konserler dusunuldugunde kendisinin erken olumu, insanin icinde derin bir huzun olusturmanin yaninda kocaman, okkali bir de ukte oturtmustur yureklere...

    farkli yaklasimlarda bir ella'yi, sinatra'yi, ray charles'i veya farkli muzik turlerinden de olsa bir rostropovich'i, bir avni anil'i, bir zeki muren'i kaybettiginde insan boyle kederlenmiyor. cunku hepsi muzigin farkli kulvarlarinda katkilarini fazlasi ile yapmis ve artik uretkenlikte tatile girmis, neredeyse ununu eleyip elegini asmis sanatcilardi. beklenen sondu bir nevi...peki svensson oyle mi?

    muzikseverlere istemeden de olsa kocaman bir borc takarak gitmistir svensson. daha nice alacagimiz albumleri, gidecegimiz konserleri, coskuyla atacagimiz "buyuksun baba" cigliklarini odemeden, beklenmeyen sonu gerceklestirerek... ustumuzdeki strange place for snow melankolisi tam da kivamindayken ustune eklemeye gerek var miydi, dedirterek...

    ask olsun svensson...ask olsun...
  • bir hafta icinde 2. darbedir muzikseverlerin kalbinde. muzigi rahmetli saban bajramovic'inkinden pek farkli olsa da kendi tarzlarinin dunyada onde gelen bu iki adamini bir hafta arayla kaybetmeye yurek dayanmiyor.
  • 16 nisan 1964 västerås doğumludur, besteci ve piyanisttir. klasik musıki sever bir anne ile ellington* sever bir babanın oğludur. kimi zaman kısa saç sahibi kimi zaman uzun saç sahibidir, konserlere eşofman spor ayakkabı kombinasyonlarıyla da çıktığı görülendir ama piyano başında hep döktürendir, keyif verendir.

    invitation

    memorial celebration

    celebrating the life and work of esbjörn svensson

    8 july 2008

    dear fans & friends from around the world,

    there are no words that describe the loss of our beloved friend esbjörn.

    our grief is beyond belief.

    we feel blessed and truly thankful to have shared the life and music with him. unfortunately the journey we have made together ended much too early. we have done a million things together but there was so much more to do! just a few days ago we were down in the basement of esbjörn’s house rehearsing some new songs for the upcoming us/canadian tour.

    we are totally overwhelmed by the love, sympathy, hugs and thoughts that you have submitted to us from all over the world. thank you so much for sharing these horrible times with us. the only soothing thought right now is, that from your sympathy we can figure that our music has reached and touched a lot of people.

    no one knows what the future would have held for us, but the one thing we know for sure is, that the memory and the music of esbjörn svensson will outlive us all.

    yours sincerely

    magnus öström & dan berglund,
    åke linton (sound), anders amrén (light), burkhard hopper (manager), siegfried loch (act music)

    the memorial ceremony will be held at:

    8 july 2008
    19:30 h
    hotel rival
    mariatorget 3
    118 91 stockholm

    for reservations please contact: info@hopper-management.com
  • adinin yaninda 4 tane yeni entry gorunce "yeni album falan mi cikariyor acaba?" diye umitlendigim; olum haberini okuyunca beynimden vurulmusa dondugum efsanevi muzisyen. yasarken bile efsaneydi; artik oldu*, hepten efsane oldu. kendisininki kadar ust seviyede ve fakat kolay dinlenebilen, rahatlatan, meditatif etki gosteren bir muzik yapabilen cok az muzisyen oldugu kanaatindeyim. 44 yasinda, tam da muzikal olgunlugunun zirvesine dogru ilerlerken vefat etmis, asiri derecede uzuntuye bogmustur. boyle dahi muzisyenler her zaman gelmiyor. en az jason becker'in hastaligina, elliott smith'in intiharina uzuldugum kadar uzuldum bu olum haberine. ne diyebilirim, en azindan kendisini bir kerecik bile olsa canli izleme serefine eristim. (torun morun olursa ileride anlatiriz artik; ama neyleyim...)

    kahroldum...

    geride birakmis oldugu esi ve iki cocuguna sabir diliyorum. dunya olarak kaybimiz cok buyuk...
  • hayatımda tanıdığım en iyi piyanist. müziğindeki denge ve dinleyici ile olan tanısal iletişim aşağı yukarı mükemmele yakın.

    tek sorun her dinlediğimde "hayır ya! neden ama?" demeye başlamam ve kabul edememem.

    canım yanıyor dinlerken.

    (bkz: pavane thoughts of a septuagenerian)
  • en sevdigim takisi nikah yuzugu idi.. dunyanin en ince, en sade halkasi esliginde zerafet dolu notalarini yazdigini ve her birini calmaktan ayri ayri haz duyan bir yogunluk esbjorn..
    bana muzik matematigini sevdiren adam.. yokuguna kahrediyorum ama; topragini sevsin..
  • ölüm haberiyle uzaklarda bir tanıdığı kaybetmenin acısını yaşatmıştır bana bu müthiş isveçli.

    darbeyi çok uzak bir gelecekte carcrash'tan beklerken, deniz vurmuştur bu müthiş piyanisti.

    umarım tanrı gerçekten yukarda da kahve molasını yaratmıştır da, rahat edersin oralarda*.
hesabın var mı? giriş yap