• ünlü düşünür ebru yaşar'ın müthiş tespiti.

    haberdeki ilgili kısım:

    "... sonuçta eşim tabii ki evin reisidir. tabii ki birçok harcama ona aittir. o anlamda insanın eşinden zaman zaman destek alması, harçlık alması güzel bir şeydir. bu, her kadını mutlu eder bence."

    herkesin görüşüne saygı duymak gerekir fakat çıkıp bütün kadınları kapsayarak böyle konularda medyaya demeç vermenin sıkıntılı olduğunu düşünüyorum.

    kadını evde bir çocuk gibi kocasından harçlık almakla mutlu olacak biri olarak konumlandırmayı da kabul etmek benim için mümkün değil.
  • bu her kadın adına temsilcilik yapıp bi şeyler beyan etmek de içimi şişirdi.

    28 yaşındayım, iş yerim korona yüzünden sıkıntıda, sonuç olarak ücretsiz izin yapacağım 1 ay. annemle babam biz destek oluruz sen kafana takma dediler ama bu kadar zaman sonra onlardan para istemek bile beni bir miktar rahatsız ediyor. bi de elin adamı gelip "harçlık" verecek, oldu.

    zorunlu edit: size ne benim kocamla yani elin adamıyla olan ilişkimden?
  • her gün karşılaştığımız cinsiyetçi söylemlerden biri daha. haberi açmadan önce bir erkeğin söylemiş olduğunu düşündüm fakat yanılmışım. kadınlar, canım kadınlar, bu kadar eril düşünmeyi nasıl beceriyorsunuz? bu kadar bastırılmayı kabul etmeyin, kendinizi ezdirmeyin diye diye dilimizde tüy bitti.

    bir insan eşinden harçlık almayı kabul etmemeli. kendisi çalışamayacak durumda olan kişi elbette eşinden para alabilir ama çalışabilir durumdaysa bunu kabul edip evinde oturmamalı. kadın ya da erkek fark etmez. kendinizi bir birey olarak görün artık lütfen. varlığınızı başkasının varlığına dayandırmayın.
  • ebru yaşar'dan izafiyet teorisi üzerine demeç veya akışkanlar mekaniği hakkında açıklama mı bekliyordunuz?
  • "sonuçta eşim tabii ki evin reisidir"

    eğer k karşınızdakine eş diyorsanız biriniz diğerinde üstün değilsiniz demektir, olamazsınız da.

    ayrıca aynı evi paylaşan, eş olan kişilerden birisi çalışmıyor olabilir. bu durumda çalışan ve eve maddi anlamda katkı sunan taraf diğerine harçlık vermiş olmaz. hayatı paylaşıyorsunuz parayı paylaşmak bir lütuf olmamalı. kaldı ki hep çalışan taraf erkek olacak diye de bir şey yok. erkeğin çalışmayıp kadının çalıştığı ilişkiler de oldu çevremde. kimse de kimseden harçlık almadı.

    tabii ki en ideali herkesin maddi özgürlüğünün olması. kimsenin kimseye bağımlı olmaması. ve son olarak:

    (bkz: ebru yaşar kim amk) * *
  • zengin kocayla evlenen her hanımın hayalidir. keşke kadın olsam ve günde on iki saat çalışmaktan kurtulsam. ah... ah.
  • ilginç bir cümle. eşimin, elimi öpmeden ve alnına götürmeden katiyetle kabul etmeyeceğim bir çeşit harçlık alma olayı. ne de olsa yaşlandık artık.
  • kadın cinsiyetine yönelik ayrımcılık ve ikincilleştirme, doğrudan kadın eliyle nasıl yeniden üretilir? tam da bu yüzden, erillik cinsiyet değil zihniyet meselesidir diyoruz işte. bakıyosun kadın görünümlü, ama eril zihniyeti öyle güzel sindirmiş ki bayrak sallayanı olmuş. medya da durur mu, manşetleyivermiş zerre eleştiri eklemeden. çünkü işi ne?
    ayrıca şu herkesin görüşüne saygı çiçekliği bitmedi mi, cinsiyetçi, faşist, pedofil vb. görüşlere de mi saygı duyuyosunuz, napıyosunuz laleler.
  • her kadınmış.
    herkesi kendisi ve kokuşmuş çevresi gibi sanıyor.
    ben belirli bir yaştan sonra babamdan bile destek görmeye çekinmiştim, kabul etmemiştim.
    evliysen eşinle zaten her konuda birlikte hareket edersin, maddi-manevi.
    ama sen oturup eşinden harçlık isteyeceksin, üstüne de mutlu olacaksan otur bir kendini sorgula.
    bir de “evin reisi, tabii ki hem tabii ki bak, birçok harcama ona aittir” demesi? kafalara bak ya.
  • evin reisi nasıl bir kavram, kabilede mi yaşıyorsunuz amk.
hesabın var mı? giriş yap