• seçim öncesi ahlaksız pazarlıklarda bugün:
    the shawşark redemption - şarktan kaçış
  • bir de bunlarin sözlesmeli olan versiyonlari vardir ki tek amaclari kadroya gecip diledigi sehre tayin alabilmektir. sonra da herkes der ki ne olacak bu ülkenin hali...
    güzel kardesim arastirma gorevlileri cakili kadro ataniyor muhendisler oyle hic onlar sizlaniyor mu?
    ayrica devlet sana istersen ucretsiz izine ayrilabilirsin de diyor git izine cik kocanin yanina git ama sen istiosun ki ben 15 saat derse gireyim kicima gri pijamami cekip trendyoldan her istedigimi alayim her haftasonu da avm senin eglence mekani benim takilayim. yok oyle is.. birazcik empati kurun muhendisler bu devirde asgari ucrete calisiyor be...
  • 6 senedir ailemden ve arkadaşlarımdan uzak , memleketimden uzak ülkemin insanlarına hizmet veriyorum . geçen sene topladığım puanlarla tayin olamadım , kısa süreli bunalıma girdim ama kabullendim. bu yıl yine deneyeceğim.bu süreçte farklı ilişkilerim oldu ama evlenmedim. yani suçum evlenmemek. çünkü evlenseydim çok daha düşük puanla eş durumundan birçok arkadaşımın yaptığı gibi ilk seneden istediğim yere gidebilirdim. evlilik kurumuna önem veriyoruz diye normal il dışı tayinine açılması gereken birçok yer kapalı görünüyor. ya tamam anladık evliliğe önem veriyorsunuz da neden diğerlerinin hakkına giriyorsunuz ? benim puanımın yarısını toplamış adama her yer açılırken ben neden kısıtlı seçenekler arasından tercih yapmak zorunda kalıyorum ? biz bekarız çünkü bize her şey mübah o yüzden sanırım .
  • babam öğretmen değil. ama tayin zorunluluğu olan bir devlet memuru.
    ben kendimi bildim bileli o şehirden bu şehire tayini çıkar.
    ilk tayini niğde bor’a çıktı. annem bir belediyede işçi statüsünde çalışıyordu. babam düzen bozulmasın diye hep kendi gitti geldi. elbet süre dolunca döner dedik hep.
    bu arada ben ilkokula başladım. 1-2-3... babamın tayininin çıktığı çıkacağı yok. bor’dan, suriye sınırına mardin nusaybin’e gönderdiler. zorunlu doğu hizmeti olarak. 4 yıl orada kaldı. o dönem oralara uçak yok. şimdiki gibi rahat değil koşullar. aramıza 16-17 saatlik yollar girdi. babam oraya da götürmek istemedi bizi. doğu olunca korktu. orada da görev süresi doldu. biz bekliyoruz ki artık bizim yanımıza verecekler.
    ama yok. devlet ne diyorsa odur bizim için. git diyorsa gideceksin. zaten devlet memuru kaplumbağa misali değil midir? devlet nerede ihtiyaç görürse oraya eşek gibi gi-de-cek-sin! sen bu işi seçerken bunlara razı oldun mu ? oldun!
    neyse ben 7. sınıfa geçtim. artık olacak gibi değil dedi babam. çünkü bu sefer de konya’nın bir ilçesine tayin çıktı. orada 8 yıl çalışması gerekti. baktı bende yetişmeye başlıyorum, annemi istifa ettirdi. el mahkum. birleşmek için şart mı şart.
    ben rahat 7-8 yıl babasız büyüdüm. veli toplantılarına arkadaşlarımın babaları gelirdi benim annem gelirdi. çok kızardım o dönemler. anlamazdım hiçbir şeyi. salak! adam senin karnın doysun diye hepsinden de önce devleti için gitti oralara. evinden yurdundan ayrıldı.
    sözün özü, öğretmenler zerre umrumda değil! öğretmen olduysan bunlara razı olacaksın! o kadar! olmuyorsan da çek git özelde çalış , iş bekleyen onca insanların önüne ket vurma!
    ulan malı-mülkü herşeyi üzerinize yapsak başka neler türetir de istersiniz acaba?
  • doğuda, ücra köşelerde, istenmeyen yerlerde oranın insanı bile istemiyorsa öğretmenlik yapmayı bir yerden sonra devlet görevini yapmak için zorunlu hale getiriyor. batmanlı öğretmen batman’da kocasınlar çocuğuyla çalışmak istemiyor kapağı büyük şehirlere olmadı ilçelere atma peşinde. e batmanlı istemiyorsa ya bırakacaksın öğretmensiz kalacak yada zorla rast gele seçip göndereceksin.
  • kadroyu boşaltın, yerinize gidecek birileri zaten bulunur. bencilce ve komik istektir.
  • ilk görev yerim şırnak idi. eşim kpss ile rahatlıkla batı iline atanabilirdi. ancak ben onun yanına gidemezdim. (bkz: stratejik personel). o yüzden o batıyı yazıp niye ayrıyız diye sızlanmak yerine, o da şırnak'ı yazdı ve aile birliğimiz sağlanmış oldu.

    kardeşim van'ın iran sınırına yakın bir yerinde 2 sene öğretmenlik yaptı. erkek halimle bile gitmeye çekineceğim yerde kız haliyle 2 sene çalıştı. sonra eş durumundan memlekete geçti. köy okullarında dolandıktan sonra sonunda merkez bir okula atandı. ancak bu sene de enişte sözleşmeli atandı. 6 aylık çocukları var üstelik. enişte gitti, kardeşim annem ile birlikte. sonuçta kardeşim o süreci tekrar yaşamak istemiyor. 3-4 yıl ayrılık yaşayacaklar. sızlanıyorlar mı? hayır. kardeşim bana " abi bu bir mağduriyet değil bu bir seçim" diyor.

    doğuda çalıştığım süre boyunca hep bunu gördüm. atamadan önce neresi olursa olsun giderim diyenler, atandıkları 2. gün bir an önce kaçmaya çalışıyorlar.. doğuda şartlar çok kötü. çok iyi biliyorum. maddi olarak bir artısı da yok . çalıştığım hastaneye roket atıldığında binanın içindeydim. üstelik öğretmenler gibi yılın 8 ayı da değil en az 11 ayı o şehirdeyim. (terör eylemleri en fazla yazın olur. yani yaz tatilinde) ben görev süremi doldurdum. hizmet puanımla atandım.bitti gitti. hayır zaten meb bünyesinde eş durumu olarak fazlaca ayrıcalık sahibisiniz. eş durumu kadroları yüzünden bekar olanlar yıllarca yer değiştiremiyorlar. bari 2-3 sene bekleyin.
  • arkadaş bu adamlara "iyi düşünün geçmişte bu durum çok suistimal edildi (suistimal eden onlarca insan tanıyorum) bak atanırsanız bir süre atandığınız yerde kalacaksınız. bunun dönüşü yok" dendi mi dendi. sen bunu göze alarak atandın mı? atandın. o zaman riayet edeceksin abicim. bunun böyle olacağını biliyordun. ama isteyerek ama çaresizlikten kabul bir şekilde bunu kabul ettin. ortada bir hak yok zira en başından sana söylendi. bak sadece şahit olduğum 2 örnek ikisi de aynı şekilde gerçekleşti. kız ve oğlan flört eder kız atanır. atanır atanmaz hop nikah. akabinde bir öğretim yılı kadar git gel. sonra bir çocuk doğum izniydi bilmem neydi derken yasal süre dolar ve eş durumundan memlekete atama. kız bir yerlerde kadro işgal ediyor ama görev yerinde değil. doğum izni, rapor izin derken hem bedavaya devletten para alıyor hem bir yerlerde kadro işgal ediyor. hem de öğrenciyi öğretmensiz bırakıyor. sonra yok aile bütünlüğü yok bilmem ne. sen öğretmenlik gibi kutsal bir mesleği seçtiysen bunun bazı sonuçları olacak ve sen bu sonuçlara katlanacaksın. doğuda,dağda bayırda kelle koltukta görev yaparken eşini yılda 1-2 kez zar zor görebilen subay astsubaylar var bu ülkede, onların eşleri var, çocukları var. ki onlar sizin gibi her istediklerinde telefonla görüşemiyor, internetten görüntülü arayamıyor. kişisel olarak daima öğretmenleri savunmuşumdur, maaş konusunda tatil konusunda. yaptıkları iş kutsal, önemli böyle bir görevin bedeli belirlenmez demişimdir daima. ama bu konuda haksızsınız.ki hep dediğim gibi öğretmen alımları daha da zorlaştırılsın (hakkı ve adaleti ile tabi). öyle bir noktaya gelsin ki bu işidevlet memurluğu için, parası tatili için tercih edenler edemez hale gelsin. öğretmenlik sadece bu işe gönülden bağlı idealist insanların eline kalsın.

    peşin edit: devletin vermiş olduğu eğitim ve hak ile devlet nazarında öğretmenim. atanmayı düşünmedim anne baskısı ile 2 defa sınava girdim ikisinde de atanmak için yeter puan aldım ama tek sefer dahi tercih yapmadım. zira yukarıda da belirttiğim gibi öğretmenliğe gönülden bağlı değilim. bu işi hak edenler yapsın dedim. hala da diyorum. o yüzden yok kıskanıyorsun yok okuyup öğretmen olsaydın bilmem ne minvalinde gelmeyin.
  • bir öğretmen olarak kesinlikle katılmıyorum.

    bu arkadaşlara işe başlamadan önce sözleşme imzalatıyorlar. kaç sene sonra hangi haklara kavuşacaklarını da kendileri iyi biliyor. hal böyleyken "kervan yolda düzülür." mantığı ile yola koyulup ondan sonra evdeki hesap çarşıya uymadığında kimse ağlamayacak. kafa zaten hep nasıl olsa bir hak tanırlar sıvışırız oluyor.

    göreve başladığım sene kpss denen illetten baya yüksek puan aldım. akabinde hayatım boyunca gezmeye bile gitmem dediğim yere atandım. benimle aşağı-yukarı aynı puanı alan veya benden biraz daha yüksek puan alan arkadaşlar "nasıl olsa doğu affı gelir." diyerek izmir, bursa, aydın, denizli gibi batıdaki okulları yazdılar ve burada göreve başladılar. bense tam 1.300 km öteye gittim orada da 10 sene görev yaptım. hayatımda görmediğim kadar kar yağışını bir senede gördüm. kaç defa çatışma ortasında kaldım hatırlamıyorum. en sonunda da orada evlendim, çocuk büyüttüm. en yakın -eli ayağı düzgün hastane- 200 km uzaktaydı.

    peki benim vatansever, idealist arkadaşlarım ne yaptılar? çok sıcak yataklarından kalkmadılar ve devlet doğu affını getirdi. bizim gibi garibanlar gittikleriyle kaldı. kama hiçbir yere gidip de ağlamadık. kardeşim yemiyorsa başlamayacaksın. hem atanamıyoruz diye ağlayıp zırlıyorsunuz, atandıktan sonra da başlıyorsunuz yan çizmeye. ondan sonra burada üç-beş ergene malzeme veriyorsunuz.

    işine gelmiyorsa istifa edersin sıkıntı olmaz.
  • bu muallimler de ne zaman görsem "hem pekmezim dökülmesin, hem götüm sikilmesin" modundalar aq. hep mağdur edebiyatı la yeter bi' bitin artık sıktınız.

    t: yol yorgunu olmadan daha rahat seks yapma çağrısıdır.
hesabın var mı? giriş yap