• osho şöyle der:

    ilk özür dileyen en cesurdur
    ilk affeden en güçlü
    ilk unutan en mutlu.

    bir şekilde hayatımda çok büyük izler bırakmış üç eski dostumla görüşmüyorum. en cesur olmayı seçtim ama onlar en güçlü olamadılar. o kadar paylaşımdan sonra en mutlu olmak ise ne mümkün.
  • ankara'da dost kitabevinin konur sokaktaki (ilk) şubesidir.
    (bkz: ankarada buluşma yerleri)
    (bkz: yeni dost)
  • genelde "eskiden dosttu artık değil"den ziyade, "dostluğumuz eskiye dayanır" anlamında kullanılır.
  • en sevdiğin şarkının sözlerini unutmak gibi.
  • hiç eskimez sandıklarınız bile bu ünvanı alabiliyormuş, ben bu yıl bunu gördüm. hani dersiniz ya, o ayrı, o başka, o yapmaz; o yaparmış. böyle şeyler demeyin o yüzden, kendinizi boş yere kandırmanıza lüzum yok.
  • eski sevgili gibidir, ansızın düşer aklınıza. güzel günleri hatırlarsınız, ölesiye güvendiğinizi ve düşünmeden paylaştığınızı. gün olup da yalnız kalabileceğinizin aklınıza düşmediği günleri.
    birlikte duman altı ettiğiniz evi, kahkahalarınızı, omzunda ağladığınızı, beraber yanaklarınıza, karnınıza kramplar girene dek gülüşlerinizi , sabaha dek süren sohbetleri...
    eskiyen her şey gibi, hayatınızdan çıkması gereken her şey gibi, çekip gidişini anımsarsınız.
    arasam dersiniz bazen kendi sigaranızın dumanından ürettiğiniz halkalara bakarken.
    arasam dersiniz de bilirsiniz eski dost, eskidir ve yazıktır ki eskisi gibi olmaz hiçbir şey.
    tadı kaçmıştır o dostluğun. hep merak da edersiniz, nasıldır ne yapar diye. özlersiniz.
    özlersiniz, yine eskisi gibi olsa dersiniz. telefonu elinize alırsınız ama arayamazsınız. yolda rastlar bir merhaba çakar yürür geçersiniz.
    ayrı geçen zamanda ne çok acı yaşamış, belki hep onunla paylaşmak isteyeceğiniz başarılar elde etmişsinizdir. bir sevgiyi paylaşmaya bile uzak oluşunuza yanarsınız, bir zamanlar düşüncenizi, hayalinizi paylaşırken. elmanın yarısını ona verdiğiniz günleri özlersiniz. özlersiniz çok da söyleyemezsiniz.
    eski dost, eski zamandaki dosttur, eskiden beri var olan değil.
    arada bir de ona kaldırırsınız kadehinizi o bihaberken.

    eski dost da öteki olduktan sonra, insan zaman zaman öteki olur yaşadığı dünyaya.
  • aslında olmayan dostmuş. başka hayatlar girince hayatımın içine, çoook fazla meşgul olunca kendi dünyamla, sebepsiz yere görüşemediğim dosta demeye başlamıştım eski dost diye. 2 sene hiç sesini soluğunu duymadan fakat hep bilerek bir yerlerde kalbinin attığını, aklımın bir köşesinde yaşadık gitti, bir vakit yediğimizin içtiğimizin ayrı gitmediği bu dostla. aylar sonra telefon çaldı. numara onun... sitem duymaktan tedirgin açtım. önce hiç ses yok... sonra cılız bir ağlama sesi. çok minik bir ses... bebek sesi! sonra kulağıma gelen o tanıdık ses "karga, duyuyor musun? bu benim bebeğimin sesi." sonrası karşılıklı birbirine karışan ağlama, gülme sesleri... "hadi ben aramadım. sen niye hiç aramadın?" soruma gelen, "hatırladın mı, bir akşam okulun camından bakarken 'acaba yıllar sonra bugün bu saatte hangi pencereden bakıyor olacağız?' diye sormuştuk kendimize. bugün yıllar sonra o gün o saat" cevabı...

    yani o şarkıda bahsi geçen muhtemelen "eski bir tanıdık"... belki öylesine bir arkadaş... ama dost olamaz onun adı. unutulmuyormuş dost çünkü; eskimiyormuş.
  • ve eski dostlar için şarkımız candan erçetinden gelsin..

    ben ne çok hata yapmışım meğer
    gözüm kapalı bakmışım meğer
    yıllar geçmiş ben saymışım meğer
    dostum sanıp aldanmışım meğer

    yıllarca sürer sanmışım meğer
    boşa kalbimi açmışım meğer
    vakit kaybıydı diyemem ama
    sen hiç dostum olmamışsın meğer

    olsun varsın pişman değilim
    biraz üzüldüm hepsi bu

    ağlamam artık gidenlere
    ağlamam artık bitenlere
    ağlamam artık üzenlere
    ihanet edenlere

    ben ne çok hata yapmışım meğer
    seni yokken var saymışım meğer
    yollar gitmiş ben kalmışım meğer
    aşkım deyip hapsolmuşum meğer

    bir ömür sürer sanmışım meğer
    ben boşa kürek çekmişim meğer
    vakit kaybıydı diyemem ama
    senden çoktan vazgeçmişim meğer
  • eski dost şu küçüklüğümüzün pek popüler türk sanat müziği şarkısında ki gibi unutulmuş birer birer vs. adamlar mıdır?

    yok. eski dost hiçbir zaman unutmadığın birisidir
    dost dediğin illaki kalbine bir zaman bir yerden dokunmuş,
    sonra bir şekilde koptuğun birisidir.
    belki ağaçlı bir yolu
    ya da bir walkmanin iki ucunu paylaştığın birisidir
    uzun yıllar görmediğin, duymadığındır da
    unuttuğun değildir pek
    kalbine dokunanı unutmazsın
    zihninin belki bilmediğin bir köşesinde saklarsın

    ve bir sabah aynaya bakarken gözlerinin içinde eski dostunu görürsün
    ya da kendi yüzünü onun gözünden görürsün
    son anlamsız tartışmanı anımsarsın
    gereksiz kırgınlığını
    vedasız ayrılışını

    aklına aniden düşüşünden
    gözünün önüne yüzünün gelişinden şüphelenirsin
    içine bir sıkıntı mı doldu
    ya da beni mi andı dersin
    dönüp ararsın kimi zaman
    uzaklardaysan bile nasılsın demeye
    kimi zaman da sadece bir dua okursun “iyilik yanında olsun”

    sonra hayatına dönersin
    gözünün pınarında bir damla yaş, dudağının kenarında bir hazin tebessüm
  • eski dostlarla dosdogru dost olunur geçmiste. o seni anlar sen onu... hiç konusmadan, tek sözcük dahi tüketmeden, bir sonbahar vakti demliklerce zehir gibi çaylar içilir birlikte. sonbahar birlikte koklanir hiç konusmadan ve içilen demlerin yogunlugu kadar agir yasamlar paylasilir o sessizlik ve tarifsiz zaman dilimlerinde.

    yol arkadasi olunur, yoldas olunur eski dostlarla. barikatlarda yanyana dövüsülür. en mahrem mektuplarin çekincesizce emanet edilecegi tek kisidir o.

    ... ve gözyasi dökülecekse aranilan omuzdur onunki. ne var ki heryerde, kalabaliklarin ortasinda kandan gözyasi dökülür ama o omuza bir gözsürmek korkutur insani kimi zaman. o agladigini görmemelidir. agladigini görmesini istemedigini de bilmelidir; ve bilir. adini nasil biliyorsa öyle bilir.

    en güzel günaydinlar onadir. en tahakkûmsüz baskaldirilar ona karsidir. onlar eski dostlardir. komsu camini kirdiginda adi asla verilmeyecek kisilerdir onlar.

    onlar hep güzeldir. saçi basi özlenir. yillar geçer, anilar agir çekimde batar gözlere. bir tane de fotografi yoktur. ve hiç olmamistir da ne garip. nasil olur bilinmez bir vakit gelir onlara eski dost denir meclislerde adi geçince.

    'eski' olsalar da dost sözcügünü hep haketmislerdir
hesabın var mı? giriş yap