• evliliğin ilk yılında 0 bir ev kiralamıştık eşimle. ev yeni yapıldığı ve içine hiçkimse girmediği için en ufak bir masraf yapmadık ve klasik olarak 1 kira depozitoyu verdik sözleşme karşılığı.

    eşimin hamile olduğunu öğrendiğimizde doğal olarak +1 odaya daha ihtiyacımız olacağını düşünerek (eşimin üniversitede okuyan kardeşi de bizimle kalıyor, yani zaten 2+1 evde 2 oda dolu, 3 oda gerekli olacak) 3+1 bir ev buldum 2 ay sonra boşaltılacak, hem yeri merkezi hem de kirası bulunduğu yere göre çok ucuz olan. sözleşme gereği 1 ay önce haber vermem yeterliyken ben diğer evi bulur bulmaz tarih de vererek çıkacağımı ilettim.

    evi boşaltır boşaltmaz bazı nedenlerden gerekli olan duvar delikleri dahil tüm delikleri sıvayla kapatıp, evi teslim aldığımız rengin aynısı üst kalite bir boya ile de boyadım. tüm evde olan tek sorun mutfak penceresinin kolunun aynısı olan bir yer bulup tamir ettiremedim o dönem, hangi pencereciye gitsem ellerinde kalmadığını söylediler bana. bu arada o kolun fiyatını da öğrendim tabi, 25 tl işçilikle beraber 50 tl oluyor.

    tüm işlemler bittikten sonra elimde evde bulunan tek hasarın ve tamir için para harcanması gereken tek yerin o pencere kolu olduğunu, ilgili tutar kesildikten sonra depozitonun kalan kısmını aldığımı, alacak ve vereceğin iki taraf için de kalmadığını belirten iki nüsha tespit tutanağı ile yanına gittim. ev sahibi ile gittik eve. bu arada ev sahibi dediğim kişi mütahitlikle başlamış sonra işi büyütmüş bir inşaatçı. hacı hoca tayfasından. kendi adına 3-4 tane en az 40 evden oluşan sitesi filan var adamın, yani para bok adamda. neyse eve baktı, her yeri aynı bana teslim ettiği gibi, sadece tek pencere kolu problemi var. adam bana o pencere kolu nedeniyle 400 tl keseceğini söyledi. verdiğim tepki "buyur?" oldu tabi. tamir ettirmek için pencerecileri dolaştığımı ellerinde bu parça olmadığı için tamir ettiremediğimi ancak fiyatını öğrendiğimi, işçilik dahil 50 tl'ye tamir edilebildiğini bildiğimi söylediğimde aldığım cevap "orası beni ilgilendirmez, tamir ettirememişsin sonuçta. 400 tl keserim."

    şöyle bir suratına bakıp "yanında mı para" dedim. elini cebine atıp bir deste, tam verdiğim depozitodan 400 tl eksik olan parayı çıkartıp bana uzattı. gelirken zaten 400 tl'yi ne olursa olsun kesmeyi kafaya koyduğunu cebinden o tam parayı çıkarttığı anda anladım. parayı alıp, tutanağı imzalattım, anahtarları verdim ev sahibine. evden çıkarken de şunu söyledim: "kiranı bir gün geciktirmedim. evi sana ederi 50 tl olan pencere kolu hariç aynen aldığım gibi teslim ettim. benden yana sende bir kul hakkı kalmamıştır, bu açıdan gönlüm rahat. yalnız sana bakan adam sanır seni ya ona üzülürüm işte. için pis senin. beş vakit namaz kılıyorsun ya, bu içinin pisliğiyle aldığın abdest bile tutmaz ki senin o namazlar kabul olsun. yazık." o suratının aldığı şekil benden kestiği 400 tl'ye değerdi gerçekten...

    sonradan gelen ekleme: bu entry'yi yazdıktan sonra benimle iletişime geçip derdimi paylaşan ve dertleşen herkese öncelikle teşekkür ederim.

    ayrıca bu entry'min debe'ye girmiş olması da yüzümde bir gülümseme yarattı açıkcası ne yalan söyleyeyim*
  • dün sahte gülüşlerim ve zor sebat edip saygıda kusur etmeden gerçekleştirdiğim eylem.

    ulan pezevenki görsen sanki kendi parasını veriyor bana. bir kasılmalar, bir gerinmeler, bir gevrek gevrek veriyim mi vermiyim mi sırıtması, aptal saptal espriler felan.

    vay arkadaş kimsenin karşısına elinde koz olmadan çıkmıycaksın. savunmasız olunca maskara oluyorsun bildiğin.

    buna bir çare bulunmalı.
  • ütopik bir eylem. evet son kiramı henüz vermedim ve bildiğiniz sinir harbi yaşıyoruz hala. kendilerinin önerisi oldukça yaratıcı "yeni kiracıdan depozito alınca vereyim" . e ben yeni ev sahibime aynı şekilde " eski ev sahibimden depozitomu alınca vereyim" desem kahkahalara boğulacak adam haklı olarak.

    paradoks yaratmasanıza kardeşim.
  • son kira ödenmeyerek kurtulunan gereksiz savaş.
  • mümkündür ama çoğu kiracı uğraşmak istemediği için almaya çabalamaz. tahsil için benim izlediğim yoldan siz de gidebilirsiniz.

    müvekkilimin 2000 euroluk depozito alacağı ödenmemişti. icra takibi başlattım. bu süreçte de ev sahibinin depozitodan kesinti yapacağını ve ödemeyeceğini bildiğim için evin her yerinin fotoğrafını çektirdim. badanası yapılmış, mis gibi evdi. herneyse, fotoğrafta tarih modunu da özellikle açık bıraktım ki her birinde tarih gözüksün.

    icra takibine ev sahibi itiraz etti ve dedi ki evi boyatmadılar, ben bir sürü masraf yaptım vs. biz de hem takip başlattığımız 2000euro hem de haksız itirazı nedeniyle %40 icra inkar tazminatı (yeni düzenlemelerle %20’ye düştü) talep ederek dava açtık, fotoğrafları sunduk, hatta boyacı fatura kesmişti onları da sunduk. 1 senelik dava süreci sonunda tabii ki ev sahibi hiçbir şey kanıtlayamadığı için 2000 euroluk depozitomuzu 2800 euro + vekalet ücreti + masraflar olarak ödemek durumunda kaldı. ağır girdi anlayacağınız.

    bir daha ev sahibi bu yola girer mi bilmem ama güzel bir ders vermiş olduk. o sebeple zor değil, yeter ki uğraşacak vaktiniz ve enerjiniz olsun.
  • kiracılık hayatımın son ev sahibi , dindar , tipik anadolulu ve aile babası bir zattı. *
    taşınır taşınmaz depozitoyu veremeyeceğini , yeni kiracı gelirse ondan alıp bana vereceğini söyledi ;
    meblağ gözümde büyümediğinden kabul ettim.
    aradan 1,2,3 ay geçti yok arayan soran ,
    benim eski muhitte oturan bir arkadaşı aradım , baksana eve yeni birisi taşınmış mı ? diye
    -negatif cevabını aldım arkadaştan , yine de yokladım adamı , abicim kul hakkı geçmesin de dedim çok büyük günah olur bak , yok ben yine helal ederim de kabul olmaz belki diye demogoji yaptım

    bir ay sonra kiracı taşındı ve beni aradı ev sahibi ,
    -batu kardeşim paranı gönderiyorum diye
    *tamam abicim gönder , hesap numarasını biliyorsun zaten
    -ne kadardı depozito
    *800
    -bizim burada öğrencilere ev kuruyoruz yardımlaşmayla , -çocuklar zeki ama çalışmıyor , dur pardon o başka hikayeydi - çocukların durumları yok , ben sana göndereceğime onlara yardım edelim
    *teşekkür ederim benim de ihtiyacım var , sen gönder abicim parayı bana
    -anladım batu kardeşlik , zottiri banktı demi ?
    **evet abicim her ay hesabına para gönderen hesap
    -anladım batucum , o zaman , ben sana 500 gönderiyorum , 300'ü arkadaşlara veriyorum
    *-sessizlik-
    -tamam batu kardeşim öyle yapalım
    *abicim sen bana paramı ver , ben istersem yaparım sevabımı
    -iyi gardaş gönderiyorum paranı
    *gönder tabi * , el sikiyle gerdeğe giriyorsun , çok seviyorsan ver evini nurlansın derken telefon kapandı

    ama para yattı hesabıma ,
    kısacası birçok olaydaki gibi burada da insanın vereceği varsa veriyor

    tanım : çok sıkıcı entryler girilebilen olaylar silsilesi
  • istanbul'da öğrenci evi için mümkün değildir depozito almak. zira ev sahipleri onu ilk günden geri vermeyeceklerini bilerek alıyorlar.
    okul süresince kızım için kiraladığımız dört evin hiç birinden depozitoyu geri almayı başaramadık, ancak son evde aklımıza geldi en son kirayı ödemeden çıkmak.
    insana dair ne umut varsa içimizde demek, her seferinde bu kez alırız sanmışız!
  • zor iştir. türkiye'de sanki ev sahibi ile kiracı arasında gizli bir antlaşma var gibidir.
    bu anlaşmaya göre ev sahibi depozitoyu alır, kiracı ise son kirayı vermez. böylece depozito halledilmiş olur.
  • bir öğrencinin en sağlam hayat dersini aldığı ünitedir bu. bi kaç kez ev falan değiştirdiyse, üni'den sonra işsiz kalma gibi bi derdi de olmaz. zira bu ev sahibi ve bunun farklı bir türevi olan, yani aynı familyada bulunan emlakçıgiller bu öğrencimizi çeşitli bölgelerinden bir çok kez sömürmeye çalışırken öğrenirler işin binbir inceliğini. es kaza kış sonunda yakıt ücretlerinin fazlasının iade edildiği almanya gibi bi yerden falan geliyorsanız nutkunuz tutulur başta. akıl ermez çünkü amk adamın zaten senin olan parayı vermeme çabasına...
  • son kira ödendikten sonra denendiğinde avuç yalamakla son bulacak bir hedef haline gelir. bi de temizlik badana falan yaptıysanız yazık lan o kadar emeğe ama müstahak sizin gibi safa.*
hesabın var mı? giriş yap