• kendi eski kitaplarımızın arasından çıktıklarında hem aradan geçen yıllara hem de değişen/değişmeyen fikirlerimize gülümseten notlardır.

    dumas kulübü'nü 2007'de, iletişim'in cağaloğlu'ndaki yerine gidip almıştım. (aslında kitabı 2002'de, komşu ilçenin halk kütüphanesinden tesadüfen alarak okumuştum, beğendiğim için kitaplığımda da olsun istemiştim.) kitabı aldığımda içine, reklam niyetine, "imparatorluk mirası" kitabının ayracı konulmuş. ben de romanı kendi kitabımdan tekrar okurken, sayfa 120'deki "o heyecanlı ortamda verne'in soğuk ve ruhsuz kahramanlarına yer yoktu." cümlesine içerlediğimden olacak, ayracın arkasındaki boşluğa "bence verne, karakterlerden ziyade nesnelere, bilimin ilerisinde hayal edip satırlarla paylaştığı fikir/buluşlarına önem gösteriyor." notunu düşerek kendimce bir savunma yorumu yapmışım. kitabı 15-16 yıl sonra, bir detayı hatırlamak için elime aldığımda kendi notuma rastlayınca gülümsemeden geçemedim.

    ee, jules amca'nın çocukluk ve gençlik yıllarımızda iyi kötü bir hatırı var, kurguya karşı bile savunuruz elbet!
  • bana 1981 yılına ait belediyeye ödenmiş bir makbuz olarak çıkan şey.
  • şu dünyada uygun bir an ın ne olduğundan haberi bile olmayan şeylerden biridir, kitap arasından cıkan notlar..

    tıpkı güç yüzüğü gibi, sadece bulunmak istedikleri anda ayrılırlar saklandıkları sayfalardan, avuclarınızın tam ortasına.

    ne olduğunu bile unuttuğunuz özenle katlanmış bu notlar, bir zamanlar cok sevdğiniz ama bir daha izlemek istemeyceğiniz bir filmin sinema biletleri gibidir, öyle ki ne yazdiği umrunuzda bile olmaz...birisinin sonsuza gidişini ağır cekimde izlemek gibi, bu b yi tanıyorum bu kuyruklu z yi de ve bu eğik yazıyı, bu sayfaları bir türlü düzgün koparılamayan bloknotu, hatta kalemi , dediğim gibi ne yazdığı umrunuzda bile değil artık, basitliğinden, arkasındaki koskoca bir ormanı görmenizi engelleyen bu küçük yapraktaki , acımasızca hatırlanan her ayrıntıyı unuturdunuz, eğer unutmak için bu kadar gec kalmasaydınız.

    sonra tekrar katlayıp bırakırsınız saklandıkları yere, on dakika sonra orada olduğunu unutacağinizi, onun da bir gün tekrar şansını deneyeceğini bilerek.
  • (bkz: kitap hediye ederken içine not yazmak/#78739967)

    yine sahaftan aldığım erich fromm'un sevme sanatı'da şunlar yazılı:

    "hayat kristal bir gül gibi narin ve güzeldir. arada bir buğulansa bile korkma, yaşama sevincin onu yeteri kadar parlak tutar. güçlü ol ancak o zaman yaşam senindir.

    12 mayıs 2001"
  • bir takvim yaprağı çıktı benimkinden de... şubat 99 a ait, üstünde de çiğdem yazıyor... ne diye düşündüm önce aklıma gelmedi hemen, sonra hatırladım lise arkadaşım çiğdem in ablası ve 2 arkadaşıyla sarıyer kazıklıyol dan arabayla denize uçup boğulduğu güne ait olan takvim yaprağı... 18 yaşında çiğdem, hala 18 yaşında, biz ise geldik artık 30 umuza...
  • eski sevgilinin el yazisi ile yazdigi ilk ve son ask mektubu olabilir, sevgi dolu olmasi , o zaman ile ilgili duygusal sozler icermesi insani kitap okumakdan sogutabilir, gozden bir damla yas akitabilir oyuzden. bundan dolayi pek sevmedigim notlardir.
  • adam, 8 yıl önce okuduğu bir kitabı yine okumak isterken bir not bulur:

    not: kediyi garajdaki derin dondurucudan 5 dakka sonra çıkarmayı unutma... o kadar ceza yeter ona...

    adam: hanımmm, minnoş'un nerde olduğunu hatırladım...!
  • oncelikle sunu belirtmek lazim, eski kitap dediysek illa ki yirtik pirtik hale gelmis, 50-60 senelik kitaplar anlasilmasin, ortaokulda, lisede, universitede kullandigimiz kitaplar da olabilir.. kimi zaman bir sahafta kitaplari incelerken sararmis bir yapraga yazilmis bir siir, bir geometri probleminin cozumu, "subat ayi kalorifer yakiti x tl" vb onlarca konuda yazilmis notlardir bunlar.. mesela hic unutmam bir gun fi tarihinde kullandigim bir ders kitabini tozlu kutularin icinden cikarip incelerken icinden kucuk bir beyaz cizgili kagit cikti ve ustunde* "brezilya 3 puan attigi 4 yedigi 1, arjantin 2 puan, attigi 3 yedigi 2, italya ....." yaziyordu. sen git derste bu islerle ugras.. o an yuzumde bir gulumseme belirdi, eski gunleri yad ettim.
  • sahaflardan aldigim kitaplarda mektup kartpostal, not kagidi, telefon numarasi ve kurumus cicek buldugum cok oldu. 1960'lara 70'lere uzananlari da vardi, tuhaf bir duygu verdi her biri bana. kepsi bende sakli durur...
  • anneannemden bir kaç yıl sonra dedem de ölünce kitaplığındaki eski kitaplarından kaybolmasınlar diye bir kaçını aldım. anneannem devamlı yapraklı takvim kullanır ve her gün kopardığı yapraklardaki bilgilerden bize okurdu. sonra o yaprağı da genelde kitapların arasında saklıyordu. dedem de sevdiği köşe yazılarını kesip saklardı. geçen kitapları karıştırırken bir çok takvim yaprağı ve gazete küpürü buldum. tek tek okudum hepsini. sevdiğim geçmiş zamanlara ait şeyler bana hep iyi geliyor, yerine yenilerini pek koyamadığımdan mı ne?

    görsel
hesabın var mı? giriş yap