5377 entry daha
  • "saçlarını yaptırıyorlar. burunlarını, dudaklarını yaptırıyorlar. hemen hemen hepsi diyette. spora gidip sürekli bacak, kalça ve karın çalışıyorlar. çok fazla makyaj yapıyorlar, bilmem kaç kat kozmetik ürünü sürüyorlar. yüzlerini, boyunlarını gerdiriyorlar ameliyatla, vajinalarını beyazlatıp memelerini yaptırıyorlar. evlenmeye yakın kızlık zarı diktiren var. modernlik, rahatlık, özgürlük adı altında eline alıp sıksan, avcuna sığacak kadar hacim kaplayan kıyafetler giyiyorlar. teşhirciliği normalleştirdiler. birçok şeyi normalleştirdiler. domuz gibi sikilmeyi bekliyorlar, duygusuzca. bak ben ateistim, bunları ulu orta söylesem yobaz derler,kadın düşmanı ilan ederler ama doğrusu bu. kadınlar satın alınabilir şeylerdir. çağımızda kadın bedeni endüstriyel üründür, akıllı telefon üreticileri gibi ürünü güncelleyip mükemmel hale getirmeye çalışıyorlar. eskiden böyle miydi? bilemem. şimdi içlerinde yaşıyorum, biliyorum. kadını çiçek, erkeği arı olarak düşün en basiti. anatomisi itibariyle vücudunda bir sermayeyle doğar kadın. ergenliğinden itibaren sergileyebileceği ve pazarlayabileceği bir şeylere sahiptir, erkekte yoktur bu. erkek sermayeye ulaşmaya çalışır hayatı boyunca, hormonları kukla oynatır gibi oynatır erkeği, beyin ikinci plandadır çoğunlukla. kadın zihni bu sermayeye gelen talep bildirileriyle şekillenir. erkek zihniyle alakası yoktur. lüks bir arabanın sileceğine numarasını yazıp bırakan kadın tanıyorum ben. erkek ortaya hep bişeyler koymak zorundadır. para, araba, mevkii, kas, yakışıklılık, dürüstlük, sadakat, mizah, bilgi entelektüelite, enstruman... çoğu zaman bunlar bile yetmez. önüne dünyaları sersen gider hizmetçiye siktirir kendini. elvis presley'in sevgilisi priscilla'yı bilir misin? osmanlı padişahlarını düşün. adam mülkün tek sahibi, her şeyin sahibi, ağzından çıkan herşey kanun, ol dediği oluyor, vurun kellesini dediği zaman yaşama şansın yok. bak bu adam harem kuruyor kendine, hareme erkek girmesi yasak, özel izinle bazı kişiler girebiliyor, girersen cezası var, içeri girenler hadım vs. adam bu kudrete rağmen güvenemiyor, içerde herşey olabilir çünkü biliyor. tarihte bütün dinlerin, bütün disiplinlerin kadını şekillendirme, kadını hapsetme, kapatma çabasını sadece ataerkil kodlarla açıklayamazsın. kadın ve erkek arasında yüzyıllardır süren bir savaş var ve kas kütlesi itibariyle erkekler bu savaşın galibidir, ve de bu yüzden baskılanan taraf hep kadınlar olmuştur. kadınlar bu savaştan galip çıksalar, daha güzel bir dünya olacağını kim garanti edebilir ki? ve de hep mağdurdurlar, hiç şaşmaz. bir takım entelektüel hareketlerle kadınlarda bir kıpırdama oldu ancak onu da kendi içlerinde erittiler. feministler erkeklere saldırmak yerine kadınların kafalarına vura vura bilinç aşılasalar keşke. sence bir restorana çok çalışkan, ortalama bir erkek ve çok güzel ama çalışkan olmayan bir kadın garsonluk için başvursa, hangisi işe alınır? her yerde kendilerini pazarlıyorlar, kafelerde, barlarda, sinemada, sanatta, reklamlarda... hiç gocunmadan. mahcup bile olmadan güçlü kadın rolünde millete 31 malzemesi oluyorlar. orospuluğun normal karşılandığı bir çağda yaşadığımızdan, o kadar normal karşılanıyor ki? hipnotize edilmiş gibiyiz, delirdi herkes. günümüzde kadın erkek ilişkisi çok zavallıca ve acınasıdır. leş gibi kokar. ayarları bozuktur, düzeltilemez."

    deftere bunu yazmıştı. evet, kendisi aldatılmış bir kadın.
  • “ben evlenirim, çoluğa çocuğa karışırım, sen hâlâ öğrenci olursun.”

    haklıymış, bilmiyordum.*
hesabın var mı? giriş yap