• eşi ve oğlunun yanina giden eski toprak. ruhu şad olsun...
  • 92 yaşında hayatını kaybeden yeşilçam sanatçısı.
  • dışarıdan görüldüğü kadarıyla uzun, zor ve son zamanlarda yalnız bir yaşam sürmüş sanatçı. mekanı cennet olsun.
  • 87 yaşında yaşadığı maddi zorluklar sebebiyle yapımcılardan dizi-film teklifi beklediğini söyleyen sinema sanatçısı.

    bu akşam bir haber kanalında "...bir yazlık evi var ve emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyor." cümlesi ile maddi anlamda zor durumda olduğu bahsedilen eşref kolçak için " türkiye'de bundan daha kötü şartlarda yaşayan insanlar var. en azından bir eve, her ay gelen emekli maaşına sahipsin." dedim içimden. "devlet sanatçısına sahip çıkmıyor." dedi. devlet hangi vatandaşına ne kadar sahip çıkıyor da sana yardım edecek? dedim (içimden tabi gene. evde kimse yok. kendi kendine konuşana da "deli" diyorsunuz.) klişe gelebilir ama yeşilçama yıllarını vermiş sanatçılarla ilgili yaşlılık dönemlerinde yapılan röportajlarda geçer buna benzer cümleler. "devlet sanatçısına sahip çıkmadı. bu ülkede sanatın, sanatçının kıymeti yok". bu tür cümleleri duyunca aklıma hep şu geliyor; yıllar sonra* serdar ortaç'ın tv'de devlet sanatçısına sahip çıkmıyor falan dediğini hayal ediyorum ya da acun'un ne bileyim** (abi demez misiniz ooo vakti zamanında düşüneydin serdar, hayat seni yoruyorken bizi süründürüyordu" bugünlerin yarınları da var.

    gençlik dediğimiz dönemin bir de yaşlılığı olduğunu biliriz ama kendi başımıza da bir gün geleceğini asla kabul etmeyiz. neyse konuyu dağıtmayayım.

    ben bi' taraftan bunları düşünürken bi yandan "aaa oğlu vardı bu adamın hayırsız çıktı galiba, insan babasına yardım etmez mi? diye söylenirken buldum kendimi. soruma yanıt televizyondan geldi: "bütün mal varlığını oğlu harun kolçak'ın kanser tedavisi sürecinde harcamak zorunda kaldı" dedi spiker. işin rengi değişti tabii. evlat değerli... 2010 yılından beri prostat kanseri tedavisi görüyormuş harun kolçak. ( annesinin vefatından (ocak 2010) 4 ay sonra kanser olduğunu öğrenmiş ve hâlâ hastalıkla ilgisi kontrolleri sürüyormuş.)

    ve haber şu cümlelerle bitti. 2010 yılında vefat eden eşinin mezar taşına
    “özcan kolçak; evimin hanımı, çocuğumun anası, benim kadınım....yazdıran eşref kolçak kendi mezar taşını da hazırlatmış.

    ne mi yazıyor?

    "sinema gelecek kuşaklara yazılmış canlı mektuplardır."
  • yeşilçam'ın en sevdiğim, efendi sanatçısıydı. harun'u da şahsen tanıdığımdan aileye zaten bir yakınlığım mevcuttu. ışıklar içinde uyusun. her zaman iyi hatırlanacak.
  • 90 yaşında en büyük acıyı tatmış, sanatçımızdır. buradan, başsağlığı dilerim. umarım bir acı haberde ondan duymayız.
  • oğlunun yanına gitmiştir.
  • sanırım çok acıdır evlat kaybı yaşamak. acısının dindigine olan inancımla, ruhuna binler fatihalarla...
  • 45.altın portakal ödül töreninde, 2002 yılında çıkmış olan sinema ve telif hakları kanununun eksik kalan yanlarına zarif bir ayar vermiş, " benim yaşayacak bir elli yılım daha yok, en azından bu kanun yeniden gözden geçirilsin ve ben gözleri açık gitmeyeyim" dediği anda tüm salondaki izleyenlerin ayakta alkışladığı eli öpülesi emektar sanatçımızdır.
  • hiçbir baba evladının daha önce vefat etmesini istemez sanırım. bu acıyı yaşadı kendisi, harun kolçak için ne kadar üzüldüysem o gün bu beyefendi içinde üzülmüştüm.

    kavuştular diyebiliriz herhalde. öyle umarım en azından.
hesabın var mı? giriş yap