eşyadan öğrenilen hayat gerçeği
-
sürahiyle vazoyu ayıran tek şey kulptur.
demek insanlara tutabilecekleri bir kulbunu sunmazsan, çok çok içine bir çiçek koyup masanın üzerinde öylece bırakır seni rahatsız etmezler. ama tutunmaları için kulpların kolların olursa, bugün suydu, yarın meyve suyuydu seni doldurur taşırır, mutfakla yemek masası arasında dolaştırırken elbet bir gün de yere düşürüp kırarlar..
hastasıyım düz mantığın. -
tuvalet kağıdından öğrenileni
hayatta ne yumuşak ne de hesaplı olacaksın... olursan sonun bok yoludur. -
prezervatif
bazan bir hayatı kurtarmak için bir çoğunu yok etmek gerekir (yuh).
bisiklet
bazıları ancak birileri tepesine binerse dengesini bulur.
fitil
bazan çözüme ulaşmak için olaya tersinden yaklaşmak gerekir. -
japon yapıştırıcısından öğrendiğim bir şey var;
ne kadar iddialı olursan ol, bir kere kırılınca eskisi gibi olmuyor
kırlentten öğrendiğim bir şey var;
küçücük bir yumuşaklık bütün bir günün yorgunluğunu alıyor
mumdan öğrendiğim bir şey var;
süsü önemli değilmiş, fitilindeymiş iş, verdiği ışık kadarmış ederi
kitaptan öğrendiğim bir şey var;
ataol behramoğlu çoktan yazmışmış bunun daha güzelini -
klavye; yemek mutfakta yenir..
-
yap-boz parçası;
sana ne kadar benzerse benzesin, yüzlercesinin içinde boşluğunu bire bir uyumla doldurabilecek tek bir parça vardır ve bazen bulması çok uzun zaman alabilir. -
coca cola kapağından öğrenilen:
olmadı mı; tekrar deneyiniz. -
tahterevalliden bizzat değil, vura vura öğrenilen:
ne kadar yükseğe çıkarsan, götünü yere o kadar sert çarparsın. -
" iskemlelerden özellikle korkuyorum, çünkü biçimleri bir insan yokluğunu çağrıştırıyor."
romain gary (emile ajar) - pseudo -
"ütüyü asla düşürme, düşürürsen de tutmaya çalışma."
:((
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap