aynı isimde "euphoria (dizi)" başlığı da var
  • okunuşu ‘yuforya’ şeklindedir
  • upuzun bir rap klibi gibi.
    her şey poz, her şey kartondan...
  • her şey daha ne kadar kötüye gidebilir diye düşünürken, her bölümde bu konuyu bir üst seviyeye taşımayı başarıyorlar. tabu olarak atfedilen, çoğu zaman konuşmaktan kaçınılan konuların üstüne oldukça cesur bir şekilde giden bir dizi euphoria: ensest, uyuşturucu bağımlılığı, pedofili... tüm bu başlıkları ise z kuşağının üyesi olan birkaç liseli genç üzerinden takip ediyoruz. sekmez bir şekilde hepsinin hayatında ciddi sorun(lar) mevcut. dizide sorunsuz bir hayat yaşayan 1 (bir) allah'ın kulu bile yok. bu sebepten dolayı, netflix veya diğer yapım şirketlerine nazaran pollyannacılık oynamak yerine daha realistik bir bakış açısıyla yaklaşıyor dizi. bizi ne tamamen bulutların üstünde gezdiriyor, ne de cehennemin dibinde saatlerce yakıyor. hayat gibi, bazen mutlu - çoğu zaman ise mutsuz.

    euphoria'nın özellikle 35-40 yaşının üstündeki insanlar tarafından hakkının verilmediğini düşünüyorum. çünkü yaşanılan sorunlar ile empati kurmaları, 20 yaşındaki bir insana nazaran çok daha zor. rue'nun veya jules'un yaşadığı problemler, o yaş kitlesi için bir anlam ifade etmeyebiliyor. tabii aslında bu konu tüm içerikler tekelinde genişletilebilir. tükettiğimiz nesne veya objeyle ne kadar çok empati kurabiliyorsak, onun yaşatabileceği duygular ne kadar çok içimizde varsa; o nesne veya obje o ölçüde bize anlamlı geliyor ve dolaylı olarak da beğeniyoruz. euphoria da benim için benzer bir anlama sahip. dizinin her sahnesinde karakterler ile o kadar yakın bağ kurabiliyorum, onları o kadar iyi anlayabiliyorum ki; diziyi izlemekle kalmıyor, sanki içinde yaşıyormuşum gibi hissediyorum.

    ki görsel kalitesine henüz gelmedim bile. tek kelimeyle mükemmel bir iş. kullanılan müzikler de hakeza öyle. bir seyirci olarak diziyi izlerken, bu dizinin üstüne ne kadar çok düşünüldüğünü fark edebiliyorum. ve bu da diziyi izlerken iyi hissettiriyor.

    pek spoiler vermek istemem ancak şüphesiz ki son 10 senenin en iyi dizileri arasında euphoria. umarım aynı çizgisini korur ve zirvede son bulur. izleyin, izlettirin.
  • trouble don't last always özel bölümünde rue'nun konuşması beni yerden yere vurdu.

    --- spoiler ---

    ''dünya gerçekten çok çirkin, tamam mı? gerçekten çok çirkin ve hiç kimse bunu sorun etmiyor gibi. öfke...öfke seviyesi... herkes herkesi insan değilmiş gibi göstermeye çalışıyor. bunun bir parçası olmak istemiyorum. buna tanık olmak bile istemiyorum...''

    --- spoiler ---
  • ilk üç bölüm ne anlattığını, amaçladığını anlamakla geçiyor. henüz niye bu kadar övülüp sevildiğini anlayamadım ama bakalım biraz daha izleyeceğim.
  • kat hernandez'i canlandıran barbie ferreira 3.sezonda olmayacağını açıklamış.şaşırdım mı? hayır.
    kat karakterinin güçlü bir hikaye potansiyeli vardı.1.sezonda fiziksel görünüşü yüzünden küçüklükten beri özgüvensiz olması, büyüme çağında anonim bir şekilde hikayeler yazıp kendine yeni kimlik edinmesi, kendisinin merakı ve kızların baskısıyla ilk cinsel ilişkisini yaşaması, sonra internet üzerinden cinselliğini şekillendirmeye devam etmesi ve özgüvenini kazanması. 2.sezon düzgün işlenseydi ya da işlenmeye tenezzül edilseydi hem sağlam bir karakter gelişimi görürdük hem de ilginç bir hikaye çıkardı.özellikle onlyfans'ın peak olduğu bir dönemde güzel bir eleştiri izleyebilirdik.
    ama izleyemedik.
    zamanında yazmıştım. dedikodulara göre -ki bence değil gayet gerçek- sam levinson (yapımcı) ve barbie sette sürtüşme yaşamışlar. barbie hikayenin tonunu karanlık bulduğu için rahatsız olmuş ve seti terketmiş.ondan sonrasını biliyorsunuz işte.promo çekimlerinde yer almadı (galaya katıldığı halde), kat karakterinin koca sezonda toplasan 10 dk sahnesi ya vardı ya yoktu. halbuki bence kendisi 2.sezonda en çok soru işareti bırakan karakterlerden biriydi ( hatta en çok bırakan). mesela kat neden ethan'a kuruldu birden? neden depresyona girdi ( love yourself sahnesi ) , dominatrikslik yapmayı bıraktı mı ? bıraktıysa nasıl etkilendi bu durumdan duygusal ve cinsel açıdan ( depresyonu tetikleyen nedenlerden biri miydi ) , 1. sezonda yüzü gözükmeyen sadece sesi duyulan kişi kimdi ( bir sürü kişi teori olarak ethan demişti mesela ama bence kat'i tanıyan başka biriydi )vs. bu sezon cevap alamadığımız gibi kendisinin hikayesinden fazla bir şey anlaşılmadı,sadece ethan'la ilişkisinde aradığını bulamadığını (ne arıyordu orası da biraz muamma ) ve bitirdiğini gördük o kadar yani.
    bu sezondan sonra dedim 3. sezonda hikayesi toparlanır geçen sezondan yayınlanmayan sahneleri flashback olarak verirler ne olduğunu anlarız ama görülüyor ki uçurum daha da büyümüş. yazık oldu gerçekten. gayet orijinal ve derin bir karakter çıkabilirdi.
    bir de bu sezonu beğenmeyen bir sürü kişi var nedense. ben genel olarak beğendim, blutv zahmet edip yayınlarsa bir daha izlemek isterim şahsen.
    son olarak rue'nun annesini canlandıran oyuncuya emmy adaylığı vermeyip transa geçmiş gibi hipnotik takılan uyuşturucu satıcısı teyzeye emmy adaylığı veren sistemin ben amk.

    edit: twitterda bir çok kişi kat'in 2. sezon yeme bozukluğu yaşayacağını ama barbie'nin bunu kabul etmediğini yazmış.
  • henüz pilot bölümündeyim. vay arkadaş diyorum. pornografik sahneler bol, uyuşturucu gırla. bu amerikalılarda bir denetim yok mu acaba, bu derece uç olmasını beklemezdim. gerçi adamların ülkesinde hiç bir kısıtlama olmadan porno sitelerine girebiliyorsun. değişik bir ülke bu amerika.velhasıl kelam uyuşturucuya sakın özenmeyin sikilmiş hayatınızı hepten sikersiniz. porno olayında da elinizi tokatlamak size bir şey kazandırmaz, sevgili yapıp takılırsınız ona bir şey demem
  • neden bu kadar sevildiğini anlamaya çalışıyorum. şu an sekizinci bölümdeyim henüz vurucu ya da etkileyici bir şey göremedim. karakterlerin tek yönlü olmasını sevemedim, belki ilerleyen bölümlerde fikrim değişir.
  • skins'in abd versiyonu.
hesabın var mı? giriş yap