euro 2008

• hollanda'nın çılgın attığı turnuva. bu gidişle zorlanmadan kupayı kaldıracaklar gibi.
• c grubu maçları çerçevesinde hollanda'nın 2006 dünya kupasının iki finalistini de üçer farkla, toplam yedi golle yenerek perişan ettiği kupadır. unutulmaz maçlara sahne olmaktır, bu bağlamda bayık 2004'ü unutturacak gibidir.
• hollanda ile hırvatistan arasında oynanacak finalin, seyircilere futbol orgazmı yaşatacağı organizasyon.
  
  edit: 20 haziran 2008 hirvatistan turkiye maci itibariyle bu entryi yemeyi bir borç bilirim.
  
  hollanda ile türkiye arasında oynanacak finalin, seyircilere futbol orgazmı yaşatacağı organizasyon.
• henuz grup maclari sonlanmamis ve asil leziz kismi baslamamis olmasina ragmen bu kadar ust duzey ve tertemiz futbolu (bkz: 9 haziran 2008 hollanda italya maci) (bkz: 10 haziran 2008 ispanya rusya maci) (bkz: 12 haziran 2008 hirvatistan almanya maci) (bkz: 13 haziran 2008 hollanda fransa maci) ve bu kadar ust duzey isine odakli futbolcuyu , futbol takimini (bkz: portekiz) (bkz: hollanda) (bkz: ispanya) (bkz: fransa) (bkz: almanya) izledikten sonra turkiye deki futbol takipcilerini kendi ligleri olan turkcell super liginin baslamasiyla beraber o karamsar, kotu ve sikici futbolunu , binbir dalaveresini, senelerdir ayni terane etrafinda donen fanatiklikten hatta birilerine yaranma cabasindan sekiz cizmekten bir hal olan futbol alimlerini, al ileri ver geri polemik adami kivamindaki hakem yorumcularini, reklam pesindeki racon adami baskanlarini, baskanciklarini , tribunlerde futbol gorememekten artik isi sese desibele buyukluge kucukluge kufre kiyamete vurmus taraftarlarini; nasil cekeceklerini, nasil peslerinden gidip maclarini merakla bekleyeceklerinii hatta o maclari izleyip "vay be ne macti ama " diyebileceklerini kara kara dusundurmus turnuvadir.
  
  (bkz: turk futbol endustrisi gitsin futbol gelsin)
• c grubunda eğer ki son maçlarda hollanda romanya'yı 3-0 yenerse(standard tarife) ve italya-fransa maçı da 0-0 biterse 3 tane takımın puan, averaj ve gol sayısı eşit oluyor.
  hadi bakalım uefa türkiye çek cumhuriyeti olayını ucuz atlattın, bunu nasıl becericeksin. maçtan sonra romanyalı futbolcuları helikopterle italya-fransa maçına getirip 9 aylık mı oynatırsın yoksa 3-5-8 mi oynatırsın yaratıcılığına kalmış artık.
• google'a yazdığınızda o günkü maçların tarihlerini ve canlı sonuçlarını alabileceğiniz kelime dizilimi.
• önümüzdeki dört sene güzel futbol izleyeceğimizi gösteren turnuva.
  
  almanya'nın doksan dünya kupasını kazanması ve brezilya'nın kupa hasretinin yirmi yılı geçmesi güzel futbolla sonuca ulaşabilen son kalenin de yıkılmasına yol açtı. 94 dünya kupasında brezilya milli takımı orta sahayı dunga gibi defansif oyunculara bıraktı ve önce savunma dedi. sadece sekiz sene önce brezilya milli takımı için savunma yapmak ayıp sayılıyordu. orta sahayı falcao, sokrates ve zico gibi hücumu düşünen oyuncular oluşturuyordu ama bu anlayış yirmi sene öncesi gibi sonuç vermiyordu. carlos alberto parreira, brezilya'ya defans oynatarak kupa hasretine son verdi.
  
  dört sene sonra başarıya ulaşan aime jacquet'nin fransa'sıydı. david ginola ve eric cantona gibi büyük yetenekleri sisteme uymadıkları gerekçesiyle kadroya almayan jacquet, sağlam bir dörtlü defansın önüne kesme göreviyle oynayan çift ön libero koymuş ve zinedine zidane gibi bir sistem içi yıldızla yani koşan bir on numarayla başarıya ulaşmıştı. brezilya bir tane defansif orta saha oynatınca avrupa sayıyı hemen ikiye çıkarmıştı. bu sistem bir dünya kupası ve bir avrupa şampiyonluğu getirdi.
  
  euro 2004 ise bu defansif anlayışa dayanan futbolun zirve noktasıydı. oynamayı düşünmeyen, gol atmak için duran toplardan medet uman ve evet, üç defansif orta sahayla sahaya çıkan yunanistan avrupa şampiyonu oldu. iki sene sonra ise dünya kupasının en iyi oyuncusu bir defans oyuncusuydu. fabio cannavaro muazzam bir defans oyuncusuydu ama kupaya giden yolda takımın en önemli oyuncusu olması biraz fazlaydı.
  
  ve nihayet euro 2008'de total futbolun yaratıcısı rinus michels'in talebesi olan izlemeye doyamadığımız marco van basten, kazanmak için futbol oynamak gerektiğini hatırlattı. önce defansıyla övünen italya'yı sahadan sildi sonra çift ön liberolu fransa'yı perişan etti. hollanda bu şekilde ilerlerken karşı tarafta 98 dünya kupasının efsane hırvat oyuncularının çalıştırdığı hırvatistan futbol oynayarak sonuca gidiyor.
  
  bu kupayı hırvatistan ya da hollanda kazanmalı, en az dört sene güzel futbol izlememiz için gerekli olan bu. wesley snejder ile rafael van der vaart yahut luka modric ile ivan rakitic beraber oynar mı? tadındaki soruları duymamamız için hollanda ya da hırvatistan kazanmalı.
• sahaya çıkan bütün türk topçularını şiddetle kınamama sebebiyet veren turnuvadır.
  
  adamlar her maça özel top üretip üzerine sahaya çıkan iki ülkenin ismini yazmışlar. bizim futbolcular da bu topları vicdanları hiç sızlamadan, herkesin gözü önünde "tepiyor"lar. yahu sen bu ülkenin adının üzerinde yazılı olduğu topu nasıl tepersin? ya ayağın "turkey" yazan yere gelirse? bu memleketin üzerine basmış sayılmaz mısın? bırak topu girsin kaleye nolcak sanki 10-0 yenilsen? alla alla...
• hollanda sayesinde ayakta kalabilen, futbol kalitesi en düşük avrupa şampiyonalarından birisi olan turnuva
• hollanda'nın gidişatının insanda, "hızlı koşan atın boku seyrek düşermiş" deyimini hatırlattığı turnuva. italya'ya üç, fransa'ya dört çekerekten iki maçta yedi gol at, fırtına gibi top oyna, takımında bir adam dahi vasatın altına düşmesin, vs, vs... turnuvanın geri kalanına da birşeyler saklamaları gerektiğini düşünüyorum, yoksa millet façalarını bozmak için fena bilenecek.