• mecidiyeköy'de binalar iç içe, evde öksürsen karşı binadaki komşun duyabilir.
    oradaki evime ilk taşındığımda mutfağıma sık dokunmamış hasır bir stor takmıştım.
    sanıyordum ki dışarıdan içerisi görünmüyor. görünüyormuş.

    banyom tam mutfağın, mutfak da bir mühendislik şirketinin karşısındaydı.
    banyoda kurulandıktan sonra çıplak çıkardım, mutfakta bir kahve yapar, sigaramı yakar ve öyle banyoya girip yüzüme ve vücuduma krem sürer, saçlarımı tarar, kuruturdum. yalnız yaşadığım için kapı kapatma huyum da yoktu.
    yani banyo ve mutfakta ne yapsam karşı binadan görülürmüş.

    bir gün mutfak ve banyonun ışığı yanarken mutfak balkona çıkıp çamaşır asarken aslında içerisinin kabak gibi göründüğünü, sırf içerisinin değil götümün başımın da kabak gibi göründüğünü anladım.

    arkamı dönüp baktığımda mühendislik şirketinin tüm erkek çalışanları kendi mutfaklarından, ellerinde kahve kupaları ve bazısı sigaralarla ben izlediklerini gördüm.
    yüzlerinde bir mutluluk ve bir beklenti vardı.

    o an hem aydınlandım, hem şimşekler çaktı ve yıldırımlar tam beynimin ortasına düştü. iki seçeneğim vardı, ya o an balkonda soyunup bunları mı görmek istiyorsunuz diyerek cicikleri sallayıp işi iyice pişkinliğe vurmak ya da içeri girip saklanıp ölmeyi dilemek.
    ikincisini tercih ettim.

    ama ölmedim, hayat devam etti, skimden aşaa gibi laflarla kendimi avutarak koçtaş'a koşup kalın perdeler aldım, hasır storun üzerine taktım ve show'a bir son verdim.

    (beni seyredenlere sesleniyorum, biriniz bile burayı okuyorsa, diğerlerine de söyle:
    bilerek yapmadım, çok utandım ve o eski vücuttan eser yok lan artık.)
  • geçenlerde duştan sonra pembiş havlumu belimden sardım saçlarım ıslak, vücudum ıslak, tam popo hizamda bitiyor havlu ,çıktım balkonda bi sigara içeyim dedim yaktım sigarayı aman allahım o da ne? bi baktım karşı komşum beni gözetliyor, bana demez mi ahmet abi ayıptır taşakların görünüyor havlu altından diye. ne oldu dedim kazım! taşaklarımızıda havalandırmayalım yani.
  • bu arkadaşlardan bir tanesi anneanneme denk gelmiştir.
    işten eve gelince bana heyecanlı heyecanlı karşıda ki çocuk var ya
    spente: eee
    anneanne : evde çıplak geziyo bugün gördüm
    spente: evi değil mi istediğini yapar, milletin evini mi gözetliyorsun yahu
    anneanne : dur bakim bi hala öylemi dolanıyo deyip perdeyi hafif aralayıp bakması beni benden almıştı:)
    not: bize geldiğinde hala o çocuğu soruyor hafızasında nasıl yer ettiyse:)
  • komşuya çıplak gezen komşusunu dikizleme hakkını vermez.

    isveç'te benim bir komşum vardı. yalnız başına yaşayan bir kadın. evinde ve bahçesinde çıplak dolaşıyordu. ilk gördüğümde şaşırdım ve perdemi kapattım. olabilir. öyle rahat ediyor. ben de bakmak zorunda değilim. bir gün, bahçede oturuyorum. bu da çıktı. pembiş pembiş dolaşıyor kendi bahçesinde. çiçekleri suluyor. hello, dedi. hello, dedim. nudist imiş. tabletime geri döndüm; zira, işletmem gereken sanal bir çiftliğim ve benden ilgi bekleyen sanal koyunlarım var idi...
  • çıplaklığınız ile insanlara lütufta bulundunuz aq. kimi eline kahve almış, kimi sigara almış yapma yavvvvv.
  • geçen duştan komşuyla çıkıyoruz.. hobaaaa!
  • çıplak değilde boxerla gezerken balkondan görüp arkadaşını dürtüp, beraber izlemeye kalkmaları, benim aynadan farkedip perdeyi kapayıp iffeetimi namusumu korumam şeklinde tezahür etmiştir.. tribün mü lan orası?

    edit:imla, uyaran 12 arkadaşa teşekkürler :))))
  • evde perde diye bir şey var perdeni ört ister evde çıplak gez ister salonun ortasına sıç.. dedirtti bana.
  • perde ile ortadan kaldırılabilecek sorunsal.

    eski mısır, antik yunan ve roma dönemlerinden beri perde denen şey kullanılmaktadır.

    hatta bir rivayete göre ''bana bir kalın perde bir de tül perde verin her şeyi kaldırayım'' denmiş tarihte.

    attention whore kavramı ise cinsiyetten bağımsız bir kavramdır ve her yerde görülebilir.
  • geçen hafta duşa girmeden önce donla mutfağa girmem gerekti. odadan vermişim müziği, her şey çok güzel, sakin sakin işimi görüyorum. neyse mutfakta bir kaç dakika vakit geçirdikten sonra çöp kutusuna, yani balkon kapısına doğru yöneldim. yaklaşık 5 metre mesafede bulunan yan apartmanın, hemen karşımızdaki dairesinde oturan, 35 yaşlarında bekar hanımla göz göze gelmemiz böyle gerçekleşti.

    hemen perdeyi çekip banyoya yönelmem gerekiyordu ama içimden bir ses kalmam gerektiğini söyledi. o da gitmiyordu, sigarasını, dumanını bana doğru üfleyerek içmeye devam etti. belli ki evde yalnızdı, tıpkı benim gibi.

    odadan yayılan nefis melodiler içimize işliyordu. kendimizi jazz'ın erotik dünyasına bırakmış, vücutlarımız istemsiz bir şekilde, dans edercesine süzülmeye başlamıştı. ve,

    artık daha fazla dayanabilecek durumda değildim. birden kapıyı açtım ve çevik bir hareketle karşı dairenin balkonuna zıplayayım derken, bir alt dairenin balkonuna düştüm. çarpmanın etkisiyle acıyla kıvranırken orhan abiyle göz göze geldik. üstelik artık müziğin sesi de gelmiyordu, duyduğum tek ses az önce başımı döndüren kadının kahkahalarıydı. kendimi savunabilecek durumda değildim. sonrasını anlatmak istemiyorum.

    not: evde çıplak dolaşmayın.
hesabın var mı? giriş yap