• son derece keyifli ve stres atmak için birebirdir evde likör yapmak.

    bu gün kendimi likör yapaya adadım. dün annemin kurutmak için aldığı taze nanaleri görünce bi aydınlanma gelmişti, likör yapmaya karar vermiştim. * daha önce votka kullanarak vişne likörü yapmışlığım vardı, ama votkayla pahalıya patladığından dün koyuldum eczane eczane etil alkol aramaya. eczacı ablanın biri elindeki alkolle ilaç yapacağını, başka olmadığını söylediğinde hemen getirtmesini önerdim. bu güne getirtebileceğini söyledi, 2 lt sipariş verdim. yüzsüzlük edip daha fazla mı isteseydim acaba diye de düşünmedim değil. *

    bu gün uyanır uyanmaz koyuldum eczanenin yoluna. tabi bi yandan da kafada tilkiler dönüyor, ne yapsam etsem de daha fazla alkol alabilsem derdindeyim, ama istediğim 2 litre alkol de henüz gelmemiş, eczacı abi öğleden sonra geleceğini söyleyince kös kös döndüm tabi eve. dönerken de annemin nanelerini rahat bırakayım diye nane aldım bolcana. 1 litre alkolle nane likörü, 1 litre alkolle de çilek likörü yapayım diye düşünüyordum, 3 kilo civarında da çilek alıp alkol gelene kadar ön hazırlıklara koyulup naneyi ayıklamaya başladım hemen.

    hiç üşenmeden, elceğizlerimle ayıkladım naneleri tek tek, defalarca yıkadım ve suyu aktıktan sonra kurumaya bıraktım. nanelerim kururken tuttum yine eczanenin yolunu. eczanede başka müşteriler vardı, abla beni tanıyınca çaktırmadan beklememi söyledi. bekledim. müşteriler çıktıktan sonra;

    ben: daha fazla alabilir miyim? 3 ya da 4 litre kadar.
    eczacı abla: bakalım bi ne kadar var.
    der ve gider depoya, seslenir içeriden;

    e.a: 5 litre olur mu?
    ben: olur olur. *

    körün istediği bi göz hesabı oldu, abla bölmeye uğraşmayayım diye 5 litrelik bidonu olduğu gibi sattı bana. *

    eve geldiğimde nanelerim iyice kurumuştu artık. nanelerim ölmeye başlamadan gereken baharatlarla birlikte bastım cam kavanoza, üzerine de 1 litre etil alkolümü döküp sıkıca kapatıp karanlıkta beklemeye bıraktım nane likörümü.

    nane likörü beklemeye hazır olduktan sonra kahve sigara molası verip akabinde koyuldum çilek likörün hazırlıklarına. güzelce yıkadım, tek tek ayıkladım, ayıkladıktan sonra tekrar tek tek yıkadım, iri parçalar halinde kestim tek tek onca çileği. 'çilek var yıka ye' deseler bi tabak çileği yıkamaya üşenen ben, konu likör olunca 3 kilo çileği bıkmadan-usanmadan yıkadım, ayıkladım, doğradım. çileklerim de hazırdı artık ve çilek likörümü de yapıp karanlık bir köşeye kaldırıp beklemeye aldım.

    gel-gör ki elimde yine bir sürü alkol kaldı. ne yapsam, ne etsem derken aklıma limoncello * yapmak geldi. indim hemen markete, aldım limonlarımı. soydum kabuklarını ince ince, doldurdum cam şişeye, bastım üzerine elimde kalan etil alkolü. ve linomcello da beklemeye hazırdı artık.

    ama elimde hala biraz alkol kalmıştı. dedim bari onunla da kahve likörü yapayım. yine gittim hemen markete bir paket türk kahvesi ve bitter çikolata aldım likörüme koymak için. ve evet, nihayet elimdeki son alkolü de değerlendirip kahve likörümü de hazırlamıştım yine karanlıkta bekletmek üzere.

    bu aralar haftada 2 biradan fazlasını içmeyen - * içemeyen biri olarak likörlerim olana kadar toparlanıp; bir ay sonra keyifle yudumlamak istiyorum el emeği - göz nuru, saatlerimi harcadığım, evladım gibi benimsediğim likörlerimi.

    kim bilir, belki şurada likörlerimden tatmak isteyen biri vardır...

    edit: yeşillendirip durmayın arkadaşlar; `belki şurada likörlerimden tatmak isteyen biri vardır` derken kafamdaki 1 kişiyi kastettim. ha olur da siklenmezsem, evde ufak çaplı bi likör zirvesi yapmayı düşünebilirim belki.
  • fıstık gibi bir şey. çeşit çeşit yapabilirsiniz.

    en bilineni vişne. aslında yapımı en kolayı da vişne.

    o halde gelsin tarif...

    şöyle irilerinden bir kilo vişneye ihtiyacınız var. benim gibi deliyseniz tek tek seçmeye kalkıyorsunuz. ne kadar beresiz vişne, o kadar mükemmel likör.

    kabuk tarçınınızı da hazır edin. bir kilo vişneye iki ya da üç çubuk yeter. bıçakla ayırın ortadan çubuklarınızı, eğer kararma varsa kullanmayın. tadını bozabilir.

    biraz karanfil. mis gibi yapar karanfil likörünüzü.

    zencefil! o olmadan olur mu? olmaz!

    muskat da ekledim bu sene ben yaparken. valla harika oldu. o yüzden yazın oraya; "muskat"

    kakule pek bilinmiyor; değişik bir aroması var. eğer seviyorsanız biraz koyun. 10 - 15 diş yeter ama. çok yakışıyor bence.

    (kakuleyi daha önce denemediyseniz, küçük bir dişi demliğine atın. çay size tadı hakkında fikir verecektir.)

    azıcık da şeker. anneannem yarım kilo şeker koyardı bu tarife. ben şeker kullanmıyorum. eğer bir sebepten eve girmişse dayanamayıp çok az koyuyorum. şeker kullanıyorsanız koyun siz damak tadınıza göre.

    hani alkol? durun durun, yazacağım onu da.

    hazır mıyız? başlıyoruz o zaman...

    vişneleri yıkadık bir güzel. çekirdeklerini çıkarmadık, saplarını da atmadık. saplar hazır kıta bekliyorlar kavanoza girmeyi. sapları ve çekirdekleriyle birlikte bir kat vişne, bir kat şeker olarak kavanoza yerleştirdik.

    - malzeme listesine cam kavanoz yazmayı unuttum. 2 litrelik işinizi rahat rahat görür.-

    başladık yerleştirmeye…

    bir kat vişne
    bir kat sap
    biraz tarçın

    bir daha aynısı
    bu sefer tarçın yerine zencefil/karanfil/muskat/kakule.

    serpiştirin işte aralara. çok önemli değil bu kısmı.

    böyle böyle, şarkılar söyleye söyleye dizdik hepsini. kapağını kapattık kavanozumuzun, pek de kullanmadığımız bir dolaba yerleştirdik. karanlıkta olması lazım. çok sıcak da olmasın.

    bu kavanoz tam iki ay boyunca güzel likörümüze yuva olacak, ev rahatlığı sağlayacak…

    ama bu arada boş durmuyoruz, vişnenin suyu her yere dağılsın diye haftada bir kavanozumuzu sallıyoruz.

    of of of! iki ay sonra mis likör hazır!

    geniş bir kaba güzelce süzüyoruz. taneleri atmayın sakın, yiyin onları sevgi ile.

    içine biraz votka ilave ediyoruz. konyak da olur. bak, hangisinden istiyorsanız iyisinden alın mutlaka.

    zaten bunun ölçü birimi de sizin damak tadınızda. önce yarım su bardağı kadar koyup çok yavaş karıştırıp tadına bakın. sonra da azar azar ilave edin. her seferinde karıştırıp tadına bakmayı unutmayın. benim gibi bir kere de koca şişeyi boca etmeyin diye diyorum.

    sonra da alın likörlüğünüze, türk kahvenizin yanında afiyetle için her gece.

    ne kadar kolaymış di mi? :)

    afiyet olsun, pruvanız neta olsun! :)
  • mevsim meyvelerinin hafiften iclerinin gecmeye basladıgı dönemlerde, kendiler ile harmanlanan alkol şeker ve diger bazı baharatların evde hazırlanıp, bütün kış içilmesidir.

    -her meyveden likör olur
    -likör yapmak anneden kıza geçen bir el becerisidir
    - eczaneden alınan alkol veya en kotu votka ile yapılırsa tadı daha güzel olur
    - güneşte bekletilmesi gereken likörler sabit bir yerde durmamalıdırlar. arada sallanmaları gerekir
    - evde yapılan likör her gece içilirse bünyeye şifa verir
    - dünyanın en zevkli işidir.
  • memleketten gelmis bes kilo dondurulmus erigi ne yapayim derken, her alkol sever gibi ilk aklima gelen likordu. ama dondurulmus olduklari icin biraz suphe etmedim degil.

    yine de bes kilo erige 2.5 kilo seker koydum, kapagini kapatip balkonda 3 hafta beklettim. ben tarcin ve karanfil aromasini sevdigimden bir butun tarcin ve uc dort karanfil de serpistirdim ara ara. uc haftanin sonunda 70 lik votkayi koydum ve bir hafta beklettim.

    sonuc, inanilmaz, yok boyle bir lezzet. dondurulmus meyvelerden olur mu diye dusunurken, enfes oldu. dondurucunuzda varsa eger marmelati filan bosverin, likor yapin. enfes oluyor.
  • gecen sene dondurulmus erikten yaptigim likoru bu sene taze erikten yaptim.

    visne likoru guzel oluyor ama erik bence gercekten likor olmak icin yaratilmis. siyah buyuk eriklerden yaptigim likor her tadina bakani hayran birakti.

    ve simdi anliyorum neden likor bardagi diye bir sey var ve minicik. her isteyene kadeh kadeh verince elde kalmiyor cunku.

    likor yapmak insanda aliskanlik yapiyor yalniz. simdi bahcedeki ayvaya göz diktim, bakalim nasil olacak.
  • babamın 1 senedir yaptığı şey.
    adam rakıyla başladı likör derken şimdi bira da yapıyor. yaza şaraba başlayacak. emeklilik bambaşka bişey yahu.

    şu an evimde olan likörler:

    kayısı, şeftali, kızılcık, erik, limon, portakal, muz, vişne, çilek. hepsi pederden organik !
  • sıkıntıdan yaptığım ve güzelliğiyle mutluluktan ağlamama neden olan birkaç farklı likör tarifiyle ben de varım dediğim alan: maddeler halinde erik likörünü anlatmak istiyorum izninizle,
    1) 5 litrelik yeni alınmış kavanoz ağzını kontrol etmeden almayın çok sıkı kapanıyor olması lazım
    2) 2, 5 kilo kadar kırmızı erik, güzelce yıkayıp, sonra çekirdeklerinden ayırıp, 2'ye ya da 3 e bölmek lazım ki suyunu çabuk versin
    3) kavanoza sırasıyla yerleştirmek suretiyle bir sıra erik, bir kaşık üstüne şeker serpiştirip bu şekilde erikler bitene kadar erik ve şeker kombinasyonu devam edecek... tabii tam kavanozun orta yerine gelince 2 adet çubuk tarçın birkaç tane de karanfil atmalısınız aroması mükemmel oluyor. ben biraz da muskat koyuyorum ama damak tadınıza uygun gelmezse koymayın sonuçta bu sadece sizin zevkinizin mahsülü olacak.
    4) bu şekilde tüm erikler bittikten sonra üzerine 3 kaşık daha şeker koyun bir tane daha çubuk tarçın atın, birkaç tane daha karanfil atarak ağzını sıkıca kapatın. dikkat etmeniz gereken şey, ekstra hiçbir şekilde su koymamalısınız. mutlaka ama mutlaka kavanozun üs kısmında boşluk olmalı 4 parmak kadar belki daha fazla çünkü fermantasyon süreci bitip de kavanozu açtığınızda ilk oksijenle temas anında fışkırıyormuşçasına köpürecek... tüm bunlara dikkat edip kavanozun ağzını sıkıca kapattıktan sonra dışını kurulayıp siyah bir poşet içinde hiçbir şekilde güneş almayan bir yere yerleştirip 1 ay boyunca unutmalısınız.
    5) 1 ay boyunca fermantasyon gerçekleşecek ama siz her 3 günde bir sallayarak şeker ve eriklerin iyice özleşmesini sağlamalısınız
    6) 1 ay geçtikten sonra kevgir gibi büyük delikli bir süzgeç yardımıyla ezmek suretiyle eriklerin posasında kalan bütün suları çıkarmalısınız. bu aşamada tadına bakabilirsiniz, muhtemelen şekeri az gelecektir. damak tadınıza uygun şekilde şeker ekleyebilirsiniz, iyice karıştırın ve kavanozun ağzını tekrar sıkıca kapatın tabii tarçınları ve karanfilleri de tekrar eklemeyi unutmayın.
    7)bu işlemi gerçekleştirdikten sonra da 1 hafta kadar yine güneş görmeyen yerde bekletmeliyiz çünkü tekrar şeker koyduk
    8) 2. bekleme süresi bittikten sonra kavanozu açıp küçük delikli bir süzgeçten geçirmelisiniz. bu süzme işlemini sizi hiç rahatsız etmeyecek kadar az tortu kaldığında bitirebilirsiniz bu anlamda biz ince beyaz bir tülbent kullandık. kavanozun dibinde yoğun bir şeker ve meyve tortusu kalmış olacaktır, sorun yok onu dökmeyin az miktarda içme suyuyla seyrelterek süzgeçten tekrar geçirebilirsiniz.
    9)şimdi en güzel aşamaya geldik, votka ya da cin hangisi olduğu önemli değil, sadece alkol oranı yüksek olsun yavaş yavaş kavanoza ekleyin, arada tadına bakın, hafif çakır keyf olursunuz muhtemelen, biraz daha, azıcık daha diye diye damak tadınıza uygun şekilde votka ya da cini ekleyin ve son defa ağzını kapatarak yine güneş görmeyen bir yerde 1 ay daha unutun. not ağzını sıkıca kapatmayı unutmayın. arada aklınıza gelirse çıkarıp sallar geri koyarsınız. bu arada muthakkak tarih atın bir kenara, yapışkanlı kağıtlara falan, çünkü erken ya da geç açmanın önüne geçmek gerekiyor.
    10) 1 ay sonra açtığınızda bi tadına bakın sonra göz yaşlarınızı silin çünkü o kadar güzel olacaktır ki gözleriniz yaşaracak mutluluktan
    11)en son aşama güzel şişelere koyarak likörü dolapta muhafaza etmek
  • kavun likörü : kendisi benim diyen liköre baş kaldırır, kavga eder. çiçek gibi, bebek gibi bir likör olur kendisibhele ki hafif ekşimsi bir tat seviyorsanız işte o zaman gönlünüzü efendisi bardağınızda duruyor demektir.
    1) 5 litrelik ağzı sıkıca kapanabilen kavanoz
    2) 3 adet orta büyüklükte sarı kavunlardan, koklayarak aldım. anladığımdan değil de artistlik oldu manavda :)bal gibi çıktı üçü de ayrı mesele
    3) kavunlar incecik bir şekilde kabuğundan dilim dilim ayrılacak ve kare kare doğranacak küçük veya simetrik olmasına gerek yok maksat işimizi kolaylaştırmak + çekirdeklerini atmayın çekirdekler önemli, aromasını biraz da onlar katıyor zira...
    4) kavanoza dipten itibaren başlayın bir sıra kavun bir kaşık şeker şeklinde ilerleyin kavun popülasyonunun orasına gelince 1 adet kabuk tarçın bir kaç tane karanfil ekleyin. bir sıra kavun bir kaşık şeker şeklinde devam. en son kanunları koyduktan sonra üç kaşık daha şeker koyun. kavanozda boşluk olması önemli fermantasyon bittikten sonra açtığınızda köpürebilir.
    5) bir üst entryde tarifini verdiğim kırmızı erik liköründen farklı olarak üzerine 1 fincan votka veya cin eklemeniz gerekiyor böylece fermantenoluyor ama çürümüyor. { hem votka eklemeden hem de votka ekleyerek yaptım ama votka eklemeden yaptığımın tadı sanki biraz sası oldu içimi güzel değildi } kavanozun ağzını sıkıca kapattıktan sonra siyah bir poşetin içine koyarak 1 ay boyunca unutuyoruz. arada aklınıza gelirse çıkarıp sallar geri koyarsınız.
    6) 1 ay sonra, iri delikleri olan bir süzgeç kullanarak tüm kavunları iyice ezmelisiniz. çekirdeklerini de rahat bir şekilde ayırabilirsiniz defalarca olabilir bu ezme işlemi, sonrasında da ince delikleri olan bir süzgeçten geçirirseniz postası sizi hiç rahatsız etmez.
    7) tadına bakın muhtemelen şekeri yeterli olacaktır. ama olur ya kavun yeteri kadar şekerli değil, damak tadınıza göre biraz şeker eklemeniz gerekir,
    o zaman 1 hafta daha ağzını sıkıca kapatıp 2 günde bir sallayarak 1 hafta boyunca yine dinlendirmelisiniz.
    8) 1 çay bardağı kadar likör 1 çay bardağı dolusu içme suyu ekleyip kavanozu iyice sallayın ve 1 ay boyunca güneş görmeyen karanlık bir ortamda yine unutun
    9) toplamda 2 ay geçtikten sonra kavun likörü mükemmel bir şekilde hazır olacaktır. koyu, kaynamış, şekersiz türk kahvesi yanında ikram ederseniz yeniden yeniden isterler haberiniz olsun.
  • #72934067 şurada vişne ile tarifini vermiştim.

    bu akşam dondurulmuş vişne ile yaptım ilk defa. muskat özellikle eklemedim.

    dondurulmuş vişne yaparken çözüldü haliyle ve çok sulandı. mevsiminde vişne ile böyle olmuyor tabii.

    o sebeple bir sıra vişne dizdikten sonra kırdığım kabuk tarçınlardan birkaç parça, biraz zencefil, biraz karanfil, yaklaşık bir yemek kaşığı da şeker ekledim.

    yaklaşık 4-5 kabuk tarçın, 20'ye yakın karanfil ve iki ince dilim taze zencefil kullandım. taze zencefili incecik kestim tabii.

    bir kat vişne dizdikten sonra, üstüne yukarıdaki arkadaşlardan ekledim.

    böyle böyle, kat kat dize dize bitirdim.

    her hafta bir kere hafifçe kavanozu çalkalayacağım. normalde bir haftanın sonunda sulanıyor vişne; ama şimdi sulu sulu yaptım. sanırım bu sefer iki ayı bulmadan hazır olacak. sonra da konyakla tanışacak bu mükemmel karışım ve türk kahvemi şenlendirecek.

    meraklısına afiyet olsun. pruvanız neta olsun! :)
  • bu yıl çeşit çeşit likör yaparak kendi çapımda zirveye oynadığım yapım şeysi.

    vişne, kızılcık, erik, şeftali, sakız çeşitlerimiz an itibariyle tüketime hazırdır.

    yakında hazırlanacak olan portakal ve limon likörleri ile çeşitlerimize çeşit ekleyecek, hem mutfağımızı renklendirecek hem gözlerimizi şenlendirecek hem de damaklarımızda oluşacak lezzet patlamaları ile kendimizden geçeceğiz.
hesabın var mı? giriş yap