• yolda, parkta, okulda iken saygı duruşuna durmakla farkı olmamalı.

    yok eğer ki, "ahaha bu eylem ne kadar da saçma ya, düşünsene, evde tek başına duruyor adam ve saygı duruşuna geçiyor ihihi" diyorsanız, ortada bir gösteriş budalalığı var.

    şahsen, birilerine saygımı birkaç dakika hareketsiz durarak ifade etmek istemem. ama eğer ki istersem, zamanında okul bahçesinde yüzüme kondurduğum ciddiyet, evde olsam da aynen bulunmalıdır. yoksa, yalancının, çevreye rol yapanın önde gideniyimdir. ya da kendimi daha rahat hissedeceğim bir saygı ifadesi bulurum, o kısım ayrı bir konu şimdi.
  • saygı duruşu'nun toplu halde yapılması makbul bir eylem olarak düşünmüşümdür hep. saygı duymak zaten içsel bir eğlemdir bunun için ayrıca bir fiziksel karşılık aramaya gerek yok. ancak aynı duyguyu paylaşan insanlar bir araya gelir ve bunu paylaşmak isterlerse bunu sözle veya hareketlerle birbirlerine iletmek zorundadırlar. başkalarının da senin gibi hissettiğini görerek veya duyarak idrak etmek kendi hislerini pekiştireceği ve arrtıracağı için tercih edilir. hoşa gider.

    saygı duruşu da bu anlamda bir iletişim biçimidir. amaç bir kişiye, kavrama veya olaya saygı duyduğunu göstermek ve aynı hareketi yapan insanların da senin duygularını paylaştığını algılamaktır. evde kendi başına saygı duruşunda durmanın kendi kendine konuşmaktan pek bir farkı yoktur aslında.
  • ezan okunurken bacak bacak üstüne atmamak gibi ya da radyoyu kapatmak... ne kadar anlamlıysa bu işte.
  • kafa güzelse yapılma olasılığı yüksektir.
  • gerçek bir saygı, sevgi, bağlılık göstergesi. yüzde yüz itikat.
  • bu sabah yaptığım şey.

    sitede birçok insanı da balkonda ayakta gördüm. görmeden sevdiğimiz gibi, görülmüyorken de saygı duyarız.
  • uyanmışsanız; 10 kasımın sizin için anlamı varsa (hatta her 10 kasımda okulda ya da evde sarı zeybek kaseti izlenip ağlanmışsa) dışardan gelen korna ve siren seslerine boş durmamak ve radyoda power fm 'in her 10 kasımda yaptığı gibi atatürk' ün sesini duymak üstüne yapılan gayet doğal bir eylemdir. şaşırılacak, garipsenecek, yadırganacak bir durum olmadığını düşünmekteyim. hatta konusu bile olmamalıydı belki de.
  • saygı duruşu saygının ifade şekillerinden biridir. bir şeyleri ifade etme gerekliliği başkaları olduğu zaman ortaya çıkar. kişi kendine bir şeyler ifade etmeye ihtiyaç duymaz, bunu zaten bilir.

    iyi niyetli bir yaklaşımla, alışkanlık sonucu gerçekleştirilebilir bir eylemdir, ancak farkındalığı yüksek bünyenin bu eyleme girişmemesi de oldukça normaldir.
  • necip fazıl, bir yazısında buna benzer bir olay anlatır. tek cümleyle özetleyecek olursam: boş bir sokakta bekçinin biri istiklal marşı'nı duyar ve hazırola geçip marş bitene kadar kımıldamaz. çerçeve 1 veya çerçeve 2* kitabından okunabilir yazının tamamı.

    bekçinin yaptığı samimiyet noktasında necip fazıl'ın çok hoşuna gitse de benimsemediğim manevi değerlere ait bir ritüel olması sebebiyle bana anlamsız gelmiştir.
  • genel anlamda saygı duruşunu çok anlamlı bulmayan birinin yapmayacağı eylemdir.

    saygı duruşu sadece bir ritüelden ve törensel bir gösteriden ibaret olup, önemli olan ismi anılınca saygı duruşuna geçtiğiniz kişinin görüşlerini, ideallerini, düşüncelerini o kişinin yokluğunda hayata yansıtabilen, saydığımız kişinin size bıraktıklarına, anılarına, düşüncelerine sahip çıkabilen saygılı bir duruş sergileyebilmektir.

    anısına saygı duruşuna geçtiğimiz kişilerin bize bıraktıklarını doyasıya yok sayar, harcarken, yılda 1 dakika hareketsiz durmak, sadece öyle durmaktır.
hesabın var mı? giriş yap