• insana; herkesin manyaklar gibi saatlerce üstüne konuştuğu duygu sömürgeci, iç karartıcı, psikopatlaştırıcı etkilere sahip türk dizilerden bi haber olmak, propaganda, reklam, radyasyona maruz kalmamak gibi faydalar sunan durum.
  • gayet iyi bir durumdur tv değilde uydu alıcısına bağlanmamış tv daha makbuldur. canın istediği filmi izlersin sonra kapatırsın , gündemi telefonundaki app'den takip edersin , ses konusunu radyo ile halledersin ve insanı aptallaştırmaz.

    (bkz: idiot box)
    (bkz: a haber)
    (bkz: beyaz tv)(bkz: derin futbol)
    (bkz: kısmetse olur)
    (bkz: is the watch)
  • televizyon her ne kadar teknolojik bir alet olsa da artık teknolojinin gerisinde kaldı. hem içindeki zihniyetle hem de insanı zorlayan akışıyla.
    internet onun önüne geçti.
  • evlenirken eşimle eve televizyon almama kararı aldık. sonrasında; annem, babam, kayınvalidem, kayınpederimin, kardeşim, eşimin kardeşleri, duyanlar, duymayanlar... sanki evlerinden televizyonları kaldıracakmışız gibi tepki gösterdiler. televizyonuz ev mi olurmuş, herkes bize gülermiş, gelen misafir ne dermiş, çocuk olunca ne izlermiş, sıkılmaz mıymışız...
    nihayetinde eve televizyon aldık.
    evine televizyon almamış insanları tebrik ediyorum. biz o kadar kararlı olamadık.
  • yedi yıl boyunca ben de bu akımın bir temsilcisiydim çünkü ben de idealist şekilde evinde bir aptal kutusu bulundurmanın aptallara göre olduğunu düşünürdüm. bu düşüncem kısmen sabit olsa da değişti. şimdi televizyon dediğimiz şey aslında çok değişti. televizyon olarak algıladığımız bu cihazlar istediğimiz her görüntüyü ve sesi aktarabildiğimiz monitörlerden başka bir şey değil. üç senedir evimde bu cihazdan var. onunla ne istersem yapabiliyorum. hdmi kablosuyla bilgisayarımı bu ekrana aktarıp dev bir bilgisayar monitörü olarak kullanabiliyorum, müzik dinleyebiliyorum, film izleyebiliyorum, radyo dinleyebiliyorum, istersem tv kanallarına geçip belgesel, haber vesaire izleyebiliyorum, istersem sadece evde bir ses olsun diye kullanabiliyorum.

    aptal kutusu olarak kullanmak istenirse bütün gün karşısına geçip salak salak şeylere saatlerce kitlenmek de mümkün.
  • son zamanda sıklıkla çevremden duyduğum cümle. sayıları iyice arttı bunu diyenlerin. doktorlar gibi otu boku bu konuya bağlayıp bir şekilde söylüyorlar tv sahibi olmadıklarını. lan bize ne olum? aaa öyle mi? diyorum en fazla. halbuki bizden bu seneki nobel ödüllerini onlara vermemizi istiyorlar. çünkü çok önemli bir şey yapıyorlar. bu davranış bir şekilde ödüllendirilmeli. okumuş insanın görmemişi çok daha beter.
  • (bkz: evde konsol olmaması) demektir.
  • varlığı veya yokluğu belli olmayan şekliyle sanırım benim evde yaşadığımdır. 5 senden fazladır tv açmıyorum, eskiden evdeyken en sevdiğim iş açık oturum karşısında uyumaktı, ninni gibi gelirdi. dizi desen süper babadan sonra izlediğim dizi olmadığını söyleyebilirim.. yarışma desen vaktiyle biraz sörvayvır izledim ama çok gereksiz dönemlerdi boşuna bir kurgunun içinde heyecan yaptığımı farkettim. dönüp dolaşıp açık oturuma giderdi elim, çok şükür öyle bir kapattım ki kumandadan, kumanda bizim küçüğün oyuncağı oldu.. tavsiye ederim.
  • son zamanlarda ciddi ciddi düşündüğüm eylem. son bir haftadır hiç açmadığımı fark ettim. sanırım hayat böyle daha yavaş ve kaliteli gidiyor.
  • en son uzun süreli pandeminin başında, eğer sokağa çıkma yasağı ilan ederlerse baktığım sokak köpeklerine ne olacak diye manyak gibi haber kanalları izlediğim aletti.

    pandeminin ikinci yılında bir odada duvarda asılı durdu sadece. (kedilerim lcd tv'leri devirdiği için:)

    son bir kaç aydır da kullanmadığımı fark edince evden gönderdiğim zımbırtı.

    eksikliğini hissetmiyorum. zaten çalışırken pc'den bir şeyler açtığım için çok bir şey değişmedi.
hesabın var mı? giriş yap