• bu yaz tamamen kendim keşfettiğim ve %100 etkili olan yöntemi açıklıyorum: diş macunu.

    karıncaların ev içinde giriş & çıkış yaptığı noktayı tespit ettikten sonra o çatlak ve delikleri diş macunu ile kapatıyorsunuz. kuruduktan sonra sıvanın bir parçası gibi oluyor. tekrar aynı yerden delik açmaya çalışmıyorlar bile. tahminimce macun içindeki bir maddeden nefret ediyorlar. ama alternatif çıkış noktaları arayabiliyorlar. yeni bir delik açmaları 10 günü bulabiliyor. eğer başarırlarsa bu işlemi tekrarlıyorsunuz. en fazla 2-3 denemeden sonra artık pes ediyorlar ve bir daha gelmiyorlar.

    bu sayede boşu boşuna katliam da yapmamış oluyorsunuz.
  • gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki, geçtiğimiz üç gün, karınca dünyası için önemli günlerdendi. artk tatil mi dersin, bayram mı, yortu mu... her ne ise. üç gün boyunca görünmediler. tam onlara karşı verdiğim haklı savaşı kazandığımı düşünürken bu sabah yine meydanlardaydılar. hatta içlerinden biri bildiri dağıtıyordu. 3 gün boyunca süren müzakerelerde bir dizi karar almış olmalılar. bu kadar düzenli, tertipli, örgütlü oluşlarını pazartesi iş başı yapmalarından da anlamak mümkün. gene ip gibi dizilmişler, sath-ı müdafaa yapıyorlar. o satıh da bizim mutfak afedersin. bunların derdi yiyecek değil abi, ben deyim: istihbarat. görünürde bi şey taşımıyorlar, valla tertemiz tutuyorum annecim mutfağı ben, bilgi sızdırıyor bunlar. bana bakın, plan yapmayın plan!
  • son günlerde evin amına koyan durumdur. hayır açıkta yemek falan da yok, hatta pek yemek yok evde. demin aldım birisini oturttum karşıma 'hacı derdiniz ne, yemek mi arıyosunuz?' dedim. 'abi biz somaliden geliyoruz, orda bile böyle açlık görmedik amına koyim, ne aradığımızı tam olarak biz de bilmiyoruz' diyebildi ipine. neyse yarın seyahate çıkıyorum geldiğimde evde olmasalar müteşekkir olurum.
  • karıncanın fizyolojisini bilenlerin oldukça basit yöntemlerle çözebildiği, çok da büyütülmemesi gereken sorun.

    işçi karıncalar evinize girerken arkalarında feromon kokusu bırakırlar, arkadan gelenler de bu kokuyu takip ederek yolu bulurlar. tek sıra halinde düzenli ilerlemelerinin nedeni budur. zaten yiyecek bir şey buldularsa o koku yolunun sonunda yiyecek olduğunu bilmeyen karınca kalmaz.

    yapmanız gereken geldikleri çatlağı tespit edip, yol güzergahlarına keskin kokulu bir şey koyup, o feromonu bastırmaktır. böylece dışarıdan içeri gelecek olan karıncalar, koku izini kaybedip, çatlağı bulamayacaktır. bulup girse de, kokuyu kaybedip, kendi kokusunu takip ederek geri dönecektir. bunu haberleşme telini kesmek gibi düşünün veya bir köprüyü havaya uçurmak gibi. içeride kalanları da elektrikli süpürge ile çekebilirsiniz, illa ki, bir miktar karınca ölecek, yapacak bir şey yok, hepsini canlı olarak kurtarma şansınız yok.

    tabi ki, geldikleri çatlağı da kapamalısınız yoksa er ya da geç yine geleceklerdir. "aman beraber yaşayıverin ne olacak ki?" romantizmini de geçin, önlem almazsanız, baya baya kraliçesidir, hanedanıdır gelir evinize yerleşir, mutfakta 2 dakika bir yiyeceği açıkta bırakamazsınız, uyurken vücudunuzdan dökülen ölü deriler için tepenize bile üşüşürler.
  • en azından evde yiyecek bir şeyler bulunduğuna işaret eder. bizim karıncalar en son kediyi yemeğe kalktılar açlıktan, beceremeyince terk ettiler evi.
  • akşam vakti gözümde güneş gözlüğünün verdiği karartıyla evin kapısını açtım. yerlerde bişeyler cıvıl cıvıldı. gözlüğü çıkarmamla gerçeği görmem bir oldu. karıncalar! karıncalaaaar!
    le jour des fourmis ( karıncaların günü) kitabını okuyanlar bilirler karıncaların ne menem canlılar olduğunu.
    baktım koloni koloni nerden geldikleri belli olmayan şekilde toplanmışlar. dedim acaba yere farkında olmadan soda falan döktüm de mi toplandılar. ama ı ıh. zaten paranoyaklığım da tutmaya başladı, o kitaptan dolayı üç karıncadan fazlasını görünce tırsmaya başlıyorum. hemen süpürgeyi çalıştırdım ama tilki karıncalar dip köşelere kaçışmaya başladılar. ben de süpürgenin sapını tavana doğru kaldırdım, onların napsak netsek diye bir araya toplanmasını bekledim ve şraaaak diye indirdim süpürgeyi.
    bitti mi? bitmedi. ölen arkadaşları için gelecekleri varsa görecekleri de vardı. yerleri domestosla sildim, geldiği yerleri takip ettim tuz döktüm, yağ çözücü sıktım. gittim karınca yemi aldım marketten.
    bitti mi?
    bitmedi mına koyim. hala dolanıyorlar. 9 metre koridor boyunca ip gibi sıralandılar.
    kesin öldürecekler.
  • bir gün uyandım salona bir geldim koca bir yuva dolusu karınca salonda yol yapmış sağa sola sapmadan yollarından şaşmadan tek çizgi gidip geliyorlar. baktım balkon kapısının altındaki bir çatlaktan giriyorlar kalorifer borusunun yan odaya geçtiği yerdeki delikten geçip kayboluyorlar. yan odaya geçtim baktım ama yan odada devam etmiyorlar. duvardaki delikten girdikten sonra nereye gittikleri hakkında en ufak bir fikrim yok ama mutfağıma gitmedikleri kesin.

    neyse dokunmadım ben bunlara, tam bir hafta boyunca çalıştılar. bazen inceledim ne taşıyorlar diye ama birşey de gözükmüyor ağızlarında. bir gün yine uyandım bir baktım ortalıkta bir tane bile karınca yok. işlerini halletmişler çekilmişler. temiz hayvanlar valla başka odalara gidelim demediler hele mutfakta bir tanesini bile görmedim, çizgilerinden şaşmadılar hiç. yanlız mutfağa dadansalar ne yapardım bilemiyorum tabi.

    olayın sizle alakası yoksa sizin evinizi sadece yol olarak kullanıyorlarsa bırakın çalışsınlar işleri bittikten sonra çekip gidiyorlar, arkalarında dağınıklık da bırakmıyorlar. gerçi hergün üstlerinden atladım filan, insan ezeceğim diye tedirgin oluyor ama hızlı çalışıyorlar nasılsa sabredin.
  • berbat olay bu lan.
    tezgah mezgah işi iyice abarttılar. vücuduma saldırdılar.

    yaklaşık 20 gündür süren onurlu mücadelem sonucunda abartısız 5000 e yakın karıncayı imha ettim, son 2 gündür ise iyice azıttılar, bugün zaten 500 tane falan elektrikli süpürgeyle çektim.

    belli bir yuvaları olsa önlem alayım diyorum ancak zemin katta olduğumdan her yerden geliyorlar, bütün boşluklardan geliyorlar, sonu yok yani bu işin.

    ev içinde sayıca az dolaşsalar neyse ama olmuyor, mecburen öldürüyorum. deodorant aldım çıktıkları yere sıkmak için, mücadeleye devam.

    (bkz: inlerine gireceğiz inlerine)
  • internette deli gibi çözümünü ararken "öldürmeyin rızkına koşuyolla" cümlesine sıkça rastladım bu durum için, baştan şu bakınızı veriyorum o yüzden: (bkz: #7991408)

    şimdi gelelim sağdan soldan bulduğum bilgilere, karıncalar için yapılmış yuvaya benzeyen zehirler en etkilisiymiş, ki haftaya bunlardan almayı aklıma koydum. karıncaların geçtiği yollara limon koymak yararsızmış, bunu baştan denemeyin. ya da denerseniz faydasını görmeyecekmişsiniz. bir sürü kimyasal ilaç önerisi vardı yalnız bunlarla ilgili genel bir tavsiyeye denk geldim, şöyle ki temas içerenleri evde kullanılabilir fakat mümkün olduğu kadar az olmalı, özellikle mutfak için önerilmiyorlar. bir de borik asitle şeker karışımı yapmayı öneren uçuk birine rastladım fakat o kadar uğraşana kadar hazır ilaç almak daha mantıklı geldi.
    son olarak da karıncaların geldiği yollara pudra veya tuz dökülmesi tavsiye ediliyordu. sanırım karıncanın yürümesini önlüyor bu ikisi. şimdiye kadar fiziksel tedbirler dışında bir tek bunu denedim ve diyebilirim ki ev supernaturaldaki hayaletli evler gibi dört bir yanı tuzla çevrili durumda. işin kötü yanı dean winchester gibi de hissetmiyorum.
  • ortalıkta ekmek, toz şeker vs. bıraktığınızda başınıza gelme ihtimali yüksek durum. benim evimi de bastılar kendileri hem de garip türden karıncalar bastı. o sevimli, minik siyah karıncalar gibi değil korku filmlerindeki gibi bildiğin dev karıncalar mutfağımda fink atıyor. en ilginç tarafları insan gördükleri vakit oldukları yerde hareketsiz kalıyorlar. bir nevi savunma biçimi sanıyorum ki. üzerlerine basınca ölmüyorlar da. mutasyona mı uğradılar ne yaptılar anlayamadım. etrafa çamaşır deterjanı döktüm, yavaştan azalıyorlar. etkili bir yöntem.
hesabın var mı? giriş yap