• herkes eğlenebildiğim kızla evlenirim demiş de, burada başlığın asıl anlamının ne olduğunu herkes biliyor ve yine erkeklerin yüzde 95'i evlenmeyi düşündüğü kızın geçmişte "eğlendiğini" sorgulayıp kafayı yiyerek karşısındaki kıza da çileyi çektiriyor. burada yazılanlar o yüzden hiç samimi gelmiyor ne yazık ki. eğlenebildiğim kızla evlenirim diyen erkeklerin hepsi eğlenemediği kızlarla evlenip sonrasında da çileler içinde "evlenmeyin abi rezil kepaze çok iğrenç bir yaşam keşke evlenmeseydim hayatımı yaşamaya devam etseydim" diyor.
  • evlenilecek kız ile eğlenilecek kızı ayırt etmenin çok basit bir yöntemi vardır;

    kıza bir miktar ayşe kadın fasülye fırlatın, eğer fasülyeleri gerisin geriye size fırlatıyorsa eğlenilecek kızdır o eğlenin ..! fasülyeleri toplayıp ayıklamaya başlarsa, zeytinyağlı fasülye yapıcak demektir evlenin hemen!!!
  • isterse bu başlığa 4 milyon entry girilmiş olsun değişmeyen bir şey var. senin eğlenilecek kızın başkasının karısı oluyor. başkasının eğlenilecek kızı senin karın.

    netice hepimiz hem eğleniyor hem evleniyoruz.
  • bu zihniyetteki erkekler; seks kölesi olarak gördüğü eğlenilecek kıza yalanlar söyler, evlenilecek kıza da hayvan muamelesi çeker. önemli olan bu zihniyetteki bir adamla bir şey paylaşacak kadar salak kız olmamaktır.
  • evliliklerin neden basarisizlikla sonuclandigini aciklayan ayrim
  • kadınları eğlenilecek-evlenilecek die kategorize edip eğlenemediğiniz kadınlarla evlenip ömür boyu mutsuz oluyorsunuz. ohh iyi oluyo allah belanızı versin!
  • efendim, bu olay hatunların efendi adam yerine piç tercihi'nin erkekteki yansımasıdır. kadınlar efendi-piç olayında ne kadar samimilerse, erkekler de bir o kadar bu konuda samimidir, erkeklerdeki rövanşı(??) bu şekilde olur.

    kadınların zoruna giden "sınıflandırılmak"tır özünde, ama ne yazık ki erkekler belirli bir yaştan sonra sınıflandırır. "biz çaktırmayız, şöyleyiz, böyleyiz" demeleri kendilerini kandırmaktan öteye geçmez, çünkü insan her halinden kendisinin ne olduğunu belli eder. konuyu anlatayım, bu mevzuya döneriz.

    erkek aslında yaşamının her kısmında kadınları bir sınıfa ayırır. 15'inden tutup 25'ine kadar, bazısında 30'una kadar; eğer gerçekten aşık olmamışsa ya da ciddi bir ilişkisi yoksa, kadınlarla tüm sıkıntılardan uzak, eğlenmeye bayılır. alay anlamında değil tabi ki. gerçekten aşık olmadıkları ya da ciddi ilişki kuramadıkları kadınlar, onlar için yorucu ve donuk hayatın eğlencesi gibidirler. beraber yiyilir, gezilir, eğlenilir, içilir, sevişilir ve nihayetinde o terk etmediyse, bir gün terk edilir.

    şimdi gerçekten aşık oldukları kadınları dışında bırakarak diğer kadınlara dair tutumlarına bakalım.

    genelde bu aralıktaki erkeklerin kadına dair dünyaya karşı tutumları ise aynıdır, kadınla ciddi meseleler düşünülmemeli, hayat zaten yorucu ve gridir. ileriye dönük planlar yapılmamalıdır, çünkü gününü gün etmek ister. canı sevişmek istediğinde sevişmek, yiyişmek istediğinde yiyişmek, öpmek istediğinde öpmek, gezmek istediğinde toz duman ederek gezmen ister. bu sebeple kadınları kandırmaya bayılırlar, kimisi gerçeği söylemeden aşk süsüyle oyalarken, kimisi bu ilişkinin yalan olacağını belli eder. kadın da bu yaklaşımla gelen erkekleri (meseleyi bilerek ya da bilmeyerek) kabul eder ya da etmez.

    bu yüzden lise başlarından üniversite sonlarına,ve bir müddet aşana kadar, kadınları sınıflara böler, ve bu mantaliteye yakın olan kadınların peşine düşer. işte bu "eğlenilecek kadın"dır. bu mantığa sahip kadınların kişisel özellikleri ise erkekten erkeğe değişir: kimi erkek sadece güzel olsun ve yatsın isterken, kimi erkek de müzik kültürü geniş, çılgın fikirler üretecek kadar zeki, sabaha kadar caddelerde öpüşüp bağırabileceği zamandan ve mekandan soyutlanmış kadınları ister.

    ne zaman; erkeğin dünyaya dair kayıtsızlığı biter, kendi ayakları üstüne düşer ve bireysel sorumlulukları artar, erkeğin kadına bakış açısı da değişir. artık erkek para kazanmaya çalışan, doğalgazı eksik yüklediğinde evde donacağını bilen, kredi kartı borcunu babası değil, kendisi ödediğinden son günü kaçırdığında faiz bineceğini bilen insan haline gelmiştir. artık istemese de bu insan olmuştur.

    olayın ana kısmına yavaşça geçelim. klasik ama gerçek birşeye değinelim: erkeklerde sol beyin küresi kadınlardan daha fazla çalıştığı için erkeklerde analitik zeka, planlama, bölüşüm, neden-sonuç ilişkisi kurma konusunda daha başarılılardır, tıpkı kadınarın empati, duygusal çözümleme konularında erkeklerden daha iyi olmaları gibi. artık 25'inden sonra hayatın sorumluluk verdiği zaman, erkek bu koşullara daha hızlı adapte olurken kadınlarda uyum zaman alır. burada mesele faturayı nasıl ödediği değil, hayata dair: kısa, orta ve uzun vadeli stabil planlar yapmak ve de bunlara uyum sağlayabilmektir.

    "now, let the story begins."

    işte bu koşullarda yaşamaya başlayan erkek, ne zaman evlenmeye karar verir, işte eğlenilecek kız ile evlenilcek kız arasındaki radikal çizgi o zaman çekilir. eğlenilecek kız, hayatın 25 yaşından sonraki, yukarıdaki gibi erkeğin maruz kaldığı hayatın değişikliklerine kolay adapte olamaz. deli gibi gezmek ister yine, ama belirli bir maaşı vardır, ölçüyü kaçıramaz. sabaha kadar içmek ister, ama yarın işe gideceğini bilir. çok sevdiği bluzü almak ister, ama üç ay sonra side'ye tatile gitmek de ister. dan diye arkadaşlarını ziyaret etmek ister, ama onların da işi gücü vardır artık. eğlenilecek kız, eğlendiği periyotta bireysel olarak hiçbir zaman tek kalamadığından, evde tek duramadığından, tek yaşamayı tam öğrenemediğinden, gün gelip tek yaşamaya başlarsa gömleğini ne zaman ütüleyeceğini, evi ne zaman temizle(te)ceğini, hangi durumda ne yemek pişireceğini bilemez, ona vakit kalmamıştır çünkü. artık yaşarken kendisine ziyan verdiği gibi başkasına da ziyan verir hale gelmiştir.

    evliliğin sorumluluk olduğunu hayatın koşulları gereği erkek bilir. kimisi bu sorumluluğu komple karşısına yüklerken kimi paylaşır, kimiyse tümünü üstlenir. hayatını birleştireceği zaman, daha kendisine sahip çıkamayan eğlenilecek kıza, onun payına düşen sorumluluğu ve stabil hayat planlarını paylaşmaktan çekinir. hele bir de çocuk sahibi olduklarında çocğun yaşayacağı sefilliği göz önüne alamaz. bu yüzden, eskiden üniversitede, lisede popüler kızlarının yıldızları, eğer duruma zamanında uyanamamışsa, bir bir kayar.

    şimdi evlenilecek kıza bakalım. evlenilecek kız anlattığımız bu hikayede neredeydi? bahsedelim.

    lisede eteğini beline katlayarak üstüne bir ton ilgiyi çekmekten zevk alan ve çıkma tekliflerini ferman gibi lise tuvaletlerinde ilan eden gizem'i bir yandan dinlerken, muhtemelen saçlarını düzeltip sırasına oturmaya gidiyordur. kendi minik ve sade çevresinde yaşarken bir yandan üniversiteye hazırlanır, boş kalan zamanlarında gizem gibi 10lara 11 lere kadar gezemese de, 9a kadr gezdiği müddette bazen hareketli, bazen sakin erkek veya kızlarla gezer. eteğini katlamaması evde belki tembih edilmemiştir ama bazen yapılmayacağını düşünür. üniversiteyi kazanır, artık yurt yaşamı vardır ya da eve çıkmıştır. dersler ve sınavlar dışında geziyordur muhtemelen, ama kalakaldığı zamanlarda ya yurttaki dolabını ya da yaşadığı evi çevirip düzenliyordur. eve parası bittiği zaman telefon açacak duruma düşmektense, idare etmeyi kimi kimi öğrenmiştir. içmeye çıktıkları akşam, fazla içmemesi gerektiğini, içerse "yatma amacında olan" sinsi emre'nin ayağına düşmeyecek kadar kurnazlaşır. ileriye doğru planlarını kurar, belki master yapacaktır ya da belki zorlu bir şirkete girecektir, bu yüzden gün bugünken dil öğrenir, eğitimlere katılır, zamanını planlar.

    zamanla bu ve bu tür olayların vakti geldiğinde kayıtsız kalmayıp birşeyler kapması onu sorumluluk yüklenebilecek ve hayata amaçlı bakacak hale getirir. artık ayakları üzerinde gidebilecek, neyi nerede yapacağını iyi bilen bir kadın vardır, ve bu gözlerden kaçmaz.

    "biz kendimizi şartlara uygun hale getiririz", "ayrımı biz yaparız" , "hangi kızın evlenilecek hangi kızın eğlenilecek kız olduğunu erkekler anlayamaz" gibi, kendini rahatlatma cümleleri ne yazık ki aldatıcı ve gülünç olur, çünkü dediğim gibi, insan asla kendini saklayamaz, nasıl biri olduğu hal ve tavırlarından, düşünüşünden belli olur. kendini ancak bir yere kadar saklayabilir. bu yüzden, eğer cidden bunlara inanan kadınlar varsa, kendilerini bu düşünceden kurtarmalarını salık veririm.

    bu ayırım, kadınlar gençken defalarca yalanladığı halde "piç-efendi diye ayırıp, piçle takılma" içgüdüsü gibi her erkekte "default" olan olaydır, kendi içgüdüsel olarak böler, çarpar. kimisi bu içgüdüsünü bastırırken kimisi ona uyar. erkeklerin tam olarak bilinçli yaptığı bir hareket değildir, ben tahmin ettiğim kadarını yazdım. dolayısı ile kadınlarda zamanındaki "efendi - piç" ayırımı için kadınlara sövmek nasıl anlamsızsa bu olay da öyledir. her erkekte en az bir kez kendiliğinden vuku bulan bir olaydır, yaşanırlığı her daim mümkündür.

    dipnot: 16 saat sonra yazıya bir eklenti. dün aklımda toparlayamadığım iki kısmı vardı.

    1)şimdi burada birşeyi bahsedemedik, "bekara kadın boşamak kolay gelir" sözü vardır bu durumu iyi açıklayan. genelde evlilik etabına gelemeyen ya da başarısız evlilik yapmış erkekler bu durumun olmadığını, aşkın herşeyi aşacağını sanarlar. üzgünüm ki, inkar edilse de aşk geçici, sevgi kalıcı bir durumdur. evini kucaklayamayan kadını siz çok sevseniz de 5 sene sonra bu kadınla gidemezsiniz. kadını sadece çamaşır yıkayan bir varlık olarak görün diye demiyorum bunları. beraber gezeceğiniz, evini (fix bulaşık çamaşır değil, çocuğun sağlığı, evin tamiratı vs) çocuğunu da çekip çevirecek kızlardır, evlenilecek kızlar. evlenilecek kız akıllara gelince hayattan hepten soyutlanmış, mekanik çocuk ev bakıcısı akıllara gelmesin.

    2) bu ayırımı yapan erkeklere dair yapılan eleştiri. şimdi söz meclisten dışarı diyerek (diğer yazılardan kesinlikle bağımsız, dün ekleyemediğim nokta bu) bu duruma dair birkaç söyleyeceğim var. bakın, ister kadınlar inansın, ister inanmasın, istediği kadar erkekler yalanlasın, bu ayırım vardır. ayırımın şiddeti ise erkekten erkeğe değişir. "ben ayırım yapmayan erkeklerle işim olur" diyen kadınların 25+ daki karşılacağı erkekler de böyle olacaktır, olmadıklarını iddia edenler de (1) de anlattığım aşamayı geçeceklerinden onlar da bu kümeye düşerler. karşınızdakinin bu konuda samimiyetini sorgulayın. çok eğitimli erkekler de bunu yaparlar, ama karşısındaki kadına sezdirmezler. bugün ortamların çok popüler kadını, yarın tercih edilmeyebilir. güne bakarak bugün elimi sallasam ellisi, yarın da böyle olur, ilk defa tanışıtğı erkekle evlenen kadınlar olmazlar gibi ileride üzücü sonuçlara yol açabilecek kibire düşmeyin. çünkü böyle kadınlar iyi bir ilişkisi varken çok sıradan (sanılan) bir kadın için çat diye terkedilebilirler, ben bu filmi kırk kez gördüm.

    (1) ve (2), gözlerimin gördüğü kadarından çıkan sonuçlar. bugün büyük konuşmayın, yarın ufak ufak dediklerinizi yemek zorunda kalabilirsiniz. buna ben de dahilim, ben de yanılabilirim. ama defalarca aynı filmi seyredince bunları yazdım. umarım yanılırım.

    edit2: yazım hataları.
  • biri sikmek, digeri cocuk dogurtmak icindir...

    hepsi bu, geri kalan bos laflari silin...

    birinin bunu soylemesi lazimdi. kendimi kurban ettim...
  • eglenilemiyecek kadinlarla* evlenmek sacmadir, anlamsizdir, gereksizdir, isin sonu bellidir.
  • olaya şöyle geniş açıdan bakıp genel bi özet geçecek olursak;

    * sadece arkadaş olunan kız => muhabbeti sağlam, harbi kız, kafa kız, iyi kız, zeki kız, değerli bir insan şeklinde betimlenir. çekici bulunmayan bir tiptir. olsa iyi olur ama olmasa da olur. mesela ders notu isteyecekken falan lazım olur. adı üstünde arkadaş.
    (bkz: erkeklerin tipsiz kızları erkek olarak görmesi)

    * eğlenilecek kız => adı üstünde süper eğlenceli vakit geçirilebilen biridir. sadece arkadaş olunan kızın gideri olanı*. hani böyle hoş, çekici, havalı, eve atılası* falan... ama öyle bir ömürlük falan değil. kafaya esince... sonra silinmek üzere... temporary...

    * aşık olunacak kız (aşık olunası kadın) => eğlenilecek kızın bir görüşte çarpanı. cool adama nice şebeklikler yaptıran; şarkılar, şiirler, mailler, mesajlar yazdıran; kilometrelerce yol teptiren, mantıksızlaştıran... sadece arkadaş olunan kız ve eğlenilecek kızlara sohbet konusu olarak bol bol bahsedilen... bu nedenle hakkında çok şey duyduğum, gıyabında tanıdığım piremses.

    * evlenilecek kız => aşık olunacak kızın, aile ve yakın çevrenin de alkışlarını alabilecek kadar aşmış olanı. hem eve atılası, hem de bir ömürlük, hem de resmi makamlarca onaylanmış bir şekilde.
hesabın var mı? giriş yap