• evlenmeyi, çocuk düşünürsem isteyebilirim.
    çocuk doğurmayı ise türkiye'nin bu şartlardaki eğitim sisteminde istemiyorum.
    niye mi?

    ingiltere'de çocuk bakıcısı olarak kaldığım dönemde, oradaki okulları görme fırsatım oldu.
    insanların gündelik hayattaki kabalığından şikayet ediyoruz ya. bunun taa ilkokula hatta anaokuluna, o dönemde öğretilmesi gereken şeylere dayandığını anladım.

    ingiltere'de sıradan bir devlet okuluna giden bir çocuk, temel olarak bir toplumda nasıl yaşanması gerektiğini öğreniyor.
    onların okulları, devasa boyutlarda değil. çocuklar için küçük sıralar, küçük masalar var.
    sınıf düzeni de herkesin tahtaya yüzünün dönük olması şeklinde hazırlanmamış. salon gibi sınıfları var. sınıfların her köşesinde değişik ilgi alanlarına göre, resim, müzik estrümanları, bilim aletleri gibi temalar oluşturulmuş. masaların üzerinde kutular içinde bir sürü boya kalemi var.
    sınıfa ilk girenler, masaların üzerindeki sandalyeleri yere indirmeye başlar. her gün aynı çocuklar bile gelse, "ben bunu dün yaptım, bugün başkası yapsın" demez. okul saati bitip evlere dönme zamanı geldiğinde de, sınıftan çıkan son çocuklar sandalyeleri sıraların üzerine kaldırırlar.
    çok basit ama hayat boyu bir toplumda yaşamanın ne demek olduğunu öğreten bir iş bu. bu çocuklar büyürken, evlerinde bulaşıkları yıkamanın kadın işi, tamiratın erkek işi olduğunu bellemezler.
    ev partilerinde erkekler de yemek yapar, bulaşık yıkar.
    bir çocuk sahibi olmak demek, topluma yeni bir birey kazandırmaktır aynı zamanda.

    en basitinden düzgün sıraya giremeyen bir milletiz. üstelik de temel eğitim süremiz uzamışken. benden sonra tufan, mantığı iliklerimize işlemiş.

    çalışıp, vergi verdikten sonra da çocuğumu özel okula yollamayı mantıklı bulmuyorum. zaten özel okullar bile avrupa devletlerinin devlet okullarının verdiği kalitede eğitim veremiyor türkiye'de.

    4-5 yaşından sonra anaokuluna, sonra da yıllarca temel eğitim alacağı okullara göndereceğim bir bireyi, onaylamadığım ve çağın gerisinde gördüğüm bir eğitim sisteminin kucağına niye bırakayım?
    o çocuk mutsuz olsun, diye mi?

    biyolojik heveslerle çocuk yapmak, maddi güvencesi olduğu için çocuk yapmaya kendini hazır hissetmek yeterli değil. bu pilav daha çok su kaldırır.
  • bencillikle suçlanmış gafsjsgadjsgdjksgfjkgfljhflkhsşkhfvş

    oha! oha oha oha!
    arkadaşlar bu kafaya nasıl ulaşıyorsunuz?

    yahu... bencillikle suçlanması gereken bi taraf arıyor isek, bu bence çocuk doğurmak istemeyenden ziyade çocuk isteyen kadının ta kendisidir?

    sırf anne olma duygusunu tatmak için bu boktan dünyaya bir çocuk daha getirmek değil mi asıl bencillik?
    bakıma muhtaç milyonlarca çocuk varken evlat edinmeyi düşünmemek değil mi asıl bencillik? bana ne bana ne ille de doğurcam, hormonlarım istiyor demek değil mi asıl bencillik?

    pardon ama bencillik diye buna derim ben.
    sizin kafa nasıl çalışıyor???
  • ne sorumluluktan kaçan ne de bencil olan kadın. salak ve mutlu görünmeye çalışmayandır aynı zamanda.
  • benim bu.

    ne kariyer hedefi, ne aile baskisi. hicbiri pek umrumda degil artik.

    ilerde koruyucu anne/aile yontemi ile bizim kadar sansli olmayanlara isik olmak istiyorum sadece.
  • din: hepimizi kandırdılar
    milliyet: hepimizi kandırdılar
    aşk: hepimizi kandırdılar
    seks: hepimizi kandırdılar
    medeniyet: hepimizi kandırdılar
    evlilik: hepimizi kandırdılar

    çocuk doğurmak: bu şartlarda pek bi bencillik be..
  • genellikle bencil olmakla suçlanır bu kadın, gerektiğinde salataya limon sıkabilen tipler tarafından. senin boklu donunu ütülemek ve gereksiz dölünü vajinamdan çıkarmak zorundayım çünkü.
  • belki

    - üretkenlik kapasitesini vücudunun sadece alt değil de, üst kısmında da değerlendirebileceğini idrak etmiş kadındır,
    - kadın olmayanların uygun gördüğü yaşam planından hoşlanmamıştır,
    - anneniz/kız kardeşiniz/sevgiliniz ya da karınızın bir zamanlar olduğu kadındır, aşık olduğu adam kendisiyle evlenmek istediğinde fikrini değiştirmiştir ya da onu sırf bu yüzden kaybetmeye razı olamamıştır,
    - zengin ve elit bir ailesi yoktur, ailesi onu evlendirirken kendi düşüncesini sormamıştır,
    - evlenmek istiyordur, ama çocuk doğurmak istemiyordur/çocuk doğurmak istiyor, ama evlenmek istemiyordur,
    - seksi değildir,
    - çirkin değildir,
    - lezbiyen değildir,
    - frijit ya da nemfoman da değildir,
    - tokofobiktir ya da değildir,
    - istemedikleri bulaşıcı değildir, diğer kadınların fikrini değiştirmeyebilir,
    - korkulacak bir kadın değildir,

    ama vardır.
  • uzaylı muamelesi görür. yok kadın beyaz gelinlik istermiş, yok anne olmak istermiş miş miş... bodrum katındaki 3. sınıf kapalı mekanda evlenip çocuk bezi değiştirmeye meraklı değil her kadın, biraz çıkın şu kalıplarınızdan.
  • istemeyen değil, en fazla meraklısı olmayan kadındır.

    etrafına bir baktığında -panikler içerisinde- "acilen evlenmem, çocuk doğurmam lazım" krizlerinde bir dolu arkadaşını görüyordur.
    oysa dünya'ya bir can getirmek öyle kolay ve herkesle/herkesten yapılabilecek bir iş değildir.
    o çocuğa öncelikli olarak sağlanması gereken huzurlu ve mutlu bir yuva, akıl/zihin/psikolojik sağlığı yerinde ebeveynler, birbirine saygı, sevgi dolu bir anne babadır. aksi taktirde; bunun dışında bir ortamda doğan, büyüyen, yetişen çocukların hali ortada malumunuz.
  • her kadının anne olma hevesiyle dolu olması veya sevdiği insanla mutlu bir hayat sürebilmek için evlenmeye ihtiyaç duyması gerekmediğinden, gayet normal ve olması muhtemel bir kadındır.
hesabın var mı? giriş yap