• değildir. birlikte yaşamak tamam ama imza neden diye soruyorsunuz ya hep.

    insan psikolojisinin en temel taşlarından biridir: güvenli bağlanmak.

    güvenli baglanma nesnelerini yitiren insanlar en büyük yıkımı yaşarlar. bu yüzden boşanmak ölümle benzer travmadır.
  • arkadaş demiş, onu yapardık bunu yapardık, eve koşarak giderdim vs. sevgili arkadaşım, bunları yapmak için o imzanın olması gerekmiyor..
  • evlilik ataerkil bir karar olarak hem de tarihsel bir kültürel miras olarak miladini doldurmuştur. kapitalizmin ruhu artık tüm hücrelerimize işlemişken, metropol yaşantısının hızlıca toplum merkezden ben merkezciliğe doğru evrilmişken sadece bir defa yaşayacağımız bu hayatı birisiyle paylaşmak çok zor gelmektedir.

    ekonomik olarak evlilik külfettir, maliyeti attırır. sorumluluğu besler ve hareket mekanizmanı kısıtlar.

    evlenmek kapasiteyi dışlamak, potansiyeli daraltmaktır. 21.yy'da evlilik artık duygu, sevgi ve sadakat gibi kutsi değerlerin birleşimi olarak değerlendirirken, olayları postmodern olarak ele almaktadır. yani hepsi "birey" olarak anlam kazanıyor böylelikle herkezin bu kavramlara bakış açısı farklı olduğundan temelde anlam bakımından bir merkezi yaklaşımdan ziyade bireysel bir yaklaşım ele geliyor. böylelikle aynı zamanda tek hedefe iki farklı yaklaşımla yaklaşıyoruz.

    bireysellik ve tarihsel mirasın üzerindeki sorumluluğu.. zamanımızdaki bireyselik ile kültürel mirasın olgusu olan evlilik anlam bakımından taban tabana zıtlık içermektedir.
  • herkesin birbirini kolayca aldattığı şu dünyada güvenin imzayla sağlanacağına inananların ütopyasıdır evlilik.
    o yüzden tam da toplumun dayattığı abartılmış bir balondur.
  • tüm toplumun farkına varmaya başladığı bir olay.

    bir arkadaşım bir hafta içinde evlenip bizi şok edince takdir ettim. dedim evleneceksen işte böyle aşk evliliği olmalı! ama o da ne? işten ayrılacakmış ama evlenip işten ayrılacak şirkette bırakacağı paraları bu şekilde alabilecekmiş. vay dedim be, bu kadar kolay mı alınıyor bu kadar.

    aynı ay içerisinde bir başka arkadaşım kız arkadaşından bahsetti. 7-8 yıllık evli. anlamadım olayı baya bir. ya senin haberin yok mu ben boşandım dedi. aa hiç haberim yok ne zaman dedim? 2-3 hafta oldu diyor. yahu 2-3 hafta ne demek sanırsın fi tarihinden bahsediyor. o arada bir de sevgili yapmış acelesinden.

    bu iki bağımsız olay bile evliliğin değerinin ne kadar kuş gibi hafif olduğunu bana anlatmaya yetti.
  • nasıl bir beklentiyle evlendiğine bağlı.
    belki de evlenmeden önce evlilikle ilgili çok da hayal kurmamak lazım. oluruna bırakmak lazım yoksa hayal kırıklığının kaçınılmaz olduğu bir işkenceye dönüşmesi çok mümkün bir durumdur evlilik
  • aynen doğrudur. belli kalıplara sokup, belli kaideler altında iki kafası çalışan insanı aynı eve sokmaya zorlarsa şartlar, sevişilir sevişilir sıkılınır dağılınır.

    aksi durumda evliliğe karşı olduğumdan değil. kurallar ve kaideler eşliğinde olay hem abartılıyor, hem büyütülüyor.
    panik yapılacak bir durum yoktur bence, iki insan sevişecek, hepsi bu.
  • yeni evli olarak sanırım bir kaç kelam etme hakkında sahibim müsaadenizle.

    eşim, en yakın arkadaşlarımdan birinin eski sevgilisi, daha doğrusu sevgililik müessesine adım atmadaki başarısız bir girişim olmuş ikisi için de. bu aşamadaki bencillik ve beklentilerine cevap alamamaları ilişki sonu getirmiş haliyle.

    velhasılkelam bu geçmişin farkında olarak çıkmaya başladım ve bütün samimiyetimle söylüyorum ki bu macera arama teşebbüsüm sadece, evet sadece 1 ay içinde karakterine aşık olmam ile sonuçlandı.
    tanıdığım, belki de tanıyacağım en harika karakter, o kadar ki erkek bir kankada aranan tüm özelliklere sahip (evet kıskanabilirsiniz), artı güzel, şirin ve bana aşık (kıskanın çekinmeyin).

    1 yıl dolmadan nikahlandık ve 2 aydır da evliyiz. "lan dur daha ne gördün ki?" denildiğini duyar gibiyim. muhteremler köy görünüyor, kılavuzu çaya beklerim.
  • balon olan evlilik değil hatunun karnı. ınsanları yanlış yonlendirmeyin
  • evlenmek, abartılmış balon bir olay değildir.evlendiğin insan balon çıkarsa, evliliğin iyi taraflarından ziyade,kötü taraflarını yaşamak zorunda kalır insan.herşeyin iyi tarafı olduğu gibi, kötü tarafı muhakkak oluyor veya biz o duruma getiriyoruz etkisel olarak.

    evli bir insan olmadığım için, yaşanmışlıklarımdan yola çıkarak bir açıklama getiremiyorum bu olaya.fakat insanın,başka bir insana bağlı kalması ve ona bağlı bir insanın varlığını bilmesi, güveni,sadakati,paylaşımı ve aidiyet hissini beraberinde yaşatmalı düşüncesindeyim.bunlar bence güzel duygular.

    bu aidiyet duygusunu, karşılıklı olarak yaşamak istemeyen insanların evlilik isteği,tabii ki ilerde patlayacak bir balonun habercisi olabilir.belki yaşım gereği kendimle çelişiyorum.bu zamana kadar evlenmemiş bir insan olarak.ama benim problemim sanırım kurumlarla değil,kişilerle.belki uzun zaman yurtdışında yaşadığım için türk kızlarını veya toplumu algılamakta zorlanıyorum.ama evlilik, asla abartılmış bir olay değil, uygun insan ve uygun zaman sorunu aşıldığı zaman, yaşanılması gereken bir güzellik benim düşünceme göre.
hesabın var mı? giriş yap