• henüz tarafımca keşfedilememiş olduğundan, sürüklenmekteyim.

    çünkü, anlarsınız ya, bunlar hep birer etap. insan, aşacak bi şeyler istiyor. to-do-list manyağı yaptılar bizi. hep üstünü çizecek hedefler arıyor gözüm.

    üniversiteye gir- girildi
    staj yap-yapıldı
    iş bul-bulundu
    terfi et-al babayı
    terfi et-nayn davut
    istifa et-edildi
    yeni iş bul-bulundu
    daha iyi maaşlısını bul-bulundu
    daha kurumsalını bul-bulundu
    kurumsal hayata adapte ol-olundu,sevgiler. ihihihi. cnm bnm kib bye.c u
    kurumsal hayattan siktir git; götü kurtar-kurtarıldı
    kafayı boşalt, ruhunu toparla-gayret edildi
    yeni işe gir-girildi
    3 kuruşa tamah et-edildi

    e daha napayım ben?
    daha ne istiyonuz?

    şu an tam bi memur kafası yaşıyorum. taşın üstüne taş koyasım gelmiyor. işe gidiyorum ama sürekli kafamda çırpınan bir kuş: eeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee?

    yazıyorum yazıyorum yazıyorum ama hikayede bi kırılma anı yaşanmıyor. dünyanın en heyecansız filmiyim. geçen gün kendimi, "ya keşke bi şey olsa da ev başıma filan yıkılsa" derken yakaladım. ölmek için değil; değişiklik olsun diye. işe gitmeyeyim diye. işe gitmemek için harika bi bahanem olsun diye. e o arada ölüyorum da tabii, yapacak bi şey yok.

    evlilik ne değiştirirdi bilmiyorum. bi amaç bahşeder miydi bana? bu defa da

    nişanlan-nişanlanıldı
    evlen-evlenildi
    çocuk yap-yapıldı
    bez değiştir-değiştirildi
    okul taksidi ödeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee-ödendi
    çocuğu evlendir-evlendirildi
    bayramda sitem et-edildi
    .
    .
    ---

    acilen bi amaca ihtiyacım var. bataklığa doğru gidiyorum anacım.

    sahi nedir kadının amacı? hayatta kalmak mı? özgürlük mü? basıp gitmek mi bu yobaz zihniyetin ele geçirdiği ülkeden? mutlu insanlar kaldı mı dünyada? onca doğa katliamı içinde? hayvanlar ve insanlar zevk için öldürülürken?

    naiflik ne zaman suç oldu? ne zamandır kalp kırmamak için kıçını yırtmak zayıflık emaresi, iş arkadaşını satmak akıllılık oldu?

    iyi insanlara ne oldu?

    iyiliğe ne oldu?

    pınar bana noooldu?

    cidden
  • hayat, bilgisayar oyunu gibi, doğrusal bir çizgide ilerlenip, belirli levellar aşılarak başarılı olunan bir süreç değil. insanların varlıklarını tanımlama, onu gerçekleştirme yolları farklı. sevgilisiyle ayrı evlerde yaşayıp canları istedikçe aynı çatı altında yaşayan insanlar var. yalnızlığını dert etmeyen, tek başına delirmeden yaşamanın yolunu bulabilenler var.

    varlığını sürdürmekle varolmak arasında derin bir uçurum var. başkalarının hayatıyla kafayı bozmuş insanların yitip gittiği bir uçurum. yamacında durduğumda, başımın dönmesiyle kavrıyorum varolduğumu.

    kadın ve erkek farklı canlılar olsa da, mutlu bir varoluşu arzuluyor. ben akıllı bir kadının varlığından keyif alırken, akıllı bir kadın güzel bir adamın varlığından habersiz olarak mutlu olabilir.
  • evliliği bir zafermiş gibi algılayan insanlara anlamlı gelmez bu amaç ya da amaçlar. evliliği hayatlarında amaç edinmiş kadınlar var ve ben de onları anlamıyorum, karşılıklı bir anlaşmazlık. bu yaz itibarı ile arkadaş listemdeki kadınların birçoğu evlenmiş, evlenmeyenler de evlilik teklifi almış. her gün onlarca yeni fotoğraf görüyorum facebook'ta. mutlu anları paylaşmak tabi ki güzel ama o kadar çok var ki artık sırf bize göstermek için evlendiklerini düşünüyorum. her fotoğrafta benzer şeyler var. evlilik teklifi fotoğraflarında tek taş yüzüğü yakından çekiyorlar, kırmızı güller var ve tabi ki olmazsa olmaz bir adet diz çökmüş damat adayı. siz birlikte bir yola çıkmak istiyorsunuz o adam niye o kadar eğilip bükülüyor, hoş değil. ama tabi bunlar birer zafer. sonra sözleniyorlar bu arkadaşlar. kız isteme diye bir şey var. tekrar ediyorum siz birlikte bir yola çıkıyorsunuz niye birileri birilerini istiyor, anlamsız. geçenlerde bir arkadaşım sadece isteme töreninde çekilmiş seksen üç fotoğraf eklemiş. hayır kızı ne ara istediniz. yayınlamadığı onlarca fotoğraf da vardır (ama şimdi hesaplayan adamlardan olmak istemediğimden bunun üstünde durmayacağım). bu da bir level atlama şovu olduğundan tabi ki herkes görmeli. nişanda düğünde yine katlanarak artan gösteriş merakı ve anlamsız masraflar var. mesela açık havada çekilen düğün fotoğrafları çok gereksiz. zaten iki kişisiniz yüz yirmi beş fotoğrafı neden çektiriyorsunuz. anı olacak elbette ama herhangi bir anı için yüz yirmi beş büyük bir sayı bunu kabul etmeliyiz. ayrıca çok pahalı, yorucu ve zaman alan şeyler. pratik faydası yok. ama işte herkes öyle yapıyor tabi geri kalmamak lazım.

    evlilik süreci de çok kolay bir şey değil. yine bir sürü angarya var. evliliği kutsallaştırıp gözünüzde kocaman hale getirdiğinizde de o angaryalar söz konusu oluyor. ben henüz evli olup da çok eğlenebilen bir çifte rastlamadım. akraba ziyaretleri, evle ilgili sorunları çözme çabası, çocuk yoksa şayet sürekli olarak sorulan hadsiz sorular vs. gerçekten hem evli hem de özgür insanlar tanımıyorum, tanımayı çok isterdim. birlikte okuyan, öğrenen, keşfeden, gezen, eğlenen evli insanlar daha fazla olsa farklı şeyler düşünürdüm herhalde ama yoklar.

    evlilik düşünmeyen bir kadın olarak hayattaki amacım kendi kendime yetebilmek derim ben. yeni bir şey öğrenemediğim bir günüm olsun istemiyorum mesela. güzel şarkılar öğreneyim, güzel kitaplar okuyayım, güzel muhabbetlerin içinde olayım istiyorum. hayattaki amacım kendimle ilgili yani. her gün bir adım ileride olmak. bir adamın buna eşlik edip etmemesi beni bu amaçlardan uzaklaştırmamalı. ben evliliği zafer olarak görmüyorum. bir hayatı paylaşma sorumluluğunu üstüme alacak olgunluğa gelebileceğimi de sanmıyorum açıkçası. üstelik bunu bir sözleşmeyle taçlandırma fikri yine anlamsız geliyor bana.

    bunlar hep hayata bakışla alakalı şeyler, beklentilerle alakalı. asgari düzeyde karşılanabilen beklentiler insanı mutlu eder evlilik de bunlardan biriyse şayet taraflar için mutluluk söz konusudur. ama yine de bir amaç olarak evliliği seçmek çok da mantıklı görünmüyor. evlilik atlanacak bir level olmamalı insan hayatında zira hayat bir yarış değil.
  • iyi, kaliteli bir yaşam sürmek.

    tek başıma yaşamaya başladıktan sonra farkettim ki fazla mantıklı düşünüyorum. bu mantık erkeğin kabulleneceği birşey değil. mesela örneğin birlikte olduğum adamla benim aynı evde yaşamam gerekiyor. o zaman kazandığımız paranın 4'te biri kadarlık kira bedeline sahip eve çıkmayı düşünürüm. ama dün akşam dinlediğim hikayede 15binlik bir daire tutmak, 38binlik tek taş yüzük istemek ve aldırmak, illa ki etiler'de oturmak için ısrar etmek gibi isteklerim olmadığından sorunun bende olduğunu farkettim.

    bu tarz şeyleri istemek tabi ki hakkı insanların. buna sözüm yok. ben tek başıma bunları kendime alabiliyorsam, karşı taraftan da bunu bekleyebilirim. ama önce kendim sahip olabilir miyim? evet, o zaman sorun olmaz. ben bu lüks sayılabilen şeylere erişemiyorsam neden birinden isteyeyim? bu tarz durumlarda insanlarım görmemişliğinin ortaya çıktığını düşünüyorum. hep yanlarında insan taşıdıklarını unutup, cüzdan taşıdıklarını düşündüklerini.

    iyi bir hayatı kendi kendime sağlayabiliyorsam yanımda birinin olması canımı sıkacak sonuçlar ortaya çıkartacaksa kendi hayatımda tek başıma yola devam etmeyi tercih ederim.

    ps : "kendini de amma övdün he" diye mesaj atan arkadaşlar şöyle söyleyeyim evlilik kurumunun ticari çıkarlar üzerine kurulması sebebiyle kendi keyfime göre yaşarım diyorum. ne övmesi? etrafımdaki insanların evliliklerinin gerçekliğinin cüzdan ve limitsiz kredi kartı üzerine olduğunu söylüyorum. ben kendi kendime yetiyorum zaten, kimseye ihtiyacım yok.
  • kadının hayatının amacının kocasına bakmak, yemek pişirip temizlik yapıp çamaşır bulaşık falan yıkmak olduğunu sanan beyinsizlerin oldukça şaşırdığı amaçlardır.
    kariyer yapmak olabilir mesela.
  • evlilik düşünmeyen erkekleri akla getiren kadındır. bir de kadını temizlik ve ev işi robotu sananları ortaya çıkaran kadındır.
  • allah kainatı insan, insanı da kendini tanıması için yaratmıştır. hayatın amacı ancak allah'ı tanıma veya en azından o yolda gayret olmalıdır. çünkü insanın varoluşunun gayesi odur.

    kadın olsun, erkek olsun, bir insanın amacı evlilik, kariyer, şu bu olamaz...yaratılış amacı doğrultusunda hareket etmeyen her canlı mutlaka bunun cezasını acı acı çeker. bu yönde hareket etmenin mükafatı ise büyük olur. dünyada huzur, ahirette saadet...

    bir av köpeğini su dolabına bağlayıp akşama kadar çalıştırırsanız, köpek hem yorgun hem mutsuzdur. ama aynı köpeği akşama kadar av peşinde koşturursanız, köpek yorgun ama mutludur.

    işte mutluluk ve huzurun sırrı budur. fıtratın doğrultusunda yaşa!
  • evlenmek amaç değil doğru eşi bulduğunda beraber daha fazla zaman geçirebilmek adına adım atılan bir araçtır en fazla.başka amaç mı kalmadı koca hayatta yahu.
  • hayattaki tek amacı evlenmek olanlara tuhaf gelir. herkes evlenmeye gelmedi bu dünyaya dostlar, farklı hayalleri vardır, maddelere sığamayacak kadar çoktur. sorgulamak yerine saygı duyabilirsiniz mesela.
hesabın var mı? giriş yap