• thor isimli bir uyku tulumu var. -18 extreme dereceli ve -8 comfort dereceli bir model. ama 1000 gr olması ile gözlerimden kalpler çıkarttı.

    lakin hiçbir yerde bu markaya ait bir yorum bulamamak miss gibi fiyatlı bi ürünü belki de kaçırmama neden olacak.

    gönül ister ki göz kapalı north face'e lank diye basıp parayı alayım azcık fakirim ben (kalp)

    bileni edeni varsa keşke azıcık yorum yapsa...
  • şimdiye kadar bir adet çadırını ve bir adet sırt çantasını kullandığım outdoor markası . düşük fiyat - orta kalite stratejisiyle hareket eden markanın fiyat-performans olarak başarılı olduklarını söyleyebilirim .
  • yerli olduğu için tercih ettiğim bir tırmanış, yürüyüş, kamp gereçleri markası, ama sahibi kimdir, üretiminin ne kadarı türkiye'de yapılıyor konularında sağlıklı bilgiye ulaşmakta zorluk çekiyorum.
    internet sitesi: http://www.evolitegear.com/
  • perlon ve outdoor kemerleri beklentinin üzerinde kaliteli olan ve bunları rakip markaların neredeyse yarı fiyatına satan marka.
  • bir outdoor markası.
  • teleskopik ve antişoklu batonlarını kullandığım uygun fiyatlı ve kaliteli outdoor ürünler üreten bir marka. performans/fiyat markası diyebiliriz.

    ürünün kalitesini yaptığım birkaç faaliyette deneyerek gördüm. kelepçesi de olsa iyi olurdu vakit kazandırırdı ama döndür döndür ayarlanıyor çok dert değil.
  • performansı düşük ürünleri ile can sıkan markadır.

    -20 dereceye dayanıklı, su ve rüzgar geçirmez olduğu iddia edilen bir eldiven modelini motorsiklette 5 derecenin altındaki sıcaklıklarda pek randımanlı kullanamıyorum.

    rüzgar geçirmez pantolonu da benzer şekilde 50 km/h sonrası hayvan gibi rüzgar geçiriyor, tek kullanamıyorum.
  • hammer jack vader ile evolite flexion karşılaştırması yapabilecek olan biri var mı?
  • excamp pro çadır 4 mevsim ve 3 kişilik çadırını aldım. normalde önce evde kurup denemem gerekir, lakin cesaret edemedim. youtube'dan videolarına baktım, ama yine cesaret edemedim.

    çünkü decathlon'da 3 kişilik çadırlara bakınca ne büyük bir hata ettiğimi anladım.

    sonra cumartesi gecesi arkadaşla longoza gittik, meteor yağmurunu izlemek için. alan kumluktu ve ben yine cesaret edemedim açmaya. o arkadaşın çadır tecrübesi vardı, ama benim çadır harbiden büyüktü yav, videolarda da büyük görünüyor, 3 kişilik çadırların hepsi büyük işte. allah allah yaa. açmayalım dedim.

    ama bugün sabah rüyamda karar vermiş olmalıyım ki, öyle bir sertlikle uyandım. bugün bu iş hallolacaktı. bir de salakça bir karar verdim, aklımda kaldığı ve mantık yürüttüğüm kadarıyla hiçbir şeye bakmadan kuracaktım. hatam olursa da sonradan bakıp çözer ve iyicene öğrenirim diye düşündüydüm. yine de alışkanlıkla (senelik izindeyim de) 06.00'da uyandım. kahvaltımı yaptım, amma saat 15.00'a kadar elimi süremedim. ya toparlayamazsam korkusu içimden bir türlü gitmiyordu. yine de korkunun ecele faydası yok, toparlayamazsam da başka bir ev kiralar, bunu olduğu gibi bırakırım dedim kendime. dev gibi çadır gözümü korkutamayacaktı. bu çadırı tasarlayan, diken, kullanıma sunan ve satan bir insandı ya hu, benden üstün degildi ya. tam 15.00'da çıkardım poşetten çadırımı.

    ve 15.20'de oyalandigim halde hem de, tamamen kurmuştum bile. kedimle beraber girdik içine, uzandık. bir iki video çektim, zaferimi ara ara açar izlerim diye düşündüm. eğer salon değil de dağ bayır olsaydi, işte yeri tespit ettikten sonra alanı temizle, çadırı kur, sabitle derken en fazla yarım saat sürer kurması. hiç bilmeyen biri bile gayet kurabiliyormuş valla.

    internette bu çadırla ilgili çok güzel yorumlar okudum; özellikle karda ve yağmurda tam performans sergilediğini söylemiş insanlar. kurulumuna da basit demişler, ama ben bir kez daha söyleyeyim, babbasit!

    yalnız cidden daha küçük bir tane daha almalı. bence 3 değil 4 kişilik bu. karar verdim eğer doğada güzel bir performans sergilerse bir de bunun 2 kişiliğini alacagim. ondan sonra değmeyin keyfime.

    bir de ne yapıp edip bir araba almaya karar verdim, her hafta sonu bir yerde kamp atmaya çıkacağım. belki dağcılık federasyonundan lisans da alırsam lisanslı dağcı/kampçı olurum. bilmiyorum, bilemiyorum. içime bir şey kaçtı sanki, onu da yaparım, bunu da yaparım gibi geliyor.
  • ayaklı ızgara ürününde kullanılan boyanın gıdaya doğrudan temas için uygun olup olmadığını sorduğum mailime cevap verme zahmetine bile girmeyen marka.

    edit: ilk denememde üstündeki boyalar yandı, gıdaya geçti. ayrıca deforme oldu.
hesabın var mı? giriş yap