• evrenin olası sonu hakkında ortaya atılmış bir teori. bu teori, evren ve yıldızların işleyişlerindeki benzerlikten yola çıkılarak oluşturulmuştur.

    fiziksel olarak incelendiğinde süpernovalar ile evrenin genişlemesi tam olarak aynı sebepler itibariyle gerçekleşmese de söz konusu olayların meydana geliş biçimleri hemen hemen aynıdır.
    öncelikle iki olayda da merkezde toplanmış devasa bir kütle çekim kuvveti (bkz: gluon) mevcuttur. ancak bu kuvveti dengeleyen diğer kuvvet; evrende ve yıldızlarda farklılık gösterir.

    evrenin merkezinde olduğunu kabul edilen, veya daha doğru bir ifadeyle, evrenin çıkış noktası olarak addedebileceğimiz big bang‘in meydana geldiği yerde çok güçlü bir kütle çekimi mevcuttur. yıldızlarda ise bu kütle çekimi, çekirdekte üretilen yüksek sayıda protonlu elementler tarafından oluşturulur. (bkz: demir) ayrıca evren ve yıldızlardaki kütle çekim kuvvetlerini dengeleyen kuvvetler de birbirlerinden farklıdır.

    öncelikle evren şu aşamada kendi kütle çekimini aşan bir genişleme olgusuyla karşı karşıyadır. (bkz: edwin hubble) söz konusu genişleme, kütle çekimin dengelenmediğini gösterir. evren’in genişlemesini sağlayan bu kuvvet, doğası hakkında pek fazla bilgiye sahip olmadığımız dark energy tarafından oluşturulmaktadır.
    ayrıca evren’in genişleme hızı, artan bir ivmeye sahip olduğu için, bu genişlemeyi big bang sonucu boşluğu savrulan maddelerin momentumlarının korunumu olarak düşünemeyiz. (bkz: momentumun korunumu) zaten “kara enerji” ifadesinin çıkış noktası da burasıdır.

    işte tam da bu noktada inanılmaz bir benzerlik vardır: yıldızlar da sürekli genişlemekte ve çekirdeklerini yoğunlaştırmaktadırlar. hatta öyle ki, bu genişleme hızı, yıldız’ın ömrünün son dönemlerinde, artan bir ivmeye sahiptir. yıldız sahip olduğu, artık az sayıda kalan tüm hidrojeni helyuma dönüştürürken aceleci davranır. söz konusu nükleer enerji tükendiğinde kütle çekim kuvveti baskın gelir ve yıldız kendi içine çöker, en genel ifadeyle süpernovalar bu şekilde oluşur.

    bundandır ki evrenin tamamen karanlığa gömülecek olması düşüncesi (bkz: büyük donma) bazen gerçekten de kulağa basit gelmekte, hatta gülünç kaçmaktadır. belki gerçekten de ani ve şiddetli bir kuvvetle evren, noktasal bir boyutta tekrar toplanacak (bkz: big crunch) ve tekrar patlayacak. sevdiğimiz ve nefret ettiğimiz her şeyi oluşturan atomlar tekrar boşluğa savrulacak! belki bir başkasının nefretine ve sevgisine dönüşecek milyarlarca yıl sonra. kim bilir, belki de tıpkı daha önceden milyonlarca kez olduğu gibi...
    (bkz: bengi dönüş)
  • bu teori bir ara oldukça meşhurdu ancak şu sıralar soğuk evren lehine terk edilmiş durumda.
  • bunun bir benzerini roger penrose dile getirmişti.

    ona göre evren o kadar genişleyecek ve o kadar seyrelecek ki, sonunda "hiçlik" ile "sonsuzluk" aynı anlama gelecek. buradan da yeni bir big bang doğacak.

    penrose bu dönemlere "eon" diyor ve bugüne kadar sonsuz eon yaşandığını iddia ediyor.

    hatta bununla ilgili bir kanıt öne sürmüştü ama şimdi hatırlayamadım, hatırlayınca editlerim (bok editlerim evrenin sırrını öğrenmeden öleceksin nıhahah).
  • 40 yıllık evren'im, ben bile böyle genişleme görmedim.
  • olması halinde ne olacağı merak konusu olan durum.

    yani eğer evren basit harmonik hareket yapıyorsa, tekrar bir big bang daha olacak demektir. bu durumda olasılıkların kaynağı olan evren tamamen aynı şartlarda bir kez daha patlayacağına göre bizlerin on milyarlarca yıl sonra şu and yaptıklarımızı tekrar yapma olasılığı ortaya çıkar. eğer bir şekilde evrendeki canlılar evrenin doğasına müdahale edebilirse bu durumda bu olasılık devre dışı kalabilir.

    bekleyip görelim *
hesabın var mı? giriş yap