• plaza insanlarının bug'ını bulmuş.

    (bkz: baby boomer)
    (bkz: x kuşağı)

    falan gibi modası 10 sene önce geçmiş olan terimleri bizim cahil keko beyaz yakalılara çok önemli bir iş yapıyormuş gibi anlatınca "strong bir presence'ı olan legendary generation" boynunda fular oluştuğunu hissediyor her halde. bu kadar da boş teneke bir toplumuz. yöneticilerimiz böyle tiplere prim, para, değer verdikçe, daha da bizden bir halt olmaz.

    kadın ingilizce öğretmenliği mezunu lan?! insan kaynakları yüksek lisansı yapınca guru olmuş... yerseniz... kişisel gelişim kitabı okuyup şirket yönetmeye çalışan kafalara hitap ediyor işte.
  • evrim ve kuran temalı sözlük tartışması umarken içinden yaşam koçu çıkan isim

    (bkz: bin ses buldum isminde bin renk buldum yüzünde)
  • migros'ta kasanın yanında duran kişisel gelişim kitaplarının kanlı canlı hali
  • kesinlikle öğretimli, diplomalı ama konuştuğu konular, iddialı olduğu konular hakkında eğitimsiz bir kişi.

    şimdi kendisi müthiş bir özgüvenle sosyoloji, psikoloji gibi bilim dallarında çok yetkinmişcesine konuşuyor da işin doğrusu bunları konuşacak, doğru düzgün tahlil yapabilecek bir gerçek bir eğitimi yok. hacette ingiliz dili ve edebiyatı üstüne mba yapmış sonra da kapitalist sistemde yaratılmış suni bir dal olarak insan kaynakları gibi bir şeyler. yüksek ihtimal ile coaching eğitimleri de almıştır ki icf sertifikalı bir coach olarak söyleyeyim ki o coaching filan gibi işler boş ve gereksiz işler.

    şu youtube'daki bir başka adını yeni öğrendiğim kişi olan ilker canikligil ile olan röportajını dinleyeyim dedim ama bitiremedim. içeriği ne kadar sığ ama özgüven yüklü, "bana bakın, beni takdir edin" imaları röportajlar bunlar böyle? soruları soran ayrı bir olay, cevap veren evrim kuran desen başka bir tip. evet, kariyerini çizdiği alanla ilgili kitap okumuş, makale okumuş, bir şeyleri, bazı kavramları bazı isimleri öğrenmiş de asıl kendine isim yaratmakla uğraşmış, kendi kitabını yazmak istemiş, onu önemsemiş. hele araştırmalar filan diye kendi web sitesinde yazmış da, içim çekildi resmen sosyolojik hangi araştırma metodunu kullanmış, çalışmasının bilimselliği hangi eksendedir yoksa ik balonunun kutsal şatosu peryön 'in saçma metotları mu?

    ama eğitimsiz değil, diplomasız hiç değil. aksine! yeni ingilizce video çeken fahrettin beyden daha iyi ingilizce konuşabilir ki muhtelemen orijinalinden keats şiirleri, shakespeare'in sonelerini okuyabiliyordur ve pek de seviyordur. ama iş sosyolojik+psikolojik tahlile gelirse işte orada duralım, bebeğim.

    https://www.evrimkuran.com/hakkinda/
  • flu tv ile kendisinden haberdar oldum. sonrasinda farkli roportajlarini da izledim. keyifli ve akici anlatiyor ama temelde son derece bos beles bir is yaptigini dusunuyorum.
    bu kadar bos beles isler yaparak itibar elde edip bir de bunu koca koca sirketlere kaktirabilerek hayatini idame ettirebilen insanlara gercekten cok imreniyorum.
  • basima bir is gelmeyecekse dosemeye basliyorum.

    gunumuzde herkes bir alan kapatarak yolunu bulma pesinde. bu abla da bu yontemle jenerasyonlar konusunu kapmis. hemen bir arastirma, kitap, tez vs tamamlayip flu tv, nilay ornek, okan bayulgen ve caner ozyurtlu 4lusunu gezerek promosyon yapiyor. sonuc olarak, ustte baska bir yazarin dedigi gibi, akabinde gelen popularite ile anca ortalama bir plaza calisanini mest edecek vasat sunumlar, cahil etkileme, hizlica elde edilen populariteyi nakite donusturme cabasiyla suursuzca bir pazarlama ortaya cikiyor. sirket konusmaciligi ve vasat kitaplarin satisindan elde edilen gelire bir kac siyasi partiden danismanlik da ekleyebilirse bu abla misyonunu tamamlar zaten, ki misyonu da bu gozukuyor.

    yalin alpay da benzer bir yol izliyor; o da post-modernizm ve post-truth konularini kapmis mesela. turkiye'de post-truth politics gibi konular gundeme geldiginde yalin alpay yetkili temsilci olarak oraya isinlanir. adam kendini bunun uzerinden cok guzel pazarladi. fakat ikisi arasinda su fark var; yalin alpay en azindan bunlarin altini dolduracak bilgiye sahip ve bu anlasiliyor. evrim kuran'da bu yok maalesef.

    ezcumle, her hiyarim var diyene tuzlugunuzu alip kosmayin. para bastirilip alinmis alakasiz sertifikalarla uzmanlik satan ve ahkam kesen insanlarin da bi egitim gecmislerini arastirin ki gercekten o konularda yuksek lisans ve doktora yapanlara saygisizlik olmasin.
  • çok iyi okullarda okuduğunu kendine söyleyen, ingilizce öğretmeni. inanilmaz itici, kendiyle çelişen ve kompleksli biri. bunlar kendi içinde iyiler, holdingler ve bunun gibi tipler.
  • bazı insanlar o kadar hırslıdır ki; hırslı olmamakla ilgili size çok başarılı dersler/konferanslar verebilirler.
    hayatla ilgili okuyup/izleyip öğrendiklerini düşündükleri çok şey vardır ve sonuç olarak hayatı nasıl yaşamaları gerektiğini kontrol etmedikleri bir anları olmaz.

    hep bir hesap içinde ilişkiler matematiği yürütürler.
  • bildiklerini bildiğimiz birisi. donanımlı birisi değil. eğer çok cümle kuracaksanız, o cümlelerin kalitesini iyi ayarlayabilmeniz gerekir. daha çok araştırmalı.
  • ilker canikligil ile olan röportajinda baby boomers'i bildigin bebek bombardimani* diye türkçe'ye ceviren zehir gibi bir kusak arastirmacisi.

    konusma icine altini doldurmadan; idea, ideoloji, "icinde bir kac dik açi olan..."* gibi baglamindan tamamen kopuk kelimeleri/cümleleri serpistirerek gabor mate gibi kendini jargonunu yaratmaya calisiyor da; o akademik cv ile sanki biraz zor canisi...

    arkadasin önce belgesel ve videolara ara verip biraz daha kitap-makale okumasi, ondan sonra da kendini zorlayip akademik calisma yayinlamasi lazim...

    ha bu arada baby boomers kavraminin etimolojik kökeni icin; boom.
hesabın var mı? giriş yap