• filmlerde seviştiği michelle williams, scarlett johansson, naomi watts, nicole kidman, olivia williams, eva green, mélanie laurent yetmedi üstüne christian bale* ve jim carrey'i* de götürdü bu herif. hale bak obi-wan diye aldık seks makinesi çıktı. ne kadın ne de erkek sevişmediği kimse kalmadı hollywood'da artık dönüp dolaşıp aynı kişilerle sevişiyor. ezkaza james bond'u oynasa dünyanın yarısıyla sevişecek it.
  • --- spoiler ---
    obi-wan: you were the chosen one! it was said that you would destroy the sith, not join them. you were to bring balance to the force, not leave it in darkness.
    anakin skywalker: i hate you.
    obi-wan: you were my brother, anakin. i loved you.
    --- spoiler ---

    star wars un revenge of the sith bölümdeki bu performansıyla yaptığı duygu bombardımanı sağyesinde 10 gün boyunca "you were the chosen one! anakin i loved you.." diyerek gezinmeme sebep olmuş müthiş oyuncu, iskoç ve herşey..
  • mustafa kemal atatürk'ü oynaması gereken tek kişi. hık diye düşüp, cuk diye oturabilecek bir görüntü çizebilir kendisi.
  • long way round ve long way down ile karakteri konusunda birçok ipucu vermiş olan aktör.

    gerçek bir yıldızla, bir yıldızın parıltısını yaşayanlar arasındaki farkı göstermiştir. belgesellerde gördüğümüz kadarıyla, ewan, gayet sıradan bir evde yaşamaktadır, gayet sıradan bir kadınla evlidir ve aradığı şey, bir ferrari ya da porche değil, onu dünyanın etrafında döndürecek bir motosiklettir. sıradan dediğime de bakmayın. olması gerekendir. abartı olmayandır. bir malikane yerine, bir londra evinde yaşamakta, yemeğini ihtiyacı olduğunda kendisi yapmakta (long way down'daki ayağını kırık olduğu ve karısının kayak yapmaya gittiği günler) ve sokakta karşılaşabileceğiniz bir londra kadınıyla evlidir. kocaman göğüsleri olan bir mankenle değil. bir toplulukla çalışırken, ben ewan mcgragor'um diye bağırmaz. sadece ekibin bir parçasıdır. pek de sesini çıkarmayan bir parçası. annesini ziyarete gider, arkadaşı için üzülür. senin benim gibi bir adamdır.

    bu kadar hayatın içinde, bu adar gerçek bir adam; tabii ki iyi bir aktördür. oyunculuğunda ise star wars serisi, bir teferruattır kanımca.

    büdüt: karısı fransızmış... teşekkürler sambalici.
  • bu abide kanimca inanilmaz derecede peter parker'lik tip var ama, i$ i$ten gecti tabi artik...
  • tanrının başyapıtlarından birisi. o dişler de nazar değmesin diye kusur olarak eklenmiş. ha bizim için sorun yok, her haliyle beğeniyoruz. her role uyar kendisi. puşt olur*, saf olur*, eroinman olur*, rahip olur*, tutkulu aşık olur*, kahraman olur, loser olur, şarkı söyler, dans eder... yetmez diyerek allahtan belamızı talep etmemeliyiz bence. (bkz: yirim yirim.)
  • izlenilen hiçbir filmiyle hayal kırıklığı yaratmayan, dünyanın en muhteşem sırıtışına sahip kızıl-sarışın-çilli yakışıklı.*
  • sinema dunyasindaki en hizli yukseli$lerden birini ya$ayan, bir kere isterse hic du$unmeden (anal?) verebilecegim tek insan. iskocya'nin sean connery'den sonra yeti$tirdigi en buyuk aktor. (bkz: trainspotting), (bkz: the phantom menace), (bkz: velvet goldmine)
  • piccadilly'de burun buruna gelinebilcek en guzel varlik.. elinde take away paketiyle oyle, gayet yurdun insani modunda karsiniza cikacak.. ve takip edilecek pek tabii... ne kadar narin olduguna sasilacak yanyana gelindiginde.. tiyatronun arka kapisinda kendisini karsilayan zenciden izin istenecek belki sonra, sanki esi ya da annesi(!) ya, zencinin mumkun degil triplerine bizzat kendisi mudahele edecek.. "pek tabi tanisabiliriz, imzami da verebilirim, all the best bile yazarim senin icin" diyecek.. evet ruya gibi gelse de kulaga bunlar bir bir olacak... oldu yani.. dun aksam..

    [kendisine bir tesekkur olabilir mi bilinmez ama oyun* bittiginde avuc icleri en kizaran kisiydim ben!]
  • bir kadın dergisinde, alnının açık olmasıyla ilgili bir soruya, "olsun penisim çok büyük, onla kapatıyorum alnımın falsosunu" şeklinde karşılık vermiş. tabi bu sözlerini röportaja başlık yapmışlar. espirili bir adam, diyor ki ya tam tersini yazsalardı.
hesabın var mı? giriş yap